Herkes avukatın mükemmel müdafaa- sını alkışlamıştı. Müdafaa vekili iri kol- larını sallıyarak ve müttehim mevklinde oturan güzel genç kadına bakarak: — Muhterem rels, diyordu, biz koca - mızı mı öldürdük? Müddelumum! bizzat bunu isbat ve tekid dahi edemediler. Bu- nunla beraber şayed biz o adamı, Üzücü öldürdü isek bunu sırf kendimizi, kendi hayatımızı müdafaa etmek için yapmı - pızdır. Biz tamamile masumuz.. Jürinin müzakeresi pek kısa oldu. Ma- Bam Simone Lecastor, gazetecilerin, fo - toğrafçıların hücumu karşısında beract hükmünü zorla duyabildi. Heyecan için- de avukatının koluna yaslanmış bir hal- de salondan çıktı.. «Beraet eden aşk kahramanları» cemi- yetinin kâtibi madama cemiyet namına bir buket takdim etti. Sonra Madam Lecastorun yanına üç ga- zeteci sokuldu ve ayaküstü madamdan, cihan buhranı, uzun etekler ve mali a - raortismanlar hakkında fikrini sordular. Apartımanına geldiği zaman kapıcı göz yaşları içinde ona kocaman bir me - nekşe demeti sundu.. Sonra oda hizmet - çisi hanımının kollarına atılarak hıçkir- dı.. Neden sonra kendine gelen hizmetçi Mmadama bir kartvizit uzattı: Baron Vintersvik Madam bu ismi tanımıyordu. Hizmet- çisine — Kimdir bu? diye sorunca hizmetçi: r eaattir sizi bekliyen bir mösyü.. Gdedi — Ne istiyor benden, mülâkat mı? — Bilmiyorum madam.. fakat bu mös- yönün şayanı itimad bir yüzü var. Simone tuvaletini tazeledikten sonra salona girdi. Baron Vintersvik ayağa kalktı. Bu zevkle inayla giyinmiş, pembe ya - haklı, sarı b ve gök mavisi renginde gözleri ol r bir adamdı. Bir melek gsaffetile yordu.. Evvelâ tebrik- lerini ar sonra, davayı ne büyük serak ve sempati İle takib ettiğini Tedi. O zaman Madam Lecastor: — Alâkanız ve samimiyetiniz beni mü- behassis kılmıştır mösyö. Hele gazeteci olmayışmmız, diye mırıldandı. Baron gazeteci olmadığını ürkeklikle İşaret ettikten sonra: Bir muhbir mi madam, hayır.. Allah gösltermesin.. dedi. Size şunu söyliyeyim, ben Holandalıyım.. Kırk dört yaşların - dayım. — O kadar görünmüyorsunuz baron.. — Belki.. Açık ve temiz havada yaşa - rtım. Roterdam civarında Hile gübresi ya- pan bir fabrikanın sahibiyim. Senelik lradım 800 bin florindir. Ba para franga tahvil edilirse hatırı sayılır büyük bir irad olduğunu meydana çıkarır. Holandalı, sıkılarak, kızararak sustu. Sonra birdenbire konuşmağa başladı: — Bunları size söylemekten maksadım şudur madam.. Desti izdivacmı taleb et- meğe geldim. — Ne? Fakaât baron?.. Bu sözünüze gülmek mi, yoksa kızmak mı lâzım bil- mem.. — Ne gülmek, ne de kızmak madam. Madam Simon Lecastor beraet hükmünü zorla duyabildi 'Teklifim namuskârane ve ciddidir. Bu büyük heyecanınız geçince teklifi dü - şünürsünüz. Kabul edeceğinizi umuyo - rum. — Peki, mösyö, madem ki açık kalble konuşuyorsunuz, size bu izdivacı niçin teklif ettiğinizi sorabilir miyim? — Ben, açık yürekli bir adamım ma - dam.. Söyliyeyim: Çünkü kocanızı öldü dünüz. — Net?. — Biliyorum madam. Masum olduğu - nuzu avukalınıza ve jüri heyetine inan- dirmış bulunuyorsunuz.. — Ne söylüyorsunuz?.. — Kendinizi müdafaaya kalkışmay madam. Sizi bu yüzden, öldürdüğünüz için seviyorum. Ekseriya biz Holandalı « ların kaba saba ve hissiz adamlar olduk- ları söylenir. Bilâkiş madam. Bir aydır bütün hislerim, düşüncelerim sizinle meşgul. Her akşam yatağa girdiğim va- kit sizi yanıbaşımda görür gibi oluyorum. Tatlı bir ürperti içinde uyuyordum. Boy- numa dolanan minimini elleriniz beni boğmağa hazırlanmıştır. Yavaş yavaş ta- bancanızın soğuk namlusumu alnımda ge- zindiğini duyarım, En güzel aşk saatle - rimizin geçtiği yatağımıza kanlarımın ak- tığını görürüm.. Oh! Bu tatlı raşeler si- zinle evlenmeme âmil oldu. Simone içi garib bir haleti ruhiyeyle titriyerek Holandalıya bakıyordu. Niha - yet: — Fakat mösyö, dedi, &izi protesto edi- yorum. Ben asfa kocamı öldürmedim. Ta- mamile masumum, — Evet! Evet madam.. böyle demek icab eder. Mahkemede böyle demekte haklısınız. Fakat aramızda artik kame - diye hacet yoktur. Size yemin ederim, ki HOLANDALININ AŞKI — bu cürmünüz hayran olduğum bir tablo halinde kalacaktır. Simone Baron Vintersvikle evlendi. Ba- rön on bir aydır fevkalâde mes'ud bir ha- yat geçirmekteydi. Her akşam bir katilin yanında yatıyordu. Bundan başka ma - dam da tatlı bir kadındı. Ayni zamanda müuktesjid ve Holanda florinlerini usulile harcıyor ve kocasına sadık kalmağa uğ- raşıyordu. Bir sabah genç kadın fransızca bir ga- zetoyi açınca iç sayfada şu yazıları oku- du: Bir cinayetin mabadi. Karilerimiz Madam Simone Lecastorun kahramanı olduğu son aşk cinayetini u- nutmamışladdır. Müttehim beraet et - mişti. Ve kocasının meçhul bir kaç kur- şuna kurban gittiği jüri heyetince kanaat hâsıl olunmuştu. Madam Lecastor halen Baron Vinters- vikin zevcesi bulunmaktadır. Dün Ce - nevrede tevkif edilen bir dolandırıcı Mösyö Lecastorün katili olduğunu itiraf etmiştir. Açık pencereden tabancasının kurşunlarını boşalttığını söylemiştir. Ci- nayeti işlemesindeki sebeb de şudur: O sıralarda müsyö Lecastorla arala - rında mali bir ihtilâf vukua gelmiş. Bu yüzden onu öldürmüş. Simone Vintersvikin bütün dostları bu haberi okumakla son derece bir memnu- biyet duyacaklardır. Esasen madamın masumiyetinden şüphe edilmiş değildi..» Simone bu satırları tekrar, tekrar oku- du. Çok sevinmişti, İşlerini takib etmek için Roterdama gitmiş olan kocasının di yanında olmasını ne kadar istiyor- du. O da onun sevincine iştirak etmeliy- di.. Bu yazıyı kesip kocasına gönder- Aradan y l dört saat geçince koca « sından bir telgraf aldı. Madam Simone heyecan ve sevinç içinde telgrafı açıp o- bydı «Gazetedeki havadis aramızdaki vazi- yefi maalesef değiştirmiştir. Beni aldat - tınız. Paristeki avukafıma talâk hakkın- da talimat yolladım. Aramızda bir şey kalmamıştır. Selâmlar.» YARINKİ NÜSHAMIZDA: Mükemmel Bir Aktör Yazan: Mih. Zoşçenko Rusçadan çeviren: H. Alaz Tarihten sayfalar (Baş tarafı 7 nci sayjada) çalarile kaplanmıştı. Seyredenlerin göz -| Emniyet Sandığı Müdürlüğünden: leri kamaşıyordu. Daha sonra tarakçılar, kayıkçılar, di -İturan Bay Anastas Kostantinof 15/San- vitciler, çorapçılar, yemeni ve tülbend toşrin/1937 tarihind& Sandığımıza bırak- yapanlar, bakır ve kalaycı gibi bir çok es- naf geçti. Beher metre murabbama 10 lira bedel tahmin edilen Aksaray yangın yerif' de Caracıali mahallesinin büyük Reşidpaşa sokağında 5 inci adada 10 metre # santimetre murabbat sahalı arsa satılmak üzere açık arttırmaya konulmu Şartnamesi levazım müdürlüğünde görülebilir. İstektiler ? lira 80 kuruşluk Jf teminat makbuz veya mektubile beraber 13/5/938 Cuma günü saat 14 de Encümende bulunmalıdırlar. (B) (2454) #AARI Umuml meclisce 938 senesi nakdi yol mükellefiyeti şose ve köprüler kanunt 'nu tadil eden 1882 numaralı kamına tevfikan altı lira ve taksit zamanları da bill haziran, diğeri teşrinlevvel ayları ve 988 senesi bedeni yol mükellefiyeti 6 tiri' nım Mmukabili sekiz gün olarak ve çalışma ayları da eylül, teşrinlevvel teşrink sani ayları olmak üzere tesbit edilmiş olduğundan bu aylar zarfında nakdi V? bedeni mükellefiyetin fası Tüzumu ilân olunur. (B) (2533) BAA Fatih kazasında yapılan arazi tahriri sırasında Aksaray ve Fatih yangın salıf” ları içindeki arsalardan bazılarının kimlere aid oldukları komisyonlar tarafi” dan tesbit edilememiştir. Tahrir kayıdlarında eksikliğe veya yanlışlığa mahtl kalmamasi ve bilhassa arsa sahiblerinin ortaklarmın ileride mallarına tesahif noktasından müşkülâta uğramamaları için yangın yerlerinde arsaları bulunâm *| lardan kendilerine ihbarname tebliğ edil memiş olanların nihayet bir ay içinde Y? mevcud bulunduğu takdirde yanan mülklerine veya arsalarına aid vı alarak Bina ve Arazi Tahakkuk Müdürlüğüne müracaatla istenecek malümif vermeleri, yangın yerlerinin haritaları ileridenberi yapılmış ve her yanan mülkt mukabil bir arsa tahsisen mevcud bulunmuş olduğuna göre henüz çaplarını Jnamış olanların müracaatları halinde arsalarınım kendilerine gösterilerek tastf” Tuflarının kolaylaştırılacağı ebemmiyetle ilân olunur. —(B) (2399) vavae Mühtelif yerlerde bulunup sahibleri zuhur etmemesi hasebile uzum zamaf' danberi Beyoğlu K. ve B. Ş. Müdürlüğü ambarında saklanmakta olan mütenevti kurda eşyanın sahibleri on gün zarfında mezkür Kaymakamlık ve Belediye #f besi Müdürlüğüne müracaat etmedikleri takdirde mahfuz eşyanm satılacağı illf olunur. — (B.) (2554) —ai ANNELER Biliniz ki çocuk yalmz meme için ağlamaz. Çok iyi bilirsiniz kit Çocuğu hırçınlatan sebebler- den birisi de apış aralarının ter ve gsalreden pişerek, kızararav çocuğu Trahatsız — etmesidir. Bu itibarla günde iki defa çocuğu P EK N ÇOCUK PUDRASI ile pudralayınız. Ne âdi tuvalet pudraları ve ne de çok — itina ile hazırlanmış pahalı pudralar. PERTEV ÇOCUK PUDRASI yerini tutamaz. Bu pudra bilhas- Sa yavruların cildleri ve ifra- Zatı nazarı İtibara alınarak ya « pılmıştır, Güzel, ı'ıilıııı , ve neş'eli| RADYOLİ Dişlerdeki leke, pas ve kü- fekileri — temizler. Ağızdaki mikrobları imha eder. Dişle* rin çürümesine mani olur. Sabah, öğle ve ak- Beyoğlu Faikpaşa sokak No, 22 evde ©- tığı para için verilen (28088) numaralı altı ay vadeli taksitsiz bonosunu kaybet- Arada ve geceleri yapılan diğer eğlence- | tiyini söylemiştir. Yenisi verileceğinden lerle birlikte İstanbul esnafının padişabla | esçişinin hükmü olmuyacağı ilân olunur. vezirler ve halk önünden geçişi otuz se- (1065) kiz gün sürdü. eee eeneereeen © devirde İstanbul çarşısının ne kadar| gayet mükemmel bir surette göze çarp- şam her yemektet sonra dişlerinizi muntazaman fırça- işlek ve zengin olduğu, kuvvetli bir teş- | mıştı. layınız, ESE Mh, Şi AAA Son Posta'nın edebi romanı: 60 Yazan:ı Nezihe Muhittin — e— F Hayat! e — aa Z Münir tepsiyi alarak kapıyı iki defa kilitledi. Pencerenin demir' kapaklarını Celile birdenbire her şeyi unuttu. Ümidsizlik ve içinde bulunduğu müd- Ha sımsıkı kapadıktan sonra tepsinin | hiş hal ona korkuyu, hayatı, her şeyi başına geçerek bir bardak dolusu susuz unutturmuştu. İçinde yalnız derin bir rakıyı dikti. Gözleri birdenbire kan | , » ilik vardı. Sireti son defa görmüş, şanağına dönmüştü. Kendisine ürpere- rek bakan Celilenin yanı başına otura- tak cebinden mahud kutuyu çıkardı. Burun deliklerine bir tutam çekti: — Ey söyle bakalım! -diye Celilenin Hizlerini tuttu- bugün sevdiğin adamla tasıl vakit geçirdin? yle, söyle.. ben hepsini biliyo - tum! Hiç saklamağa kalkmal Onu sevi- yorsun değil mi? ona hiç kimsenin dokunamadığı bakir vücudünü bütün ruhile beraber ver - mişti.. artık rahat ölebilirdi.. Münir homurdanıyordu: — Söyle bakalım.. anunla neler yap- tınız? Bana parmağımın ucunu dokun- durmadığın bu güzel yüzünü ona kaç defa öptürdün? Celile haykırdı: — Binlerce defa! Anladın mı hay -|du, bir kahkaha attı., kollarını tuttuğu| — Fakat kilâtla birbirlerine bağlı bulundukları Kadircan Kaflı dud? Binlerce defa!! O benim nişanlım.. | Celileyi kendine çekerek öbür yanağını|la — silkinince — genç — narin g benim her şeyim.. da ısırdı. lileyi bir çöp — parçası Münir hırıldayarak genç kızın üstüne | — Dur!. Dur! Rahat —dur canım.. kınıpeyoıem-ekkuduhlrnmmf Atıldı. Onu kollarının arasına alarak |Dur da tükürükliyeyim. Şimdi geçer.. |bi üstüne atıldı. Fecl ve urzun hirsll; şiddetle yanağını ısırdı: kan diner. lama ve çırpınma başladı... Münir — İşte ben de seni öptüm artık!. Konmnmınındııllınıubınmpımıbhpukmçdarhhmd Fakat o bir daha öpemiyecek! Bak bu- nunla ben onu geberttim!.. Bununla tam üç defa vurarak beynini parçala « dım! Münir cebinden Sireti vurduğu ta - bancayı çıkarıp şarşoru açtı. — Bak tam üç kurşun eksik. Görü - yorsun ya? Bunların hepsi onun beyni- ne saplandı! Celilenin gözleri fırlıyarak Münirin boynuna atıldı: — Katil, sefil! Alçakl.. Münir kızın ellerini tutarak 1sır - dığı yerden kan akan yanağına gülerek baktı.. bu manzara ispirto ve kokain ile büsbütün dönen dejenere kafasında bir Jyan dervişler gözünün önüne geliyor- ve ti. Ağzına kadar doldurduğu bir bardak yııvııuıelîıvuklmhohıhyıl'. rakıyı midesine poşalttı. Yıkıla yık:la|cadı hayali geliyor ve korkunç kâ kolonya pııuvlnıö::u alarak uzun |kahalarla vücudü sarsılıyordu x Harin. - Çelilenin sızan yüzüne| Cejile artık kanapesinin üstünde v;mhnmmww,.w di - Parlak saçlı başı yere sarkmış 7ıvınıcau.uum—ıını'_.oını_ ŞĞN pihi ve # izlet Demir kepenkli pencerenin uıt(n'; h b ki küçük kirli camdan çipil bir göz ::rk mı“h,’:kııhuyhıı atıldı. İn. | bakan sönük bir sabah yıldızı kanapt ce v:îvr! parmakları kudurmuş devin | nin üstünde hâlâ didiklenen bir kalın boynuna erkek azgın — bir. hiz- BON —. ı v KS v W 5 vzxüyü—rde « « bürii a e P9 'a e SYA B ĞNÜ A A NN A Vi aö gö ee y v ö 6 & &