SON POSTA I:HI-EKE'I" v HABERLERI j oğuda karakışbu bütün şiddetile hüküm sürüyor TTT R SÜ KAS K U 7 Kop dağı, Erzurum - Gümüşhane yolundan adam 8Seçirtmiyor. Bitlise düşen kar 4 buçuk metreyi buldu İKars valisi Erzuruma gelirken tipiye Pakalandı, bir sıgınakta 20 saat kaldı l'""luı (Hususi) güdük ve m““! bir aydıt. larda bu sene Soğuk yapmadı. ? Çok eziyet vere izitler söylüyor. ; Ezurumun — en “Cyen ayları şu- Ve marttır. Şubat , ""' Sık sık ya ti pı!enn. sıkadığı ay « “Ma>t ise, hük « h daha ziyade K, *da — gösterir, p biraz isınıp kar &T Ü Ati a :'Abuldo bu sa- h. Okuyan karile- l denince, ge- İf kere belki *“'"ıum bir K fayı gözönüne h ler, Marmara Karlar altında Doğudan iki manzara: Sıvas ve Bitliş azda kar düşerken, rüzgür eser|tan çıkıp da Erzuruma ge. irken, Uzun İ( beyaz bir duman bürür, Nadaki tipi İstaabuldakinden biraz p. İstanbulda. kar yağarken tipi İ Urada gece, gökyüzü, parıl parıl Cn, ayın güzelliği, beyaz ovalarda ÜRS yaparken tipi olur, Melerle yığılan kariscın üzerinden, | q_'tnı'n gibi hafif fakat donduru- İ Yel eser. Önüne doğu Anadolunun, $ Yaylâlarırın karlarını katar. h_xnndulun an yüssek yaylâların- h Harın da İstanbul karlarından Vütdır., kartı, “ry rüzgörin önünde daha ter- ':;; Munistir, İstanoıulun karların - m’Mvumıı;ın başlıcır. Bir kere pas» tiş İr. Kar topu yapılamaz, elinizde Bider, Mübalâğa <tmeklen kork « Üiveceğim ki bit kar — yığınının * Higromstre koyup da rutubet h"l aramağı kalksamız sıfır raka- | !'7 Yöilaşırsınız. 'Uu soğuk olduğu :'çin, kar da bu- &ı Koptuğu zamarılerdaki Bibi ha« hünet nukıs ondan Aşağı düş * 'h I'“"l su köyverip sortleşmez, o « qk de, bahar rüzgârları kadar ha- önü tub rüzgürları gibi soğuk yel- 'e de, kümecikle- yapa yapa iler- İ *N yolunu kopar boğazları tıkar, hılaıar'sl(ı geçidleri zapteder. de bu mektubumla beraber Velişi Vüsül acrak olan, Karsın kiye _! Akif İyidoğar. da, yerden bite İN esiri o'du ve mezünen Kırl . * Belki ihuı « İ n Beç ) bi $ gü bi n at va, ŞU benim ağ: ld.gısr <. Tabsili için ağırlığınca para sarfettim. İlim namına ne vavsa yuttu. Ahmed ismindeki bir mevkide tam z0 saat kara saplandı ve çıkamadı. * Kop da üyledir. Erzurumun ufukların- da hava karardı ma, herkes. İstanbul ka - pısına doğru bakar. — Kopda şimdi kıyametler kopuyor, der. Kopun pek fen1 bir şöüreti vüardır. Burada halk arasında derier ki. bütün büvök kudrete tapmışlar, başla « <ni eğmişler. fakat Kop ıııı*mı oldu « gurdın böyle şeye aldırış eımrmış, e - memiş ama... Kafası da uçmuş, şimdi te- pesi yamyassı. Fekat Erzurum - Gümüş- hane yolu üzerinde bir kzlar tarik gibi duruyor. Ve birazıcık yel üfürüp su gö- türdü mü şöseyi ukuyor. — Yasâak!... 4 Hadi amneleler, #ğınak'ardan, tamiratı mütemadıye evlerinden çızıyorlar. Elde talıta kürekler, Erzurumda hasretle İs « tanbul mektubu bekliyen.rrn, haşretini söndürmesle uğraşıyorlar. Yol açıyorlar. Kırk sekiz saat mesaiden Erzurumda Lir mehzuzıyet peyda sonra, oluyor. — Transit otobüsleri dün gelmişler... Ben on beş gündenberi ker gün fırsat bulup Trebzona inmek isliyorum. Fakat Kop haydaudu koytivermis or. Ne yapalım, tren gelimciyo kadar bu kahra katlanacağız. M.F. .. Genç bir Ai bittim. - ! ' Bitlisin şehir dışı yolları kâmilen kapandı, posta gelemiyor Bitliş (Hususi) — Şubrtun bütün gün- leri bözuk ve tatsız bir hava içinde geçi- yordu. Son haftas: ıse basbayağı bir âfet oldu. Bu sene Bitlise düşen ekar» ın kalınlığı dört buçuk metreyi bulu uşlur. Bugün de yerde iki buçuk metçecen fazla kar var, Bir tnikdar, ılık hava ile yağan yu- Mmüuşak kor, kendısi'e bersber. vağmış o- lanların da bir kısınını erilmese, dumekl şimdı, tabil zeminden dört buçuk metre yükseklikte yürüyecektik Tam bir haftacır, ölçüya sür'atte karayel asıyor. Yerililer ne kadar şidaetli, ne'bu kadar devamlı fir- tına görmediklerini söylüyorlar. Bizlerse tasavvur dahi etmivorduk. Bu hava şartı içinde yağan kar, hemen temen merci- mek hacıninde, sert ve haşlayıcı bir mad- de oluyor. Siyahâ yakın ve kesif duman tabakasından bir tek adım ününüzü gör« mek, maharet işidir. Şehir dışı yolları kâmilen kıp:lırlır İstandul postası, Pitlise otuz kilometre mesafede olan Duhan hanından geri dön- müştür. Bittabi buradan da gidemiye « cek. Ben de moktubumu hâdiseyi va tmde kaydetmiş olmak tçin yazıyorum. Gazeteye ne zaman yütişeceğini tahmin edemem. Şehır yolları, jandarmaların da arada bir iştırakile, belediye temizlik amelesi tarafından açılıyor. Bu acış basittir: Bir tek ana caddede rlle çekilen, kızak ter - Übi bır şey yürütülüyor, dığerlerinde de delikanlılar ikişer kol nizamında —arka arkaya yürüyorlar, iz açılıyor, üstünden geçiyoruz. Fırtına yüzünden bir çok kımseler şu- rada, burada bunalıp, şuraya buraya ile ten etmektedirler. Biz de bir gece dönü- şünde, ailece bir arkadaş evimne misafir olmak mecburiyetinde kaldık. Otuz adım ilerdeki ana caddeye varmağa imkân bu- lamadığımız için. sığmıyacak bu na yakalandınız. mı, evvelâ nefes almaz oluyorsunuz. Sonra her şey ve her yer kapkara.. Çok istedim Ki bu Afeti, fotoğraflarla tosbat etlireyim, mümkün olmadı. Nefes almıye ve bir adım ilerisini görmiye im- kân bulunmıyan hallerde, fotoğraf, gü- lünç bir arzu olur Tok Gümüşhenede yeni bir Halkevi binası yapılacak Gümüşhane (Hususi) — Yeni bir Haixevi binası yapılması için fikbahardan soara “nşaata başlanacak surette şimdi « den gereken malzeme mübayaa edilmiş- tir, Akçevre adlı bir mecmusnın aylık ve mümkün olursa on beş günde bır çıka e| rılması da düşünülmektedu. Halkevi baş. kanlığına Muhsin Alıc seçfimiştir. Pızır Olıı Hııarı Bev Diyor ki: m olarak cak? Zonguldağın bir türlü halledilmiyen derdi Şirket kooperatiflerile perakendeci esnar ve ticaret odası araındaki ihtilâf hâlâ devam ediyor Zonguldakta kö Zonguldak (Husust) — 1932 de, ma- den şirketlerinin açtıkları kooperatif- ler hakkında bazı şikâyetler yapılmış- ti O zamgı yetleri ve koopera- alâka ile takib eden tüccar, işi bir hâdise yap” ngre vesilesi ile de na intikal ettürmişlerdi. Bu ile şirket mümessilleri | farasında gürültülü münakaşalar geç - miş, nihayet, perakendeci tüccar cep- hesini sn ticaret odası, kooperatifci şirketlerden birini mahkemeye vermiş- ti, bu Pera kendi bakımla lar diyorlardı ki: « — Zangüuldeağın ev besleyen nüfu- su, Memlekette başkaca bir iş sahası ol- madığından memur ve işcidir. Şirket- ler kooppratif açınca ve kendi çalıştır- dığı memvrini ve işçisini mağazalardan alış verişe febar edince bizim yapaca- 'et an bhaklı idiler, On- car şi lerinde, ı.._mı en doğru hareket, dükkânların iyi |kepenklerini çekip gitmektir.» Ticaret odası da kendi noktai naza- rından haklı idi. Ticaret odası diyordu ki: « — Ticaret kanunu sarihtir. Hiç bir şirket, hiç bir müessese teşekkül mak- sadının haricinde başka bir ticaret nevi yapamaz. Halbuki şirketler açtıkları kooperatiflerde ekmekten sigara ve kendeci tüccar gibi, devlet, belediye tekâlifi vessir Tüsum vermediklerin- den sattıkları eşyayı Çarşı piyasasına Bgöre çok daha ucuz vermeleri iktiza e- mür nakliyatı der. Halbuki, Şşirket kooperatiflerinin satın fiatile, çarşı piyasası arasında kü- Çük bir fark dahi yoktur, O halde bu mağazaların satışlarından hasıl olan 'kârlar nare n hakl idiler. Onlar'da 'dis mağazalar koo- peratif değil, & mağazalarıdır. Biz bu mağazeları açmadan önce maden mıntakala A iz ve memuru- muz bir tekim amele bakkallarının ih- tikârından aramıyor - lardı. e kalitesi düşük en ağır bir şekilde vnl'ıa'dt İşeimizi ve memurumuzu daha uzun 22man amele bakkallarının elinde bırakamazdık. Vakıâ, biz sattığımız malları çarşı fiatından eksik vermiyoruz. Çünkü, biz çarşı ile rekabet etmek emelinde değil, amelemize ve memurumuza gıda, vermek istiyoruz. Eğer t yapar ve çarşı ile re- , Çarşının baştanbaşa kapanması bit emri vüki olur. Biz hiç bir memurumuzu ve hiç bir işçimizi bi- zim mağazalardan alış verişe icbar et- miyoruz. «Satış mağazalarının kârı ne oluyor?» evaline gelince, oradan elde ettiğimiz kârları, şirketlerin yapmağa kanunen borçlu olmadığı sıhhi ve icti- Te Aâfetterinin en hışımlısı.. O- kibrite kadar sattıkları her nevi eşya-|mai işlere sarfediyoruz. Amele sinema- DE SA SN |dan kâr etmektedirler. Çarşıdaki pera-|sı, amele lokantaları, işel çocukları bah- çesi gibi...» İşte nektai nazarlar ve iddialar bu.. lbu karışık vaziyet hâlâ düzelmedi. Bar kalım netice ne olacak? —'A.N. Balıkesirde yoksulları faaliyeti hımaye Balikesirden ya - tahyor: Burada ge- çen sene kurulan Yoksulları Gözet « me Birliği bir sene” dir bir çok bayırlı işler görmüş bulun- m:ık"ıdır Birlik, yoksul orta okul ta- Jebesinin tahsile de- vamlarını temin ga- yesile, 65 talehe için bir yurd açmıştır. Burada bulunan 65 fakir talebenin iaşe, ibale ve sar ihtiyacları temin olun “ maktadır. Birlik, çalışabilecek kudrette olan yoksullar için de bir iş yurdu kurmuş- tur, Bu iş yurdu atölyelerinde bez, halı, battaniye ve sair eşya imal edilmekte- Hasan Bey — İşte bu fena., | dir. Bu eşyayı teşhir etmek üzere de, tahsiini bitirdi ama ben do — bundan sonra ona kim baka- Halkevinde bir sergi açılmıştır. Bu ser- giyi, vali Etera Aykut, güzel bir nutuk- Ta açmış ve yüzlerce kişi, teşhir edilen Eşyayı takdirle seyretmişlerdir. Gösterilen bu gayretten dolayı yok- sulları gözetme birliği idare heyetini ve birlik reisi Rükneddin Sezeri tebrik etmek İâzımdır. Resimde serginin açılmasında hazır bulunanlar görünmektedir.