“Susunuz, rica ederim, susunuz! Çok büyük bir tehlike içindeyiml,, diye mırıldanmışt! İhtiyar kapıcı o kadar şaşkın bir halde Vdi ki; ne —yapacağı, — ne söyliyeceği Yanki zihninden silinivermişti. — Madmazel... — Söz yok Lüiçi baba... Yalnız; orta- lık aydınlandıktan sonra, beni uyandıra, caksın. Ve ben uyanıncıya kadar da bu kimseyi koymayacaksın. Haydi bakalım, gecen hayırlı olsun. Civanna, sedire uzanmış, gözlerini kapamıştı. Fakat, hakikaten yorgun ol- masına rağmen, uyumamıştı. Maksadı, tyku bahanesile Lüiçi babayı sustur - maktı. Lüiçi baba, kucağında büyüyen bu genç kızın, o sefil yerde uzanıp yatma- sından son derece müteessirdi. Fakat onu gücendirmemek için süküt etmişti. O orada yatarken, kendisi de yata- ğina girip yatmayı — hürmetsizlik te - İâkki ettiği için geceyi bir sandaiyâ Üzerinde pineklemekle geçirdi. * Vespazyö köşkünün sahibi, (Vespaz- yö Kuluna) nın zevcesi, Ciyolya Gon- Bağa uyanmmıştı. Fakat yatağından he- Hüz çıkmamıştı. Bütün İtalyan şairlerinin kalblerini titreten ve onlara, yüzlerce şiirler söy- leten bu emsalsiz derecede güzel kadın karşısındaki küçük masanın — başında pluran ve büyük bir iştiha ile kahve- altı eden kocasile konuşuyordu. Kapı açıldığı zaman ikişinin gözle- ri de kapıya çevrilmişti. — Kısa birer te... Fransa kralının, ve Fransız mil- letinin hayatını kurtaran bir hiristiyan dininin düşmanı olamaz.. E- ğer Şövalye Cem, ve onun mensub ol- duğu Türk milleti olmasaydı; ken) in orduları bir silindir gibi Fran- sanın üstünden geçecek, koca Fransa, kralile, milleti ile beraber yere geçe- cek, eriyip gidecekti. — Aslil ruhlu bir hiristiyanın, din düşmanı bir Türke kaçması.. bilmem ki Madmazel Civanna, böyle bir fikri kafasına nasıl sığdırabiliyor?. Diye mırıldandı. Civanna derhal atıldı: — Niçin böyle söylüyorsunuz, eniş- adam, (Şarl - Civolya, hemşiresi Civannaya hak verdi. —Evet, Civanna.. Çok doğru söylü- yorsun ve çok İnsanca düşünüyorsun, Şö lül ve muztarib ruhuna biraz ve hayat vermek senin için bir vazife- dir. Fakat oraya nasıl gideceksin?.. yenin yanına gitmek.. Onun me- neş'e O zaman Civanna, Antuvaniın plânı- nt izah «etmişti. Bu plân mucibince, (Poyraz Ali) ye hitaben bir mektub yazılarak, (Tulon)a gönderilecek.. ora- dan bir gemi istenilecek, bu gemiye binilerek gidilecekti. Civannanın eniştesi; buma itiraz etti: — Çok tehlikeli iş... Türkler, kışla - mak için Tulon limanma kapandı ka- panalı, meydan İspanyol korsanlarına | bulursun, demişti. kaldı. Hergün liman açıklarında bir SON POSTA Türk, Rumen ve Mısır atletleri karşılaşıyor Müsabakalara temmuzun ilk haftasında şehrimi* | başlanmış olacaktır. Milli atletizm takımımızın 8€f meleri de önümüzdeki pazara yapılıyor Yazan: A, R. Civanna odaya girer girmez derhal parmağını dudaklarının üzerine koymuş! |kaç İspanyol korsan gemisi görünüyor. Bunlar, bir Türk gemisine tesadüf e- derlerse, intikam almak için mutlaka ! hücum ederler. Ben senin böyle bir| * gemi ile gitmene kat'iyen razı değilim. Vespazyö Kulunanın — bu sözlerini işiten Civolya da derhal kocasının fik- İrine iştirak etti: — Hayır Civanna.. Ben de seni böyle bir gemi ile gönderemem, dedi. — Şu halde?.. — Düşünmeliyiz. — Fakat bu düşünce, uzun sürme - meli. Şayet, rahib Löyola benim firar ettiğimi haber alırsa, muhakkak şid - detle takip edecektir. Onun için, bir an evvel bu mesele, halledilmeli. Maama- fih, bu meselede en sağlam rey vere - |cek, Antuvandır. Eniştesi sordu: — Antuvan dediğin bu adam nerede? — Ah, Madonna.. o adam öyle esra- tengiz, öyle garip, öyle harikulâde bir mahlük ki... Şu anda, bizden çok uzak olmadığına tamamile emin olabilirsi- niz, — Acaip. — Belki de, şu anda köşkün bahçe- sindedir. — Köşkün bahçesinde mi?.. Nereden girebilir?.. — Kimbilir?.. Çünkü bana kendisi öyle söylemişti. Yarın, beni bahçede Şehrimizae yapılan Balkan atletiem müsabakalarından bir görünüş Atletizm Federasyonu önümüzdeki |ilk defa yapılmaktadır. v haftadan itibaren çok canlı ve zengin| — Atletizm Federasyonu M' bir programın tatbikine başlıyor. Türk | yapılacak atletizm karşılaşmalari b jatletizmi için büyük faydalar temin e -|de yeniden muhabereye |decek olan bu programın başında mem-|Temmuzun ilk haftasında leketin en güzide atletleri arasında ya-|millf takımının memleketimize İ pılacak seçmeler gelmektedir. — «Gül|mesinin teminine çalışılmaktadır. kupası» adı verilen bu müsabakalar 19 |pılan müracaatın müsbet netice Ty Haziran Pazar günü Taksimde yapıla- | mesi muhakkak sayılmaktadır. AYf caktır. Müsabakalara Ankara, — İzmir|rihte Mısır Atletleri de İs MM ve Kastamonudan gelecek atletler iş -|miş olacaklarından bu tirak edecektir. 26 Haziranda da 42 kl- |Türk, Mısır ve Rumen atletleri Üg: (Arkam var) çığlıktan sonra, yerlerinden fırlamış- lar; — Civanmna!l. Civannat.. B ea Günün Bulmacası Civanna, derhal parmağını dudakla- Yının üzerine kapamış; Susunuz! Rica ederim, susunuz. Çok büyük bir tehlike içindeyim. Bu tehlikeye sizin de iştirak etmenizi is - temoem. Diye mırıldanmıştı. Oda kapısını kapadıktan sonra, kız- kardeşi, Ciw tağının üstüne kapanmış, hüngür hüngür ağlamaya başlamıştı. Civolya ile kocası o kadar şaşırmış- lardı ki; bir müddet ona bir şey sora- maamışlardı. Nihayet Civolya dayana - mamıştı. Ellerile Civannanın saçlarını Bir doktorun günlük notlarından Zekâ ve hafız. Bozukluğu Zekâ ve hafıza bozuklukları ekseriyet- Je dımağda bu merkezleri idare eden ve besliyen damarların müzmin Utihabın- dan, tasallübünden ve kapanmasından fleri gelir. Bu sebebledir ki ekseriyetle ih- tiyarlarda bu damar bozukluklarının ne- ticesi olarak bafıza bozukluğu, zekâ azal- mhsi çok görülür. Bu dimağ şiryanlarının bozokluğu bazı dımağ aksamında yumuşama veyahud erimeyi intae eder, Bu gibiler ufak tefek sebeblerden gözleri yaş dolar ve ağlarlar, om_v;n_ık: ü Maamafih başlıca hafıza durgunluğu — Civanna.. Söyle yavrum, ne olu- felci umum! denilen frengiden mütevel- yorsun.. Ne gibi bir tehlike sana bu| 1 — Görünüşü çirkin fakat yenilmesi tat- |Ü Nd ağır bir hastalıkta görülür. Hafıza h bir cins balık. durgunlukları ve bühassa — ismihasların 2 — Rüzgürlı soğuk - cemi edatı. unutulması basit nevrastenllerde ve be- yin yorgunluklarında da çok görülür. Cevab isteyen — okuyucularımızın — posta pulu yoliamalarını rlca ederiz. Aksi tak. dirde İstekleri mukabelesiz kalabilir. kadar heyecan veriyor, Artık burada- gın. Bizim yanımızdasın, burada, hiç bir tehlike seni takib edemez, Söyle. Bizi, meraktan kurtar. Diye, miırıldanmıştı. Civanna, ağır ağır başını kaldırmış- tL Hıçkıra hıçkıra söylemye başlamış- Ü. Nöbetci eczaneler Bu lardır; Üstü. 8 — Arının yaptığı - bir nota, 9 — Deliller - kabül etmemek. 10 — Nebatatta bir tabir - ilâve etme, Yukarıdan aşağıya: 1 — Et satan - Beyhude. 2 — Yürümiye yarıyan insan uzvu- me- — Oh, Civolya.. Bu tehlike 0 kadar büyük ki., Ona, siz de mukavemet ede- mezsiniz. — Anlat.. Başından anlat.. Nereden gece nöbetel olan eczaneler yun - geliyorsun. Buraya, ne zaman geldin. di lıııııı—ı ib dekiler: Seni bu kadar korkutan tehlike ne-| 3 — Doğru söylemek. Aksarayda: (Sarım), Alemdarda: (Sır- dir?. 4 — Tekdir. rı Asım), Beyandda: (Belki), Samatya- 5 — Tamamla. da; (Rıdvan), Eminönünde: (Bensason), Civannanın hıçkırıkları bir müddet daha devam etti. Ondan sonra biraz kendini toplryarak, ağır ağır söze gizişti... Şövalye ile ilk aşkının başla - dığı günden itibaren geçirdiği macera- YA rahib Löyolanın oynadığı oyunları, Şeri şatosunda geçen son macerayı ta- mamile anlattı. Bütün bunları en derin heyecan için- de naklettikten sonra; — Bu entrikacı rahibi mümkün de- *il benim peşimi bırakmıyacak. Beni kirli bir paçavraya çevirdikten sonra, kaldırıp bir köşeye atacak. Hayır, ha - yazl. Ben bunu istemiyorum. Ben, be- nim aşkım yüzünden hayatının bütün nüuru sönen o zavallı Türk şövalyesine gitmek.. Hayatımı onun saf aşkına rabt etmek istiyorum. ; Diye bağırdı. Müteassıp bir hıristiyan olan (Ves - pasyö Kuluna) kaşlarını çatarak bir haç çıkardı: Eyübde: (Hikmet Atlamaz), Feneri (Emilyadi), Şehremininde: ( Hamdi ), Şehzadebaşında: (İ. HaliD, Karagüm - rükte: (AriD, Küçükpazarda: — (Hulüsi), Bakırköyünde: (İstepan). Beyoğlu cihetindekiler: İstiklâl caddesinde: (Dellasuda), Ca- Yatada: ( Hüseyin Hüsnü ), Taksimde: (Limonelyan), Pangaltıda: (Nargilecl - yan), Beşiktaşta: (Nall Halid). C—Amlır-'uııııyıvıı-nln. ? — Mef'ulünfih edatı-vilüâyet, B — Uzak-tedvir etma. TİYATROSU 16 Hazirandan itibaren İstanbulda yazlık tem- sillerine başlıyor Kİi İRJA| YlAalR| lometre üzerinde Türkiye Maraton ko-|da çok daha cazib bir şekil almiş şusu yapılacaktır. Bu koşu, Türkiyede |caktır. Sporumuza program | Dünyanın ! yurdund | yaparken imkânlarıda | 3 milyon futbolcu unutmamalıyız! çalışıyor  Ötedenberi şikâyet eder duraruz: Bir Pransız spor gazetesi Tesmi rakâlİy Bir aporu, onun icab ettirdiği programa |ra istinad eden enteresan bir uuw" uydurarak yapamıyoruz. mıştır. Ba istatistik 5 »ei Sonbaharın en tatlı günleri başı boş ba-İcişde dünya kupası için karşılaşmağık reketlerle geçer, kışa girerken futbol faali - İnyan 11 millet içinde futbolle meşzüll v mlî;n Tesmi mwl-mhmııdm- eden | F* Oruncuların ve Küblerin adedini » ustos sıcaklarına levam n termesi Itibarlle dikkate şayandır. B bu maçlarda kan ter içinde koşup atlayan- | , yıla DD l mmıem"ıymuınnd'- tabi klüp mevcudu rükoru da bu memifiği te bulunmaktadır. Bunlara göre en #f — ların haline kimse acımaz, bolcusu olan memleket te Norveçtir. Bugün şild maçlarını, husüst oyunlar ta- kib edecek, derken festival maçları çocuk- ların ensesinde bitmiş olacaküir. Durup dinlenmeden futbol oynuyoruz. da Oyuncu BT ne oluyor? Fatboldaki kuüdretimizi — ölçecek TİLİ beynelmilel! temaslardan mümkün — oldukça| Almanyada 750.000 109 uzak kalıyoruz. Belçikada 120.000 1 Balkanlar arasında yapılan turnutaya iş- | — Brezilyada 200.000 5000 tirak etmiyoruz. Fransada devam eden dün- Fransada 300.000 .' ya kupası maçlarile bütün alâkamız, oyun- dd 130.000 1500 ların gazete sütunlarına geçen havadisle -| — Holânda z 5 rinden ibarettir. Macaristanda 80.000 .' Dört el ile büyük bir sevgili gibi sarıldı -| — İtalyada 10.000 ç00 Bimiz bugünkü futbol için 1924 den kuvret-| — Norveçte 47.000 ge j N bir haldeyiz diyebilecek bir tek kişi var Imıdır?.. Her tarafta gördüğü büyük alâkaya| — Romanyada “'x 20 | rağmen sevgili fatbolümüz memleket dışın-| — Çekoslovakyada — 108 3000 da bizl sevindirecek zaferleri kazanmaktan 160000 çok uzaktır. İstanbul denizcilik afanlığı bu mevsim 1- çin çok zengin bir program — hazırladı. Bir mevsimin bütün hareketlerini bir takvim ha linde gösteren bir programı İlk defa ele al- miş bulunuyoruz. Eh demiştik. Her sene gelişi güzel akın- tıya kürek çeken, Moda deniz hamamların- da rastgelerkulaç atan, Kalamış, Moda a - rasında pupa yelken giden — sporcularımız, önlerine konan parlak ve zengin bir progra- ma ayak uydurarak güzel bir mevsim ya - şayacaklardır. İki ay evvel elimizo tutuşturulan progğra- ma şöyle bir göz attık. 6 Haziranda Beşiktaş havuzunda yapıla » cak olan yüzme müsabakalarile, geçen pa - ! zar günü yapılması icab eden Yenikapıda - Ki birinci kürek teşvik müsabakaları suya düştü. Beşiklaşdaki hayuzun atlama tramplen « deri de yapılmamış, tarihi iki ay evvel tes - bit edilen müsabaka mahalli ne zaman tan- zim edilir, bilmiyorum. Marmara kıyısında kürek yarışları için en müsatd bir yer olan Yenikapı sahilleri - nin suyu çekilmiş olacak Xi kürek yarışları da yapılamadı. Program yapılır, saha bulunmaz, bulunur, program yoktur. Bu tıpkı boca Nasreddinin üç nal tle bir. Bta ihtiyacını anlatan hikâyesine benzeyen z İ bir haldir ki böyle geldi ve galiba da böyle * gidecektir. Ömer Besim Yaptığımız neşriyat| semere verdi Fenabah_çe—;;dı Tüft saha