Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.
İfşa eden idam olunur!,, ırb sanavyvi casusları arasındaki mü — SoNn POSTA cadele Litvanyalı çamurları kurumanış bozuk kaldırımlı bir sokağa sapmış, yanı başımızda yarı belimizden aşağı boyile, topal ayağı üzerinde devrile devrile yürümeğe başlamıştı. İkide birde dönüp arkasına bakıyordu İki dakika sonra otelden çıkıp bir o- tomnobile atlamış bulunuyorduk. Ben o- tomobile binerken Mösyö Mişel'e nere- ye gideceğimizi şoföre bildirmesini söy- ledim ve neresini söyliyeceğini de işi- debilmek için kulak verdim. Fakat ne- resini söyledi, bunu işitemedim. Cadde- lerden sür'atle geçen otomobilde üçü- müz de hiçbir şey konuşmadan susu- yorduk, Bir aralık Olanda bir sigara yakmış, Litvanyalı kâşife de ikram et- mişti. Fakat Litvanyalı sigara içmediği- ni söyledi. Bu hareket Olandanın da, benim de gözümüzden kaçmamıştı. Zi- ra Litvanyalı kâşifin verilen sigarayı reddetmiş olması gayet ihtiyatkâr bir adam olduğuna da delâlet edebilirdi. Otomobil Parisin ışıklar içinde, fakat gayet kalabalık caddelerinden geçerken ikide birde duruyor, o vakit Olanda belli etmeden, fakat dikkatle dışarıya bakıyor, ben Parisi henüz tanımadığım için nereleri geçtiğimizi anlamıya Ça- lışıyordum. Bir aralık kulağıma eğilerek gayet | hafif ve çok endişeli bir sesle: — Draveskiye her halde haber ver- miş olmalıydık!.. Dedi. Ben gülerek omuzlarımı silk- mekle iktifa ettim. Olandanın endişe- lerini anlıyardum. Fakat onun daha ziyade Litvanyalı kâşifin gayet çirkin bir mahlük oluşunun tesiri altında kal- dığma hükmediyordum. Zira, herifin garib ve insan pıhtısı gibi bir türlü alı- şılamıyacak çirkin şekli şemaili benim üzerimde de aynı meş'um tesiri yap- makta idi. Fakat bu garib Litvanyalı- dan çok büyük sırların kopması ihti- mali beni o kadar meraklandırmıştı ki tehlikeli bir iş yaptığımızı pekâlâ bil- mekle beraber sonuna kadar gitmekten kendimi menedemiyeceğimi kat'i su- rette hissediyordum. Filhakika bu acaib Litvanyalı niçin bu kadar ihtiyatkâr, âdeta korkak ha- reketlerde bulunuyordu?. Otomobilde tek kelime bile konuşmamakta ısrar et- mesi, ihtimal ki şoförden bile çekindi-| ği içindi. Acaba bakikaten keşiflerinin sırf sanayii alâkadar eden keşifler ol- masından dolayı mı bu kadar ihtiyatlı harekete ilüzum görüyordu? Yoksa ken- disine fazla ehemmiyet verdirmek için bunu kasden mi yapmaktaydı? , Bu tipteki çirkin ve kusurlu insanla- rın ekseriya her insan üzerinde uyan- dırdıkları meş'um hisler bu acaib Lit- vanyalı kâşif hakkında da ,muhakkak ki sarih ve mantıki hükümler vermeğe imkân bırakmıyordu. İnsandan ziyade iri bir çağanoza benziyen bu adam ha- kikaten -göründüğü gibi haris bir ah- maktan başka bir şey değil miydi? Yok- sa; bilâkis, ekseriya bu tipte insanlar- daki tabif kinin yarattığı meş'um ve şerir bir zekâ karşısında mıydık?. Şu müuhakkaktı ki ne kadar mühim sırla- rın, ne kadar ehemmiyeti olan ip ucla- rınrın elde edilmesi ümidi olursa olsun eğer, Olanda fevkalâde cesur bir ka- dın olmamış olsaydı, böyle bir adamın peşine düşüp de benimle beraber gel- meyi dünvada gözüne alamazdı. Bense, Palais des Decouverts'de gör- düğümüz elektron cihazının bu haris ve acaıb mahlük tarafından kat'iyen yapılmamı; olduğuna “emniyet getir- miş olduğum için bu çirkin maskenin altında çok garib sırlar yattığından haklı olarak şüphelere düşmüştüm. Esasen Olanda ile dünyanın esrarlı cebhesinde geçirdiğim şu kısa müddet zarfında insanların en mühim esrarı- nın ekseriya ya en güzel insanlar veya en çirkin, sakat mahlüklarda bulundu- gunu, gizli hayatta tercihan bu tiplerin kullanıldığını yakından görmüştüm. Binaenaleyh bu sakat ve iğrenç insan parçasının da müdhiş ihtiraslarile ken- dine dünyada göz kamaştırıcı bir cen- net yapmaya çalışmış olacağından, pek tabil olarak birçok büyük sırlara karışa | -cağından hemen hemen şübhe etmi- yordum, di — Gi b & B 'a sulak İ Ça Pi Onun içindir ki bu Litvanyalı garib adamın elektron hâdiselerine merak ve alâkası tesadüfen olmadığı hakkın- daki şübhemi tahakkuk ettirmek, o takdirde bu adamın ağzından pek mü- him olacağı şübhe götürmiyen sırları tamamile alabilmek için son derece ma- haretle, ve hiçbir tehlikeden yılmaksı- zın sonuna kadar, kat'i bir azimle ha- rekete karar vermiştim. Ben otomobilde bunları düşünürken Litvanyalı kâşif elinde tuttuğu şoför- le konuşmaya mahsus lâstik boruyu birdenbire ağzına götürdü ve: — Dur! Emrini verdi. Araba fren yaparak derhal dürdu. Litvanyalı inmemizi kalın ördek sesile: — Buyrunuz! Geldik!.. dedi işaret ederek Bir hastabakıcı: Bu - Biocel - li cild unsuru Bir mucize gibi teni güzelleştirdi dedi Tesiri âdeta sihirli oldu. Birkaç gün zarfında yüzümdeki küçük Çizgi ve buruşuklukların kaybol- duğunu gördüm ve iki üç hafta sonra kendimi âdeta on yaş genç- leşmiş buldum. Bir doktor de- mişti ki, «Biocel» cevheri bir Vi- yana Üüniversitesi profesörünün büyük keşfidir. Bu cevher, şimdi pembe rengindeki Tokalon kremi terkibinde mevcuütlur. Bu kremi ber akşam yatmazdan evvel kul- lanınız. Sabahları da beyaz ren- gindeki Tokalon kremini sürü- mer ve çirkin bir tene bile yeni bir canlılık ve gençlik verir. Cik di beyazlatıp tazeleştirir. ve bü- tün buruşukluklardan kurtarır. Bayanların nazarı dikkatine Satın aldığınız To- kalon kremi vazoları- nın büyük bir kıymeti vardır. Onları bayiini- ze iade ettiğinizde be- heri için 5 kuruş ala- cak, ayni zamanda kıy- mettar mükafatları bu- lunan Toka'cn müsaba- kasına iştirak hakkını veren bir bilet takdim edecektir. Gelecek nüshalarımızda ilân edeceğimiz Tokalon müsabakasının ikrami- yelerini okuyünuz. gi ümiş Vai aA? A ea y 144 lf E T lliğüler ç GD “lk . nüz. İki kremin tesiri İle en es- / Otomobilden inerken: Olanda kula- ğıma heyecanla: — Mon Martredeyiz.. , Diye fısıldamıştı. Bunu bana gsöylerken ! Olandanın gösterdiği heyecanın sebebini pek gü - zel tahmin ediyordum. Hiç şüphesiz Olanda da çocukluğunda cinaf roman- lar okumuş olacaktı. Zira benim aklım- da da Parise aid olan mühim isimler arasında bu isim ancak cinai romanlar- dan kalmıştı. Binaenaleyh Olandanın şimdi en Mmüdhiş bir hakikat etrafında yürüdüğümüz sırada (Mon Martre) kelimesine böyle bir ehemmiyet veri- şine sadece gülmekle iktifa etmiştim. Litvanyalı çamırları kurumamış bo- zuk kaldırımlı bir sokağa sapmış, ya- nı başımızda, yarı kelimizden aşağı bo- yile, topal ayağı üzerinde devrile dev- rile yürümeğe başlamıştı. İkide birde de arkasına dönüp bakıyordu. Biz de gayri ihtiyari herifin nereye baktığına rin bir nefretle buruşturarak: — Bu memlekette şoförlere bile iti- mad olunmaz. -diye homurdandı- Muh- |terem doktor cenapları! Affedin!.. Sizi, bunun için, biraz ilerde indirdim!.. — Beis yok, Mösyö Mişel!.. Yalnız eviniz daha uzak mı? Herif ellerini başının hizasında ha- vaya kaldırarak: — Yok!. Hayır!.. Şuracıkta.. dedi. Litvanyalı kâşifin, şoför tarafından bile takip edilmemiz ihtimalini düşü- nüşü bizim pek tuhafımıza gitmişti. Olanda büyük bir hayretle dudakları- İnı bükerek, yan gözle, çarpık ayağile önümüzde paytak paytak yürümiye başlamış olan bu garip adama tuhaf bir nefretle bakıyordu. — Arkası var — Baswe memelerinin ANTİVİRÜS İLE TEDAVİSİ RENTA PATI /Ç VE DIŞ BASUR MEMELERİNİ, BASUR MEMELERİNİN HER TÜRLÜ İLTİHAPLARINI, CERAHATLANMIŞ FİSTÜLLERİ AZ ZAMANDA EYİ EDER L T L .. BUK Son Posta Yevmi, Siyasi, Havadis ve Halk gazetesi 'Yerebatan, Çatalçeşme sokak, 25 İSTANBUL Gazetemizde çıkan yazı ve MA resimlerin bütün — hakları mahfuz ve gazetemize aittir. ABONE FiATLARI ç— i 6 8 |1 Senel Ây | Ay | Ay Kr. Kr. Er. Ko TÜRKİYE 1400 | 760 | 400 ( 150 YUNANİSTAN |2340 | 1220 | Ti0 | 270 ECNEBİ 2700 1400 | 500 | 300 Abone bedeli peşirdir. Adreş değiştirmek 25 kuruştur, Gelen evrak geri verilmez. İlenlardar mes'uliyet alınmaz. Cevap için mektublara 10 kuruşluk Pul ilâvesi lâzımdır. Postâa kutusu : Tâl İstanbul Telgraf : Son Posta Telefon : 20205 baktık. O vakit Litvanyalı suratını de- | Niçin daima tercih ediliyor? Çünkü Evvelki gün soğuk almıştı, dün yatıyordu, bu sabah SA dipdiri ayağa kalktı GRİPİN Bütün ıığn, sızı ve saricıları dindirir. GRİPİN Soğuk algınlığına, nezleye, gripe, diş, bel, sinir, adale ağrılarile romatiz- maya karşı bilhassa Muhammen bedeli 20.000 lira olan 100 ton Klorütutya 9/5/1938 Pazartesi gür — | nü saat 15 de kapalı zarf usulü ile Ankarada İdare binasında satın alınacaktır. — | Bu işe girmek istiyenlerin 1500 liralık muvakkat teminat ile kanunun tayin — | ettiği vesikaları ve nafıa müteahhitlik vesikası ve tekliflerini ayni gün saat 14 de kadar Komisyon Reisliğine vermeleri lâzımdır. Şartnameler parasız olarak Ankarada Malzeme dairesinden, Haydarpaşada Te« sellüm ve Sevk Şefliğinden dağıtılmaktadır. (1515) Müuhammen bedeli 6538,11 lira olan muhtelif eb'atta 148,548 metre mikâbı — meşe köprü traversi kapalı zarf usulile 2/4/938 Cumartesi günü saat 10,30 da — — Sirkecide 9 ncu İşletme binasında Mübayaa Komisyonu tarafından satın alma- caktır. :3 Bu işe girmek isteyenlerin Nafia ve diğer vesikalarile beraber ve 490,21 liralık muvakkat teminat mektubu ile komisyona müracaatları lâzımdır. Şartnameler parasız olarak komisyondan verilmektedir. — «1438> Talebe ve Muallimlere Mühim tenzilât. ğ Talebelere her zaman ve muallimlere Mayıs başından birinciteşrin sonuna ka- dar umumi tarifeden yapılmakta'olan 96 50 tenzilât 30 Mart 938 tarihinden iti- baren umuma mahsus tenzilli tarifeler üzerinden dahi yapılacaktır. Yeni ücret- ler, seyahat mıntakasında mer'i tarifelerin tenzilât nisbetlerine tebaan müte « — havvil olmak üzere mühim nisbetlerde tenzillidir. 'Talebe ve muallimlerin, umumi tedrisat dereceleri dahilinde bulunan resmi ve maarifçe musaddak hu « — susi bir mekteb veya üniversiteye mensub olduklarına dair kendi mekteb ve — üniversitelerinden veya Maarif Vekâletinden veyahud Maarif müdürlüğünden tasdikli ve fotoğraflı bir hüviyet varakasını hâmil olmaları ve bunları taleb vukuunda göstermeleri. lâzımdır. ! Ayni şartlarla ecnebi memleketlerdeki mekteb ve üniversite talebe ve muâl- Himlerinin hâmil ölacakları hüviyet varakalarının, 'Türk — konsolosluklarından — veya Türkiyede Maarif İdaresinden de tasdikli olması icab eder. Biletlerin, Trenlere binmeden evvel alınması lâzımdır. - A Fazla tafsilât için istasyonlara müracaat edilmelidir. —«719> «1462> IKadıköy Vakıflar Direktörlüğü ilânları | Mahallesi Sokağı No. sı Cinsi h Altunizade Koşuyolu 20 Ev » , - 22 Dükkân Ğ > » 24 > p , Küçük Çamlıca 26 > B — » Koşuyolu 36 Ev 4 » » 44 » » > 46 Oda » » 52 Ev B » » 54 » | » > 56 » J Yukarıda mevki ve cinsleri yazılı yerler kiraya verilmek üzere açık arttır « maya çıkarılmıştır. ş satfğ İhaleleri 28/3/938 Pazartesi günü saat 15 dedir. İsteklilerin Kadıköy vakıflar — | müdürlüğüne müracaatları. — (1465) y İstanbul Kültür Direktörlüğünden : Millet Kitapsarayında 12 lira maaşlı bir işyarlık açılmıştır. Memutin kanunu« — - nun 4 üncü maddesinde tesbit olunan durumda olanlardan Kitapsaraylar kurs — sundan ehliyetname alanlarla kütübhane işlerile uğraşıp bu hususta tecrübe sa- — hibi bulunanlar tercihan atanacağından isteklilerin 30 Mart akşamına kadar di« lekçe ile ve vesikalariyle müracaat etmeleri. — «1529> : ğ h a â he Bi 65 el a