1 0 Mart üyan zindanlarında20yıl Evvelki gün vatana dönen iki masum Türk çocuğu hatıralarını anlatıyorlar | (Baştarafı 1 inci sayfada) — Ondan, rıhtımda ayrıldık. Ban? Nereye gideceğini, nerede kalar | bilmediğini söyledi. Adresimi aldı. v — Ben, dedi, bir yere yerleştikten Sonra gelir, seni bulurum! Şimdi, Sa- € gideceğim. Orada bir hemşirem rdı. Onü arıyacağım! Mehmed Hilmiden,”bu cevabları al- df"—îan gonra, ümidsiz ümidsiz Sarıye- Tin yolunu tulttum. Fakat bir tesadüf na, Güyandan dönen diğer vatanda- Şin, Sarıyer ilkmektebi muallimlerin- den Bayan Fikriyenin kardeşi olduğ Dü öğretti. Mektebinde bulduğum Ba- Yan Fikriye, aldığım haberi tekzib et- medi, fakat; — Şimdi, dedi, Aliyi, öteki hemşire- sinin yanında bulabilirsiniz. Gelip beni Kördükten sonra, onu ziyarete gitti. — Hemşireniz nerede oturuyor? — Ortaköyde, Dereboyunda, Eski Hamidiye sokağında 6 numarada!. Bu vazih adresi ele geçirdikten son- Ya, aradığım evi bulmakta güçlük çek- Medim. Fakat kapıyı çalarken, o kadar Yorulduktan sonra, evde bulamamak- fin, ve istediklerimi öğrenemeden, din- liyemeden dönmekten korkuyordum. Kapıyı açan genç bir delikanlının (e—lniz'l halükle sorduğum suale güler “yüzle Verdiği cevab, beni bu endişeden kur- tardı a. ve Foto Cemale: — Buyurun! dedi. Salona girin... Kendisine haber vereyim! Güösterilen odaya girip - yerleş T sonra, zihnimi başka sorgular kurcala” Mıya başladı. Gözlerimi, her-an açıl- Masını beklediğim oda kapısına dikmiş, tiyatro perdes. karşısında, ilân edilmiş bir sürprizin mahiyetini keşfe çabalı-| Yan meraklı bir seyirci — sabırsızlığile| Gdüşünüyordum: — Acaba nasıl adam? Yürmi senede | 'AlI Murtaza yorgun değilim!.. Fakat, vermiş bulun- |duğum bir söz, beni sizinle konuşmak- | tan menediyor!. — Bir başka gazeteye mi söz verdi- — Hayır... Bilâkis, «Son Posta» ya karşı derin bir minnet ve sevgi duy- maktayım. Çünkü bize derin bir alâka gösterdiniz. Hatıralarımı yazdırmıya karar verseydim, bunu Son Posta'dan rica ederdiri. Fakat Güyandan bahset- memiye Güyanda söz verdim. — Kime? — Hapishane müdürüne... Bizi ora- dan, bu şartla salıverdiler!. — Güyanda, anlatılması fena tesir bırakacak bâdiseler mi olüyor? Ali Murtaza gülümsüyor: — Hayır... Fakat bir kere söz verdik türkeeyi tamamen unutmuş mu? Fran-| işte!. Sızca öğrenebilmiş mi? Eğer kendi lisa- hını unutmuş, ve Güvanda fransızca- dan başka bir lisan öğrenmişse, nasıl konuşacağız? Bizi nasıl karşılıyacak? Başından geçenleri anlatmıya razı ola- tak mı? Yoksa...... Oda kapısının açılması, zihnimde res- Migeçid yapan bu sual sürüsünü dur- durdu. Şimdi, bütün dikkatim, içeriye giren âdamın üzerinde toplanmıştı. ze.Emlıak kapısını açan delikanlının bi- — Dayım Ali Murtaza! diye takdim ettiği adam, endişelerimizi giderebile- tek derecede uysal görünüyordu: İki Metreye yakın boyu vardı. Bu u- Zun boyla mütenasib genişlikteki ©- Muzlarının dolgunluğu, sıhhatinin ve üvvetinin yerinde olduğunu anlatı- Yordu. Henüz giderilmemiş olan yol Yorgunluğu, gözlerinin altlarındaki ko- Yu morluktan belliydi. Dolgun pala -'?ıkînrımn uçlarını, üzerleri döğmeli ellerinin kalın parmaklarile, iplik bü- T gibi habre buruyor. Bu Vilhelmkâri bıyıklar, Ali Murta- Zanın yüzünc, cesur, iradeli ve enerjili T insan yüzünün diriliğini ve dinc- İğini veriyordu. Sık saçları dökülmemiş, fakat hafif- e ağarmıştı. Efekâri edalarından, ve Yumuşak fakat tepeden - bakışlarından elliydi ki, yırmi şenelik mahkümiye- m'l_ıziym'eri. meşakkatleri bile ona 'Ağlübiyeti kabul ettirememiş, şahsi” Yetindeki hâkim olmak istidadını tüke- emişti. Yüzünde harab olmuş bir hokta vardı: Dişleri... Susarken nihayet (40) yaşında gö- bu adam, güldüğü, konuştuğu, Ni ağzını açtığı zaman, bir an içinde Çaşma başmış görünüyordu. 'N dişlerinin hemen tamamen kırıl- 1$, dökülmüş, çürümüş olması, onu ol- Bundan o kadar yaşlı gösteriyordu! hı::ilfşl:mm kırı » ehi hl'ıdı- klı şivesi k gibi sıktıktan son- ile türkce konuşmıya ıo;':vşıma geldiniz... Çünkü sizinle|le seoğiz! — Yirmi senenin, anlatılacak hiçbir "'"ssı. hiçbir hatırası yok mu? -- Çak... Heni de pek çok. #nları size nr—xncnı:m.-ır imkân yok!. — Çok mu yorgunsunuz? — Hayır... Konuşamıyacak - kadar . Fakat |ziyete düşi Ve ilâve ediyor: — Bu hususta benden, Paris sefiri- miz Suad Davaz da söz aldı!.. dikleri sözde dururlar. — Haklısınız... Zaten, bize Güyan | küçük Ravello çehrini seçinişierdi. Fakat ında fera tesir uyandıracak vak- | maalesef bu arzularında muvaflak ola- alar anlatsanız bile, yazmıya kalemimiz madiılar. ha varamaz... Çünkü Fransa hükümeti, eezalarınır bir hareket yapmış bulunuyor. Bu harekete lâyık olmak, sade sizin İşçin değil, bizim için de bir vazifedir. Fakat sizin Güyanı, ve orada geçen günlerinizin enteresan hatıralarını an- Jatmanız, verdiğiniz söze muhalif bir hareket sayılamaz. — Ya o hatıralar dokunaklı kaçarsa? — Dokumabilecek tarafları, elbirliği- le budarız! Temiz teşvik ürekli vatandaş, fena yola nasum ve saf bir insan |tereddüdile düşünüyor: — Gücenirler... diyor... — A efendim, diyorum, Güyan bir sayfiye, veya bir seyyah şehri değil ki... O zindanda yaşıyan insanların, Nis'de- ki milyonerler gibi refah, rahat içinde bulunmadıklarını bütün dünya bilir!.. Sen an'atacaklarınla, bilinen bu haki- kate yeni bir şey katacak değilsin. Hattâ bilâkis, Güyan hakkırida anla- tacağınız hatıralar, belki de bazı garaz- kâr kalem'erin Güyan zindanları hak- decek! Ali Murtaza: — Hakikaten, diyor, Güyan hakkın- da, çok Asılsız ve çok mübalâğalı neş- riyat yapılıyor. « Benim okuduğum eserlerden hiçbi-. risi, Güyan'ı olduğu gibi anlatamıyor, tanıtamıyor!.. Güyanda, — anlatılacak, şaşırtacak vak'alar, maceralar o kadar çok ki, © asıIsız mübalâğaları icad etmi- ye lüzum görmelerine şaşıyorum! — Okuduğunuz eserlenden bahsedi- rsunuz... Demek fransızcayı iyice i- rletliniz . — Tabil... Oraya gelenlerden bazı ları kendi dillerini unutmuşlar, üstelik fransızcayı da öğrenememişler. Bu va- en biçarelerin insanlar ara- sında kalmış bedbaht birer hayvandan farkları kalmamış. Ne meremlarını anlatabiliyorlar, ney” SON POSTA “Greta Garbo 15 Martta evleniyor Roma (Hususi) — Napolide geçen gün enteresan bir hâdise cereyan etmiştir. Bir kadın yanında bir şoför ve bir Al. man polis köpeği olduğu halde otomo- bille Napoliye vâsıl olmuştur. Burada birkaç mağazayı ziyaret eden kadın altın renginde lâmadan bir tuvaletle birklç elbise satın almıştır. Yarım saat kadar sonra bu mağazanın önünü büyük bir halk kütlesi kapatmış bulunuyordu. İçerideki müşteri kadın - ki tanınmış ılne:nıı yıldırı Greta Carbodan başkası değildi » mağazaya hapsedilmişti. Çünkü dışarı çıkacak 'olsa kalabalık içinde ezil- mesi işden bile değildi. Derhal polise te- lefon edildi. Polis geldi. Fakat o da hal- kı dağıtmağa muvatfak olamadı. Nihayet Mis Garbo, âdi bıir taksi oto- mobilile yan sokaktan kaçırılabildi. Greta Garbonun müstakbei kocası Sto- kgwıky günlerdenberi büyük bir müş- külât içinde bulunmaktadır. Çünkü bu tanınmış Maestro, dünyaflın her tarafın- o_iın yağan telgraflara cevab vermekte izharı aczetmektedir. ve şimdilik bütün suallere sadece şu cevabı vermektedir; e— Greta Garbo ile martın 15 i ile 17 si aras'ında evli > İki san'atkâr, sükünet ve gizlilik için- vermişlerdi ve kendileri 1çin İtalyanın dinlediklerini anlıyabiliyorlar, Ben onların hıLlerhu görünce, Bugün fransızcayı, bir Fransız kadar konuşuyorum, Bu suretle söze liyi sorduğum bir çok :unnğ:: â:n.cev:; veren Ail Murtazayı daha fazla konuş- turmak için, tecrübe etmediğim çare kalmadı. Fakat nihayet onu, istedikle- rimi anlatmakla sözünde durmamış bir. insan mevkiüne düşmiyeceğine inandır- mıya muvaffak olabildim. Dünkü yazımda, size bugün, Mehmed Hilminin batıralarını okulıcâğmu vü- detmiştim. Fakat dün, bu muvaffakiyete kavuş- tuktan sonra Ali Muxv.ıııığnudmledl— Bira hatıralar. Mehmmed Hilminin anlat- tıklarını değersiz bırakacak derecede ve emsalsizdi. Bu itibarladır ki, anun hatıralarından inkişafını idame etmek. başlamayı tercih etmek Mecburiyetin- de kaldım! Ali Murtaza: — Size, dedi, evvelâ, Güyana nasıl, ıft. Az evvel de söylediğim gibi, ben Dra- malıyım. Şu talihin garabetine bakın hi, ben, bugün 40küsuryışmnbımıı hulunan erkek kardeşimi daha iki gün evvel görebildim... Yani iki ka Bir anadan, bir babadan doğmuş iki kardeş, kırk yıllık ömrümüzü birbiri- Taizi beş dakika göremeden geçirdik. Çünkü o Dramadan ayrıldığı zaman ben yeni doğmuştum. O İstanbula geldi, mektebe girdi. Za- bit çıktı. Cebheye gitti. Ve tam o sıralarda da ben İstanbula gelerek kardeşimin harbde esir düştü- ğünü ve Hindi Çini'de bulunduğunu öğ- rendim! Buraya, 1918 yılımnda gelmiştim. Be- ni Güyana gönderen hâdise de, buraya ayağımı basışımdan bir hafla sonra vu- ku buldu Naci Sadutlah —— Arkası var — Şotan tarafından telefona çağırılmıştır. İduğu vaziyete tertih edilmek isteniyor. Hals İşte bu görüşmeden sonradır ki, Serol, bu buxi vaziyet büsbütün başkadır. ne zaman, niçin gönderildiğimi KD e ğ e kındaki mübalâğalı eserlerini tekzib e-| . a anlata-| Stoyadinoviç, müteakiben Balkan AÂn- Sayfa 11 Avusturyanın istiklâli için bu Pazar reyiâm yapılacak — Müstakil, Alman, Hiıristiyan ve 0 toriter bir Avusturya devletine taraf- dar mısın? Halk bu suallere «Evet» veya «Ha« yır» cevabını verecektir. 1934 senesin- — Aâ (Baştarafı 1 inci sayfada) Başvekil Sehuschnigg İnsburk'da bir nutuk irad ederek, pazar günü memleke- tin her tarafında Avusturyanın müsta- kil bir devlet olduğu hakkında reylâm yapılacağını ve halkın, hükümetin prog- ramile mutabık olup olmadığını — bildir- meğe davet edileceğini söylemiştir. Başvekil nutkunda, Berchtesgadende Almanya ile yapılan anlaşmanın “aynen tatbik edileceğini, fakat bu anlaşma ha- ridinde Nazilere biçbir tavizde bulun- mıyacağını söylemiş ve hükümetin her- bangi bir haksızlığa tahammül etmiyece- Bini bildirerek, kanuni ve gayri kanuni olanların tefrik edilmesi lüzumuna işe- ret eylemiştir. Başvekil, bundan başka hükümet prog- de tanzim edilmiş olan kanunu esast O0 mucibince yalnız 24 yaşından yukarş * olan kadın ve erkek reyıâına iştirak edee DD bilecektir. Bu suretle Nazi temayülü * besliyen bazı genç unsurların ekseriyet — (— temin etmesi ihtimali azalmıştır. M Şuşnig lehinde tezahülrat ğ Viyana, 9 (Hususi) — Bu akşam İnse | bruk'a muvasalat etmiş olan başvekil Şuşnig, Vatanperver cebhesi mensuba larile kalabalık bir halk kütlesi taras fından büyük tezahüratla karşılanmış“ j |tır. ramının hatlarını izeh ederek, 1933 . ; ö yılının h:r-hııhmdın bir iş yılı olacağımı, Başveki?, işci sendikaları mümessil 30 bin gencin ekonoml hayatında yer ala- (lerile yaptığı görüşmeler neticesinde, bütün işetlerin her türlü himaşe ve ko« cağını ve mecburi iş hizmetinin genişle- tileceğini söylemiş ve büyük nafıa işler! tertib edileceğini haber vermiştir. Diğer taraftan, gizli rey pusulalarile yapılacak olan reyiâmin bültenler! daha| Bu swretle şimdiden halka dağıtılmaktadır. rı kurabilecek, Vatanperver cebhesine —& Bültende mevcud başlıca sualler şun- girebilecek ve içlimaf yardım cemiyet- lardır: leri tesis edebileceklerdir. Fransada buhran (Baştarafı 1 inci sayfada) lişe gitmişler, ve sol euîı.h delegasyonu saat 21 de tekrar toplanmıştır. (- werilmesini kabul etmemeğe karar ver- Bur iabah: madile mişlerdir, Paris. 9 (AA) — Kabine toptantısı saati ÜĞ Bundan sonra sol cenah delegasyonları | 9145 de nihayol Dulmuştur. Nazırlar, hükü- — Ö toplanmıştır. Bu toplantıda sasyalist ErUDU- İmetin yarın sasah meclis huzuruna çıkae nun mümesslileri gvup Müzakerelerinden ha- |çaklarını hildirmişlerdir. mi olan neticeyi bildirmişlerdir. Bu husus-| Kabinenin istifa edip etmiyeceği ancak ta daha geniş bir hükümet teşriki mesaisi / pugün öğleden sonra kat'i surette anlaşıla- yaziım olduğunu bildiren delegasyonu evvel | Caktır. M*pmmmırmdıhnıvmeh Başvekilin sözleri davet etmişlerdir. Paris, 9 — Başvı gazetecilere bir beyan Ba müzakere esnasında, —sosyalist grupü İnatta balunarak ezcümle demiştir Ki mümessillerinden Seral, kabine toplanlısın- | — Kabinenin bugünkü vaziyeti, seleflerime dan önce, soayalist ve komünist gruplarının | gen bazılarının hüdisatın rduğu katl hatlı hareketinden haberdar olmak isteyen | .. ruretler karşısında çeki mecbur. ol laylık gözeceklerini ve Nazilere iade e- dilen hakların kendilerine de verilece- ğini bildirmiştir. HU İhatlı hareket kargısında Şotan'ın İstifa et-| Bana di Ki, o halde fevkalüde mek İstediğini tebliğ etmiştir. teğdbirler istiyerek Hiçbir. tehlikeye marus Delegasyon — toplantısına, — İstifa — resmen |bufunmizan kabinenin meveudiyetini niçim tebliğ edildiği takdirde vaziyet tekrar tedkik | arsıyorsunuz ve tehlikeye düşürüyorsunuz? edilmek üzere nihayet verilmiştir. 'Bu, benim için bir akliselim ve dürüsti me. saat 1948 de ka- İselesidir. Pransa bugün kendi emniyeti içim yaptığı gü- | muazzam borçlar altına girmek mecburiye- tindedir..MINI müdafaa sandığını bu paralam n araştırmağa ve bu hususta milli tasarru- birçok parlamento Azası hüküme- |fun yardımına müracaate memur etmeği ka- rarlaştırdım. Bu neviden bir istikrazın mus vaffakiyetini temin için zaruri olan tedbir- lere Levessül bence en basit bir harekettir. nistnde bulunuyorlar. Buü istikraym muvuffak olması memleketin — 5 Paris, 9 (A.A.) — Berol, Dormay, Orlol sa- |cmniyet ve gerefi bakımından zarurldir. ve | At 2045 de Botan'ın yanından ayrılarak mec- İ parlak olmalıdır. Paris, 9 (LA.) — Sotan bine konseyine girerek telefonla rüşmeden arkadaşlarını haberdar etmiştir. Müzakerelerden anlaşıldığına göre, mecliste Senatoda tim, yalnız sosyalist Ve komünist gruplarının | yeni hükümet programına muhalefetleri s0- bebile bu akşamdan istifa etmemesi temen- Mussolininin ve Hitlerin el yazıları Paris 9 (A-A.) — Şarpantiye galerisin- de dün yapılan el yazıları ve nadir ki- tablar satışı esnasında B. Hitler ve Mus İ solini'nin de birer el yazısı satılmıştır. İ B. Hitlerin el yazısı, 1 nisan 1925 tarihe lidir ve yüzbaşı Röm'ün «Mücadele bir- Yugoslavyanın .A . * harici siyaseti Belgrad 9 — Stoyadinoviç, bu sabah hariciye büdeesi müzakerelerini açmış ve verdiği izahat meyanında hükümetin harici siyasette takitb ettiği üç prensi) ipi anlatmıştır! 1 — Teşriki mesai ve sulha matuf bey- :"ul:;': ""]h""“ her türlü harekete |hi e yon düktör» lüğüne yanl pama 2 — An'anevi dostjuk ve tisinin hücum kıt'aları retsliğine tayân ! Haa arn |e O a daki emirnamedir ve 18 İ bin franga satılmıştır. ! B. Mussolini'nin el yazısı ise, İtalyan —| devletinin faşist bir suretle organize e- dilmesine dair bir vesikadır ve 4500 fratm ga satılmıştır. faklar tesisi. Balkan Antantı tantından bahsederek demiştir ki: kan Antantı yeçen yıl zarfında gerek aza devletler arasında ve gerek umumi mü- pasebetlerinde ve Balkanlar vaziyetinin pasifik inkişafında hayırkây tesirini ida- me ve inkişaf ettirmiştir.> Maruf bir plânörcü Ankarada Ankara, 9 AHususi) — Enternasyonal plânörcülüğün —tanınmış simalarından Volf Hirs bugün öğleden sonra şehrimi- ze gelmiş, Hava Kurumu ve Türkkuşu mensubları tarafından — karşılanmıştır. Hirs burada bulundukça talebe ve öğret- menlerimize plânörcülük, havacılık hak- kında könferantlar verecek, beraberinde getirdiği bir filmi de gösterecektir. «Dünya hâdiseleri hakkındaki görüş e Ka Ve karşl metedei male | Zekirdağlıdan j yıştaki tam bir ahenk içinde olarak, Ba-| NWe haber ? ! (Baştarafı 1 inci sayfada) Okuyucularımızın gösterdikleri bu alâ- ka karşısında dün gece, Parise Tekirdağ- hının bulunduğu olele telefon ettik. Bize otelden şu malümat verildi: «— Tekirdağlı Paristedir. Fakat bu dae kikada otelde değildir, dışarı çıkmıştır. Yalnız meneceri müsabakaların şart ve tarihlerini kararlaştırmak için bu akşam Londraya hareket etmiştir. Tekirdağlının sıhhati iyidir. Muntazam saatlerde yemeğini yemekte ve yatmake tadır. Sabahları erken uyanan Tekirdağ. hyı, sor maçlarını yapatı günler geçtiği l 3 — Yugoslavyanın menlas'. her icab ettirdiği zaman yeni dostlukiar ve tti halde hâlâ ziyaret edenler çoktu