“bakışları 8 Sayfa -— T dS0n : osta,, nın TUR î'î;yosı D Tren hareket eder etmez arkadaş ol - dular, kadın, çok güzel ve cana yakın- dı. Erkek tostoparlak kırmızı yüzlü, ma- vi gözlü ger.ç bir adamdı. Kompartıman- da iki kişi daha olmasınt rağmen onlar serbest serbest yüksek sesle konuşmıya başiadılar. Öbür iki yolcu pencere tara - fına oturmuşlardı. İriyarı adamlardı. Te- miz giyinmişlerdi. Yalnız bakışları fazla Bertti. Arada sırada konuşmalarından ar- kadaş oldukları anlaşılıyordu. Pek az ko- nuşuyorlar, durmadan sigara içiyorlar « | dı. Genç kadının yanında sarı meşin bir çanta vardı. Genç adamın da küçük si - yah çantası onun gibi yanında duruüyor - du. Genç çok neş'eli idi. Durmadan şa « kalar yapıyordu. Ve genç kadın sık sık «âh ne tuhaf odamsınız!..» diyerek gülü- yordu. Akşam oldu. İki genç yolcu bir kaç san- doviçle karınlarını doyurdular, Öbürleri restorana çıkmışlardı. Biraz sonra dö- nüp tekrar yerlerine oturdular, Kadına aldırdıkları yoktu. Fakat genç adamın öründen geçerken onu tepeden Urnağa kadar süzmüşlerdi ve dudaklarında müs- | yiki olduğunuzu görüvorum, dedi, siga- tehzi bir tebessüm belirmişti. - Kırmızi | çalarım en nefis Samsun tütününden ya- yüzlü, mavi gözlü genç bunu derhal far- ketti Genç kadına Goğru eğildi: — Ah, dedi, bu adamların ne korkunç arını içmiye — başladıkları wr! Beni Ce pek garib bir $t -/sırada genç edam gelip yerine - oturdu. düler. Hem size küçük bir iti -| Kadının hayretie kendini süzmekte ol - bağlanmış canlı birer turan adamlara yaklaştı. Tabakasını on - | ler, onlar aerrin nefesler çe- | kilde AF ADAM Tren gara girdiği zaman kompartıman da genç kadımı, lara uzatlı. Adamiar hayretle onu süz - | muştu. Boğuk bir sesle mırıldandı: düler. O gayet tatlı bir tebessümle: «Tir- küçük bir bareki rürüm» genç gülüyordu: pilmiştir., adamlar birer sigara alarak | mi? diye sordu.. kadının üzerine amıarak ilâve etli: SON POSTA Peride Celâl iki haydudu sımsıla paket halinde buldular | Genç kadın dondu, yüzü sapsarı ol « «En € bulunursanız öldü. — Ermeni sarrafa yaptığınız gibi öyle İcabında glünde İsim ve markaya dikkat. Ve birdenbire yerinder. sıcrayıp genç — Yazık ki silâh baş.. Biraz sonra çantasındar çıkardığı ip - rafla mı? Çantamda mühim ' Guğunu görünce ona doğrü eğildi: lerle onu sıkı sızı bağlarken şöyle di « mikdı , âdeta Ürküyorum.| —. Onlarla dost olmaktan başka çare | yordu: Evvolki gün Fatihte İşlenen şu feci cinâ- | yok, diye fısıldadı. — Epey hararat kadınsın doğrusu! Ar- 157150 kilo yetten haberiniz var Geğil mi? Ermeni | — Gece oldu, tren sür'atle JJerliyordu. Ko- | kadaşların senden çok budala. Dışarı çi 579200 » sarrafı öldürüp paralarını almışlar.. ridorlarda kımseler yoktu, tekerleklerin | kurken sana öyle beceriksizce bir işaret 579200 » Genç k cesur ve pervasızdı. Onün |çıkardığı gürültüden başka hiç bir ses | yaptılar ki, az kaitın gülecektim. Hem 573200 » mavi gi ! açarak heyecan ve korkü duyulmuyordu. İki adam sigaralarını içip | sarralı öldürüp paraları aldıklan sonra 3833— » içinde konuşması Loşuna gitti: bitirdikten sonra ellerinı başlarına yas « | böyle toplu bir şekilde yola çıkmıya ne 313 — aded — Cidden pek tuhaf adamsınız, dedi.| Jyarak derin bir uykuya dalmşlardı. | lüzum vardı canım. Ne ise bu benim işimi n Bu cı € ne kadar ehemmiyet vermiş- İ Genç adam ise gene eski halini iktisab kolaylaştırdı. Hülü çantande bir kaç ça- 60000 : siniz. Hem ncin o kadar külliyetli bir para ile yolculuğa çıkıyorsunuz? Bu sözleri cuydukları zaman öbür iki yolcunun birdendire gözlerinde keskin bir pırıltı yanıp söndü. Genç adam en - dişeli bir tavırla gene gâyet yavaş: biraz durgunlaşmıştı. Gözücü iles sık sık uyuyan adamları ledkik ediyordu. Bir a- ralık genç hayret içinde: «Ne o, şimdi de siz mi onlfardan korkmıya başladı - riz» diye sordu. Sonra cebinden küçük — Oh, siz de yaptığınızı beğeniyor İbir tabanca çıkardı, gülümsiyerek: «Ba- rausunuz, rica ederim dedi, Yammda pa-|kınız bende ne var dedi, Bununla ken « ra olduğunu su adamlara duyurmakta | dımizi pekâlâ müdalaa edebiliriz.. Ka- Mana var mıydı? Ya bizi de o sarraf gi-|dın uzanmış, şuh bir hareketle onun e- || linden silâhi olmıştı. Evvelâ tedkik eder * ni kana bulaştırmışsın, böyleleri hoşuma bi kıtır kıtır keserlerse.. Genç kadın alaycı alaycı güldü: gibi bir vaziyet a'dı. Fakat sonra bir - — Benim çantamda bir kaç çamaşır -| derbire kırmızı yüzlü, mavt gözlü gence dan, İki kitabdan başka bir şey olmadığı | çevirdi. Yüzü korkunç bir hal almıştı: için korkmuyorum. — Kıpırdamayınız. — Bununla beraber çantanızı dizinizin | Başını 'ki adamın olduğu tarafa çevi - dibinden ayırmıyorsunuz.. rerek bağırdı: «Haydi budalalar kalkın, — Eşyama biraz merakiıyımdır, ya -|uyuyacak zaman mi?» iki adam yerle - nımdan ayıramam.. rinden kıpırdamadılar bile. Genç ise ga- Gene adam çok endişeli görünüyor, ar«| y sgakindi. Ayak avak üstüne atarak tık gülüp süylemiyordu. Bir aralık taba- | mustehzi bir tavırla dudağımı büktü: kasını çıkardı, bir sigara alıp dudakla -| — Bırakın şu adamları rahat canım.. rına iliştirdi. Kısa bır an düşünür gibi| Benim sıyaralarımı içemter öyle kolay işt. durdu. Sonraâ yerinden kalktı, köşede ©-İkolay uyanamazlar. etmişti, gülüp töylüyordu. Fakat Kadın |maşır ve kitabdan baska bir şey bulun. madığını iddia ediyor. muüsün? emin mısin? Sarrafın paraları gö di mı? Aklınızca bir biçimine getirip bes r. de onun yanına gönderecektiniz öyle mi? Çantamın para dolu olduğunu söye I — Yukarıda cins ve mikdarı yınh 8 Hâlâ benim tuhaf bir adarm olduğuma | “© Pazarlıkla -satın alınacaktır. , H — Pazarlık 25/111/938 tarihine rast Levazım ve Mübayaat Şubesindeki Alım HH — Şartnameler parasız olarak her IV — İsteklilerin pazırlık için tayin ralariyle birlikte yukarıda adı geçen Ko lü imişsiniz yahu!.. lerinizi doyurma - Fakat çok aç gö I — Kabataş ambarında mevcud zarlıkla satılacaktır. ek sizinle ne güzel eğlendim.. Val » 1 güzel kadınsın ama neve yarar, eli- gitmez. Tren gara çirdiği zaman kompartı « manda genç kadını ve iki haydudu sıkı sıkı bağlanmış, canlı birer paket habn- buldular. Derhal zabılaya haber ve - rildi. vak'a mahallıne köşan polisler İs- tanhuldan gönderilen resimler sayesinde sarrafı öldürerek paralarını alıp kaçan katıllerle n karçıya olduklarını an « lancakta güçlük çekmediler ve haydud- lardan birinir. arxasına yapıştırılmış o -| İmıza yerinde şu kelimeler vardı: 'Tu « lan kâğıdı hayretie okudular. Şunlar ya- |haf bir udam.. IİT — Satılacak mal hergün Kabataş IV — İsteklilerin pazarlık için tayin zılı idi: eErmeni sarrafın katillerini si- ze teslim ediyorum. Bu hizmetime kar « şılik sarrafın paralarını nezdimde ala - koymamı her balde mazur görürsünüz.» Kalbi bozmadan, mide ve böbrekleri yormadan. bütün ıztırapları dindirir. ı İnhisarlar U. Müdürlüğünden: arenı müskirat âmillerine yarar 1 aded pres Pf N — Pazarlık 18/111/938 tarihine rastlıyan Cuma günü saat 10 da Kabatlf Levazım ve Mübayaat Şubesi Satış Komisyonunda yapılacaktır, ralariyle bırlikte yukarıda adı geçen komisyona müracaatları ilân olunur. Kırıklık, baş, diş: ve adale ağrıları en seri ve en kat'i şekilde yalnız kaşe GRİPİN ile geçer Havaların - serinlediği bugün lerde alacağınız ilk tedbir evinizde bir kaç - - GRiPiN bulundurmak — olmalıfır. 3 kaşe mabilir Taklidlerinden sakınmız Sudmuhrik Reçine Neftyağı Amonyak Filht «en müesrir cins» Filit tulumbası «Büyük> Pülvarizatör Sinek kâadı kalem malzeme şartnamaleri mucibil” hyan Cuma günü saat 18 da Kabataşl Komisyonmunda yapılacaktır. gün sözü geçen Şubeden alınabilir. edilen gün ve saatte 9 7,5 güvenme Pir misyona gelmeleri ilân olunur. —« amıbarında görülebilir. edilen gün ve ssette © 15 teminat Pf « YARINKI NUSHAMIZDA: Evropa malı Yazan: Mih, Zoşçenko Rusçadan çeviren: H. AlIİ — —Aavryarmr- NF ENDKLTDİİE B I 4 HI EZE Son Posta'nın edebi romanı: —. © — ESE Mh, Şu Hayat! Z —— Yazan: Nezihe Muhittin Z Halbuki Fatma hayatında erkek il-| Boçacılıkla beraber mahalle arala - tifatı görmemiş kadınlardan biriydi.|rında klavuzluk yapan Badik Emine İçinde gençliğe, güzelliğe, sevişenlere | bir sabah tıkana tıkana Acar Fatmala- karsı yanar: o korkunç yangını tutuştu- |rın evine gelerek Şehzadebaşındaki ko- ran hep bu hasretti. Erkekler ondan|naklarıns girip çıktığı mütekaid Niyazi yalnız korkmuşlardı. Hele zavallı ko- | paşaların emekdarı Ali Ağa isminde cası kısa boylu ciliz yapılı Şevki efendi yyaşlı ve parasını biriktirmiş bir adam- bu kapılerdan sığmıyacak kadar uzun, | cağızın eteği belinde yaşı geçmiş na - iri kemikli, koyu yağız derili, at kılı| mus!lü biz kız aradığını ve bunun Mür- gibi sert seçli karısının yanına, yarada- | vet için biçilmiş kaftan olduğunu söy- na sığınarak yaklaşırdı. Acar Faıma!lodi. Acar Fatma bu yaşlı uşak eskisini patlak kanlı gözlerinin erkekler üze -| Mürvetine lâyik görmedi.. hattâ Badik | rinde yaptığı kölü tesiri içi tutuşarak Emineyi terslemeğe bile kalktı. Fakat bildiği halde, onları süze süze anlattığı Jjkızinin Tismeti bağlıvdı. Ne Ayasofyada bu uydurma hikâyeler hasta muhayye-İtop kandilirin altında ptığı dualar, lesinin masallarıydı. ne cuma selalarında mirnreye astığı her mangal başı sohbe- | çamaşırlar, ne de başının üstünde evli- edurma masallardan sonra|ya türbalerinde açtırdığı kilidler para gene sözlerini Naciyeye getirerek kon- | etmişti. fergnsa nihavet verir ve genç komşusu-| — Acar Fatma ilk defa sessizce düşün- nu kısırlıkla itham etmek içini ferah- | dükten sorra yaygarasız bir sesle: latırdı. — Ne yapuyım? -dedi- Kısmet ney- se o olur.. kızı evde çürütecek değilim | “Nihavat bir gün. ummadığı '>r “rvete bir kısmet yerden A L nra Badik Emineyle ağız ağıza ve- laklarında, gelen davetlilere: -- — - ——— rerek müstakbel damadının ağalık ün-| — Allah için maşallah deyin! -diye vanını efendiye, uşaklık mesleğini 'bir aşağı bir yukarı koşup duruyordu. kapı kethüdalığına, yaşını elli beşten| Düğün için zerde, pilâvı kendi elile kırka çevirerek yüz görümlük olarak pişirmişti. Mahalle irili ufaklı bütün İki kapılıdan, ortası firuzeli büyük bir kadınlarile Acar Fatmanını düğününe pandantif alınmasını ve mahalleyi lll-lgelmlşlerdt Eski tahtalar çatırdıyor, üst edecek şatafatlı bir düğün yapılma- |çarpık merdiven sevinçli bir ezgiyle sını şarı koşarak işi aralarında karar -| durmadan gıcırdıyordu. Davetlilerin a- laştırdılar. Badik Emine merdivenleri | rasında güveyin efendilerinden üç genç yuvarlana yuvarlana indikten — sonra | kızla orta yaşlı bir hanım da vardı- Bir kapının önünde: köşede oturarak düğünü seyrediyor- — Rabbıya emanet ol Fatma hanım-|lardı. Herkesin gözü onların üstünde cığım.. bir haftaya kalmaz bütün dilek-| kalmıştı. Acar Fatma bu şık hanımlar lerini yerina getireceğim.. mahallenin | için önüne gelene damadımın akrabala- parmağı ağzında kalacak.. ben çürük | p diyerek böbürleniyordu. Düğün evi- tahtaya basmarm bilirsin ya... -diye ka-|ne Naciye gelinceye kadar Acar Fatma pıdan çıkıp gitti- sevinçli göründü. Fakat Naciye içeri » | girip çarşafını çıkarınca bu sevinç ge- Acar Fatma artık eteğini beline sok-|ne iç acısına yerini bıraktı. Acar Fatma tu.. bir hafta çarşı pazar dolaştı. Hattâ| gene tutuşmağa, gene alev saçmağa bu meşguliyeti ona duvar dibi gözet *|başladı.. Naciyenin sırtında pembe can- lemesini bile unutturmuştu. festen deknlte bir elbise vardı. Eteği Kızile beraber çarşı dönüşü elindeki yerde sürünüyordu. Göğsündeki pan- paketleri iyice göstermek için sokak-|tantifi biliyordu; yüz görümlüğü idi.. lardan ağır ağır geçiyor ve komşulara / kulaklarırndaki küpeleri de aonesinden uğrıyarak aldığı şeyleri üç dört misli| yadigâr getirmişti. Fakat orta parma- değerle anlatıyorlardı. ğında parıl! parıl parlıyan gül yüzük Nibayet bir perşembe sabahı Mür -| yeniydi! Sokağa atsan yirmi altın eder- vet, başında kocaman bir yağlıkcı tacı,|di. Bundan başka Naciyenin dışarı doğ- ve sırtında on beş kilo ağırlığında dival|ru fırlamış karnı, Acar Fatmayı hase- işlemeli beyaz gron gelinlik elbisesile| dinden çıldırtmış, dosta düşmana karşı köşeye oturdu. Acar Fatma yeni yaptı-| yüzü kare çıkmıştı.. kısır kısır diye eğ- Bi eflâtun dallı ipek elbisesile ağzı ku-|lendiği, suç bulduğu kadın işte gebey- dil.. Acar Fatmayla beraber bunu komşu yardaklar hemen bir fırsat lup yetiştirdiler, Şirret kadın: w — Yetişemez ermez olsun - diy€ murdandı - ya çalımına ne demeli e munun?.. Parmağındaki gül y göstermek için durmadan elini götürüyor.. ben de damada bir Mürvet için ısmarladım... Ben kapılı'dan — başkasının - m alimallah takmam da taktırmam ' v t a - öt Dadam damad diye övündüğü * y koltuk günündenberi gizli gizli :ı’ de dolaşıyordu. "Kamburca, — sır'” b pot pot katmerlenen eskiden bvn'? bisesi, köse kırçıl sakalı, hattâ ha eşyası içinde, bu dedikoducu rın gözlerinden kaçmıyan Iüküb' hokkası uzun hikâyelere mevt““Nj oluyordu. Bu lâkırdılar alttar. altâ g| Fatmanın da kulağına ulaşıyofd:"j şimdi sabah, ikindi ve gece knnfv larını iki fasla ayırmıştı. Önce € dından bahsediyor, sonra Murt& fendilere geçerek içini boşaltı. yarmtf| Damaı için: — Sakalının sünneti şerif, 9St runun Tanrı vergisi bir şirinlik, (l tinin Niyazi paşalardan tâ (â a T Mahmud dede sü'âlesine ulaşan #” 4 sini söylityor.. okumuılllğlll'ld:;'of nlatı e merdliğinden hndvıl:ı enla! eti ha ba Tni - ASE #EYAŞEEYİI F- z -. -.. -—