ir memurun hatıra defterinden.. Arife günü: «Oh çok şükür, dört gün rahatım.. Her zaman da çalışılmaz ya, arada sırâs da da istirahat etmek lâzım, İyi olmuş da bu bayramları icad etmişler.> * Arife günü akşamı: «Çolük çocuğa öteberi almak lâzım. dı Epey dolaştım. Ve epey de yoruldum. Aumma zarar yok, yarın bayram., rahat ederim.» * Bayramın birinci günü: «Bayram topları atılırken kapı da güm güm vuruluyordu. Bekçi bayramı tebri » ke gelmiş, neyse bahşişverdim gitti. Ben de giyindim. Eşe dosta bayram tebriki . be yollandım. Çok yoruldum. Ayaklarım patladı amma ziyaretler de bitti. Neyse bugün de böyle geçsin.. yarın bol bol dinlenirim.» * Bayramın ikinci günü: «Bugün de bizim ev doldu doldu bo - şaldı. Rahat bir yemek bile yiyemedik. Uzaktan yakından, tanıdık tanımadık gelmeyen kalmadı. Hepsini — ağırladık #aman e e ee —— amma ben de bittim. Neyse yarın bol bol dinlenirim.» * Bayramın üçüncü günü: «Çocuklar bir gezme istediler. Hak - larıdır. Onları aldım. Bir sinemaya gö - türecektim. Sinema kapısından içeri gi - lmek için tam üÜç saat ayak üstü bek- k Hâzım geldi. Yoruldum, bittim. Neyse yarın bol bol dinlenirim.» * Bayramın dördüncü günü: «Meğer dün bizim çocukları sinemaya götürdüğüm zaman eve hiç ummadığım kimseler gelmişler. Onlara iadei ziya - ret mecburiyeti hasıl olmuştu. Aksi gibi biri Şişlide, öteki Topkapıda, — bir öteki Beşiktaşda, daha öteki de Erenköyünde oturuyorlar, İadel ziyaretleri akşama ka dar ancak bitirebildim. Amma ben de |bittim; bayram da bitti.» * Bayramertesi: Gene işe başladık. Takvimi karıştır - dım. Gelecek bayramların günlerini| tes- , bit ettim. İple çekiyorum. Her zaman ça- | şılmaz ya, bayram olaa da bit istirahat etsek! İ İsmet Hulüsi (| Bunları biliyor mu idiniz? Ürümcek icabırdı barometre vazifesini görebilir Havanın — güzel p öY elup olmıyacağını, :q' yağmurıum — yağıp " yağmıyacağını an- lamak için örüm. ceğe bakmak kâfi- dir. Eğer örümcek yuvasını muallâk- ta tutan ince telle- Ti kısaltırsa hava. nın — fenalaşacağı- ma, uzatırsa, bilâkis havanın iyileşeceği- ne hükmedebiliriz. Eğer yağmur yağar. ken örümcek çalışmasını yağmurun kısa süre Şu halile örümceği kü sayabiliriz. terketmezse, anlaşılmalıdır bir barometre x Ayaklarile resim vanan meşhur ressamlar Her hangi bir kaza netlicesi elle- rinikaybeden kimselerin, el ye- rine ayaklarını i- kame etmeleri mümkündür, Me- Fransada Fontenbiö - sarayı- nın. resimlerini yapan Felemenkli Tes- sam Komey Ketel ayağile çalıştığı gibi ahazsından elsiz doğan ressam Dükor- ne de ayaklarile resim yapardı. Bunla- — selâ FÇ O GÖNÜL “Bayramı nasıl Geçirirdim ? ,, Bayramdan. bir gün evvel bir ka- dın okuyucumdan kısa bir mektup aldım. Sualinin mahiyetine göre ce- vabının arife günü intişar eden nüs- hada çıkması lâzımdı. Fakat maales aef o nüsha da çıkmıştı, cevab çare- siz bugüne kaldı. «İhtiyar annemle küçük karde - şimden ibaret küçük bir ailem var, onlar da burada değil, İzmirdeler. Ben hayatını kazanm mecbur bir genç kız sifatile İstanbuldayım ve kimsesiz yaşıyorum, önümüz bay - ram, hayatı yakından görmüş bir Kadın sıfatile benim veziyetimde bir izın bu şenlik gününü nasıl geçirmesini tavsiye eder: * Okuyucumun bayramını nasıl ge- çirdiğini bilmiyorum, fakat ben o » nun yerinde olsaydım çalıştığım yerde tanıştığım kadınlarım bana na zaran yaşlılarından mürekkep, çok itina ile seçilmiş bir muhit yapmış bulunurdum. üü &ç & _Buyuk zekâ sahiblerinin rın ölümüme den sonra yüzleri. nin kalıbını alçıya ak bir moda olduğu gibi, be- yinlerini tartmak ve tedkik etmek de bugünkü fen- nin lüzum gösterdiği bir tecrübedir. Şim- diye kadar yapılan bu nevi tecrübelerde, yüksek kudretli zekâlara sid beyinlerin, daima, ağırlık itibarile az oldukları gö- rülmüştür. Fakat bu gibi adamların be- leri, daha ziyade katmerlidir ve bun- dan kinaye olarak bir insan beyni ne ka- dar karışık bir şekilde olursa, zekâsı © nisbette fazla farzolunur. * Su kurtağasının arka ayak etleri —a çık lezzetli imiş Franğada su kur- bağasının arka a- yak etlerini tava- da kızartarak yi- etin, piliç etine dahi faik olduğu- nu iddia edenler vardır, rın arasında bazı meşhur tablolar da var- dır. Tanıdığı, dostu, muhiti olmıyan bir insan kendisini kendi memleke- tinde yabancı hisseder, muvaffaki - yet yolunda ilerlemek için destek - ten mahrum bulur, hayat neşesi ek- silir, yavaş yavaş nörasteni'ye dü - şer, Erkek için mühim olan bu vaziyet evienmek mecburiyetinde bir - kız için daha mühim, daha ciddidir. Evet ben sizin yerinizde olsay - dım böyle düşünürdüm ve kendime bir muhit yapmış bulunurdum. Bu ta)dirde de bayramı ziyaretlerle ge- şirirdim. Kim bilir bu gibi ziyaret- ler osnasında ne gibi fırsatlar çıkar- dı, onlardan istifade ederdim, bir ai- le sıcaklığı bulmıya çalışırdım. Si - nemayı tiyatroyu bundan sonra dü- eünürdüm, Kızım bu sene ne yaptığını bil - miyorum, fakat gelecek seneye ka - dar ümid ederim ki kendine bu söy- Jediğim şekilde bir muhit hazırlamış olursun, ve bayramı nasil geçirece- ğini düşünmek zahmetinden kurtul- müş bulunursun. yenler çoktur. Bu | SON POSTA Makyaj ve saç tuvaleti X»' Göz altlarınızda ufak çizgüer var mı? Varsa pudranızı sürerken şunu unutma- yınız: Göz altlarını pudralarken tavana bakınız. Bu bakış adaleleri gerer. Pud- ranım çizgilerin arasına girmesini temin eder ve onları gizler. çe Ondülclerinizl uzun zaman muhafaza etmek ister misiniz? Yatmadan önce dal- | galarınızın her birine ufacık bir tarak yerleştiriniz, saçlarınıza sulu bir briyan- tin serp Tıpkı kolonya — şerper gibi. Sonra ince bir tülle bağlayıp yatı - briyantinlemek yerine tü - mizle pek hafif bir briyantinle- niz, ünüzü | seniz de olur. * Kaşlarınızın parlak ve yatkın durmâ- gını istiyorsanız geceleri ufacık, yumu- şak bir fırça ile aşağıdan yukarı doğru fırtçalayınız. Parmaklarınını şöyle bir parçacık krem dokundurup — kaşlarını: sıvayınız. Bu, kaş tüylerini dalma parlak gösterir ve dalma istenilen yana (yani yukarıya) yatırır. Burnunuz biraz büyük mü, çeneniz faz- la tombul, yanaklarınız fazla çıkık mu? Buralara yüzünüzün diğer tarallarına sürdüğünüz pudradan biraz daht pudra sürünüz. Bu koyuluk on yıf ve küçük gösterir. koyu M za- Rob ve Manto 4 A İ T n | Solda: Düört köşe çizgili, düz kravat ve tokalı, omuzları kabarık bir rob. Sağda; Kruaze göğüs, kendinden ke - mer, bilezikli kollar. Bütün nazarla r Avusturyadt Şuşnig Hitler ile görüştüktğen son? dün Viyan (Baş tarafı 1 inci sayfada) tın yapılmasında Almanlar önayak öl- muşlardır. Viyana siyasi mehafili ise bu mülâkatın Muselini tarafından ihzar ve |tertib edilmiş olduğunu beyan etmekte- dir. Mülâkat hakkında son gelen haber- ler şunlardır: Viyana, 13 (Havas ajansı muhabirın- den) — İyi malümat almakta olan meha- fil, Avusturyanın Almanya ile yeni mü- zakerelere girişmek için en müsald za- manı intihab etmiş olduğunu beyan et- mektedirler, Kısa bir tebliğ Viyana, 13 (A.A.) — Burada dün ge- ce, en ziyade nazarı dikkati celbeden ci- het, Berehtesgaden görüşmelerinin so- nundaki resmi tebliğin gayet kısa oluşu- Gur, Viyanaya avdet Viyana, 13 (A.A.) — Şuşnig ve Guldo Şmidt, Viyanaya dönmüşlerdir. Görüşmeden müsbet neticeler veyahud yeni bir protokol çıgğmamış olmakla be- raber, iyi haber alan Avusturya mehafili tntibalarını gu suretle hülâsa etmektedir. Görüşmelerin muvaffakiyetsizlikle ne- | ticelenmiş olduğu mevzuubahs edilemez. İp koparılmış değildir. İ1 temmuz 926 anlaşması, iki tarafın da muvafakati ile, | Almanya - Avusturya münasebatında e- sas olarak kalmaktadır ve iki memleket arasında vaziyeti aydınlatacak müzake- | relere devam olunacaktır. Hülâsa olarak denebilir ki, Hitler-Şuş- beyan etmekten tevakki lâzım gelmek- na göre, Avusturyanın harici ve dahili siyasetinde her hangi bir değişiklik de beklenmemelidir. Ayrıca, bazı Avusturya siyasi mehafi- linin fikrince şurasını da kaydetmek fay- dadan hâli değildir ki Berchtesgaden gö- rüşmesinden sonra Avusturyalı nâziler, Hitlerin şahsan 11 temmuz anlaşmaları He bağlı bulunmadığını ve Avusturyalı in ise yalnız Hitleri şef tanıyarak ona göre hareket edeceklerini artık söy- Tiyemiyeceklerdir. Nazırlar toplandı Viyana, 13 — Bu akşam mühim bir na- zırlar heyeti içtimaı yapılmıştır. Romaya göre Rama, 13 (A.A.) — Siyasi mehafilin fikri, dünkü görüşmelerden sonra Al- manyanın Avusturyadaki nüfuzunun ar- tacağı ve nasyonal sosyalist bazı zevatın yakında Avusturya kabinesine gireceği merkezindedir. n Viyana tekzib ediyor Viyana, 13 (AA.) — İyi haber alan mehafil, Şuşnig kabinesine bir nasyonal- sosyalist nazırın gireceği hakkındaki şa- yiaları yalanlamaktadır. Berlin ne diyor? Berlin, 13 (ALA.) — Havas muhabiri bildiriyor: İyi haber alan mehafilin beyanatına göre, dünkü Berchtesgaden mülâkatı, Al- manya - Avusturya anlaşmalarının der- hal geulşletilmesi neticesini vermemiştir. Fakal bu mülâkat, diplomatik yolla iler- de yapılacak müzakerelere bir başlangıç teşkil eyliyecektir. Öğrenildiğine göre, Berchtesgaden mü- Takatına sebeb, 4 şubat hâdiselerinden sonra Almanyanın harici siyasetinde ye- ni direktiflerin tatbik olunacağı hakkın- da Avusturyanın izhar ettiği endişeler olmuştur. Parls 13 (A.A.) — Bugünkü gazetele: nazilı * | nig mülâkatı etrafında fazla acele fikir | tedir. Fakat her hâlde, teyid olunduğu- | . .. aya döndü hassı uşnig mülüksl # j olmaktadır. Petid Parislen di Şurasını İddia — edebiliri! bazı ufak fedakârlıklar manyadan istiklâlinin leyide İelae etmiştir. | — Jour gazete K | — Çekoslovakya Başvekili BOĞüİ İbu seyahatinden evvelce nıbd:', : tur. Hattâ Iki devlet adamınıl & | gında, Almanyaya ne gibi. seYlE Vai ceği ve ne gibi şeylerin — d€ TÜi bahsinde bile tamamile mutabik lundukları söylenmektedir. Jarnal diyor ki: Akşam neşredilen tebilğe :â"" dan hiç bir netice alınamamıMt öe ) ancak eski vaziyetin idamesi © maştır. Bu vaziyetin nezaketi A senin gözünden kaçmamaktadir Londraya göre Londra 13 (AA.) Röyter DÜĞÜNE Londra resmi mehafili, % görüşmesi hakkında hiç bir almamıştır. Bununla — berabef, verdikleri haberlere atfen bu ff rüz ettirildiğine göre, zi sındaki Mmünasebatta herbü! şme mevzuubahs değildir. Vi T yalmız 11 Temmuz 1936 tbiki meseleleri üzerinde cereyit Çekoslavakyada Prag, 13 (AA.) — Çekoslü' umumiyesi, Hitler - Şuşnig T büyük bir alâka il ib eT Ün Masmafih bu husustaki habef sakin bir surette kı Belgradda Belgrad, 13 (A.A.) — Gâzil sgade ülâkatı etrafındi haberleri ve yal n komanter mekte ve ayrıca mütalealar P memektedir. a (Türk - Macar) n)l (Türk - Arnavud) Düşmanlığı! Fb (Baş tarafı 1 tnci ııı!d'”ı İngiliz gazeteleri diyorlar 4 Son zamanlara kadar Bül / müzesinde kartpostal smııc(ıh:' y haftada 6 lira kazaran —KoNt l geçen senebaşı arifesinde TirKi Ü len bir baloda görmüştür. kendi ağzından dinliyelim: «— Baloya, kralın hemşireltf' yi tarafından davet edilmiştiM- görür görmez sevdik. İlk a9 orada başladı. Hürriyetini elde etmek İSİf karşı çarpışan ülkemin tarihif” b tum. Kra! ükten sonra Üü d man millete karşı Arnavudlıl maksadlarla savaştığını ÖĞT Tei Zogo'yu da daha önceleri #Fi '_ırşhîni heyecandan kalbim _î'"’ okuyarak tanımış bulunuyor6' le onun ülkesini hürriyete için gösterdiği kahmmmılıkw tım. Onu daha görmeden ) dim. 'Ya nisan sonlarında v'C.V".'_ ( başlar gıeında meceğiz. ne gelince, kral Zogo hiç * Bil. Bu hususta da kendisile *” lunuyoruz. ğ Kral Zogo herkesin dinin€ " kârdır, ben de gene ceki dit za edeceğim.» 4 Dikilide bir adt? Soğuktan öldlll : İzmir, 13 (Hususi) — P odun kesmeğe giden Celil T mışlık bir ihtiyar soğuktaf müş, çakallar tarafından C687 mışti - iyor ki: Ni