Ben elimi, yıldırım gibi cebime atmış ve tabancamın namlusunu evvelce hesabladığım şekilde Japona çevirmiştim. Japon benim bu hareketimi gürünce; “ Merak buyurmayınız, iç cebimdeki gazeteyi alıyoruml ,, diye mırıldanmıştı -Japon kulaklarına kadar açılmış ağ- zile, fakat gene yerinde hiç kıpırda - Madan, gülüyordu: z Muhterem Leydi, şunu demek is- ftiyorum ki —Avrupada fetholunacak Yer olmadığı için eğer büyük fütubata Yyarıyacak bir silâh bulunursa bu an- sak diğer kıt'aları istilâ için olacaktır. Halbuki sizin mensup olduğunuz mil- ietlerin böyle emelleri veya böyle bir Mecburiyetleri yoktur. Olanda hırslı hirsbi güldü: — Hiç kimse Japonyayı fethetmek niyetinde değildir! dedi. Japon boynunu eğerek: — Şüphe yok muhterem Leydi! L Bunu düşünecek bir nevi delilik henüz akıl hastalıkları ede - blşaknda kaydolunmamıştır. Fakat, Müsaadenizle arzetmek isterim ki, Ja- Ponya harbte fetholunamıyacağı gibi ilerdeki harbler için dünya üzerinde yapılan mücadelelerde de kolay kolay Mağlüb edilemez, Japon şimşek gibi parıltılar uçuşan gözlerile yüzümüze bakıyordu. Olanda Taponun kapalı bir surette ne demek istediğini derhal anfamış, birdenbire nf!muştu Bu garip Japona, şimdi büs- bütün irkilmiş bir halde, derin bir hay- retle bakıyordu. Mö«yö Yama, gözlerinde şimşeklenen garip ışıklar birdenbire silinip gene gülmesinde devam ederek: — Müuhterem Leydi! dedi. Vaxıâ, de- rimizi değiştiremediğimiz için biz Ja- Ponlar Avrupada sizler kadar maharet- le çalışabilmekten mahrumuz. Fakat, Şunu cesaretle arzederim ki, gerek sa- nayi ve gerek harb işlerinde Japonlar Ayvrupada olup bitenlerle yakından #ifkadar olmaya mecburdurlar. Zira, biz üzerinde bulunduğumuz - kıt'anın, yani Asyanm demek isterim, bekçisi bulunmak vaziyetindeyiz. ”—!Yapf:n gayet esrarengiz bir Bülmekte-idi. Sonra benim v kizak a benim yü: — Mühterem centilmenin mensüp bulunduğu millet de öyledir! dedi. As- yğmn bir ucunda biz, bir ucunda Türk milleti gayet hassas yaşamıya mecbü- ruz. Bilhassa Türk milleti, Çin kapıla- rından itibaren başlar ve oradan tâ Al- manya ve Fransa hududlarma kadar, zannederim, Türklerden başka ne kuv- vetli bir millet, ne kuvvetli bir devlet yoktur. Binaenaleyh, biz, her iki millet de Avrupaya karşı gayet hassas olmıya mecbur bir vaziyetteyiz. Olanda sabırsızlıkla: — Fakat Mösyö Yama, dedi. Her hal- de bize politikaya aid bir iş teklif et- Mmek niyetinde değilsiniz.. — Ooo, elbette değil!i, dedi. Fakat Şunu izah etmiş olmak istiyorum Ki bu iki milletten yalnız Japonya henüz fü- tuhata mühtaç bir haldedir. Binsena- leyh dünyadaki harb işlerile herkesten $ok alâkadar olması tabildir. Bugün Avrupada yarınki harblere aid iki mü- li keşfin dünyaya heyecan verdiği Meçhul değildir. Bunlardan biri (Ölüm üa1) denilen ultra-şort şuaları... Di- Beri de, malümunuz olan ve etrafında Sok faaliyetler olan... Japon birdenbire susmüştu. Çekik e bir ibi yüzümüze bâ- kayardu. şeytan gibi yi deREA yerimde birdenbire İrkilerek *Brulmuştum. Ve bu sefer ben gizle- Miye lüzum olmadığını gösteren bir fşikârlıkla kelimelere basa basa Japo- Bün cümlesini ikmal etti: *_!'ıelmnn silâhları değil mi?.. Ö$yö Yama cehennemi bir gülüşle . Başını sallıyarak: Blekti vet.. muhterem centilmen! dedi. iin d:'" silâhları.. bunların her ikisi- tamamile ve herkesten evvel BonYanın eline geçmesi lâzımdı Sen J:"u Büyet tabil bir şekilde sö) Ponun yüzüne hayretle bakltım: '“:Jı YÖ Yama! dedim: Ölüm şuat- hA,wW?“"Yînıxı eline nasıl geçeceğini m. Fakat bildiğim bir -şey ktron silâhların; keşfeden mü- “Son Poılı_ınuuı romanı : 79 “İfşa eden idam olunur!,, Harb sanayi casusları arasındaki mücadele Japonun cümlesini tamamiadım: hendisin de öldürülüp keşfin çoktan ça- hndığıdır. Mösyö Yama gene gülerek yüzümü- ze baktı: — Felemenkte mi?.. Dedi. Olanda heyecanla atıldı — Demek biliyorsunuz?... Müösyö Yama, tasdik makamında ba- şını eğdi: — Evet, muhterem leydi! O vakit, şarab hardağına uzanan O- landanın elinin titrediğini farkettim. Demek ki acaib Litvanyalı Mösyö Mi- şel'in bize söyledikleri, Litvanyahı bi- çare mühendisin ölümüne Japonların karıştığı doğruydu. Mösyö Yama, şimdi, bizim — telâşlı yüzlerimizin düşünceli bir Kal aldığına, ayni nazik tebessümü arkasında parlı- n karanlık gi l . (Baş tarafı 7 nci sayfada) Anlu hanın ve onunla beraber bütün Türklerin Koayı araması şehirden kaçan Çinliler tarafından duyulmuş, o zaman bütün bu işlerin müretteb bir hile oldu. ğu anlaşılmıştı. Yurdundan olan ve dağlara iltica et- mek mecburiyetinde kalan Çinliler, şim- di büyük bir kinle Anlu handan cvvel Koaya yetişmek istiyorlar, onu impara- torun gözü önünde paralamağa ahdü pey- man ediyorlardı. Firari kafile buna muvaffak olmuştu. İmparator yanında Koa ve ailesi olduğu halde dağdan terkedip firar ettiği şehre hasretle bakıyordu. Firart Çinliler bunlara yetişmişler, im- paratorun bütün allesini parçalamışlardı. İmparator dokunmak istemiyorlardı. Bu- nu bilen Ming Hvang sevgilisi Koayı köl. ları arasında tutuyor, halktan sade onun hayatının bağışlanmasını rica ediyordu. Fakat halk kudurmuş dinlemiyordu" — Türk kadımını bize ver! İmparator deli gibi idi. Hiçbir şey duy- muyor ve hiçbir şey işitemiyordu: — Vermem, veremem! Demekten başka bir şey yapamıyordu. Canavar halk aç kurd gibi üzerine a- tılmıştı. Koayı zorla imparatorun kolları arasından aldılar. Güzel Türk kadını gülerek bağırdı: — Tarihinize kaydetmek için felâketi- nizin sebebini öğrenmek isterseniz, biraz söz söylememe müsaade ediniz. Herkes sustu, o Bene soğukkanlılığile devam etti: Ş — Büyük Tokyo Türk imparatorluğu- nu siz Çinliler ve ahmak imparatorları- nız, hafiyelerile, casuslarile, altınlarile yıktı. Ben, tek bir Türk kadını, fenalığı- nızın cevabını size fade ettim. Yıkılmıya- cak sandığınız muazzam tacınızı başını- za geçirdim. Mazlum Türkün intikamını aldım ve bu intikamı almak için güzel ülkemden sevgili nişanlımla beraber bu- raya geldim. Bu sırada güldü ve Imparatora döndü: — Ahmak! Kardeşim zannetliğin Anlu han nişanlım ve sevgilim idi. Semaya hamdalsun üzerime aldığım büyük — işi müuvaffakiyetle bitirdim. Güzel vatanıma n İıiî(ây—ğleri SON POSBTA «Elektron silâhları değil mi?» Gayet kurnazca bir tavırla gülümsi- yerek: — Şimdi, dedi. çok muhterem bir Avrupalı bizi yeni bir plândan haber- dar etmiş bulunuyor. Heyecanla sordum: — Nasıl plân...? — Yeni bir plân, muhterem centil- men!.. Harb işlerine aid bir proje... Olanda zehirli bir istihza ile: — Sizin bu muhterem Avrupalı As- yalılardan demek daha hassas bir nö- betci.. dedi. Kimmiş bu Avrupalı? Japon, Olandanın istihzasını hiç an- lamamış gibi zarif gülmesini asla boz- madan: — Ooo, gizli bir adam değil, muhte- rem leydi! Bütün dünyanın tanıdığı bir adam.. muhterem banger Löwenştayn... — Arkası var — selâmlarımı yollıyarak ölüyorum. O, tn- tikamını tam aldığıma emin olabilir. Kahraman Türk kızı bir Çinli eli ile de ölmiyecektir. Şayed biriniz. Anlu hanı görürseniz ona onu anarak, önu severek öldüğümü söylemeği unutmayımız. İmparator alık, alık Koaya bakıyordu. Koa belinden küçük, ince bir hançer çıkardı. — 'Türke, selâm! dedi, Ve güzel elleri titremeden hançeri, be- yaz göğsünün altındaki kalbine sapladı. Herkes dehşet içinde bakıyordu. Bu sı- rada tozu, dumana katan bir süvari ka» filesi göründü. En önde ihliyar bir Türk yıldırım gibi geliyordu. Kafile pek çabuk yetişmişti. Anlu han deli gibi atından aşağı atladı. Yerde Ko- anın hâlâ scak ölan güzel vücudü kan- lar içinde yatıyordu. Çılgın gibi üzerine atıldı. Fakat her şey bitmişti. Geriye döndü. Ordunun başmda yıldı- rım gibi gelen ihtiyar emekdar askerini çağırdı: — Ben, dedi. Vatani vazifemi ifa ettim. Türkün intikamını otuz altı milyon Çin- liyi öldürmekle aldım. Bir daha Çin, 'Türk diyarını entiraklarile fesada ver- meğe tövbe edecektir. Burada sustu ve gene yerde yatan Koa- nm üstüne kapandı. Bir müddet öylece kaldı. Sonra bütün askerinc hitaben: — Buraya geliniz, dedi. Bu büyük işi başaran kahraman Türk kızına hürmet- lç selâm verin. Anlu han da ayağa kalkmış. Askerle beraber seliâma durmuştu. Sanra emekdar askeri çağırdı: — Vatani vazifemden sonra şimdi de aşkımm ve kalbimin emirlerine itaate mecburum. O kını al ve hemen beni kal- bimden vur! İhtiyar emekdar hayretle yüzüne bak- tı. Titriyen elleri bir türlü bu emri ifa edemiyordu. Anlu han tekrar bağırdı: — Hakanının, kumandanının - emrine itaate mecbursun. Bu emir o kadar ciddi idi ki, itaate alışmış bir Türk tarafından yapılmama- sına imkân yoktu. Selâm vaziyetinde ok atıldı. Kalbinden vurulan Anlu han ruh- suz sevgilisi Koanın üzerine düştü. bün aa ' İstanbul Belediyesi İlânları ——“— — —————ÖÖÖÖ.ÖMUİ»>UA——— Hepsine 300 lira bedel tahmin edilen Ortaköyde Vapur iskelesi sokağında 8 No. h Mecidiye mektebi enkazı satılmak üzere açık arttırmaya köonulmuştur. Şart- namesi levazım müdürlüğ minat makbuz veya mektubile beraber 7 /4/938 perşembe günü saat 14 de Daimi do görülebilir. İstekliler 22 lira 50 kuruşluk ilk te « Encümende bulunmalıdırlar. () (1672) aa Keşif bedeli 6907 lira 65 kuruş olan Zincirlikuyu mezarlığında — yaptırılacak döşeme ve bordür açık eksiltmeye konul muştur. Keşif evrakile şartnamesi leva- zım müdürlüğünde görülebilir. İsteklile r 2490 No. lı kanunda yazılı vesikadan başka Fen işleri müdürlüğünden alacakları fen ehliyet vesikasile 443 lira 7 ku- Tuşluk ilk teminat makbuz veya mektu bile beraber 14/4/938 perşembe günü saat 1$ de Daimi Encümende bulunmalı dırlar. — (B.) (1TIT) Devlet Demiryolları velimanları işletmesi Umum idaresi ilânları Eskişehir Gar Büfesi 3 sene müddetle ve açık arttırma ile kiraya verilecektir. Aylık muhammen bedeli yirmi liradır. Arttırma 15/4/938 tarihine müsadif Cu- ma günü saat 15,90 da Haydarpaşada İşletme Müdürlüğü Komisyonunda yapı « lacaktır. Bu işe ehil isteklilerin mezkür gün ve saatte 54 lira muvakkat teminat akçele- rile Komisyonda hazır bulunmaları lâzı mdıt. Şartnamelerin İşletme müdürlüğünden ve Eskişehir garindan parasız olarak temini kabildir. — «1861> Gümrük Muhafaza Genel Komutanlığı Satınalma Komisyonundan: 1 — 32 sayılı ana gemisi için satın alın acak 5 kilit zincirin müteahhid nam ve hesabma 21/4/938 Perşembe günü saat 11 de açık eksiltmesi yapılacaktır, 2 — Tasınlanan tutarı 1230 Tiradır. 3 — Şartname ve evsaf komisyondadır. Görülebilir. 4 — İsteklilerin llk teminat olarak 93 liralık vezne makbuz veya banka mek - tubları ve kanuni vesikalarile birlikte o gün saatinde Galata eski İthalât Güm- rTüğü binasındaki komisyona gelmeleri. «1856> İstanbul Defterdarlığından: ins ve mevkli Senelik muhammen kira müddeti kirası Lira Kuruş Kâğıthanede Dere boyundaki seyir yeri kahve ocakları (senelik kirası peşin ve- rilecektir). 200 1/5/938 Nlâ 31/10/938 Kâğıthanede Koşu köşkü karşısında Cen- dere yolu üzerinde 4166 metre murabbsaı tarla: # 35 3yıl Mahmudpaşada Çuhacı hanının üst ka- tından 32 No, hi oda: 40 2 Yukarıda cins ve mevkileri yazılı yerler hizalarındaki kira ve müddetler ü- zerinden açık arttırma usulile ayrı ayrı kiraya verilecektir. İsteklilerin ve tedle ye şeraiti ile diğer şartlarını öğrenmek istiyenlerin 21/4/938 Perşembe günü sâae at on dörtte yüzde 7,5 pey akçelerile Milli Emlâk Müdürlüğünde toplanan ko« misyona gelmeleri. (M) (1876) HALEK OPERETİ Bu akşam BÜYÜK GALA Fransız Tiyatrosü Çamlıca — güzelleş - tirme kurumu adına K Üstul san'atkâr Naşit N -Halk oporeti - kıy- x metli san'alkâr E. Z Tek. Muallâ konseri komedi - Muallâ dinç ses konseri Gardenhar Varyetesi AVRUPADAN AVDET Şehrimizin maruf Ücaretha- nelerinden Beyoğlunda BA- KER mağazaları direktörü Bay Bornştaya, İngiltere ve Fransanın en büyük merkez- lerini ziyaret ettiği Avrupa seyahatinden avdet etmiştir. Mübayaa — ettiği — külliyetli miktardaki mevsimlik mallar ekspresle şehrimize gelmiş ve gümrükten çıkarılmıştır. Baker mağazaları, eskisi gibi her yerden iyi ve ucuz fiyal- larla salışa devam etmektedir. Senenin son temsili bu akşam Üsküdar (Halk) sinemasın- dallk defa olarak büyük vodvil KONTAK YAPTI Yevmi, Siyasi, Havadis ve Halk gazetesi Yerebat sokak, 28 tan, Çatalçeşme İSTANBUL Gazetemizde çıkan yazı ve resimlerin bütün — hakları mahfuz ve gazetemize aittir. ABONE FIATLARI : 6 1 e| E M Ke. | Ka K 1400 | 7D0 | 400 | 160 2840 | 1220 | 7T10 2700 | 1400 hte burada VALIDOL imdadımıza el Onu bir kara tecrüba ediziz. Zeranız ve #inirleri terkin eei olan be Höç uyburuzluğa barg vemlmes bir devddir. VALIDOU: dümla, toblet ve hep TÜRKİYE YUNANİSTAN 800 Abone bedeli peşirdir. Adres değiştirmek 25 kuruştur. Gelen eorak geri verilmez. İlanlardar merv'uliyet alınmaz, Cevap için mektublara 10 kuruşluk İstanbul Birinci İflâs Memurluğundan: Müflis Rella Şirketi alacaklılarımı men- faatlendirecek çok mühim bir meseleyi konuşmak için 8/4/938 cuma günü sant 14 de alacaklıların dairemde taplanmala- Ti ehemmiyetle ilân olunur. — (6553) * Posta kutusu : 141 İstanbul Telgraf : Son Posta Telefam : 20208