iİfşa eden idam olunur!,, Harb sanavi casusları arasındaki mücedele * Niçin mi? Zira bu mel'un şatonun göz hapsinde olduğunu anlamadın mı? sana şatonun ne müdhiş bir tarassud altında olduğunu göstermiyor mu ?... » - — Evet, birdenbire Her turist! Bir- denbire dehşetli bir ateşle yatağına ya- -tırdık. 40 derece ateş Her turist.. — Kaç gün devam etti?. — Doküz gün, Her turist!.. »- — Doktorlar ne dediler? Her halde uyku hastalığı zannetmişlerdir. — ( — Evet, öyle zannettiler, Her turist!. —- — Sonra ateş düştü, fakat, hasta ak- luna sahib değildi, değil mi?.. —- — Evet, Her turist. Bilmem ki, anası babası vakıâ erken öldüler ama., sülâ- lesinde hiç deli yoktu ki. Sapasağlam, demir gibi de bir kızcağızdı. Ne oldu — birdenbire kıza? Anlıyamadık gitti.. , — Yazık, yazık! Şoför bir Litvanyalı ile seviştiği söylendiğini de anlatmış- © t Doğru mu ? — — Evet!.. Fakat, Her turist, aşk insa- — mdeli eder mi ki? Biçare genç kız bu aralık tekrar otlar “ arasında kaybolmuştu. Martayı gör- — dükten sonra Litvanyalının bu kızı ha- madığı yılanlı kuleyi tercih etmesi lâ- zım geleceğini, binaenaleyh bu kulenin bir de bizim tarafımızdan araştırılma- | züne cevab vermeden bakıyordum. sının çok mühim olacağını söyledim. Herhalde bu esrarengiz şatoya girip | ve son mecalile tekrar: son derece dikkatle araştırmalar yap -| — Cevab! mağa karar verdiğimi ve bunun için her türlü tedbiri almış olduğumu da bildirdim. Beni sonuna kadar hiç bir söz söyle- meden dinlemiş olan Olanda birdenbire ayağa kalktı. Bana önce son derece ga- rip görünen bir sinir buhrani içinde: — Senin bu meş'um şatoya girmeni istemiyorum! diye bağırdı. Hayretle sordum: — Niçin Olanda? Sana ben buna kat'iyen mecbur olduğumu izah etme- dim mi? Olanda ayni heyecanla: — Ne mecburiyeti? Diye bağırdı. — Draveskiye karşı — taahhüdümü sana bu sefer İsviçrede nakletmiştim, zannederim. Biliyorsun ki bu taahhü- dümü her an ifa etmek mecburiyetinde yim, Onların beni her zaman ve her yerde idam etmekte tereddüd etmiye- ceklerini biliyorsun.. Olanda tekrar: — Senin bu meş'um şatoya girmeni istemiyorum! Diye bağırdı. — Niçin Olanda?, Anlamıyorum, ni- in? Olanda âdeta titriyerek tekrar: — Niçin mi?.. diye bağırdı. Zira bu mel'un şatonun göz hapsinde olduğunu anlamadın mı? Kanserli ölüler hikâye- leri sana hiç bir şey ifade etmiyor mu? Martanın deli oluşu sana şatonun ne müdhiş bir tarassud altında olduğunu göstermiyor mu? İki Japonun madem- ki plânların tamamını bulamadıkları- na hükmediyorsun, o halde o vakitten beri tekrar görünmeleri icab etmez miydi? Onları tekrar görünmekten meneden kuvvetin ne olduğunu anla- mıyor musun? — Anlamıyorum, Olanda!, Daha doğ- rusu, asıl senin bu garip heyecanını anlaâamıyorum. Sen hastasın, rica ede- rim, kendini faydasız yere bir takım vehimlere kaptırarak Üzme! Olanda kendini kaybetmiş bir halde: dedi. (Aarkası var) Bulmaca — Neyse.. beni dinleyini dedim. Ben şimdi şatonuzu gezemiyeceğim. Bi- — zim madam rahatsız da. Fakat onunla birlikte mutlaka gezmek istiyorum. Sa- — gde gezmek değil, ben mimarım. — Bir artist demek? — Evet, mimar! Bu şatonun inşa tar- zı çok nazarı dikkatimi celbetti. İçin - de birkaç gün tedkikatta bulunmak, çalışmak istiyorum. Mümkün mü? — Oh, mümkün Her turist! İstediği- niz kadar.. kaç gün isterseniz. — Pekâlâ.. fakat size bir şey daha so- “Yacağım. Böyle şatonuza gelip içinde » çalışmak, tedkikatta bulunmak iİsteyen- D — ler öolüyor mu? — — Çok, BHer turist, çok.. bizim şatoyu merak edenler çoktur, — Almanlar mı? — Almanlar, İngilizler, Fransızlar.. — her millet.. Her turist.. — Korkarım, Japon da geldi. Bavyeralı Alman ensesini kaşıdı: — Durun, durun! Japonlar da geldi.. — Japonlar da mı? Birkaç Japon mu?.. — İki Japon.. — Ne vakit? —E... bir, iki sene evvel.. — İki sene evvel mi? Birkaş defa mı SOLDAN SAĞA: ç e ğ 1 — Zelzele felâketine uğrayan bir çeh -| dilen seri yarışların beşincisi dün sabah Yeniköy - Kefeliköy beş defa gidip gel- me olarak 55 kilometre üzerinde yapıldı. Hava güzeldi. Seyirci mikdarı hayret e- 4 — Kapılırsanız fenadır, Farsca nefes| (l l çoktu. Herkes merakla $ — Arza, zafar. odatı. $ — Lüzumlu bir eşya. 86 — Cok lütufkâr münaaına gelen bir isim, akraba. T — Fransızca hayir, bir rakam, 8 — Belli etmek, ciddi yazılar. 9 — Aydinlık, fazla. 10 — Haliç kenarında bir semt, YUKARDAN AŞAĞI: 1 —Bir deniz. 2 — Hafif sıcak, gülünç. 3 — füras etmiyen, Farsca acaba. 4 — Şarkda bir vilâyet, cellâda verilen emir. 5 — Genişlik, tebliğ, 6 — Alesta, bir isim. ? — Rakam, isim. 6 — Trenler üzerlade gider, şehirle köy Arası, karanlık. 10 — Uğur sayılan bir şey, bir gör rengi. K2 5.0 g GA uP geldiler?. y — Deli! Deli! diye bağırdı. Asıl far- | — Evet. her tarafın fotografilerini | , A n yi ölümüne doğru giden — çaldılar. sensin! — Yal j — Ölümüme doğru mu? Beni tekrar K — Bavyeralı Almandan kâfi derse:!e_dı Malümat almış bulunuyordum. Şoför- — e oradan son derece müteheyyic bir “halde ayrıldım. Derhal otomobile atlı- * yarak otele döndüm. — Yaptığım ilk tedkikler, beni son de- Trece ümide düşürmüştü, Bu Van Hol- — zenler şatosunda henüz anlatılanlar- — gan daha mühim esrarın bulunduğuna hiç şüphem kalmamıştı. — Nereye gittiğimi merak etmiş olan ndaya bütün gördüklerimi anlattım. Van Holzenlerin kanserli olduklarını lediğim zaman Olandanın zaten ra- — hatsızlığından solgun yüzü birdenbire kireç gibi Kesilmişti. Kendisine düşün- — düklerimi ve öğrendiklerimizden çıka- — rabildiğim neticeleri anlattım. Mühen- korkutmağa mı teşebbüs ediyorsun, Olanda?. Olanda, âdeta tamamile kendisinden geçmiş bir halde: — Ahmak! diye bağırdı. Avrupanın her tarafında bu kadar ölümleri kendi gözlerinle görmedin mi? Sıranın şim- di bize geldiğini anlamıyor musun? — Olanda! Rica ederim kendine gel! Gene beni korkarım Dolçiyefle tehdid edeceksin? i t Olanda bembeyaz olmuş yüzile: — Evet, Dolçiyef! dedi. Kendi aya- ğınla Dolçiyefin cehennemine düşecek- sin! Bu cehennem şatoya gitmiyeceksin, gitmiyeceksin! Olanda bütün âzası titriyerek masa- Sümer Bank Kay- seri Bez Fabrikası Müdürlüğünden : Halkın sağlam ve ucuz bez ih- tiyacını temin maksadile imal et- mekte olduğumuz 14 tip anahtar- h kaput fiatları: dis Jorjionun Marta ile münasebetin- ğ:ı ellerile ve bütün kuvvetile vuruyor- 8 zi 778 “den istifade ederek plânları şatoya giz- Be$LeA çe z ğ * “Çediğinden kat'iyen şüphe etmediğimi | — Gitmiyeceksin!. Bana namusun ü opu ? söyledim. zerine söz ver, gitmiyeceksini, 7 5 santimilik 71 Öcün gL SÖY . Hayret ve şaşkınlık içinde Olanda - topu — Plânların tamamile bulunmamış ol — gdüğü hakkındaki ümidlerimin çok kuv- » vetli olduğunu anlattım. Biçare Marta- “nin, benim de üzerimde tecrübe edilen we Lehistandaki fabrikada profesörüm — Pylsowiçe tatbik edilen üsülle, yanl o garip Afrika hastalığının mikroblarile | sirf bu mesele için delirtilmiş olduğun- “—dan kat'iyen emin olduğumu ilâve et- nın bu garip haline bakıyordum. Olanda bayılmak üzereymiş gibi sön- mekte olan bir sesle tekrar: — Söz ver diyorum sana!.. diye ba - ğirdi. — Bakin ol Olanda! Mantık ve muha- Satışlarımız fabrika teslimi ve peşindir. Fiatlarımız asgart bir balya içindir. Bu fiatlara yüzde iki zam edilmek suretile asgari bir topa kadar perakende satış yapılır, Balyalar 20 top, 720 metre- dir. Siparişin bedeli fah- rikamıza vâsıl olmadıkça sipariş kabul ve sevk edilmez. i Jıponlmn_ birkaç defa gemilerin - — Gen bir şey bulamamış olmalarının çok temel olacağı neticegini çıkarttı- Olanda parlıyan kaplan gözlerile yüzüme bakıyordu. Birdenbire - sesini e üneş (Baş tarafı 7 nci sayfada) İşte Salâhaddin, Refik Osman da geldiler. Küme büyüyor. Hüsnü ve diğer futbolcü- Kanserli ölüler hikâyeleri sana hiç birşey ifade etmiyor mu? Martanın deli oluşu |ler, tanınmış Beşiktaşlılar aralarında ha- raretli hararetli konuşuyorlar, Bir şey işi- temiyoruz, Fakat hareketleri garib... Beşiktaş klübü kongresi var galiba. Ci- en ziyade hiç kimsenin yanına yanı;-'vqrmelisin! Kat'i cevabıni istiyorum, | varlarına yaklaşan simidciyi de kovdular. Doğrusu yanlarına gitmeğe çekiniyorum. Ben taş gibi bir halde Olandanın yü-|Kümenin kesafeti azaldı. Bu sırada Beykozlu İbrahim sahanın O vakit Olanda, hıçkırıklı bir sesle | kapısını açtı. Kırmızı formalarile Altılar muhteliti meydana çıktı. İbrahimin tali- matını işitiyoruz: — On, on beş dakika topa vurun, şimdi onlar da soyunacaklar.. Bu soyunacak Beşiktaş mı? Galatasa- ray mı? Merakla bekliyoruz. Sonradan sorduk, soruşturduk, meğer - futbolcüler yeni intihab edilen idare heyetinden ge- Hiba memnun değillermiş. Nihayet oraya butaya koştuktan sonra on bir genç siyah beyazlıyı sahaya çıkar« dılar. İçlerinde birinci takımdan yalnız Fuad bulunuyordu. Diğerleri karışıktı. İki karışık takım da karışık bir oyun- dan sonra sahayı terkettiler, Bu oyun yarımşar saatlik iki devre oynandı. Ne- ticede Beşiktaş 3-1 kazandı. Fenerbahçe: 10 - Anadoluhisarı: O Geçen hafta Güneşi mağlüb eden ikinci küme üçüncüsü Anadoluhisarı Fenerbah- çeye 10-0 mağlüb olmuştur, Bisiklet : İstanbul mıntakası tarafından tertib e- yarışı baştan sona kadar takib etti. Gene Süleymaniyeli Lâmbo yarışı bi- rinci bitirdi. Rahat bir müsabaka yaptı. Vakit 29 dakika.. İkinci Galatasaraydan 37 dakika. Üçüncü Süleymaniyeden Abdullah. Dördüncü Feneryılmazdan Torkum:: Puvan vaziyetine göre bugün Torkum 'birtnci, Muhsin ikinci, Lümbo üçüncü va- ziyettedirler, Lüâmbo ilk yarışa giremedi- ği için puvanı düşüktür. Daha üç yarış vardır, Birincisi 75, ikinci 100, üçüncü de 125 kilometre olacaktır. Basketbol : Muhsin, Vakit 9 — Memleketimizin en büyük gölü, hafif| — p, ll Ha Tcovi tarafından tertib edi- len basketbol şampiyonasının en mühim maçlarından biri de yapildı. Galatasaray güzel bir oyun çıkardı. Ka- bataş da ayni şekilde mukabele etti. Bi- rinci devreyi Galatasaray iki basket fark- la kazandı. İkinci devre büsbütün zevkli oldu. Her iki taraf da çok güzel basketler yaptılar. Neticede Galatasaray 17-23 ile kazandı. Maçın hakemleri Kurtuluştan Şakalak ve Barkohbadan Penso idiler, Barutgücü sahasındaki maçlar Dün Bakırköy Barutgücü zahasın- da yapılan müsabakalarda Barutgücünün 1 numaralı genç takımı 2 numaralı genç takımını 4-3, tekaüld. Rum takımı, genç Rüm takımını 4-3, Barutgücü B takımı, 'vvelki bulmacanın halledilmiş şekli / Akınspor B takımımı 2-0 mağlüb etmiş- tir. Noksan bir kadro ile sahaya çıkan Ba- rutgücü A takımı takviyeli Akınsporla 1-1 e berabere kalmıştır. Beşiktaşın yeni idare heyeti Beşiktaş jimnastik klübünün fevkalâ- de kongresi dün saat on birde klüb loka- linde toplandı. Kongre riyasetine İsmail Ziya seçildi. | 1938 yılı büdcesi 23.178 lira üzerinden, faaliyet programile beraber ittifakla ka- 'bil edildi. İstifa eden idare heyeti yerine yenisini seçmeğe geçildi. Fuad Balkan, Abdülkadir, İhsan, ve Emin Şükrü yeni idare heyetine iştirak edemiyeceklerini 'söylediler. Gizli reylerle intihab yapıldı. |Sular idaresi müdürü Yusuf Ziya, Hüsnü Koseroğlu, Dr, Tarık, Fuad Balkan, Sa- lâhaddin Mizanoğlu, Hikmet Balkan, Rüşdü Ertuş ekseriyetle idare heyetine seçildiler. İdare heyeti meselesinden son- ra saat 14 de koöngre dağıldı. Ankarada bisiklet yarışı Ankara, 24 — Sori bisiklet yarışlarının altıncısı bugün saat 9 da Şehir stadyomu Mhhafızgücünü 3 -2 mağlüb etti | kapısından başlıyarak Çubuk köyüne gi-| Şilepcilik şirketinin Almanyaya dip gelinmok suretile ve 75 kilometre me- | marladığı üç şilep bu ay sonunda safe üzerinde 18 bisikletoinin iştirakile ya- |nımıza gelecek ve Mayısın ilk Neticeler şunlardır: 1 — Erdoğan (Ankaragücü) 2 saat, 27 d. 5 &.2 — Eyüb Yılmaz (Ankaragücü) Bir boy geride, 3 — Orhan Suda (Kocaeli) lüstik farkı ile, 4 — Nurl Kuş (Ankaragü- cü) tekerlek farkı ile, 5 — Osman (Gü- neş) teketlek farkı ile, 6 — Yakub Koşar (Çank, Demirspor). : Almanya - Portekiz maçı — — Frankfurt, 24 (A.A.) — Büyük bir alâ> | ka ile beklenen Portekiz - Almanya fut- bol milli takımları maçı 1-1 beraberlikle neticelenmiştir, Estonyadaki son — maçlar : Greko Rumen güreş şompiyonluklarına geç vakte kadar devam edilmiş ve bugü- nün son neticeleri ğu olmuştur: ğ 79 kiloda: Alman Şivaykert, Finlandi- yalı Pikkusari'yi sayı hesabile, İsveçli Yohanson, İtalyan Galegati'yi 20 net da- kikada tuşla, Estonyalı Froman, Danimar- kalı Bayrens'i beş dakika 33 saniyede tuş- la, Fransız Buzzat, Polonyalı Bayorek'i sayı hesabile, Letonyalı Ozolinş, 'Türk Mersinliyi sayı hesabile, B7 kilo: İsveçli Kadye, Polonyalı G vols'u tuşla, Finlandiyalı Hermae, Letan- 1 yalı Kalninş'i sayı hesabile, İtalyan Sile vestri. Alman Şelenbinder'i sayı hesabile yenmişlerdir. İ Kastamonu Samsun güreşcileri karşılaştılar | Samsun M (AA)— Bu akşam n—yr Reval, 4 (A.A.) — Bugünkü Avrupl"ı İ İ | 1 j j şa sinemasında Kasştamonu güreşcileri l0 Samsun güreşcileri arasında yapılan Gre - körümen müsabakalarının neticeleri gun < lardır : 568 kiloda: Bamsunlu Mehmed, Kastamö- zinlu Hüseyine, 61 kiloda: Bamsanlu Rikâbi Kastamonulu Duraliye, 66 kiloda: Kastamo” nulu İbrahim, Samsunlu Neş'ete, 72 kiloda! Samsun! uşaban, Kastamonulu — Saltime, T0 kiloda Samsunlu Hdır, Kastamonulu Doğa * na, 87 kiloda Samsunlu Hüseyin, Kastamd: — Poliste : İki yangın başlangıcı ğ Dün Âşiretendi caddesinde Roma banka < sının ikinci katında tavan arasında elektrik kontağından ve küçük Bebekte İbrikdar sö“ kağında Ayşenin 3 numaralı alışab evindi soba borusu kurumlarının — tutuşmasile ilİ yangın başlangıcı olmuş, itfalye tarafındafi büyümelerine meydan verilmeden söndürül müştür. Yakalanan kumarbazlar Beyoğlunda Bosfor apartımanının birlür €i dalresinde oturan Alinin daliresinde kü * | mar oynandığı zabıla tarafından haber ali” — barak bir cürmü meşbud yapılmış ve çi Arosyan, Vehbi, Vladmir, Ruhi, Aron, Bofk Mahmud isimlerinde sekis kişi kumar oynar” Jarken 25 lira para, bir saat, dört demet 15 * kambil ve 87 fişle beraber yakalanarak &d * llyeye verilmişlerdir. Bir işcinin bacağı ezildi — Liman işleri tahmil tahliye amelesindef Sami, dün şamandırada bağlı Atman bandi” ralı Arkadi vapurunun bordosundaki mav nada sandık istif oderken dikkatsieliği nt ticesinde sapan &ol ayağına takılarak bacâ &i ezilmiş, tedavi için Beyoğla kaldırılmıştır. Kavganın sonu Galatada Necatlbey caddesinde ar kunduracı Ziya, ayni yerde oturan kundü. racı Feyzullah ile kavga ederek kunduracı biçağile sol memesi üzerinden Talamış, yaralı Beyoğlu hastanesine kaldi * rılmtış, suçlu yakalanmıştır. a Kira yüzünden kavga Galatada Muvakkithane caddesinde sayılı evde oturan Arşük ev sahibl ç ile kira yüzünden kavga etmiş, Arşak RE sulullahı başmdan, Resulullah da Arşağı Bından çağı ile yaralamışlardır. gaC yakalanardâk adliyoye verilmişlerdir. Otomobil kazası z Nişantaşında Güzelbahçe sokağında Di mitri apartımanında oturan eksper — Net” dün allesi Fatma Hikmetle beraber otomobili iİle Boşiktaşa giderken, ağaca çarparak kendisi ve karısı başlarıü dan yaralanmışlar ve tedavi altına alıp lardır. - - Yeni şilepler geliyor -. | da seferlere başlıyacaklardır. v