KULAKLI DEDE Bir köyde, bahçı » van Osman adında bir adam vardı. Bu adam kara gözlü bir eşeğin sahibiydi. Os- man bahçıvanlığın - dan topladığı seb « zeleri merkebine yük letir ve her gün ka « sabaya, satmağa gö- | türürdü. — Kazandığı beş ön kuruşla karı « sını, küçük Ayşesini besler, arasıra da merkebe arpa alırdı. Gel zaman, git zaman bizim Osman da- yanın işleri bozuldu. Sebzeler para etmez | dede» yatar. oldu. Artık Osman dayı pek az kazanı « Hayretten ağzı açıldı. Kendi kendine: yor, ve bu kazandığı parayla karısile ço-| Hey gidi hey.. cuğunu zor yaşatabiliyordu.. Bu hal e - Bizim merkebi dede yapmışlar çıkmış- pey sürdü. Kara gözlü merkeb gittikçe |lar... diye mırıldandı. Ben gideyim hü - zayıflıyordu. kümete haber vereyim de burasını yık - Bir gün bahçıvan Osman dayı gene ka- | tırsınlar.. sabaya sebze satmağa giderken yolda İşte böylece Osman dayı gülerek ka - merkebceğiz ölüverdi. Osman dayı, hay- | sabanın yolunu tuttu. Doğru kaymakama vancağızın öyle yol üstünde kalıp kar -| giderek meseleyi anlattı.. galara yem olmasına razı olmadı. Bir çu- Kaymakam derhal oraya bir sürü &- kur kazdı; ve merkebi oraya gömdü. Son-| damlar yolladı. Türbeyi yıktırdı. Toprak ra şaka olsun diye bir mukavva parçası| kazılınca altından iri kemikler çıkınca bulup üzerine «Burada kulaklı dede ya- ftar» cümlesini yazdı. Ve mukavvayı bir değneğe bağlıyarak merkebin mezarının üstüne dikti. Bu ışi bitirdikten sonra tekrar köyün yolunu tutarak döndü. Bir müddet sonra oralardan geçen köy- Tüler bu mezarı gördüler; ve kulaklı de- denin böyle fena bir mezarda kalmasına razı olmadıkları için meseleyi kasabaya haber verdiler. Kasabanın en zenginleri aralarmda pa- ra toplıyarak «Kulaklı dedeye» kocaman bir mezar yaptırdılar; ve mezarın üstüne «Burada Kulaklı dede yatar» cümlesini kazdırdılar, İşte o vakitten sonra artık Kulaklı de- gdenin ziyaretçileri çoğaldı. Mum adıyan- lar, zeytinyağ getirenler, mezarın demir- lerine paçavra, bez bağlıyanlar fazla - laştı. Bir yıl içinde Kulaklı dedenin şöh- rveti aldı yürüdü.. Bir gün bizim Osman dayının yolu ge- me oralara düştü. Eşeğini gömdüğü yere gelince gözleri faltaşı gibi açıldı. Buraya mne olmuştu? Kocaman bir türbe yüksel- Osman dayının doğru söylediği anlağıl » di. O gündenberi Kulaklı dedenin şöhreti kayboldu.. Ve artık köylülerden hiç kim- se öbür meşhur dedelere bile ne mum ve ne de yağ adamadı.. Bümea eai Borçlu borcunu ödemezse Çinin bazı eyaletlerinde borçlu borcu- nu ödemediği takdirde alacaklı borc'u- nun oturduğu evin kapısını yüklenip gö- mişti. Yaklaşıp bakınca türbenin üstün- türmek hakkını haizdir, BON POSTA Moraklı ve Faydalı Filleri koşturmak için Filleri daha çabuk yürümeğe teşvik et- de şu cümleyi okudu: «Burada Kulaklı | mek *çin, anlara binenler, hayvanın kü- laklarını ayaklarının ucile kaşırlar. ı c Yünden bebekler 'Yukarıda gördüğünüz bebekler firke- te ve yünle yapılmıştır. Firketeler bir - biri içerisine geçirilir ve Üzerine yün ge. niş gösterilmesi icab eden yerlere fazla ve dar gösterilmesi icab eden yerlere da- ba az olmak üzere sarılır. Siz de bu tarz- da bebekler ve sair oyuncaklar yapabi - Yirsiniz, tecrübe ediniz. MAYMUNLA FİL— Maymun çok dolaşmış, çok şeyler görmüştü. Bir zamanlar büyük bir cam- bazhanede çalışırdı. Orada tahtaravalli oynar; ön ayakları üzerinde ayağa kal- kar, seyircileri güldürürdü. Bir gün bütün bunları arkadaşı file anlatmıştı, Birdenbire tahtaravallinin yüksekte bulunan ucuna düşüverdi. Onun düş- mmesile tahtaravallinin öbür ucunun yu- karı kalkması bir oldu. Maymun, havaya fırladı ve biraz öte- Geki»su birikintisinin içine tepesi aşağı n düştü. .. Fil, maymunun yaptıklarını yapmı « ya merak sarmıştı. En evvel salta dur- mayı öğrendi. O, bunu öğrenince, may- mun ön ayakları üzerinde ayağa kalku: aydi şimdi de bunu yap! Dedi. Fil, hemen hortumunu uzattı; may » munu kuyruğundan yakaladı, su biri- kintisinin içinden aldı. Maymun sır - sıklam ıslanmıştı. Her tarafından sular akıyordu. Fil onu, güneşe bıraktı, maymun ku- rurken, © da, Fil maymuna baktı, bir cesaretle: — Bu da bir iş mi, ben de yaparım! Dedi, Ve hemen ön ayaklarını yero koydu. Bu gırada maymun da tahtara - wallinin bir köşesine oturmuştu. Fakat £i iri gövdesini ön ayakları üzerinde doğrultmıya çalışırken ,Kendi kendine ön ayakları üzerinde ayağa kalkmayı talima başladı. Ve maymun kuruyuncıya kadar o da ar « tak Ön ayakları üzerinde ayağa kalk » mayı öğrenmişti. 3K NĞÜNÜ BÜ AD ği AF 12 !!arı - — Küçük bayan dikisi et, bir şey düşürüp kırmi” yasın. — Annemi mahcub et. mem, Misafirleri öyle 4- Çırlıyacağım Ki — herkesin Bafirlerimiz gelecek.. sen evin kızaı olduğunu isbat etmelisin.. yemekleri sen — Oh, ne iyi, misafirler gaşıracaklar.. güzel güzel gorbayı götürüp masaya Koyacağım! — Aman bayan aşcı, &- cak çorbayı götürdüm, piş- tim. — Yemekler — yenince vantilâtörü açar, serinler- . Gin! — Yemeklerin yenmest” ne ne hacet, ben şimdidef vantilâtörü açar, serin sE” rin iş görürüm. —H Yemeği getirdim. YENİ BİLMECEMİZ İncinin erkek kar » deşinin doğduğu gü- nün — yıldönümüydü, İnci, o gün erkenden kalktı, pastalar ha - zırladı. Kardeşi ev - de yoktu. Fakat İnci- nin neler hazırladı » ğim bahçede bir ye- re gizlenmiş seyre » diyordu. İnci karde- şini göremedi. Baka « hm siz arayınız gö » rebilecek — misiniz? Eğer görürseniz bu - Tunduğu yere — işaret edin.. Ve resmi ke - sip bize gönderiniz. Bir kişiye bir futbol topu, bir kişiye bir kilo çikolâta, diğer yüz kişiye de, Sön Postanın küçük oku. yucuları için yaptır » diği şık ve İhymetli bediyelerden vere « ceğiz. Bilmeceye cevab verme müddeti on beş gündür. Bilmece covabım! gönderdiğiniz zarfın üzerine «Bilmece» kelimesini ve bilmecenin gazetede bit çaklık! Küyk süml