H nn a l 8 Sayfa Nisan 25 *Son Posta , nın ikâyesi Yı — SAAT Peter Fabrizius Nakleden: İbrahim Hoyl 'Trenlere, halkı balık istifi gibi doldur-|da sessizce bir teşekkür, ve takdir hissi | dur. Zira, bütün yolculuk esnasında vira yolladım. Zira saatimin tam 12 İngiliz li-| gazetesini okumaktan başka bir şey yap- aldırdığı yok. Zira millet, itişe, kakışa bir | rası değerinde olduğunu hatlırlatmıştı ba- | madı.. hem... mak belki kanunsuzdur, ama kimsenin an evvel girmeğe çabalıyor. Sanırsınız ki arabalar, kauçuktan yapılmıştır. Halk #çine bindikçe, genişliyor, genişliyor. Saatime baktım. Altıyı çeyrek geçiyor. Eveti., İş adamlarının mağazalardan, şiz- ketlerden çıktığı saat bul.. Herkes evine dönüyor. 'Tünel o kadar kalabalıktı ki, saatimi tebime koymakta epeyoe zorluk çektim. Doğrudur, ben bir punduna getirip otur- muşlum, ama bizim gibi oturanların da ayakta duranlardan hiç farkı yoktu, hani, * Yanımda oturan adam, gazelesini oku- yordu. Günlük hâdiseler malüm. Hepi- ymiz siyasf kesildik. bu zamanda. O da, Bazetenin siyasi kısımlarını süzüyordu. Ben de hisseme düşen, son sayfadaki ilân- lara bakıyordum. İnsanlar böyledir, beş kuruş verip bir gazete alırlar. Sanki dün- yayı satın almışlar. Engin bir. hodgüm- lıkla gazeteyi yalnız kendileri okurlar. Ne olur, biz de Allahın kuluyuz. Şöyle yarı aç ta biz de gözlerimizi ışıklandıralım. İlânlarla başım hoş değildir. Onun için de, şöyle cakalı bir tavırla etrafımı süzü- yordum. Dönemeçlerde, herifin — dirseği böğrümü delince, adam bir saniye olsun Bgözlerini gazetesinden ayırmaksını, her seferinde: — Pardon!.. u basıyordu. Bi bayağı sinirime dokunmaya başlamıştı. Adamın yüzünü; cani, kazık- tan kurtulmuş haydud suratına benzet- tim. Böyle kendi halinde, sessiz sadasız Bgözete okuyuşundan şübhelendim. Şu a- damdan gözlerimi ayırmıyayım, bakalım yapacak?.. diye düşündüm. jirden, sakın yankesici olmasın!. dedim kendi kendime.. öyle ya, yankesi- €l olmasaydı bu hıncahinç dolüu vagonda & işi vardı?. Etrafındakilerle neden biç alâkadar de- ğilmiş gibi davranıyor, hele hele.. neden bu kadar masum rolü oynıyarak, hep ga- zetesile meşgulmuş gibi görünüyordu?.. Bu adam bal gibi yankesici idi. Kendi- mizi kollamak gerekti. Hemen cüzdanımı yokladım. Allaha Şükür ki. yerli yerinde idi Sıcacık köşe- sinde duruyordu. Keyifli keyifli gülüm- sedim: Yamanım he!.. İlkönce orayı akıl etlim!.. diye kendi kendimi tebrik ettim. Fakat bu tebrikte biraz acele davran- Zira öbür ceblerimi araştırınca, min yerinde yeller estiğini anladım. Yanımdaki zat daha hâlâ gazetesini o- kuyordu. Düşünceli düşünceli gülümsedim. He- Tif kolay kolay yakasını benden sıyıra- mayacaktı. Bununla beraber gayet ustaca hareket etmişti. Mesleğinin eri idi. Herife bir yandan Dedim, seri bir hareketle elimi adamın Karar verdim. Gözlerimi herifin par- | sağ cebine daldırdım ve muzaffer bir ta- maklarından ayırmıyacak, her hareketini gözliyecek, ondan sonra onu polise vere- cektim. Bununla beraber, bu vaziyetten yüzde yüz emin değildim. Adamın yan- kesici olduğunu kesenkes meydana çıkar- malı, öyle tevkif ettirmeliydim. Bu niyet- le yeleğimi aşağı doğru çekerek düzelt- tim, Yanımda oturan adam gazetesini oku- yordu. Adama hayret, gipta etmemek imkân- | se günü, ceketimin sol cebine koymuş- sızdı. Zira, cebinde sıcağı sıcağına aşırdı- | ğı bir saat olduğu halde, hiç istifini boz- madan Çin ahvalini, siyast kargaşalıkla- rı habire okuüyor, okuyordu. Birden tünel durdu. Adam, gazetesin- den başınt kaldırdı, ayağa fırladı ve hız- la arabadan dışarıya çıktı. — Kerata!.. diye düşündüm. Kaçmak istiyor.. ve ben de kalktım. arada şöyle bir mesafe bırakarak adamı takibe ko- yuldum. * Herif, sık sık arkasına bakarak, küşe başlarına sinerek, hep sapa sokaklara sa- parak, mahiyetini, cibilliyetini ortaya koydu. Kapkara, karışık hüviyetini tabak gibi önüme koydu. Bu kulunuz da, öyle hamhalat hışırlardan değilim. Avlanma- nın, takib etmenin daniskasını bilirim. Bir saatçinin önünde durdu. — Vay, niyeti âliniz bu, demek?.. Sa- ate fiat biçtirip okutmak istiyorsunuz ha!. diye mırıldandım. Hafiyelik rtölüne o ka- dar kendimi koyuvermişim ki, bir de ne göreyim, mesafe filân ortadan kalkn herifin ense kökünde bilmemiş mi. Ben de ayni dükkânın önünde değil mi- yim?., Oldu olacak, kırıldı nacak!... Hiçbir şeyden yümıyan, kat'i bir eda ile; — Saatimi geri veriniz!.. dedim. Herif, müdhiş surette hayret eder gibi göründü. Ben saatimi istemekte ısrar e- dip, ayak direyince şamataya başladı. İşi gürültüye getirmeğea kalkıştı. Fakat gü- rültüye pabuç bırakan kim?., Adamın stu- ratına karşı dobra dobra: — Benim 12 İngiliz lirası kıymetindeki altın saatimli aşıran sensin, çıkar baka- dlım?., diye haykırdım. Ahali etrafımıza toplandı. Birbirlerinin Üzerine abanarak meseleyi anlamak 1s- tiyenler oldu. Biz de bu kalabalığın or- tasında birbirimizle dalaşmaya koyul- duk. Bir polis, kalabalığı yararak yanıma geldi ve ifademi aldı. — Bu zatı saatinizi alırken gördünüz mü?.. diye sordu. Cevab verdim: — Hayır ama.. muhakkak ki çalan 0- EZE Mh, Şı — Cet Son Posta'nın edebi romanı: 5İ Yazan: Nezihe Muhittin —<—0 İ TI F —— Hayat! — Yavaş gel küçük hanım! Kovdu- — Ağzını topla terbiyesiz! - diye hay-|ğun adamın kim olduğunu sana göste- kırdı - o mahalle çapkını değildir!. — Vay, küçük hanım! Ya, nedir? — O, memleketin temiz bir evlâdıdır. Teceğim! — Elinden geleni arkana koyma .. — Cesaretin varsa, anneni hastane- Senin gibi canavarların ağzına ismi|ye atıp içeri aldığın zamparanın adinı yakışmaz! — © züppeyi iki bacağından tutup, tavuk gibi ayırayım da memleketin te- miz evlâdının mahiyetini gör! Niçin e- vinde bir erkek olduğunu benden sak- ladın? — Senin ne vazifen?.. Komşu kadıncağız merdivenlerden sürünerek çıktı, fakat bir şey söyleme- den son basamağa yığılıp kaldı. Hasta Çocuk oda kapısında -korkudan tıkan- söyle bakayım, Bu söz baygın komşu kadını sarstı. ğ Halsiz sesile: — Sus be adam! - diye Celilenin ye- rine cevab verdi - boyunca günaha gi- riyorsun... Siret bey namuslu bir ço- cuktur, Celile hanımın küçükten ni- şanlısı.. iret bey mi?.. Kim bu bergele? mış hıçkırıklarla titriyordu. Celile kur- |Sen ne zannettin onu?, şun yemiş bir kaplan gibi Münire sal- dırdı; — Defol!. Defol buradan haydud!. Al mektubunu! Getirip başına çalacaktım zaten.. Hiddetten kuduran Münir kızı itti: | Celile yerde sürünen mektubu tek-|rını unutacağım!.. Bana ne mücevi Münir bir saniye düşündü ve bir kah- kaha attı: — Hakkın Sözü gazetesinin başı ha!? Şimdi anladım.. tam da hergelenin biri hıuçı;::nbm. döndü- imiş ya... "|mamile felce uğramıştır. vırla, saatimi çıkardım. Herif büsbütün şaşırmış gibi davrandı, fakat polis vazifesini yaptı. İkimizi de posta ederek karakola götürdü. * Tayin ettiği günde nahiye hâkiminin karşısına çıktık. Hâkim bana sordu. — Saatinizi umumiyetle hangi cebiniz- de taşırsınız?.. — Yeleğimin sağ cebinde, fakat hâdi- tum. Zinciri kopmuştu. Yaptırmaya ver- miştim de, — Tünel çok kalabalık mıydı?. — Müdhiş, balık istifi gibl İnsan kı- mıldıyamıyordu bile, — Saatinize, kaçta baktınız? — 615 de. — Sonra ne yaptınız?. — Biraz evvel dediğim gibi, ceketimin sol cebine koydum. — Bu zat, sağınızda mı, yoksa solunuz- da mı oturuyordu?.. — Solumda.. böylelikle, elini kolayca cebime daldırabilecek bir vaziyette idi. Kısa bir sessizlikten sonra hâkim, şu kararı bildirdi: « İcabı müzakere ve maznunun hüviye- U tahkik edildikte, kendisinin, şimdiye kadar ayıb sayılacak bir ömür sürmedi- ği anlaşılmıştır. Maznun yankesicilik su- retile hayatını kazanmak mecburiyetinde kalmıyacak derecede zengin bulunmak- tadır. Maznunun iddiası veçhile ve doktor raporile de sabit olduğu üzere sağ eli ta- Binaenaleyh, hâdise günü, hıtcahınç dolu olan vagonda, maznunun ileriye doğru bir hareket yapmadan ve sol elile, davacının cebine elini sokmuş olması va- rid olamaz. Zira, maznunun sol elile ga- GKÇ | Z ' VÜK ATAŞ müıâîîm PF : K / Geçen bilmecemizde kazananlar 9 nisan tarihli bilmecemizde kaza-|muru Nafiz oğlu Necati, İstanbul Beyoğlü nanları aşağıya yazıyoruz. İstanbulda bulunan talihli küçük okuyucularımı- zın pazartesi, perşembe günleri öğle- den sonra hediyelerini bizzat idareha- nemizden almaları lâzımdır. Taşra o- kuyucularımızın hediyeleri posta ile adreslerine gönderilir. Bir kol saati Haydarpaşa erkek lisesi 3/0 dea 1ll Mus- tafa, MUHTIRA DEFTERİ (Son Posta hatıralı) Eskişehir kolordu esczacı başısı kaymakam Cabir kızı Dilek, Fatih Gelenbevi ortamekteb 3/D den 133 Mehmed, Zonguldak Namıkke- mal ilk okulu sinif 4 de 160 numaralı Mübec- cel, Silvan ikokulu sınıf 5 talebesinden 205 nuzmaralı Nejad Savcı, İstanbul kız lsesi 2/D de 210 Nimet Pakkan, İstanbul Tepebaşı At- lama sokak 8 de Cemal Atahan. MÜREKKEBLİ KALEM (Son Posta hatıralı), İstanbul 44 üncü ilk okul sınıf 5/A da 144 Nermin, Artova kültür memuru elile malüm Beyldköyü okulunda Gültekin Birol, İstanbul Hayriye lisesi sınıf 6 de 264 Hilmi Gürsoy, Bi- ga dava vokili Hidayet oğlu Haldun Öner, İs- tanbul Fatih Haydar caddesi No. 96 da Hik- met Özdemir, İstanbul Haydarpaşa ilsesi 4/0 de 1425 Ziya Gökbora, DİŞ FIRÇASI (Son Posta hatıralı) Mardin inhisarlar idarestnde Zeki oğlu Hak kı Bilgen, İstanbul Vefa erkek lisesi 926 Er- cümend, İstanbul erkek Hsesi 2/B de 562 B. Atasayar, eski Foça Jik okulu talebesinden 310 numaralı Sahabeddin Alçıtepe, Antalya Hse &B den 092 Sakıp. KOKULU SABUN İstanbul erkek Hsesi 1405 Halll Pakızat, İstanbul Drağman Zülüflü sokak No, 38 de Doğan, İstanbul kız lisasinden 1443 Türkâün, İstanbul Pertevniyal lisesi sınıf 2 de Azmi Özer, İstanbul Işık lisesi 4 de 1364 Mebmed. ALOMİNYOM BARDAK (Sön Posta hatıralı) İstanbul Beyand Soğanağa mahallesri C- mi sokak 85 numarada Cemil, İstanbul && üncü Jik okul sınıf 1 de 425 numaralı Ül- kor, İstanbul birinci ilk okuül 86/B de 288 E- >mine, İstanbul Cumhuriyat kız ilsesi — 275 zetesini tuttuğu, davacının ikrarlle de an-|Hüsnüye Güncan, İstanbul erkek İsesi 1/C şılmiş bulunmaktadır. Binaenaleyh bü- İde Nejad. Altıok. tün bunlardan çu sona vararak diyoruz |'YUVARLAK DÜNYA KALEMTRAŞ ki: Davacı, bakmak Üzere çıkardığı saati- ni (kendi cebime koyuyorum zannile) yanlışlıkla maznunun cebine koymuştur. Bundan ötürü, maznun suçlu değildir, mahkeme masrafları da davacıdan alına- ctaktır..» Bu sabah, avukatımdan bir mektub al- dım. Mahkemeden yüzünün akile çıkan zatın, aleyhime eHakaret, yalan yere is- hnad» davası açmış olduğunu yazıyordu. Acaba hapı yutacak mıyım, dersiniz?... YARINKİ NÜSHAMIZDA: Köye avdet Yazan: Peride Celâl rar eline alıp Münirin suratına atarak haykırdı: — Al mektubunu! Okumadım bile!... Defol artık! Münir mektubu alarak cebine koy- du; — Madem ki evinde bir herif vardı da niçin karşıma geçip fıkırdıyordun? Niçin bana ümid veriyordun? Celile kulaklarını tikayarak: — Sen çildırmış bir canavarsın! -diye ânledi- Ben senin kızın yerindeyim.. seni iyi kalbli, düşkünlere karşı mer- hametli bir insan zannetmiştim de sen- den meded ummuştum.. meğerse, Münir bir az yavaşlıyarak Celileye 'aklaştı: de iyi bir insan olabilirim.. 'Bu senin elinde.. otomobil aşağıda bek- liyor.. inadı bırak! Kalk benimle bera- ber gel!. Seni de etrafındakileri de ih- ya ederim.. gönül bu işte.. kendime söz geçiremiyorum.. ayıp değil ya seni se- viyorum. Rahat rahat geçen hayatım. seni gördükten sonra cehennem kesildi. Baygın kadıncağız mırıldandı: — Allah Allah bir yaşıma daha gir- dim! Lâhavle velâkuvvet, Münir komşu kadına döndü: — Siz de şahid olun valide hanım.. Celile razı olup bana varırsa onu - sonra Celileye güzelim.. yaptıkla- etme Ş (Son Posta hatıralı) İstanbul Edirnekapı Yağhane çıkmazı No. ll de Kemal, İstanbul Davudpaşa orta oku- lu sınıf $/A da 146 Fethi Yılmaz. İstanbul erkek llsesi 1/A da 1828 Faik Melek, İstanbul Süleymaniye Mehmedpaşa yokuşu 17 numa- rada Cemal, İstanbul Yeşliköy llk okulu ta- lebesinden 14 Komal. T BOYA KALEMİ İstanbul erkek llsesi 1313 Hilmi, İstanbul 44 üncü ilk okul sınıf S/A da 227 Aysel, İx- mir Bornova Atatürk caddesi No, 44 de Hay- rünnisa, Mengen yalı okulu sınıf & de 168 numaralı Yaşar Altındağ, Kumkapı orta 0- kulu 1R de 035 Hamdi Işıklı. ALBÜM (Son Posta hatıralı) Ankara Devrim okulu sınıf 3/B de 353 nu- maralı Perihan, İstanbul kız liaesi sınıf 8 de 1060 Muzaflfer, Çorum tapu tahrir posta me- ler, ne inciler hazırladım bir görsen! Ama bir şartla! Bir daha o züpponin adını bile anmıyacaksın! Celile son bir gayretle kırmldayarak Münirin yüzüne: — Tu tu senin gibi sefilin suratına'! Ne utanmaz mahlüksun! Defol diyorum sana!.. Münir kudurgan bir hiddetle yüzü- nü mendille silerek: — Son sözün bu ha?! -dedi- gelip a- yaklarıma kapanacaksın! Ömrün ol - dukça ağlıyacaksın ama İş işden geç- miş olacak! Bü sözleri söyledikten sonra bir ö- küz gibi soluyarak merdivenlerden yu- varlana yuvarlana indi. Yukardakiler kapının şiddetle kapandığını ve otomo- bilin bir canavar gibi homurdandığını duydular, Celile son gayretini sarfettikten son- rTa düşüp kalmıştı... Komşu inliyerek ba yılan genç kıza yaklaşırken hasta ço- cuk ağlıya ağlıya ablasının üstüne ka- pandı: — Ablacığım! Ablacığım! Korkma artık! Gitti., gitti o.. bir daha gelmiye- cek! * Münir zangır zangır titriyerek ve bir|da saygı ve sevinçle yürüyen bir |öküz gibi soluyarak otomobiline biner- |çıktıkları odaya doğru yürümekte ken kapıda kendisin! bekliyen uşağına:|selâmlaştığı adamı göstererek: &—M -dedi- ...müdüriyete çek- 29 uncu llk okul sınıf 4 de Coşkun, İstanbul Boşiktaş Nüzbetiye caddesi No. 97 de Farul. AYNA (Son Posta hatıralı) İstanbul Ayasofya soğukçeşme yokuşu NO: 6 de Naciye Engül, İstanbul Kumkapı orta okulundan 161 Nezih Sağlam, İstanbul Ka- dirga 61 inet Uk okul sınıf 4 de A7 Aytem, İstanbul Hayriye lisesi sınıf 2/0 de Mehmed orta okulu 2/A da 576 Sabri, İstanbul küçük Ayasofya Kaleci sokak Nocati Solmaz, İstan- bul Nişantaş Hacımansur sokak 88 numara” d Tevfik, İstanbul Cağaloğlu erkek orta ©- kul 46 Hikmet, Niksar Albayrak okulu sınif 8 de 164 numaralı Mediha, Çarşumba Mer- kez okulu sınıf $ de 53 numaralı Ümid Kar- daş, İstanbul Beyazıd Demiröz apartımati! No, 13 de Saniye Ertürk, Payas gümrük me- murlarından Esad kızı Suna, Erzurum Cuat“ huriyet eczanesi Güzide Gökçek. KART İstanbul Galatasaray Yeniçarşı —Gülbab riye, Bandırma Keresteci Saml Sağlam kili 'Yüksel, İstanbul erkek lsesi 2/F de 1599 Ei- rem, Kayseri Cumhuriyet okulu 2/0 de Glf Cenab Güner, Amasya Yeşilirmak okulu # nıf $ de 254 Neclâ Öz, İzmir Karantina Ne” catibey okulu sınıf 4/B de- 480 Galib Altıolı Ankara imar müdürlüğü başkâtibi Behri KI“ m Emel, İstanbul Süleymaniye 7 inci ilk 0“ kul gımf 5 de 188 Hüseyin Cetiner, Butrsf Cumhuriyet caddesi 200 numarada Ali Bafll Akgül, Ankara Öncebeci Umut sokak No, © de Enver Ezgün, Çorlu bakkal Ahmed KüŞif Kımı Nezahet, Adana birinci orta okulu sınif 2/D de 288 numaralı İrfan, Samsun ilk okulu sınıf 3 de 261 numaralı Balâhadı din, İstanbul Kumkapı Nişancası No, 27 6ü Hatice, Bala ilk okul sımıf 4 de 41 numâ* ralı Hüsnüye Erel, İsmir hastane - car 148 numarada İhsan, İstanbul 44 üncü İf okul 5/O de 298 Mehmed, Ankara Hacıdoğafi mahallesi Taşdöşeme sokak $i numarada NU” rinnisa, Konya inhisarlar başmüdürü TAy” yar kımı — Lâmla, Emed ük — okül sınıf 3 de 83 numaralı Lütfiye Sağkol, AD* | kara Etlik İlk okulu sınıf 2 de 270 NWimsi Gökşen, Bandırma öğretmen Adile kım BU* na, Kayseri Cumhuriyet okulu sınıf 5/B Gf numü” rada Esad, Adana birinci orta okulu — sıptf 2/B de 48 numaralı Veysel Güngör, ELASÜ Belim Taşo oğlu Oğuz, Ödemiş istasyon ced* se $/B de 907 numaralı Meliha, Adana Cutü” huriyet ilk okulu sınıf 2/A da 1 numarâl İsmet, Mülatya İnönü ilk okulu sınıf $ de V hamaralı Hadi Bonşık, Küçük Yozgad okul sımıf 1 de 44 numaralı Müstafa, Palll 40 inci ilk okul sınıf &XA da 315 Muammer Hoşkal, Ankara Denizciler enddü” &l Çakır apartımanı 7 numarada — Harikf Berkan, Bilecik istasyon ilk okulunda 28 BU — maralı Sabahat Ersin, Gebze Hacıhalil hallesi 2 numarada Nevzad Kemal, Tekirdâl polis memuru İbrahim Çileli oğlu Özcan Ç” leli. Araba hamurdanarak hareket edef” ken cebinden çıkardığı küçük bir altif kutunun kapağımı açarak içindeki be * yaz tozdan bir tutam burnunun bir liğine bir tutam da öbür deliğine tıktıl” tan sonra derin bir iştiha ile doğru çekti. Ve göğsünün bütün kut” vetile ağzından bir: — Ooooh! Salıverdi. klıkla ışıldıyordu. İ a parlal yarı Otomobil son sür'alle bir yokuştdf kendini kapıp koyuverdi, bir iki hof” ladı. Tekrar bir yokuştan tırmandı V? sarsılarak durdu. Uşağın yerinden ff lıyarak açtığı kapıdan Münir çıktı. YÜ zünde tatmin edilmemiş bir hiddet V” hincin — kırışık izleri vardı. Soltk $07 luğa merdivenlerden saldırdı, geniş vü medhale girdi Biraz yürüdü. Soldaki yük kapıdan çıkan iki kişi ile karşı Kar” şıya geldiler. Bunlardan biri genç bİF adamdı. Sağ tarafta yürüyeni pv: irkildi ve bir selâm Werdi. Selâmın! lan geniş yüksek alnında kır parlıyan, gözleri sükünetle güli yen orta yaşlı adam döktor M Dik ve mütenasip boyu biraz M gibiydi. Selâm verdikten sonra yaf'r & — Münir! -dedi- Şu meşhur Münir! derdil | — Arkası var S