Ha e W F TU — t__l'.ân'iuler Karşınında I NE FARK VAR B ir köylü çarıkçının önünden geçiyormuş, asılı çarıkları gör- müş: — Kim bana bir lira verirse bu çarık- Tarın bir çittini yerim! Demiş, aklı fötr şapkasından bir karış yukarıda değilse, muhakkak pabucundan dört parmak açağıda olan biri ortaya çık- miş, kesesinin ağzını açmış: İirayı vere — miş Köylü de çatıkları güzelce yağda kı- — zartmış, ve sırt taraftan kesilmşi Kayseri — pastırması yer gibi yemiş, bitirmiş. Bu havadis bir gazetede çıkmış.. fakat | masılsa benim gözüme ilişememişti. Tram- “vayda yanımda konuşurlarken duydum.. konuşanlardan biri, her şeye omuz silk- meyi: — Bana ne. Demeyi iliyad edenlerdendi. Arkada- şanın anlattığı hâdiseye de omuz silkti: | — Bana ne.. Dedi. Öteki anun bu hâdiseyi bu kadar “Tükayd karşılamasına hiddetlenmişti: — Düşünmüyorsun, dedi, bir kere bu SON POSTA Şık görünmek San'ati lazı yedirmekten zevk alan, hattâ bunun için bir iiraya kıyan insanm duygusuzlu- Bunu düşün ne fena! Çarık yenir mi bi- rader?. — Çarık yenir mi birader? Diyenin elinde sarılı hir paket vardı. Paketin sarılış tarzından içinde gıda maddeleri bulunduğu belli idi. Meselâ yağ, pastırma vesaire vesaire... Bir ara gözlerim dalmış... Onu çarığı yedirmek için bir' liraya kıyan - adama | benzetir gibi oldum: Öyle ya aldığı yağın mahlut olması çok mümkündü. Pastır- manın ise daha iki ay evvel Aksarayda su taşıyan merkebin mirası o'duğu pekâlâ | iddla edilebilirdi. O bir kişiye değil, bele ki birkaç kişiye bunları yedirmekten zevk alacaktı. Hattâ bunun için ' birkaç | Hiraya birden kıymıştı. Dalgınlığım çabuk geçti. Biraz daha düşününce udamı bu sşefer de çarık vi- yen köylüye benzettim ve ondan daha zavallı buldum. Köylü hiç olmazsa çarık | aa Gi n K İ Amerikanın ormanlar | Kralı nasıl yetişti? 1840 senesinde Amerikaya beş parasız ayak basaf | Frederik Weyerhaeuser'in evlâdları bugün tekmil Fransadan daha geniş araziye sahib bulunmaktadırlar Bundan bir kaç se- E ne evvel Kidnappers i W tesmiye edilen çocuk hırsızları — Geciget Philippe Weyerhaeu- ser isimli bir çocuğu kaçırırlar. Bu çocuk Amerikada en — kud- retli mali bir saltanat tesis etmiş olon Fre- derik Weyerhaeuse- rin torunu ıdi. Çocuğun iadesi için haydudiar 200,000 do İar isterler. Ailesi za« bitaya haber verip © uzün boylu tahkikat ve taharriyat yap- maktansa bu parayı PaAE süşereRE LN ça 5 işin iki tarafı var: Bir İjra için çarıkları yediğini biliyordu, faka' bu zavallı ne Z öylü İyediğinin farkındı Vdi? yemeye rar olan köylünün — vaziyetini | Yediğinin farkında mı İi? gozönüne getir.. sonra fakir adama çarık- | İsmet Hulüsi | Bunları biliyor mu idiniz? —| ğ Dünyanın en eğri binası Fiza I kulesi değildir İtaiyamın — Piz şe'irinde bir ku * le vardır. Bu ku * de eğridir. Eğrilik derccesi — dörttür ve herkes bu ku- lenin nasıl olup da yıkılmadı- ğına hayret eder. Halbuki Tunus — şehrinde dört, beş Kotlı bir ev vardır.. Eğrilik zaviyesi (10) Gur. Bu evin vaziyeti, Pit kulesinden da- Serhoş'arı kontrol için icad edilen bir âlet Sövyet Rusya - da içkıyi haddin - den tazla kaçıran- la* için ceza var - dır. Bu gibi sar » hoşiarı kontrol e « dehilmek için de zabılahın eline bir âlet verilmiş « tir, Bu âlet, sarnoşluğundan şüphe edi - n kimsen.n ağzına sokulmakta ve böy- lece sarhoşluğunun azlığı veya çokluğu şu veya bu derecede olup olmadığı ania- ha zıyade merak uyandırmaktadır. şumaktadır, * x 590 Hirava e“tilan Dişlerin seklinden karakter acaib balık nasıl anlaşılır ? 1826 yili içinde ' âxfx Hind — sularında X kırlangıç nev'in « Bi den bir balık ya - kalanmıştır. Kuy- — Tüuğunün Üzermdeki şaymıuı dikkat na * O koşlar. Bunlar, Arab harflerile .kelimei şehadet»> | gösteriyordu. Ru balık beş yüz hzaya satılmıştır. GÖNÜ © Bir seyahat çiçeği © Diyarbakırdan gelen mehtub Posta damgasından menşeini anlı - yamadığım bir mektubda bir genç kız, Bayan Fa, bana bir yoleuiuk esnasında başlıyan aşk mâcerasını anlatıyor; — «Surığırlıktan İstanbula geliyor- amuş Bandırmada vapıtra bineceği sı « — gada bir arkadaşı kendisini ayni vapu- gun yolcularından birine takdim etmiş ve ikı genç arasında vanurda başlıyan bu dostluk İstanbulda da devam ede « tek arasıra sinemalara kadar uzatmış.. Şimdi genç kız merakta: - — Bu adam bana boyuna samimi « getten, samimi olmaktan bahsediyor, #caba maksadı ne olsa gerek? diyor.» * > Maksadı ne olacak? Bulmak için düşünmive lüzum ol « — — düğünü sanmıyorum. Bugün seni si - nemaya davet etmektedir, yarın sines madan sonıa bir çay salonuna uğramı- ya Züzum görccektir. Çay salonlarında likor de vardıı, bir kadeh içmez mi « ğ İnsarı inuvakkat bır zaman için âicki kadar atılgğan, nikhin. müteşebbis yapan bir içki tasavvur edilemez. De- « Jikanlının Tariabaşında Taksimin ar- ka sokuklarında küçük bir bekâr odası vardir. Kitah'arını gıirmv)i. resim koleksiyon'arına bakmak istemez Çok uzun, çok muntazam ve çok beyaz dişli insane lar — umumiyetle kıskançtırlar. U » zunlukları gavri « müsavi ve gayri » l%â ler de riyakâr olurlar. verdiği buhar, içinizde bir nikbinlik bu daveti kahul etmekte hiç bir mah- zur görmüyorsunuz. Seyahatlerin sihirli bir cazibesi var. Gır. İnsanı çeker, ve yabıldıktan sonra da zahmetlerini unutturarak — yalnız güzel kısımlarını hatırtlatan bir tesir bırakır. Bu bahis te erkek için böyle ;lıcıktır, ihtiyarlığında hatırına ge- rse: — Yola düşmüş bir çicekti, aldım, eeketimin iliğine taktım soluncıya ka- dar sakladım, diyecektir. Fakat kadın için.. hüküm verilemez. O sizin ka - rakterinize ve bu dikenli yolda önü- nüze çıkacak sahanın çomurlu olup olmadığına bakar. * Diyarbakırda garib bir talihsizlik Bay (M. E. A.) ya: Anlattığınız meselenin ilk kısmında insanların azim ekseriyetinin geçtiği yolda yürümüşsünüz. Sızi takib ede - mem. Beiki milyonda biri bile bulmı- yan bir ekalliyeti takib etmenize ma- hal ve imkân var mıydı? Aramak hakkını haiz değilim. Fakat falcanın alükadarındar. da'ma ezavallı» keli « mesi ile bahsettiğinize bakarak bir aralık bu ekalliyete yaklaşmak istida- dimi göstermiş olduğunuza hükmedi - yoörüm, Anlattığınız ikinci meseleye gelince: Yazınızda fazla edebiyat yap- Mişsınız ve bu edebiya! maksadı bulut altında bırakmış, pek iyi anlıyama - TEYEE. | muntazam - dişli «' 45 budur. derhal tesviye eder. Avrupada — Weyer ; haeuser ismi: Rok- |feller, Morgan, Ford isimleri — gibi mali, z " kudreti itade etmez. Weyerhaeuser'in ormanlarından kesilen ağaçtar fabrikalı Belki bu ismi bilen- sevk için nehirlere atılmaktadır * ler de yoktur.. Halbuki bu aile Amerika»|lara akdığı ormanlar yüz misli para dn rın en zengin, en kudretli ailelerinden meğe başladı. O 4ırada da Amerikadâ biridir, inşaatı almış yürümüştü. b yi Şık ve ince görünmek muhakkak ki bir |para işı ulmaktan çok daha tazla — bir |zevk ve bilgi işidir. Bu iki şey giyinmeyi (bugün en ince bir sen'at haline sokmuş bulunuyor. Bu san'etin dayandığı kaide şurur: Elbiseyi giyene pgöre “ geçmek... Bunun için de kumaşın c.nsi; rengi, mo - inenin suveti, sarışınlığı, ülâsa modelle model sahibinin bütün teferrüsatı cahilcir ve hesab edil - miştir. Sarışın bir kalma giden bir &s- mere gitmez. Bir iriyarıyı güzelleştiren biçim ufak tefeğe yaraşmaz. Bundan aşık şey ancak irile sarışına yaraşır» gibi yanlış bir mana çıkarı!mamalıdır. Bu hususta sedense ekserivette böş ve esasız bir kanaat var: Modeller yalnız Uzun. ince ve daha ziyade sarışınlar için. dir sanılıyor. Bu düşüncenin ne kadar İsaçma olduğunu antamak-için artistlere bakınız. Hepsi mi u>un ve sarışın?.. He-| niea hemen çocuk vücudlülerden tutu-| ruz da en iriyarılara kadar, ince, dol - gün, daha dölgün her türlüsü, İspanyol pbi siyah saçlı, mat renklierinden, plâ- tin saçıı sarışı kadar her renkte o- lanı yok mu? EBanların hiç birini ne es- tHmer, ne de ufacık diye çirkın görmek “insanım aklından dile geçmiyor. Hepsinin givdiği yaraşıyor. Çünkü: Hepsi yalnız kendine uyanı giyiyor. Uymıyana dönüp bakmıyor bile... Bu kadar zengin ve kedretli bir gile- Frederik Woyerhaeuserin kasasına nin senelerce sessizce çalışması ve mu -|taraftan dolar akmağa başlamıştı. O vaffak olması ziyadesile dikkate değer. | vazıyet karşısında itidalir? kaybe! Weyerhacuser ailesinin servetinin mü- | Arzı endam eden talihi el'nden ge him bir kısmını ormanlar teşkil etmek - | kadar okşamağa koyuldu Mississipi M: tedir. Öyle ermenlar ki bugün bütün rıtin hemen bütün sahil'eri boyunda Fransa arazısini kolayca içine alır. razi aldı. Odunlarını nehirle sevke baf? | Bugün. Amerikan orman işletmelerini jdı. Ve 0 vı?im—n itibaren ermanlara | idâre eden Gört Weyerharüuserlerin baba- manaşile hâkim olu. — e etint ları: Freder'k WVFeyerhacuser harbi umü-| - Milyoner olup gitmişti. Fakat urvw miden evvel vefat ettiği vakil arazisinin | Fağmen bir oduncu gibi giyiniyor, ndi yf vüs'ati: 550000 klometre murabban idi. - |ları ile biriik gaçları kesmeğe gidiy” Frederik 1640 senesinde Amerikaya hic :P M'î;rîı birlikte akçamlara kadar Çü n *kbışıyordu. :L;:'ı:aohn;nwa.hwh )ıılıl:':rn:" şD):ılıı sonra Washinston Cregon, le-; hafta sanra İlincis eyalende Rok İslend | tara, İdabo eyaletlerindeki muazzam :: ğ şehrindeki büyük bir biçkihaneye çırak | ” ;“3 :3 talib :ılî: ve nihayet bu olarak yazılmıştı. marılari da satın « egi “ Zamanının eself«made-men» leri gibi 1693 senesindeyiz. Amerikanın şerk 4 K garb mıntakalarındaki ormanlar g SaNd Z l e geri DeMürmci (aa güü Pa gü geet ve bı'ı.yük 'bir azimle Yaşardı ki bir kaç ses nub mintakalarındaki ormanlar dehi nr sonra bu tiçkihaneyi satın aldı. Bu ııinını para etmeğe başhrnısl | İşte şık ve güzet görünmek istiyen ka-| y yihane bugün de mevcuddur. Şimdiki höcuser Amerika cumhuriv, B hın en ehemmiyetsiz eşvesini seçerkef | yy, Grhacuserler bunu bir müze haline odun piyıwmıvehnde hıır:ıı)uıc:ı.."i b'le düşünmesi Kâzım gelen yegâne şey| A a rGir Pipki Kruppun döküm - diği fiati tatbik ediyor. Cumhu vdör İ Teddic Roosevelt vaziyeti tecikik eyl | hanesi gibi.. | |ter sonra mevecud tröstlerin Tâğvmi y Weyerhacuserin ı"d"_. ve zenginliğine | », iaştırarak memleketin tabli ıenginm—', saik olan fikir çok basit idi. letini kurtarmak istiyor. Bu arada e O tarihte Amerikan or'manlınnm pek yerhacuserin ne suretle zengin oldu! bakımsız olduğunu; ağaçların gelişi gü * 4a tedkik ettiriyor. Çok kurnaz bir zel kesildiğini güren genç Alman odün *|Glan Weyerhacuserin kanuna — müği :“;: P;:::::'::c:::: 'v:“ı:ı Ay';:;ix; hıç hareket yapmadığı anlaşılıyor. 'Tah | " e kikattan sonra da artık hiç kendisin? Middlewest ormanlarının çok para ede- | p ahşettirmiyor. Âdeta kendisini tamt * ceğini ":'“"' Fîîı":gub:;ık:r::ud;:â: mile unutturmak istiyor, muvaffak dâ — | PRU ÇAPENUZ N Juyor.... ğ görmemiş ormanların hektarı o vakit 3| Woyerhaeuser bir kaç sene sonra M: selâ: Yakında gene emprimelere ka- vuşacağız. Bir kaç senedir çok moda olan bu kumaş bu yıl da moda tibiselerin ba- şında gelecek. Çünkü: Ondaki - tazeliği, esalılığı, gözalıcılığı baszalarında bul - mak kabil değil. Fakat moca diye hoşuna giden her hangi bir emprimeyi almakta h.ç bir kadın serbest sav.lamaz. Şıklık ve güzellik kaygusu arzularımızı sıkı bir çerçeve içinde kıskıvrak bağlamıştır. Bu İki geyi seviyorsanız esmretlerine seve se- ve boyün eğmeidsiniz. Ya güzel ve şık “eölara satılıyordu. görünmek için :tediğinizi foda edeceksi Frederik Weyerhaeuser her gün bir niz, ya İstediğinizi alıp güzelliğinizden | ,pıkdar orman alıyordu. Amerikada ilk fedakârlık edeceksiniz. Pangisine razı » | dun spekülâsyonunu o ihdas etti deni - sırız? Şüphe yok ki birincisine.., — Şu|lebilir. Nihâyet ormanın hemen hepsini kalde emprimenizi secmeden önce şun -| salın aldıktan sonra beklemeğe başladı. ları hatırlamak - raceburiyetindesiniz. 1872 senesinde Miunescta eyaletinde Saint Paul şehrinde bugün müze halini aian şehri kurdu. Kendisine rakib olmak istdadında bulunanları bırbirlerine dü - şürdü. Ve enlar mücadele ile uğraşırken k düzü hatde-eseri hâlâ devam edip dÜÜ ) maktadır. Hem de pek büyük bir MÜÇ | vaffakiyet ıle... Onun yerini tıpkı M' gebi yetiştirdiği oğulları eyni kabili! le tutmuşlardır. « Sadeliği, süküneti çok Beveni bu BÜÇ | yarder, medeniyeti en iyi kavramış Ü j şahıslardan biri idi. Hele oundan : yapılmağa başlandığı tarihten - HDN dünya yüzünde bir müddet sonra w’:' ve odun kalmıvacağına iman Hakikaten meselö bugün New York mes gazetesinin pazar nüshasımı bast | için küçük bir koruluğa muadil $ zalmağa yüz tutmuştu. Hektarını 3 do -'zım gelmektedir. K ı Bacaksızın maskaralıkları : i Hile I 1 Açık renk emprimeer şişman gös - terir. 2. Büyük desen veya çiçekli emprime- der- ha lşanlur o rahat rahat işini gördü. 9. Renkleri göz slan emprimeler yal-| 1880 senesinde nihayet meramma nail nız taze, parlak cilde, parlak saçlara iyi | olmağa başladı. Zira yavaş yavaş odun a- gider. SÜ