YAZ VE KIŞ Derlerse ki: — Yaz, kıştan iyidir, inanma! İşte gu eve bakın, evi kışım da görmüş- tünüz. Kapalı pencoreleri arkasında ne- ler olduğunu, neler bulunabileceğini dü- Şünmüşsünüzdür. Şurası salon; Gayet iyi bir mobilya. Duvarda yağlı boya tablolar. Bir köşede bir radyo, bir küşede piyano. Koltuklardan birine yakışıklı bir erkek oturmuş. Karşısında karısı var. Saçları muntazam taranmış. Arkasında sade, fakat çok güzel bir ev elbisesi. Şimdi yaz; pencereler, perdeler açık. buyurun salona beraber bakalım: Eğri büğrü eşya gelişi güzel öteye be- riye konulmuş. Köşede radyo var, Fakat salonun ortasından geçen çamaşır İpi ve üzerindeki çocuk bezleri ne kadar çirkin duruyor. Koltukta iç gömleğile bir erkek oturuyor. Karşısında da bir kadın yar. Baçı başı dağınık, ne fena bir robdöşambr giymiş. ve erkek, kadın birbirlerine ne de ters ters bakıyorlar. Daha başka odaların da pencereleri a- çık, fakat onlara bakmaktan şimdilik vazgeçelim de biraz yürüyelim... Karşıdan gelen kadıni gördünüz mü? |Fena mı? Evet, ben de sizin fikrinizde- çlarının rengi çok tuhaf, vücudü 1, bacakları çarpık.. ama ben bu 1 kışın da görmüştüm ve gördüğüm vakit kendi kendime: — Ne fevkalâde bir güzellik! Demiştim. O zaman da ayni kadındı larını örtüyordu. Arkasındaki kıçşlık mâdnto hafntal vücudünü, Venüsümtrak bir hâle koyuyordu ve manto uzun oldu- ku, ayaklarında da çorab bulunduğu için bacaklarının çarpıklığı hiç belli değildi. Durun biraz da sizinle konuşalım.. siz kışın böyle değili . Temiz giyinen bir insandınız, fakat şimdi öyle mi? Bakın gömleğinizin yakası simsiy: anlaşıldı. Ancak haftada bir gömlek değiştiriyor- sunuz.. kışın belli değildi ama yazın belli oluyor. Elbiseniz de beyaz keten.. ama şimdi gri keten olmuş. Halbuki kışın bunlar belli mi idi. Lâciverd kostömünüzün ü- zerinde toz bulunmazdı. Dedim ya: — Yaz kıştan İyidir. Derlerse inanmayın! İsmet Hulüsi Balina yavrularını sütile besleyen memeli bir hayvandır n Aâlimlerini hoş gör- <e memiz icab ede- cek... Filvaki bali- — ma balık biçimin- dedir. — Kuyruğu fıpkı ona benzer. Gene balık gibi vücudünün ü — Kısmı koyu, alt kısmı açıktır. Bu suretle tabiat ona ta- bil bir «tesettür» kabiliyeti vermiştir. Bütün bunlara rağmen balina balık gibi değildir veyahud başka bir tâbir ile, biz ne kadar balıktan gelmiş isek, onun da ecdadı balıktır. Balina, gıcak kanlı, memeli hayvandır ve dişi balina yavrusunu, kendi sütüle besler, Bu yüzden de karnında iİki me- mesi vardır. Halbuki bütün balıklar so- gukkanlı mahlüklardır. we memeleri yoktur. * Fransanın altın mevcudu Bir Fransız frangı muharebeden evvel 225 miligram altın kıymetindeydi. Bu - günkü kıymeti ancak 27 miligram altı - nâ muadildir. 1936 yılında Fransız bankasında 4,125 Aaltın vardı. Fransız bankasının bugünkü altın mevcudu 2400 tondan ibarettir. Öldürür mü? «Gizli Ses> rumuzile mektub gön- deren bir okuyucum benden gu altı şayanı dikkat suali soruyor: 1 — Seven öldürür mü? £ — Korku, sevgiyi öldürür mü? ' g — Kıskançlık, hakikf bir sevgi doğurabilir mi? 4 — Aşkın sonu nefret olabilir. Fa» kat nefret aşkı doğurabilir mi? 5 — BSevgi mi yoksa aşk mı, daha kuvvetlidir? İki kelimenin manası ây- rı mıdır? Yoksa, sevgi ve aşk keltme- leri ayni manaya mı gelir? 6 — 20 inci ssır, dünün Romeo-Jül- yetlerine, yani saf ve hakikf sevgilere kucak olabilir mi? 1 — Benim anladığım manada, se- ven İnsan, sevdiğinin mes'ud olması uğurunda ölür. Sevdiği kadının her kahrımı, tatlı bir cilve, sempatik bir naz gibi çeker. Ona, her ne pahasına olürsa olsun kin bağlıyamaz, İcabında, onu, her is- tediğini yapmakta tamamen serbest bırakır, Ondan uzaklaşır. fakat onunla daima beraberdir ve onu öldürmeyi .dığil, incitmeyi bile aklından geçire- 'nez... Bana Agrarsanız, tesadüf, talih, - a« Haşerat her yerde, her şeyde meycuddur Haşeratı ve bö- Ş cekleri imha et. mek için türlü çe- relere ve - ilâçlara baş vuruyoruz. Fa kat biliyor musu- nuz ki bunlarla mücadele etmek a- detâ gayri kabil gibi bir — şeydir. Çünkü: En tuzlu sularda, en sıcak kaplı- calarda, volkanların en dayanmıyan lâv- ları arasında, petrolda, hattâ... böcek öl- dürmeye mahsus ilâçların içinde dahi bulunurlar. * Mikrobların hayret veren küçüklüğü Bir milimetreyi müsavi bir milyon parçalara ayırınız. Elde edeceğiniz bu küçük parça bazı mikrobların cüs- sesini ifade eder, Unutmayınız ki e- ni, boyu bir mili- metrenin milyonda biri kadar olan bu mikrob sizi öbür dünyaya yollamaya kâ- dına ne derseniz deyiniz - hayatımıza hükmeden gizli kuvvet, cümlemizi böyle sevdadan korusun! Çünkü öl- meyi, veya öldürmeyi düşündürecek derecede sevmek bir büyük felâket, bir nevi hissi cinnettir. 2 — Korkuyla sevgi hiçbir zaman, hiçbir şekilde bir arada yaşamaz. 3 — Kıskançlık hakiki bir sevgi do- Buramaz, bilâkis, ifrata vardığı tak- dirde hakiki bir sevgiyi öldürür! 4 — İnsan, bugün tikzindiği şeyi yar fın sevebilir mi? 5 — Lügate baksaydınız. bu basit suali sormak zahmetinden kurtulmuş olurdunuz. Fakat madem ki şorüyor- sunuz, size iki kelimenin de ayni ma- naya geldiğini söyliyebilirim. 6 — Sevginin mahiyet,i senelere, a. sırlara, mevsimlere, takvimlere göre değişmez. Yirminci asırda, vaktile Şekspirin muhayyelesinde yaşamış o- lan Romeo - Jülyet muaşakasınm ha- kikilerini bile görüyoruz. Misal istiyorsanız, sevgileri uğurun- da, tahtlarını bırakmayı hiç düşünme- den göze alan hükümdarları hatırlıya- bilirsiniz... Hem bu misalleri bulmak için tarihleri uzun uzun karıştırma- nıza lüzum yok. İçinde yaşadığınız ta- Tihte bile bu misalleri bol bol bulabi- lirsiniz! TEYZE SON POSTA Kadın Köşesi Çocuk için hem elbise, hem önlük On, on iki yaşlarına kadar çocuğa en fazla lâzım olan giyeceklerden biri de önlüktür, Önlükten maksad, şüphe yok ki, elbiseyi korumaktır. Fakat bu koru- yucu her halde çocuğun Üstünde şık gö- rünmeli, ve anun hoşuna gitmelidir. Bu- nun için de mümkün olduğu kadar iç açı- cı bir kumaştan, güzel bir biçim olma - hdır. Açık pembe, açık mavi ve beyaz mev- sime en uyan ve en şık renklerdir. Ku - maşlardan da pamuk pike işe en fazla el- verişlidir. Çünkü sık sık yıkanabilir ve çabuk buruşmaz. Verdiğimiz model yepyeni ve bütün görülenlerden bambaşkadır. Dört köşe bir robaya bir «ara> geçirilmiş ve plili bir kırma konulmuş. Altı da iki yanlar - da üçer plili. Arka, önün tıpkısı. Yalnız robası ilik düğmeli, Bu önlüğün bir iyiliği daha var: Sıcak havalarda doğrudan doğruya entari ye- rine giydirilebilir. O zaman arkasına fermejüp dikilir. İğreti bir dikişle Toba- dan aşağısı bütün bütün kapatılsa da ©- lur. Levrek fırını İrice bir levrek balığının karnını yar- madan kulağı ve içi temizlenir, pulları kazınır, iyice yıkanır. İki tarafı - başın- |dan kuyruğuna doğru - çizgi gibi üçer yerinden yarilır. Sağan suyu, tuz. biber ve dökülmüş tarçın hep birbirine karıştı- rılır. Birazı balığın boğazından içine aki- tılır, kalanı ve dışından her tarafına sü- rülür, Sonra balık fırında pişirileceği ka- ba konulur. Soğan, maydanoz, domates, Hmon suyu ve zeytinyağı birbirine ka - rıştırılıp çalkanır, üstüne dökülür. Fırından çıkınca balığın suyu üÜstüne dökülür. Bir kaç dal maydanozla bir iki ufak kırmızı turuptan yapılan demet te ağzına sıkıştırılır. Görünüşü de tadı gi- bi nefis bir yemek hazırlanmış olur. "”âa*â.lw k Bir koyun için eniştesini öldüren mandıra sahibinin muhakemesi başld Suçlu ifadesini değiştirdi: “Yatarken üzerime hüc€ etti, bende yattığım yerden ateş ettim,, dedi Çatalcanın, Yeniköyünde eniştesi Abidini tabanca ile öldüren Receb Koçsarayın mu - hakemesine Ağırcezada dün başlanılmıştır. Buçlu, yapılan sorgusunda hâdiseyi şöy - le anlatmıştır: — Akşam vakti mandırada oturuyordum. Çit kapısından Abidin içeri girdi. Bülnde bir Bopa vardı. «— Ne istiyorsun?. diye sordumsa da, bir cevab vermedi. Sopa ile Dstüme yürüdü. Beni yere yıklı. Vurmağa başladı. İşte, o vakit can acısile, yıkıldığım yerden bir el ateş ettim. Abidin, koyun çalmağa gelmişti. Hattâ bhir koyunu da, bacağından yakalamıştı. Buçlu flk tahkikatta verdiği ifadede ise, ayakla iken ateş ettiğini söylüyor ve diyor- du ki: «— Bonra, gittim tabancamı babama tes- lim ettim. Kendim de, döverler diye kork - tuğum için, köyün karakoluna — gitmedim. Çatalcaya kadar giderek, orada Jandarmaya teslim oldum.> Receb, tekrar soruldukta yerden üteş et- tiğinde ssrar etmiştir. Dinlenliler şahidler de vak'ayı başka tür- 18 anlatarak, Abidinin bir koyunu kayböl - duğunu, cinayetin sebebi bu yüzden — çıkan kavga olduğunu söylemişlerdir. Duruşma, diğer şahidlerin eelbi için, ta - NK edilmiştir. Kuruçeşme cinayetinin muhakemesi Kuruçeşmede babası Hacı Şevket ve kar- deşi Radiyi öldüren Zekinin muhakemesine Ağircezada devam edilmiştir. Zeki geçen celsede 934 yılında kardeşi Ra- dinin üstüne yapılan bir evin muamelesini bizzat takib ettifini söylemiş ve o tarihte Beyoğlu tapu dalresi başkâtibi Peridunun dinlenmesini istemişti. Dün dinlenilen Feridun aradan vakit geç- tiği için hâdiseyi hatırlayamadığını — fakat kendisi yılında Beyoğlunda bulunduğu - nu söylemiştir. Duruşma, gelmiyen — şahidlerin — celbine kalmıştır. Eski metresini öldüren Mahmud tevkif edildi Fatihte Haydar caddesinde eskl metre - S1 Haticeyi sekiz yerinden bıçaklıyarak öldü- ren arabacı Mahmudun Alemdağında yaka- landığını yazmışlık. Katil dün müddelumumlliğe teslim edil « miş ve Sultanahmed 2 'nci sulh ceza mah - kemesinde sorgusu yapılmıştır. Buçlu, sorgusunda lâkayd bir tavır takı- narak: — Ben, kimseyi öldürmedim. İfade vere - cek halim de yok. İki gündür dayak yiyo - rum. Beni muayeneye sevkedin, demiştir. Hükim: — Peki, bu kadını kim öldürdü? Madem- Ki, sen kimseyi öldürmüş değilsin, ne diye dağlara kaçtın? Sunline karşı, Mahmud cevaben: — Ne bileyim, kim vurdu bu kadını, de - miştir. Bana gelince, kaçmış değilim, Tebdi- N havaya gitmiştim. Hâkim Salâhaddin Demirelli saçluyu tev- kif etmiştir. Bir sabıkalı dolandırdığı parayı sahibine iade etti Dün müddelumumiliğe — çok garib bir dolandırıcılık vak'ası — intikal et - miştir. Sami ve Onnik lsminde Iki sabıkalı arka- daş, evvelki akşam BSirkecide Zühtü Kemal isminde birinin kırtasiyeci dükkânına gir - Bami 120 kuruş değerinde iki defter xa - tın almiş, sönra veznenin önüne giderek: — 10 Hiranın üstünü ver, demiştir. — Btini para çıkaracakmış gibi, İç cebine sokmüş - tur. Veznedeki memur paranın ürtü olan s90|karada bulünmak üzere harek€t “ B kuruşu uzatmış, Bami! paraları alır almaz dığarı fırlıyarak arkadaşile birlirie BMR lardır, / Derhal polise müracaat eden düki Bibi suçluları 2 'ati şubedeki sabi simleri arasında tanımıştır. Fakat işin tuhaf tarafı, Sami dül Üj dükkân açılır açılmaz, gene gelmiş VE paraları masanın üstüne bıraktıktafi T — Bir yanlışlık olmuş, senin pargpl gım, kusura bakma demiş ve gene Ğ yağlamıştır. Zabita bu tuhaf dolandırıcı İle, daşım yakalıyarak, cürmü meşhud #F umumlliğine tesllm etmiştir. Ş Her İki suçlu da, geç vakit Asliyt © ceza mahkemesine verilmişlerdir. Poliste : Bundan bir hafta evvel Pendikt yunda mülkiye mektebi memurların Hhin oturduğu 76 numaralı eve bi rerek bir hayli eşya aşırmışlardı. BÜ Bıkalı hırsizlardan Mehmed ve — 1Di? yaptıkları anlaşılmış ve her iki şerif leymaniyede randevucu Zehranın esindi kalanmışlardır. Hırsızlar sabaha — KAT girdiklerini ve trenle İstanbula A ve çaldıkları eşyayı da randevucu * evinde sakladıklarını itiraf etmişlerdi” (j yalardan bir kısmmı da Çargı, Yeni&fli 'Tophanede sattıkları tasbit — edilmili kısmının da Samatyada Hafize kadının evinde olduğu anlaşılarak BÜ de araştırma yapılarak eşyalar meyü karılmıştır. Hırsızların daha bir Ço "i hk suçlarının falili olduğu —an tahkikat derinleştirilmektedir. Ekmekçi beygirleri iki çot yaraladılar Fatihte Kırkçeşme — caddesinde Mustafanın oğlu 9 yaşında Alâeddil rek caddesinde oynarken ekmekçi beygiri çocuğu çifteliyerek başındağ tohlikeli bir gurette —yaralamıştır. Cerrahpaşa hastanesine kaldırılmıf siz ekmekçi yakalanmıştır. * Beşiktaşda oturan Abdülkadirli yaşında Mehmed Necati mw da oynarken başı boş dolaşmakta O mekçi Büleymanın beygiri mak suretile sol kolundan ağırca maştır. Pazla kan zayi eden çocuk © ran otomobili ile Beyoğlu hastanesi! dirilmiş, Süleyman yakalanmıştır. Bir çocuk kırda bulduğu ile yaralandı Bakırköyün Mahmudbey n Hüseyin oğlu 14 yaşında Ramiz ile den Mustafa oğlu 13 yaşında İbrahilf * oynarlarken toprak içinde bir tüfek &1 bulmuşlardır. Bunun ne olduğun! eden çocuklar mermi ile oynarken # denbire patlamış ve Ramiz sağ ağırca yaralanmıştır. Yaralı e tamobili ile Şişli çocuk hastanesint rılmış, tahkikata başlanmıştır. Zeytinyağı satışları tanz edilecek ; Bu ayın yirmisinde Ankul“ sad Vekâletinde zeytin yağı G6i tışlarının tanzimi için bir Wi toplanacaklır, İktisad Vekâleti cümende zeytin yağı işlerile bir tüccarin da bulunmasına " adındi j " görmüş ve Ticaret Odasından t6 / dilecek bir zatın işlirakini Odanın bu n(ı;:le elnlmdı lerine Sezaj er müsbet © Miştir. Sezai Ömer ayın ylrıııi.lu cektir. Bacaksızın maskaralıkla Boşalan kutu | .'I" aP e AF ry