eati , S e POSTA R Sön —— ü zur Demek Olanda, W Pa S B | İ$in arzunuzu yapamıyaca- Üğ ae ) Biteessirim.. fakat teklif et- £ ”- k’h'ülmzdır.. j a 3_"lun, Zararı .. ön beş bin Baç tödi yok. Ş Ü Sie Ye edebiliriz. H a Takânsız olduğunu söylüyo: bi y S p;îi’ 20 bin yi "ğ ’m:t mî!ln de yerseniz imkânsız di- Pih y Bo at deli Miziniz?. Siz bir âşıksı- S Beljr L Du K idamı Böze alıyorsunuz?.. öş lli ı:ı_'m“yln rica ederim!. Gö- l tam bulduğunu söyleme- O Büyüp Auyor, zannederin :ohhü.i:hükeler]z oynuyorsunuz.. İya Örü, ir! > A:;;!..' Mezi E'Lîdair ga EDtelicens Servis'in Stok: Kıı._ Yurkyî(' mühim bir ajanile İayçitda cereçç Paree) nin bususi bir k,:'lıııı lhuhn eden bu garib ve pek Dlm h"'îiıia Averemiz, sararmış YÜZ- Ü u göğPitmişti. Adam beni deh- % özler k le selâmlıyarak gitti. 'ı ı . A "qm:'ğ ÇELİK KRALİLE SON t 'ARİB BİR MÜLÂKAT Mf""':?en— servis ajanının yü- ü dim,'î'.'_'dt bağırdığı gibi, ben Yi Hâmiline muharrer ban- le %u"'-'n nüne uzatılmış ol- Dakaş V8 Yirmi bin İngiliz li süz Sİgara imişcesine, nasıl , Feddedilebilir? Z bi Yerimde kim olsaydı, Yapa, San olursa olsun, aynı ha- “i5 aynı tereddüdsüzlük- #erveti bir anda reddede- â' Bir değ, ğ İ'ş%îıkın & takma bacak mahfaza- ; &4. "âııl: d" elimize geçirmiş oldu- Te Yüzg iisin daha ilk ağızda O- l xğr üş'lîfaîh sarararak ve ze- n Bgülerek: Ü he 88 bir mi A _'! baj T Milyon elimizde! KS Elbeş P asgarf bir kıymet biç- İ ga leki asıl şağı b n Nğ'?yı 20 b en aşağı bu kıymet ) B* azı ÇPin İngiliz lirasına teslim Sop A2 Ok Saip'tra böyüelk delilik olurdu. Bu, Üy ; ,inl" de olmasa esasen bir ııl,,:"!ıı hâdulm tutulmiya, yıldırım & eler karşısında yalnız a- U türla e ğ:'*fzdı_ :A_reke—. edebilmiye imkân h _İîh:. ğmn derin ve profesyo- L—î—. © verdiği o garib, insa- ğ %r?kı deli edici izahatı din- a ş,:ık %'";?ı Mijall Blankowiç, Bin A7 itimadla yeni ve her © girdiğim kadın, Dol- lçiyefin karısı idi; uıhdldi teslihat kon- ğ Ul işler için gidip ge- "âî:: ü;ubmmkinin de metre q,'%. l,ağm“_vlabilir mi? Eğer bü- ”'nı,%'ı k işge İdiyse, o takdirde, de- K tasç Midir? Demek bu hhıh:s karım, bir genç kız hayatımla oynü - a 'q’l'n la, maskara bir kuk- Soy ü qu.,ıı “î“l- Hiç bir insan ne t 'hlıı n 'Sün hayatında bu ka- “Diş olmayı kabul ede- Z & %&î“h" bu kâdina bü- t*'"”)'acağı bir inti- 'dan bir alçak gibi, Va Tetimi ahp da n p da, çeki- #İstermeme imkân ola- b.:'"' ?(ldm ki onunla ü İ üniversite tale- enbire Av rupanın naî:"'mn? yükselmiş b haroflar, bark bütün dünyayaj Posta 2 nn macera romanı: 27 “İfşa eden idam olunur Harb sanayi casusları arasındaki mücadele isimleri yayılmış milyonerlerle bir sa- fa... 'Teknik Avrupası, lüks ve ihtişam Av- rupesi, maskesiz olarak, önüme çıkı- yordu. Bütün dünyanın. gözlerini ka- maştıran madalyanın: arkasında bizzat yaşamak; dünyayı idare eden sırlar ve entrikaları bizzat içinden görmek, Öğ- renmek, bilmek ve tanımak insanın ko- iay kolay vazgeçebileceği, derin bir ih- tiras ve merak duymıyacağı şeyler ola- mazdi. Olarda Blankowiç, her şeyini bana vermiş ve şimdi bütün dünyanın pe- şinde olduğu kadın, Bazil Zaharof gibi bir adamın eli altında çalışıyordu. E: rarengiz muazzam tröstler, bütün dün- 'ı gizliden gizliye bir kâbüs “içine yuvarlamıya başlıyan bir keşif, belki bir gün bütün dünyaya yeni bir inkılâb getirecek bir keşif etrafında bütün Av-| Baş ağrısı, NEVR GRİ Bütün ıstırabları teskin eden Bilhassa bunlara karşı müessirdir. pr Dolçiyef'in karısı ve Draveski'nin metresi idi? Demek bu ofesîonel casus karısı, bir genç kız'rolü ile benim hayatımla oynamış, beni maskara bir kukla yerine koymuştu ? f r. Bu müdhiş çarpışmada en hayalimden bile geçiremi- yeceğim bir tesadüfle her şeyi elimde olan bir kadınla ben üzerimize almış bulunuyorduk. Etrafımızda belki mil- yonlar dönecekti. O gün Stokholmun New-York Kaba- ree (Niyu York Kabare)sinde bu karı- şık ve tezüdli, cehennemi fikirlerin hü- cumu karşısında kendimi son derece güçlükle muvazenede tutabilmiş, sinir- lerimi pek zorlukla frenleye bilmiştim. Zire, fevkalâdelik bu kadarla kalmı- yordu. Vakıâ Entelicens servis ajanının kasti bir belâğatla tasvire çalıştığı teh- Hkeler doğru idi. Bilhassa Stokholm'da ©o s.ralarda polisten ziyade beynelmilel yorduk. M N basi — Arkası var— diş ağrısı ALJİi PiN İş başında, seyahatte, evde her zaman yanınızda Bulundurmayı Kalbi bozmaz, mideyi bir kaşe | unutmayıniız. | rupanın üstünde, karandıkta çarpış -| (Baş tatafı 11 inci sayfa leceğiniz üzere tabia bulunur, Lizanın anasile tabiatle tanıştırmak hususunda bir şey yapmadılar. Buna emia ki Piyonova atin nerede bulunduğu- nu, ne olduğunu size anlatacak bir vaz!- yette değildir. Acayip?. Bu... Cidden çok sizin maksadınız ne?, hentiz hiç tuhaf, Peki — Piyonovaya bir başka mevzu veri - viz! Bundan sonra onun vazifelerini yaz- mıyacağıma size yemin ederim. Bir başka mevzu mu?, Peki. Bu mümkün. Öğretmen, masasının gözünden küçük bir kitab çıkardı. Ve kitabı karıştırmağa başladı. İşte; Bu defa da «Deniz ve sahra» mevzuunü yazsın! Ben yalvarırcasıma öğretmenin yüzü- ne baktım. — «Deniz ve sahra» diye tekrar Güzel bir mevzu. eti casusların bir istasyonunda bulunu -|t bir sahraya gitmiştir. ve böbre leri yormaz. İcabında günde 3 hkaşe alınabilir. 'Tak idlerinden sakınınız ve her yerde ısrarla GRİPİN Eğı:î:;h;h“*e dolu mechul bir| ——— —— —— — k»_ Mep'y Resimli zabıta hikâyemizin hal şekli Muammanın anahtarı garsönun İ - İ fadesindedir. Katil «Metrdoteli bayilt - tıktan sonra Köşeye sürükledim ve ba - || şının altına ceketimi koydum. demişti. Bayılmaya tekaddüm eden dakika - lar zarfında gersonun elinin yaralandı- Bını biliyoruz. Yaralanma ile metrdo - teli köşeye sürükleme hareketi ürasın - da garsonun yarasımı sardığını kabul e- demiyeceğimize göre, kavga mahallin - Geki kan lekelerinin metrdotel'in sü - rüklendiği köşeye kadar Hıntidad elmesi Jâzım gelir. Halbuki döşemede yalnız bir noktada kan Jekesi vardır. Bundan bnş- Ka döşemeyi kirletecek kadar fazla akan kanın ya katil, yahud da maktulün el - biselerini de lekelemesi lüzımdır. Halbu- ki her ikisinin gömleklerinin de terte - miz olduğunu görüyorsunuz. Müfetilş bunları gördü ve metrdo - tel öldürdükten sonra zabıtayı şaşırı - mak maksadile kendi kendisini yarala- yan garsonu tevkil etti. W AŞ AUA ü isteyiniz. Ben can sıkıntışile cevab verdim: — Fakat muhterem efendim, - dedim, kız örmründe ne bir deniz görmüştür, ne — Bu kız hiç de inkişaf etmemiş. Şu halde «tabiatin tesiri» mevzulu bir şey yazsın! — Gene tabiat, — Doğru. Şu halde: «Baltık deni bunun ekonomik, politik ve kültürel ve tücari vaziyeti» hakkında bir şey yazsın! — Kızcağız bu çocuk yaşında henüz Hikâye : Vikckdanımîâki Leke olunuz | şıylı 13 dim!, — Bi z da ama geri kafalı bw ra!,. Peki, a ne versek acaba? «Çaski ile Hlestakovun karakterl. terek olan nedir» (*) Bütün insanlar gibi ben de muayyer bir dereceye kadar tahammül sahib Ve muayyen bir dereceye kadar kez cinslerimi severim. M | kendii yoru mak ( mazur göstermek için söyle Ancak günahımı itiraf etmiş öylüyorum. tmenin odasında topraktan bir yer Jsobası vardı. Sobanm üzerinde bir men- fez bulunuyordu. İşte öğretmen; kendi bağladım boyunbağile bu menfeze onu oracıkta asıverdim. ve Asılan öğretmen ancak kertenkeleye olan benzeri Fakat bunuün dışmda kimseni; şey kaybetmediğini zannediyorum. bütün söylemek h ibarettir. İşte |bu istedikleri 1896 (*) Hlestakov ile Çaeki meşhur iki Rus romanının kahramanlarıdır. H. A Patartesi günkü nüshamızda: Olur cacaloz Yazan: M. Armstrong Çeviren: İorahim Hoyi Arab hükünmetlerinin İngiltereye tek'ifi (Baş tarafı 1 inci sayfada) bir cesaretle ve fedakârlıkla dövüşmek- tedirler. Daha üç gün evvel nasyonalist çetesi muntazam İngiliz askerlerile beş saat süren müsademe yaptı ve kendis: zaylat vermekle beraber İngilizlere verdirerek dağlara çekildi. Bu çe teler, bir zamandanberi İngilizlere hafi. | yelik eden Arablara karşı da gayet şid- | detli muameleler yapıyorlar ve bunları her tarafta takib edip öldil nasyonalistlerle | v Nuri Paşa Sa- idin Suriye, Mısır, Filistin tarikile Lan- graya kadar yaptığı seyahatin bu müza. kerelerle alâkası olduğu —muhakkaktır. Ancak, son verilen haberler» göre, bu müzakerelerin hedefi Filistini Traka il- bak etmek değil, belki de Filistinin tam istiklâlini temin eylemek imiş. Nuri Paşa Said, bütün Arab hükümetlerile şu nok- tada mutabık kalmış: Filistine istiklâl verilmesine mukabil, Arab memleketleri de.İngiltereye karşı müştereken alacak- dc*_ tarafından tam reddedilm>mekle ber kabul edilmediği de $ Filistinde siyasi vaziye KİbDi iktısadi vaziyet te gü en gü dır. Bilhassa Kudüs için nalaşmak! yük bir var kaynağı olan din! turira durmuş; Memlekette bütün sene müten ziyarete gelen h in bu seyahatle: rini mucib olmuştur, stiy n Vazgeçime Mısır Kralının Ankarayı ziyereli Londra 9 (Hususi) — Kahireden bildi. ziliyor: Kral Faruk yakında Ankarayı resmen ziyaret edecektir. Siyasi mahfel- ler bu ziyarete büyük bir ehemmiyet at- fetmektedirler. Salâhiyettar mahfellerde söylendiğine göre kral Farukun Ankarayı ziyareti münasebetile, Mısırın Sadâbaâ paktına iltihakı hususunda yapılacak olan müza. ları bir taahhüdle muayyen bir müdde: zarfında Arab memleketlerine iki miüyon Yahudinin kabul edilip muhtelif yeriere ve kesif bir halde yerleştirilmelerini ka- bul etmek, Ancak, bu projenin İngiltere Grip, Baş ve Nevralji, — Artriti Türkiyenin bir harikadır. HASAN büyük bir zevktir, Hasan traş bıçağı 10 ı NEOKALMINA bir daha başka traş biçağı iste mezler, Hasan Müutlaka Hasan ve paslanmaz m arkalarına dikkst, den sakınınız ve mutlakâ HASA N İsteyiniz. HASAN DEPOSU. kerolerin esasları görüşülecektir. Diğer taraftan şubatım sonunda Kahi- reye gidecek olan Türkiye Harlciye Ve- kili Rüştü Aras, Türk - Mısır dostluk muahedesini imzalıyacaktır. Diş Ağrıları, zm, Romatizma ve bütün dünyanın en mükemmel traş bıçağı HASAN Traş Biçağıdır. (İsveç) çeliğinden yapılmıştır. hkla ve neşe içinde yapar. HAS AN TRAŞ bıçağının yalnız bir adedini arada sırada bardak | sene kullanmak mümkündür. Paslanmaz HASAN TRAŞ BIÇAĞI bir şaheserdir. Traş olduktan sonra silmeğe ve hacet bırakmaz. Senelerce su ve sabun içinde kal: paslanmaz. Bu dünyanın hiçbir traş bıçağına 100 defa traş huzur ve kolay- çinde keskinleştirerek — bir kaç kurulamağa sa kat'iyyen nasib olmayan TRAŞ bi çaklarile traş olanlar kat'iyyen ile traâş olmak adedi 90, paslanmaz nev'i 50 kur uştur. Taklitlerin-