8 Şubat 1938 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 3

8 Şubat 1938 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Roman İntiha gazetelerdeki YAA) İntinapse meücmeii iştir. yy pet tün etile kanlı hâdiseler zuhur! Ağir ay i ye muhafızlar» teşkilât a-| : kişi ölmüş ve bir çokları da| te yaralanmıştır. Sazetelerindeki münakaşalar ' e durduruldu iğ a, (A.A.) — Başvekâletten 8 edilmiştir. Yarin, günlerde gazetelerde, Roman - udi ekalliyetieri tarafından Madak ye Yapılan . şikâyetler karşı - Telsiyeç e hareketine dair muhtelif işar etmiştir. Şimdiki hükü- Sahan ülkümetlr tarafından çok- Memek, b edilmiş olan müsamaha Reketin #yasetine muhalif olarak, VE hay, ududlarımız dışındaki şe Siyetini alâkadar (o eden bir İhtil r ii N e 7(AA) —- Resmi tebliğ: kalay an ve Sierra Carbonera mın Bira Cim düşman taarruzu pazar! büyün ee gününkünden daha! Şiddetle devam etmiştir. MZ peş (88i Parlak bir mukabil taar- Karna Gayihde istirdad ettiğimiz Posa Biden, bi, olera'yı pazar günü muan- betik. T mubarebeden sonra kay - Nissa 2 hta ve Visiedo çıkıntıları - . Mevzii Cumhuriyet kıt'aları ye- gir Srine muntazaman çekilmiş- ki Palmera hattı elimizde - istikametinde ilerliyen Yürüyüş kolu Cebo Lari- nda durdurulmuştur. o A mbra İk ete, bir Ve eline düşen esirler uk m m (A.A.) — Havas ajan - itine göre bu gece Teruel f alınan haberler Sierra Pa di Aa Esi) — Hariciye nazırı kamarasında Japonyaya / Dolaya cevab verip, vermi. 8it henüz hiçbir malâmatı ol- Söylemiş ve cevab için verilen İdi andan sonra vaziyetin ye- Yoda edileceğini bildirmiştir. le hak alınan haberlere göre, ayri hariei kanda beyanatta bulunan Ja- U ia Bazırı Hirota, 1936 senesin- ek, <A yapılan deniz konuşmuları- $ olan Japonyanın vaziyetin- değişiklik. olmadığını söyle- yazl #5 PES biz. Taflan Domel ajansı da Japon- deniz inşaatı program: hak- - İfşaatta o bulunmıyacağını ir, Hay Jâponyanm İngiliz -İtedir. > —— mmm 0099 Ye Vekili bu sabah eldi Dü ekl Pa şi ik Rüştü Aras ve t kz ek WS müdürü Refik Âmir bu Yag fik xa e şihrimize gelmiştir. ağ e belegii Arası Sirkeci garında Rüyası “Ye reisi Muhiddin Üstün- Büğüy gunku seryaveri Celâl, Salih Kılıç ve dostları da Bid lanmıştır, Doğruca Pe- ti Hariciye Vekili bilâhara lerin arzeimek Üzere Bili, Yına gitmiştir. ir, Dirineş 22 son seyahatine Aid taf. © OO © ikinci sayfalarımızda- /7 yada kanlı hâdiseler lk b mücadeleleri münasebetile vuku bulan çarpışma- rda iki kişi öldü, birçokları da yaralandı. Hükümet âlciler Teruel'e tamamen hâkim oldular İkümetçiler birçok zayiat ve 3000 den fazla esir irakarak geri çekilmiye mecbur kaldılar 1 ponya deniz programını - “Siştirmeğe yanaşmıyor * SON POSTA münakaşaları resmen durdurdu erantiz gazetelerin herkesin (noklai faatlerinin müdafaası için, bu hususta nazrını bildirmelerine imkân vermek /her türlü münakaşaya nihayet verilme- üzere, serbest münkaşaya müsaade et-|sini lüzumlu bulmaktadır,» Romanya Yahudileri ve İngiltere mişti, Londra 7 (A.A.) — Avam Kamara» Hariciye Nazırı B. Micesco Romanya lezinin bariz bir zaferile dönmüş ol - epi a smda,, İngiltere hükümetinin Romanya dak! Yahudi ekalliyetlerinin hukuku duğundan, her türlü ihtilâf imkânı za- il olmuştur, Romanya, Mületler Cemi «| i yeti önünde milli hâkimiyet hukukunu |:le alâkadar olarak ne gibi niyetlerde müdafaa etmiş ve davayı tamamen ka bulunduğu hakkında sorulan bir suale zanmıştır. Bununla beraber, bazı bed - cevab veren B. Eden demiştir ki: hahlar, hiç bir zaman yapılmamış be- «— İngiltere hükümeti, bu mesele- yanatlara dayanarak ve dış politika -/nın Cenevrede tam suretle hallinden mız hakkında yanlış neticelere vara -|evvel derhal bir teşebüsde bulunma - rak, muhtelif tefsirata koyulmuşlar -|sva ehemmiyetli telâkki etmektedir. dır. Böyle bir vaziyet karşısında, hü -| Bükreşteki, İngiliz elçisi, Romanya kümet, bizzat kendisini müdafaa için| hükümetine, İngilterenin ekalliyetler anlaşmasına karşı, büyük bir alâka gös termekte olduğunu hatırlatmıştır. değil, hakiki veçhelerin tahrifi yüzün- den tehlikeye giren yüksek devlet men raraaasanana - Atatürk Hollanda Kraliçesini tebrik etti Ankara, 7 (Hususi) — Hollan - da Veliahdinin dünyaya bir prenses getirmesi üzerine Atatürk Hollan - da Kraliçesi Wilhelmina'ya telgraf- la tebriklerini bildirmiş, Hollanda Kraliçesi de bu tebrike hararetli bir şekilde mukabele etmiştir. lorma mevziinin tamamile çevrilmiş ol duğunu kaydetmektedir. Frankistler bükümeteilerden 3.000 den fazla esir almışlardır. Ve 30,000 den fazla hükü- metçi rie'at etmek mecburiyetinde bu- lunmaktadır. Frankistler, mühim mik- darda malzeme, bilhassa 15 buçukluk iki batarya, otomatik silâhlar ve yir - mi mühimmat deposu ele geçirmişler- dir, Frankistler şimdi zaptedilmiş *olan ve elli Kilometre uzunluğunda ve yir- mi kilometre genişliğinde imtidad e - den bir mıntakayı temizlemeğe başlı - yacaklardır. Son ameliye, mütemadiyen hükü - metcilerin tehdidine maruz olan Teru- el yolunu (kurtarmıştır. o Cumhuri- yetcilerin Teruel cephesine olan başlı- ca medhallerini onların ellerinden al- mıştır. Bükreş elçimiz Romanya Kralı ve B. Goganın yanında Bükreş 7 (A.A.) — Anadolu ajansının husust muhabiri bildiriyor: Romanya kralı Majeste ikinci Karol bugün Bük. reş elçimiz Hamdullah Suphi Tanrıöver'i kabul etmiştir. Bükreş 7 (A.A.) — Anadolu ajansının husust muhabiri bildiriyor: Romanya başvekili Göga, Bükreş elçimiz ndul- İlah Suphi Tenrıöver'i kabul etmiştir. Görülmemiş bir kaza Dün akşam saat 17 de Aksarayda Mu- radpaşa camii önünde şimdiye kadar gö- rülmemiş bir tramvay kazası olmuş, son sür'atle gelen bir tramvayın tekerlekleri arasinda kalan ve J0 metre sürüklenen Muammer isminde küçük bir çocuk mu- cize kabilinden yalnız vücüdünün muh- telif yerlerinden hafifçe yaralanmak su- retile muhakkak bir ölümden kurtul muştur. Gece hâdise mahallinde yaptığımız tahkikata göre vak'a şöyle olmuştur: Muammer henüz dört yaşındadır. ve Aksarayda ciğerci Besimin oğludur. Dün kardeşlerle beraber Yusufpaşadan Ak- saraya doğru gelirken polis karakolu ya- kınmda birden kardeşlerinü elinden kurtularak yaya kaldırımdan tramvay battı üzerine inmiş, bu esnada Topkapı cihetinden gelmekte olan 627 sayılı vat- man Fethinin idaresindeki 56 numaralı tramvayla karşılaşmış ve derhal araba- nın altına gitmiştir. Vatman her ne kadar derhai frenleri sıkıştırmış İse de ancak otuz metre ileri- de arabayı durdurabilmiştir. Kazayı görenler çocuğun parça parça olduğuna muhakkak nazarile' bökariar- ken onun vücudünün dört yerinden ha- fifçe yaralanmış olduğu halde tekerlek- lerin arasından çıkarılması halleri derin bir hayrete düşürmüştür. Vak'ayı bizzat görenlerin söylediğine göre çocuk şayanı hayret bir tesadüf e- seri olarak arabanın dingili altındeki bir demire takılmış ve bu demir sayesinde tekerleklerin altma gitmemiştir. Dün gece bütün Aksarayda hemen her- kes bu hâdiseden bahsettiği gibi kaza mahalline gelen ehlivukuf ta şimdiye kadar böyle kaza görmediklerini itiraf etmişlerdir. Yaralı çocuk Cerrahpaşa ğe ve bu suretle yolcuları almıya bâş-| hastanesine kaldırılmış ve bu yüzden laınıştır. Ârizanın vapurun makinele-|tramvay seferleri iki saat kadar inkıtan rinde değil dümen zincirinde olduğu |uğramıştır. Saat 19 da seyrüsefer tekrar e Amerikan talebini reddetmesi halinde İn- gilterenin yeni vaziyete karşı koymak ü- zere derhal daha ağır kruvazörler inşa- sına girişeceğini beyan etmketedir. Harb vaziyeti Şanghay 7 (A.A) — Çin membaından gelen haberler Çin kıt'alarının Tientsin- Pukow şimendifer hattının cenub mınta- kasında ric'at ettiklerine dair verilen ha- berleri tekzib etmektedir. Çin haberleri- De göre bu havalide kıt'alar muannidane mukavemet etmekte ve Japonlar dina- mitle berhava edilen şimendifer köprü- sönün bulunduğu noktadan Hwâi nehri- ni geçmeğe muvaffak olamamaktadırlar. Bununla beraber Japon topçu ve hava kuvvetlerinin Çin mevzilerini şiddetle bombardıman ettikleri itiraf edilmek- 17 numaralı Haliç vpurunda bir ârıza Bu sabah saat 8,30 da Köprüye ya- naşıcak olan 17 numaralı Haliç vapuru tam Köprüye yaklaştığı esnada bozul- muş, denizde olduğu yerde fırıl fırıl dönmeğe başlamıştır. Bu vaziyetle yolcular telâşa düşmüş, bir kısım yol- cular kayıklara atlıyarak çıkmıştır. Bir müddet sonra 6 numaralı vapur da gelmiş, 17 numaraya yanaşmış, oda 17 numarayla beraber fırıl fırıl dönme- Prost'un plânı Sy Nükişgir” Hocanın | LE İN NE kuşu | Eminönü meydanının açılma- | st kararlaştı. Bu kararlu beraber || ortaya bir de mesele çıktı: Yeni- cami kemeri yıktırılmalı mı, yık- tırılmamalı mı? «Madem ki plân böyledir, yıkılsın» den'idi. «Ha- yır, tarihi kiymeti vardır, yıkda mazi» diye itiraz edildi. Şimdi öğreniyoruz ki Beledi- ye yıkılmaması lüzumunu üeri sürenlere hak vermiş. Prost ge- lnce plânda tadilât yaptıracak- miş. Mesele b'ze Nasreddın Hoca- nın meşhur fıkrasını hetırlate yor. Hoca leyleğin gagası ile a- yaklarını budadıktan sonra «İş- te şimdi kuşa benzedir!» demiş. Biz de acaba şu ve bu tadilâtı yaptıktan sonra Prost'un müs- takbel şehir plânına «İşte şimdi plâna benzedin!n mi diyeceğiz? Prost'un plânı leyleğe benzi- © Alman kumanda heyelinde bir tebeddül ve bir gönül hikâyesi Yazan: Selim Ragıp Emeç Iman yüksek kumanda heye- tinde yapılan değişiklikler ve İsstahat arasında bir müddettenberi har- İbiye nazırlığında bulunan Mareşal Fon ; Blomberg de istifaya mecbur oldu. Ma- reğulın yaşı bir hayli ilerlemiş bulundu. gundan esasen pek yakında tahdi'd. sinne (tâbi tutulmak lâzım geliyordu. Maama- (ih bu istifanın resmi sebebi bu değildir. i Mareşalın Alman harbiye nezaretindeki idaktilolardan birile evlenmesidir ki, bu , bâdisenin zahiri sebebini teşkil etmek- tedir. Nazırın bu daktilo ile münasebe. İlinden hiç kimse şübhelenmiyordu. Fas kat bundan bir müddet evvel bu daktilo bir kaza geçirmiş ve hastaneye yalırıl. | mıştır. Kendisini ziyaret edenler arasın- p> Mareşal Blomberg'in de bulunması, o © yen bir plân olmadığına göre bu || zaman bir hayli dedikoduya sebeb ol. | neticeye herhalde Nasreddin Ho- | muştu. Bilâhare mareşal, bu kızla evlene ca da şaşacaktır. di. İzdivacında, şahid olarak hem Her Hitler, hem de Mareşal Göring bulun. du ve sonra, bir hâdise patlak verdi. Bu hâdise şudur: * Alman ordusu kumandanı General JFriç, bu izdivacın üzerinde iyi bir tesir yapmadığını ileri sürmeye başladı, AL man ordusunda mevcud teamül! mucibin- ce, dedikoduyu mucib olan bu gibi ahval ide, dedikodunun mevzuunu teşkil eden zabitin ordudan ayrılması bir zarurettir. Mareşal Fon Blomberg, bu suretle istifa etti General Fon Friç ise hömrütbesi bus Sunduğu bir zabit aleyhinde tahrikât yapmış mevkiinde kalmıştı. O da, ayni teamül mucibince iş başından uzaklaştı. Başvekil ve Vekillerin Tedkikleri Başvekil Celâl Bayar, Dahiliye Vekili Şükrü Kaya dün Perapalasta meşgul ol- muşlar ve bazı zevatın ziyaretlerini ka- bul etmişlerdir. Nafıa Vekili Ali Çetin Kaya da telefon idaresine gitmiş, idarenin bildcesini ted- kik etmiş ve teftişler yapmıştır. Öğleden! sonra da posta ve telgraf idaresinde ted- eğ m dopmlyniiş rıldı. Hakikatte, bunlar, birer vesile idi. mlm Alman ordusunun büyük kumanda he Bir İngiliz tayyaresi | yetinde yeni ıslahat yapmak bir zaruret. : ti. Bilhassa Fransızların mill müdafaa Adanada yere indi ve yüksek kumanda teşkilâtım yenileş Adana, 7 (Hususi) — Londra - Yeni| girdikleri ve bu husustaki siyasetlerine Zeland - Londra seferini yapmak üzere| yeni bir veçhe verdikleri sırada Alman- Firm ayi ee - a lar boş duramıyacaklarını anladılar va doluya geçen İngili şareci zı ilikleri iler örme) tecisi Victor Rickel'le arkadaşı, fırtına| © Yen icen yapılar, Meselenin ast Bari esası budur. Diğer kısımlar, lâf ve gü yüzünden Torosları geçemiyerek ve esa- R z Ş 3 zaftan ibarettir. — Selim Ragıp Emeç sen benzinleri de kalmadığından Silifke- den sahili takiben Adanaya gelmişlerdir. Tayyareciler, hava iyileştiği takdirde ya- rın Bağdada hareket edeceklerdir. Mussolininin oğlunun İspanyada çarpıştığı teeyyüd etti Roma 7 (A.A.) — Bir İtalyan gazetesi Bruno Mussolini'nin İspanyol Frankist hava kuvvetlerinde hizmet ettiğini ilk. defa olarak itiraf etmektedir. Bruno'nun kendisine yüzbaşı rütbesini kazandıran z meziyetlerini sayan Messaygero gazetesi Bir terfi ezcümle şöyle yazmaktadır: Ankara, 7 (Hususi) — İş Bankası mer-| «Bruno İspanya semasında bolşevizm kez şubesi musmelât müdürü İsmail Re-| sleyhindeki mücadelede lejyonerlik et fik, umumi kâtibliğe terfi et miştir. İ ni — —— — Sabahtan Sabaha: İstanbul borsa komiserinin Ankarada temasları Ankara, 7 (Hususi) — İstanbul Borsa komiseri İhsan Rifat şehrimize gelmiş, Ankarada açılacak yeni borsa hakkında Maliye Vekâleti ile temasa başlamıştır. # Dadının keyfi Geçen cumartesi günü idi. Beyoğlu caddesi mahşer gibi kalabalıktı Yan kaldırımlarda yürümek için ağır İhsan dalgasına kapılmaktan başka çare yoktu. İşte bu birbirine sürüne, sürtüne, akan kalabalık içinde birkaç dadı gözüme ilişti. Sürüp sürüşlürmüş, tâkıp takışlırmışlar, ararotla uyutulmuş bebekleri küçük arabalarında sözüm ona gezdiriyorlar. Bu kibar çocukları. nın sefaletine acıdım. Güzel bir havada temiz kır kokusu almak, güneş ban- yosu yapmak hakları iken zevk ve safa düşkünü dadıların keyfine kurban olmuşlar, Beyoğlünun © mahşeri kalabalığı içinde sürünüp duruyorlar. ; Zenginlik, kibarlık bizde manasını çok değiştirdi, eskiden zengin çocukları konak bahçelerinin yemyeşil tarhları arasında havalanırdı. Şimdi bir apar- tıman merakı sardı. İstanbulun bahçeli, havadâr evlerinde doğup büyüyen binlerce insan Beyoğlu tarafının birbirine Yapışmış taş yığınlarına tıkıldılar, Güneşi görmek için başlarını penetceden çıkardıktan sonra bir de yarım daire çevirip tekrar gökyüzüne helezon çevirmek lâzım. Bu apartımanlarda doğan zengin çocukları da çıtkırıldım dadıların gezip tozma, fink atma me rakı uğuruna böyle güneşli havalarda bile Beyoğlu caddesinin cehennemi kalabalığı içinde mikrob toplamağa mahküm oluyorlar. a Türk aileleri güzel İstanbulun bahçelik yerlerinden niçin istifade et- mezler, Avrupada büyü çehirlerde halk mecburi olarak Beyoğlu gibi taş ve beton yığınları içinde yaşeriu, '»kat her işi sahibinin, her silenin yılda | bir ay olsun tam bir kır, dağ ve deniz hayatı vardır. Mahalle bakkalı bile tatil mevsimi gelince dükkânın: kapar. Dağa, kıra, denize, programı ne oraya gider. Biz çalışmamızda olduğu gibi tatilimizde bile programlaşmadı. ğım:z için sihhalimiz! tahrib ediyoruz. Kendimiz rastgele yaşıyoruz. Bari çocuklarımızı iyi yetiştirsek! 4 Temiz süt, temiz su, temiz gfla diye sızlanıyoruz. Biraz da temiz havanın kıymetini bilsek! Bürhan Cahid

Bu sayıdan diğer sayfalar: