8 Şubat 1938 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 7

8 Şubat 1938 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 7
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

HARB BAŞIMIZIN ÜZERİNDE DOLAŞIYOR Aşağıda okuyacağınız satırlar Fransız enstitüsü Azasından Jacogues Bardoux nun kaleminden çıkmıştır. Saf, teşrin ayının ortalarında: Ya harbi biraz daha sürdüğü Mmutlakiyetle idare | kurutup ta tankların paslarını sildiği za- man İspanyadaki kızıl cebheyi dağıtmak mecburiyetinde olan Mussoli- © caktır, harb malzemesi ile 45 ve Avrupa sul- © bin asker yollıyarak yardım t tehlikeye dü. Keaği Bihaye Kays lemiştim, İngiliz Ayni şekilde di- dostane bir ta iz > z m Müdahale KR | liyen liye , vE Ün, SİK blebisiş | cek gayeler için değil, - Ç a oyma kü gayeler yekdiğerinin yeri | en oy. ne ikame edilecek höcrelere a Seni ad hatta Siri * baksim edilmişlerdir - bayır Hz Palm ki ge ndu, fakar erişilecek gayeler için değil, Md Miraç vat gün seç 5 gayelere doğru yürürken, ta- “tnektegi, > isabetini te kib edilebilecek usuller bak k kında yekdiğerile hemlikir * : ÜNİ değillerdir. li Asturin kısmın: Barları - Mareşal oo Von, Mn b, Sebhe yakıldığı za İİİ Biomberg ile General Goering Klanı, Yplomâsi hareketi deniliyor - Japonyanm geniş b nz Bilmiyo- iy Çin pre i esin malâmu- masından endişeye düşe aaa bankasının altın mevcudu |sraya © konmuş (o hareketler. | zâhi- ari, Ördany, bir mikdar daha almaraklren © sert görünmiyerek Malzemeyi ©cnebi teşekküllerinin | bir ogarb omuahedesine ve bir Ok- / iveç Meleği Mİ artırmak için azim birİyanus o cebhesine (iştirak (o mukabilin- gi “iy i miş, kumandanlığında daf/de İngilterenin muvafakatini satın ala- Vi day, i Yapılmıştır. rak birkaç sömürgeyi istirdad etmek ve 4 yy Bu gründe bir seri fotograf) Lehistanla, Romanya ile iği yapa İİ ba Memi torraflar şahiddirler ki| rak Baltık yolundan Sovyet Kusyaya ya- / taş Adaş Yak, Metin ölüm tacirleri hem | yılmak niyetinde imişler.. <> Pay in, hem de vatandaşlarının) Diğerleri ise - Goebbels ile Himmler İİ pa vlan man öldürmekte bu kadar)deniliyor - Kont Ciano'nun (Neron) kâ- Nİ döke, 4 İibarla da pazarlıksız altın |ri plânlarına müsatd şekilde kulak vere» D ii Mkmüşru, eni müşterilerin başları-|rek Japonya vasıtasile Hong-Kong'da bir cihan yangını tutuşturmak, İngiltere ile Fransayı bu yahgının a arasında boğmak niyetinde imişle Herhalde muhakkak olan bir nokta var Romanya politikasının değişmesi ve demir muhafızlarının iktidar mevkiine geçmeleri ihtimali önünde Berlin hükü- meti Avusturyaya ald plânı Çekesle- vakyaya aid plânın önüne alınışlır. Viyanada tutulan vesikalar, resmi teb- iiğlerde ihsas edilenden daha vahimdir. Bu vesikalar sadece dahili bir iğtişasa değil, ayni zaman hudud üzerinde yapı- incak tahşidattan sonra bir ültimatoma! da intizar edilebileceğini Avusturya ri. caline anlatmıştır. Unutmıyalım: Harb başımızın üzetin- kay eler ir: Rus pnömatikleri, Rus tay, lar, Bel <h bombaları, Amerikan a özi ika humbaraları, Holanda 8 a log m batta <8, F. M> kurşunu Mind del kartuşlar...» her şey A, Yun dar, AN m 8eniş mikyasta techiz, fen- * edilmiş olan Teruel ceb- darruzunu, beyazların ma. in #tmiştir. Yalnız bunların Ün “iş, © Eörülen mahdud ve kısı Mah, €t ki demiryolu sile şose- RnİŞ bir tiyatı ekg Sahaya serpiştiri eksik kuvvetlerin hiş 4 hâkim olacak vaziyetle . at e silâhlara ve ecnebi gö- 7 Müdg,, en bu sçete harbi» gene | de dolaşıyor. gi vim edebilir, ME ? le İzmitte bir ölüdirilm? şayiası li tiz 0 Almanya bekliyebilecek| İzmit (Hususi) — Burada bir şayia Mik yo, 1, koya mahdud bir yar. | çıkmış; Paj mezarlığına ö sanılan bir Muna, SPanyada da henüz kemal adamın diri diri gömüldü söylenmiş- Eib, İmemiş olan yeni silâhları- | #r. Şayiaya göre Paj mezarlığından ge İYor. Fabrikaları işliyor, !çen bir adam yeni bir mezardan ses İ- <İ Çalışıyor; ordusu büyü- | ittiğini ihbar etmiş, bu ihbar üzerine teş bahsedilen mezar açılmış ve mezard: «di taciri, P Zarlında İse Asya ateş ça di irsat Yaklaşıyor, 1932 ge-jki ölünün yüzünün gözünün kan içinsi gilman tarihi muvaffalı, de olduğu, fakat ölü bulunduğu görül- i. Hep parlak zafer.|Müştür Bahsedilen ölü Bay Kemal isminde hı * yeni ölmüş ve merasimle defnedilmiş! gbi Missoli saa bir gençti, Sayiayı tahkik ettim. Pilva- klar. tana YES ii böyle bir ihbar yapılmış, mezar da '#panya harbi onun; Zaferleri onun za-| “Sovyet; inin mahrı tır. Düçe artık ne bir <9 alır, ne de bir gerik- m zafere ihtiyaç Mor Ahyoj açılmış, fakat merhumun hali aslisi ile yattığı, çehresinde hiç bir tavayyrürat bulunmadığı görülmüş, ihbarın asıl - ,zhiz anlaşılmıştır. Di Şar ı eda bir cinsyet tatörlerin kanunları KL ye e 5 rkışla (Hususi) gcakış'a Mya gyz zafer, bu İtalya cemi tarla meselesi yüzünden bir! A Bu ihtiyaç 1908 sene-İ inayet olmuştur. il ziyade himsettice krü ve Turan isminde iki kişi bir Yaziyeli me iktısad. ya Tedeki hissenin paylaşılamaması yü- Para pe ide değildir yünden 'rbirlerile kavga elmişlerdir. Ye Bi, ,. Şimali Afrikaipu kavga cinayete neticelenmiş, Kav- şeride hazırlık ağır acıları ayırmak iç'n araya giren Mah-| emiri lâzem Akde-İmud ismindeki adam bu mudahaleye| iyor, büyük gemiler in sinirlenen Şükrü kama ile Turanı vur- » tekrar adam lâzum.| mak isterken kama Mahmuda rastla- * miş, kalbinden yaralanan Mahmud der- Avusı bal ölmüştür. Şükrü de Turan da ya- dl, turya kozu muhafa-! ii alk, hareketi muvaf- ya hvoldu, ötek; tehlike. | ği ay 2m sarkıyor. Ka- Sara <ten ödünç para ve i il bit nefes nefese, Meşi Yolun çamurunu Bayramda keseceğiniz kurban - larm derilerini şunun bunun eline bıralomıyalım. Hava Kurumu bu derileri sizden toplıyacaktır, İk enini ikilemi ii yayınak, | adam harabeye geliyor, beğıra ba i POSTA Dielenin karşı yakasında bir hareb: lar, bahçeler, havuzlar, fıskiyeler bu nuyordu. Oraya omuzları çökük ve leri kederli girenler biraz sonra yeni can bulmuş gibi dimdik, gülerek çıkar- Muhakkak ki Hitleri çevre-|lârdı. Çünkü orası yoksulların, kimsesiz- lerin, haksızlığa uğrıyanların, gariblesin iltica ettiği, derdlerine derman bulduğu İbir yerdi. Orası (Abbas Oğulları) devrinin en parlak senelerinde Harunreşid zama- nında islâmlığa büyük şevket veren (Bermeki - Parmak Oğulları) sülüiesine siddi. Harunreşid onları kıskanmış, ken- dis.ne ve hanedanına o kadar büyük hiz- jmetler eden (Parmak Oğulları) ailesini canavarcâsına ortadan kaldırmıştı. ! Bu Türk ailesinin harsbesine gelip te igizli gizi ağlıyanlar çoktu. Birçokları İda korkularından kendi köşelerinde ma- İtem tutuyorlardı. Halife Memun zamanında ihtiyar bir or, göz yaşları döklüyor, sonra bir mer- iye okuyarak gidiyordu. Halbuki Ha- İrunreşid (Parmak Oğulları) na matem tutmayı yasak etmişti. i Halife bu ihtiyarı çağırdı ve çıkıştı: — O kadar ağlıyacak ne var? Bu vefa- |“ kârlığa sebeb nedir ki? İhtiyar derin derin içini çekti: — Bermekiler bana ve aileme o kadar büyük iyilikler yaptılar ki onları unuta- mam. Öldükten sonra bile kemiklerim o nimetlere şükran için haykırır ve onls- rın matemlerine ağlar. İzin verirseniz si- k Z. | Halife bu adamda gerçekten büyük bir samimiyet görüyordu. — Anlat bakalım! Dedi İhtiyar adam binbir gece masallarını andıran hikâyesine başladı: «Ben Şamlıyım, Çok zengindim. Bü. yük bir varlık içinde büyüdüm ve yası- yordum. Fakat, talih bu, zenginliğim de- vam etmedi. Parasız kaldım, Kalabalık ailemi beslemek için evimi bile satmağa mecbur oldum. Onu da yedik. Aç kaldık. Çocuklarım ve kadınlarım vi tardı, Kimseden ya Bu sirada bazı kims: Bağdada git. Bermek; z ların ikramlarına ve iyiliklerine son yok tur, Seni himaye ederler! Nihayet bu son çareye baş vurdum. Yirmi kişi kadar olan ailem halkını da yanıma alarak Bağdada doğru yola çık- tm, Onları burada bir mese'de birak. tam. Yanlarında bir günlük bile yiyecek yoktu. Haysiyetim dilenmeme engel o- luyardu. Oradan çıktım. Rasgele yürür. ken başka bir mescide geldim, Burada ir kalabalık vardı ve hepsinin de üşt- ieri, başları düzgündü. Bermekilerin ko- paklarını onlardan öörenirdim. Onlars halimi nasıl arzedeceğimi de anlatırlar. dı. Fakat kimseye sorsmiyordum. Zira bu da bana bir çeşid dilencilik gibi geli- yordu. Bu sırada içeriye bir uşak girdi. Mes- cidreki adamların hepsini arkasına taktı, yürüdü, ben de aralarına katıldım, Ko. caman bir konağa girdiler. Arkaların. dan ayrılmadım. Konağın bahçesinde bir «dam oturuyordu. Yanımdakilerden biri diğerine: — İste Yahya bin Halid! Dedi. Anladım ki Bermekilerin konak- larında bulunuyorum. Yahya, gelenlerin hepsine oturmaları- na işaret etti, Bunların sayısı yüz kadar. dı, Biraz sonra yüz kadar uşuk geldi. PI.| lerinde altın buhurdanlar vardı, Bunla- rın içindeki amberlerin kokuları havayı doldurdu. Yahya ayağa kalktı, yanı başındaki yaşlı ve temiz giyinmiş bir adama d tarafındaki delikanlıyı göstererek: — Bu amcazamia kızım Ayşenin kâhanı kıy! Dedi. Meğer o adam şehrin kadısı itniş. Nikâh kıyıldı. Uşaklar etrafa misk ve amber saçtılar, Herkes gibi ben de top- ze anlatayım, Herhalde ni- “ İYuyor, tepsiyi de koltuğuna sıkıştırıyor, *jde yanımda saklamamı söyledi. Tarihten Sayfalar: Türk cömertl .. ıgı * » İhtiyar, Halifeye anlattı: “Yüz uşak ellerinde birer gümüş tepsi ile yaklaştılar. Tepsilerin içinde biner tane gümüş dinar vardı. Aralarına katıldığım insanlar paraları koyunlarına koyuyolar, tepsileri de koltuklarına sıkıştırarak çıkıp gidiyorlardı. Ben şaşırmıştım. Onlar gibi yapamıyordum. Yazan: Kadircan Kaflı "adım. Ondan sonra uşaklar ellerinde bi- j Fer gümüş tepsi ile yaklaştılar. Bunların içlerinde biner tane gümüş dinar bulu- | Ruyordu. Herkes paraları koynuna ko- çıkıp gidiyordu. Hiç böyle bir hal karşt- da kalmadığım için şaşırmıştım. On-/ lar gibi yapamıyordum. Tepsiyi uzatan göz ve elle işaret ederek ne yapa- mı anlattı. O zaman parayı ve teps'yi slarak kapıya doğru yürüdüm. Fakat Dunların bana aid olduğun bir türlü inanamıyordum. Telâşlıydım ve her an! geri çağırılarak ellerimdekilerin geri a- unacağını sanıyordum. Bu şaşkınlığım Yahyanın gözlerine çarpmış, bana dik- kat ediyormuş. Perdenin yanında önüme | bir uşak çıktı, geri çevirdi. Çok üzüldüm. | Nihayet korktuğu uğrad um. Doğruca Yahyanın önüne götürdü- ler. Yahya beni güler yüzle karşıladı. Elimdekileri almamakla beraber halımi, kim olduğumu sordu, Kendisine başım- dan geçenleri anlattım. Gözleri yaşardı ve avutucu sözler söyledi. Oğlu Musayı çağırttı. Ona beni gösterdi: — Oğlum, işte sana feleğin kahrını jJuğramış bir adam. Beraber götür, iyi ko rukla! Musa beni aldı, götürdü. Güzel bir kaf. İlan giydird. o Paralardan başka tepsiyi | ui sanıyor. İ Onun yanında bir gün bir gece kaldım. Çok: hürmet ve ikram gördüm. Ertesi "- 'gün kardeşi (Abbas) : çağırttı: “ - Başvezir bu zatı bana misafir virdi, ihsan buyurdunuz. Fakat bu da Bermeki. Halbuki ben şimdi halifenin sarayına gi.) lerin sayesinde, onların harabelerinde ağladığım için olmadı mı? diyorum, Bugün de sen misafir et! Dedi. Böylece hergün Bermekilerden birinin konağında misafir oluyor, son derecede ikram görüyordum. Bu sırada ailemi dü- !sünüyor; o zavalhların hallerini merak ederek üzülüyordum. Fakat üzüntümü bir türlü açamıyordum. yanına gönderildim. Onun yanında bir gün ve bir gece kaldım. Ertesi gün bir uşak: na götüreyim, Şirketi Hayriye Karne Yoklamalarına dair Bir okuyucumuz yazıyor: Boğaz- içinde oturup da Şirketi Hayriye vapurlarında karne biletile ile sefer yapan memurlar her üç ayda bir yoklamaya tabi tutuluyorlar. Hal « buki devlet devairinde, bu nevi yoklamalar altı ayda bir yapılmak - tadır, Bir ihtimal olarak bir memu- run açığa çıktığını kabul etsek da- hi, yoklamaların altı ayda yapılma - sında bir mahzur olamaz, çünkü a - dam, elindeki kârne ile Boğaza bağ- Rar 7 ne bir örnek Diyerek önüme düştü. Konaktan çık tım. Beni güzel ve çok iyi döşenmiş bi €ve götürdü. Bir de ne göreyim ki bütü ailem halkı giyinip kuşanmışlar, ipekli ler içinde mes'ud ve rahat beni bekliyor lar. Daha ilk günü (Yahya) nın bir ada mının onlara gelerek bu eve getirdiğini yüz bin dirhemle on bin dinar para ver diğini öğrendim. Uşak ayni zamanda eli me iki sened verdi: — Bu evle eşya, paralar ve bu sened lerde yazılı iki köy tamamile senindir İhsan edilmiştir! Dedi. Sevinçten aklımı kaybetmediğime hâll şaşarım. Ondan sonra senelerce mes'ut yaşadım ve Bermekilere candan esir kal dım. Onlar öldükten sonra sizin memururu 5 iki köye, gelirlerinden çok vergi koy du, Gene sefil oldum. Derdlerimi avub mak İçin beni yeniden hayala getirmiş olan Bermekilerin harabelerine giderek ağlıyorum.» Adamcağızın hikâyesi Memunu da mü» teessir etmişti. Vergi memurunu çağırdı ve Bermekilerin zamanında olduğundan fazla haraç alınmamasını tembih etti, İhtiyar yeniden ağlamağa başladı. Me- mun sordu: — Niçin ağlıyorsun. Memnun olmadın mı? — Nasıl ağlamayım ey halife! Büyük Halife onu daha çok takdir etti. Turan Can Prens Seyfeddinin zevcesi Istanbula döndü Miras meselesi için Mısıra giden müte- On gün sonra Yahyanın oğlu (Fazıl) ın | veffa Prens Seyfeddinin zevcesi Bayan da | Ulviye ve biraderi Semih Mümtaz şehri. mize dönmüşlerdir. Prenses Ulviye, an- mesinin yanındadır ve biraz rahatsız bu- — Artık ailenizin, çocuklarınızın yamı- | lanmaktadır. Miras de müsbet bir meselesi şimdiki hal- sahaya girmemiştir. W lanmış olur. Bu ise, şirket için bir kazançlır. Dileğimin nazarı dikkatle alınacağını sanırım. * Okuyucularımızın o sorgularına cevablarımız Okuyucularımızdan N. M. e — Yeryüzünde bir çok memle - ketler vardır ki, muhtelif sebebler- den insanlar üzerinde iyi veya fena tesir bırakır, Arkadaşınız da İstan - bu'u fens görmüş, ruhu üzerinde şehrin fena bir tazyik yaptığını his- selmiş olacaktır. Kendisini ancak' İs- tanbulun iyi taraflarını göstermek - le iknaa çalışınız. Fakat münakaşa vadisine sapmayınız.

Bu sayıdan diğer sayfalar: