TP , Sayfa 7 “ Ben bir timarhane kaçınıyım! z Tımarhanede muayene Kapı önünde ;eü—eyen kadınlardan altmışlık bir ihtiyar mütemadiyen söyleniyor: “Ben Ermeniyim, yaşım otuz. 200,000 lira drahomam vari,. Röportajı yapanı Faruk Küçük (Terelima ve iktlibas hakkı mahfuzdur) ş T Ko EATA — . Yakın tarihimizden şerefli bir yaprak —— sar ordularile çarpışa - Türk kadınları ğ Yyerden büyük bir taş kaldırdı, topal bacağile Doktor koğuştan çıktı. l İzzet bağırıyor: — Hastalar, haydi balkona. Ruski, | Salamon, gardiyan Ali siz de yatakları düze'tin. Nerede ise «bey» gelir.. hay- | di haydi dışarı. Hastalar kerhan tav'an emre itaat ediyorlar, Tabil ben de beraber... Koridonda Halil İbrahim: — Haydi Faruk. Doktora... Bizim koğuşun karşısındaki kapalı vi €rin üzerine basa basa Moskof kumandanına hücum etti ve herifin başını parçaladı B ftabyası kahramanlarından sağ kalan Erzurumlu ihtiyar hatıralarını anlatışor ) — S Huzusi muhadirimiz "l lim, biz ölüme razıyız, sizinle berabor 'hı. , gehid olacağız. Bizi düşmana teslim eğip | B Kİ üt ığım iki hudud şehri- Üzik bizi ırzımızdan, namusumuzdan etmeyin' | " Ve gee 'ta maruz kal- Düşman tabyaya girmiş idu'nn kapıyı açıyor. Başka bir koğuşa lram, N harb v Edirme Artık sabah oluyordu. Bize ateş etme- | giriyoruz, tihk) farihinde en büyük ğe başladılar. Tebyadaki yiğ tlerimizin | Burası bizimkinden bir numara daha Sahne olmuş beldeleri- şehld edildiğini ve tabyayı düşmanın iş- İüks, daha temiz bir yer. Hastalar da gal ettiğini bilmiyorduk. Hepimiz hayret | daha derli toplu... Sırtlarında hususi içinde idik, bu kurşunları düşman bize pilamalar var. Saçları da kesik değil. biz kapısının ortala- nereden atıyordu diye... | Halil İbrahim önde, ben arkada ko- Simaldeş, Hd€ yüksekçe bir dağ O sırada kaptan paşa bir yağlı paçavra Büşü geçiyoruz. Bizimkine müşabih bir n lerleü't b İçin Etlecek Çar ordularını attırdı da ortalık aydınlandı. Tam - önü- | koridora geliyoruz Duvar kenarların- | lar ve buraya tabya müzde düşman vardı. Kaleyi zaptetmişti. | da uzun sıralar, sağ tarafında da kapı- — Başını iki tarafa sallıya sallıya içeri hedet burası birçok kanlı çerpiş- O sırada kadınların vaveylâsını gör- İar var. Son kapının önünde bir tek is- giriyor. Slmuş, İşte Yaşar baba da | meliydin: |kemle. Doktor bu odada... Gürültüyü duyan Halil İbrahim bi Mı birine iştirak et- — Erler size ayıb be... Moskofa bizi — Doktoru bekliyen benimle beraber 6 meydana çıkarak soruyor: Â işi, #ü erkek, ikisi kadın... Busada da bizim taraf gibi bir temiz- tiktir gidiyor. Koridarda da bir sürü hasta bakıcı var... Mübarek çenem durmaz, soruyorum: — Doktorun yanında hasta var mı? nasıl teslim edeceksi: diye bağırıyor- lar saçlarını, başlarını yoluyorlardı Artık hücum edeceğiz Ruslar kalenin içinde idiler, biz şehid verdiğimiz halde dağılmıyorduk. O sıra- da kaptan paşa bir boru çaldırdı. Arka- — Ne o, bay Cahid gene ölfkeli.. — Nedim bey telefon etti. Gri eb * biseti hasta ailesine teslim ediliyormuş. Bizinikini bilmez misin? Telefon falan dinlemem, diye önce bir parladı. Son- ra alın götürün ama tahriri emir geti- Yaşındadır. Şimdi çar- ıu,_::""- Oğlunu hybth-' esketegi (karısı) ile 'de © bakıyormuş, yav- Süları okutacak. <Artık — azınıye kahramanlarından Yaşar baba i i. İbrahimeli Ğ H...b. Var, diyor. Fakat mey- yar h jbi değil, bizi al- / SINdan da şu kumandayı verdi: î:;' N a PC hi agı EİSİ gibi kazanamıyor. 100 bakmışlar olacak gil n — Hepiniz harbe girmiş erlersiniz, bir N D Btne dilar içeriye... kısmınız sağ cenaha, bir kısmınız sol ce- — Benim işim var, sen götür. Te kadar dinç olursa ol- Mdandır. Yaşır he de b | — Ihcada mevzi tutacağır —— » Gki yükleri kaldıramı- | Biz doğru gittik kaptan paşaya (*),| — Riz öyle yaptık, ben sol cenahta idim. Sekisi gibi karanlığı dele. | «Bizi ne edersen et!» dedik. Kadınların da bir kışmı bizimle, bir kıs- Asker Erzurumdan çekiliyor. Ilıcas | »| Çiş cenahla oldular. Kaptan paşaı da ş Ş e | ksaek — Nasıl götürürüm? Saat 10 oluyor, iyar, diğeri genç.. ihtiyar olan aksaçlı, , erede ise bey koğuşları gezmeğe gelir.. ek bozuğu, koca burunlu, ferah fe- / »en telefondan ayrılamam.. ah altmışlık bir kadın.. mübarekte bir| — BRen telefona adam ko: . Götür ne var ki medet Allah, durmadan söy- naha ayrılınız... gi dir İaRİNdaki küfesi — Ama G2 (0*) mevzi tutmağa gidiyordu. — İ aramızda idi, çizmeleri çamura batımış,| . A Ti voğaaklr İMüz zanelile biz bu satırları ka- | — Kaptan paşa dedi ki: ci v aa — Ben Ermeniyim, yaşım otuz. 2000 — Roruk. bu işi becerir. Ş :;m. değerli ve| — İstiyen Ilıcaya gitsin, istiyen de şee | — Allah Allah! deyin babalar, hücum 'hin lira drahomam var. Ne için beni| — p. op ga kim? ile $ Valisi Haşim İşcan bu | hirde kalsın, memleketi müdafaa etsin. eden as'lanlar... Bugün kazanacaksınız, Hamparsunla evlendirmek istemiyor -| ,, | ;icıp'unk:' lıu._," 9 günkü kahramanlık | Zaten bir kısım askerlerimiz Aziziye | diyordu. lar? Ben Ermeniyim, yaşım 30, iki yüz __Iş'f ğ A bin lira drahamam var. Hamporsunla evlenmezsem ölürüm. Ben raziyim. — Yahu onun daha müşahedesi atın- Yanında duran güzel, genç, minyon madı.. nasta bakıcı bile tahammül edemiyor:| — Biliyorum ama.. öyle şeyler bece- — Sus! Sana sövlüyorum.. haydi sus, |rir.. diyor. — Ne iş yaparmış? Kocakarı susar mı? — Kendisi köfteciyim diyor ama ya- Doktora çıkacak hastalardan - birisi /)an.. de Raşid baba.. Onun ne - söylediğini| Aman yarabbi, dalaverem meydana tekrara hacet var.mı?, çıktı. İçime tuhaf bir karku girdi. Ya- — Bütün herkes zavallının damadı. | bancı gardiyan gri elbiseli hastanın ya- Gri elbiseli hasta hâlâ nerede oldu-' pına sokuldu: Biz de kutşun yağmuruna rağmen ka- Teye doğru tırmanıyorduk. Gözümüz hiç bir şey görmüyordu. — Allah Allah! sesleri her ağızdan bir- den çıkıyor, ayni safta bizimle omuz ©- muza dövüşen kadınlar da boyuna: — Moskofu püskürtmezseniz hakkımı- zı helâl etmeyiz, diyorlardı. Beg © ne ana baba günü idi a... Dö - vüştük, kalenin kapısına kadar — geldik. |Kapı kapalı idi, hücum ettik, arka ver- — Allah millete, devlete zeval verme- | | aS " işte Allahtan olacak kuvvetimir faz- Minnettarlık hisleri, | . ledi. Bir o gü B llir dik, iş! n wvetimiz faz. HL dt eç SGET İki kadın, Nene ve | tabyasında düşmanı karşılamak için bek- q:::m SÜİ Oldu ve onlara birer | liyorlar, ben de Aziziye tabyasının bi- İıı İYEt ha risinde Topdağında duracağım. hlazij Yaşay Olinda malül gazile-| — Beg dedim a... Tüfek yok, kurşunu a l_.'&ıı N Brn, , Nene ve Name | arıyoruh, barutu bulamıyoruh, barut bu- Beçide iştirak — etmiş- Tuyoruh, kurşun arıyoruh... i N'—; de ellerinde birer| yaşar baba yaşından hiç beklenmiye- Aşar baba önlerin- | .ek kadar heyecanlanmıştı, belli ki © " 'lhm,:ü“" önünden geçer- | günleri gözünün önünde canlandırıyor- 'Optu. Onlar tebessüm | du. İçini çekti: Mu_ni İdi ki, el — çırpıntım Tbakgi A la idi. anın kol demirini eğriltti ğunun farkında değil, soruyor: — Haydi bakayım.. : tık' Diçin î:ııı. v.ı,ı'mem de bugünlerde bakıyorum. Aliah Atatür. * kır:îdılk. K.:rı:ık kale açılmıştı. A — Ben neredeyim? p — Nereye? Neyoluyur, ben nerede « H“ iş M'ıufı ı.!ş,rasın!ır'l ke uzun ömürler versin. Fakat içeriye girdiğlmiz zaman göz- |.. Doklm)m odasının kapısı açıldı. Nef- yim? W%::. eeej d':'y'_;;_"'"; İçinden gelen bu istitraddan sonta ge- | lerimiz dehşetten büyüdü... t',î";mln“:”:::e" çf_";;îğ*“ Baka> H — içeşi Simdi nerede didığamı gö Szama, Sifeye koşmuşlar, kim |* devama başladı: Vay anam vay, bizim zavallı neferle-| İkramiye Raşid babaya isabet etti: | Türsün. SYi işi yapacaktı. — Elimizde kapsullu Mancister tüfek. | , /7 v | bace vurularak ne hale gelmiş-| — Ah damadım mı beni çağırıyor?| Onlar gittiler. Demek bizim gri elbi- .:r:'llı.h.__ b ty ı x'ı::.ı%'“_ O kıtlama yani şe- t .h—“'niıılıı or: SONlLırma K Onl 37 bizden çok kalabalık S 'a Varmadan halkı da kırıp Snaz nunı:ı""he tutuştuk. Biz h. W tle dövüşürken ön- lı:"'hı ı,ile Yaylım ateşi yapıyor- h::;"“'“!rdim,. Bey.. kas birbirine karışmış- ve Erzuruma , &ı&u:%"'ıdık ke ali O e l'tum'm'“ Kars kapısına hu*"’!rîmız çevirmiş- SCündan kimsenin ha- ki kumandanlar bi- nasib görmemilş- Veririz diye n Bhirde o Kars kapısi- Pisına., bir ta- * günleri hatırladıkça he-| Düşmam Aziziye tabyasının önünde anlatayım begüm |hını alıp gitsin! Düşman Aziziye tabya- Toparlak kö- | içinde askerlerimiz ellerinde tüfek düş- Ruslarla harbe tu- | man hücumunu bekliyorlardı. leri kurşun yerin taş koyuyoruz. O sıra- da şehirde dellâl dolaştı: — Allahını, memleketini seven, silâ- sının önünde toplandı. Artık hava iyice kararmıştı. Göz gözü görmüyordu. Aziziye tabyasında ka'enin ©O sırada biz bilmiyoruz, sonradan öğ- rendik, Köse Mehmed köyünden Müdür- geden, Tasmasordan, 'Tuvançtan Erme- viler hepbir olmuşlar, 40 tane merdiven tedarik etmişler, ve kalenin arka tara. fından içeri girerek bizim askerleri sün- gülemişler. Kadınlar Topdağının eteğinde toplanıyorlar Kadınlarımız Aziziye tabyasının e!ek-l lerinde Topdağında toplanmışlardı. As- | kere yardım için yanlarına kovalarla su almışlar, koltuklarına ekmekler sıkıştır- muşlardı, bir çoklarında da baltalar, bi- çaklar vardı. Biz oraya vardığımızda hepsi namah- remi kaldırmışlar, saçları, başları açıl- mış, bize yalvarıyorlardı: — Babalar, hadi gidip beraber düvüşe- (*) Yazar baba kumandanını Kaptan paşa diye biliyor, ! demini hatırlamıyor, biz de onun tahkiy e sadık kalıyoruz. (**) Ihea Errzurumun Trabron cihetinde kumandan- İsıcak sularile meşhur güzel bir ııiwı ösnen lerdi? Kimisinin süngü arkasından gir-| Göreyim, şımu... Ne vakittenberi gö -|seliyi ailesi burada bırakmıyacak. miş, önünden çıkmıştı. Kimisinin balta ile kafatası patlatılmıştı. Hepsi da arka- sından vurulmuştu. ğ Biz artık olan oldu dedik, Şimdi sıra intikam almakta idi. Kaptan paşa boyuna bize kuvvet veri- yordu, Rus paşası da elinde kamçı etra- fa bir sürü emirler yağdırıyordu. ke Bizim aramızda aslar gibi bir kadın vardı, ismine Topal Gülizar derdik. Rus kumandanı öldürülüyor O da mülemadiyen hücum ediyordu. Nihayet —Rus — kumandanının — sesi duyuldu. — Biz. — rusça bilmiyoruz, ne dediğini —anlamadık ama, ©o kadını — gösterdi, © — Sırada — yerde yatan ölü ve şehidlerin üzerinden topal bacağile yürüyen Gülizar yerden büyük bir taşı kaldırdı, onu, o ağır taşı gayretle omuzladı ve doğru kumandanın kafasına çaldı. Vanlı Fati, Kara Güli, Ayşe burada erkekler gibi dövüştüler, Ruslar da, Er- meniler de kaçıyorlardı. Gün ağarmağa başladığı zaman arta- hkta bizim şehidlerimizle onların ölüle- rinden başka kimse kalmamıştı. Aziziye tabyasının ilerisinde mezarlıklar açtık. Bizim şehidleri, altışar, yedişer ve doku- zar, kireçliyerek çukurlara koyduk. Allah o günleri kimseye vermesin be- güm, fakat bir daha verirde bu yaşımda bile dövüşmeğe hazırım. Vatanım, mille- tim sağ olsun. ——— Müstafa Fusd rüşememişlik.. diye içeri girdi. Bir zil sesi, telefon. Kısa boylu bir|- gardiyan telefona koşuyor. — Alo, Başüstüne,.. Emredersiniz e- fendim.. evrakları gönderdiniz. mi?, Cahid beye söylerim. Gardiyan doktorun odasına giriyor. Biraz sonra suratı bir karış çıkıyor. Ar- kadan doktor Cahid de kapıdan gözü - küyor. Odada hiddetli: — Telefonla olmaz.. tahriri.. olacak.. size kaç defa söyledim. Sıhhiye Vekili bile gifahen bir şey söylese yapamam... Al götü mi söyle.. anlıyor musun? Halil İbrahim bana yaklaştı: — Hey, Faruk.. neye bana seyyar köfteciyim dedin? — Ya ne söyliyecektim? — Ben vaktile matbaalarda çalış - mışsin.. — Çalışmadım.. — Seni tanıyan var. — Kim? Sesleniyar: — İzzet bey, İzzet bey. Uzun boylu, zayif, kumral saçlı, biri- ür hastayı, fakat tahriri emir is-|si geliyor, dikkatle bakıyorum.. — Arkası var — Okuyucularımızın Sorgularına Cevablarımız Ayvalıkta Çarşıda M, Tezcana: — Mevzuubahsetliğiniz eşhas üzerinde- Ki kanaatlerinizin ne derecede doğru ol- duğunu kestiremeyisz. Ancak iddlalarınız bu kadar kat'i ise bir istida ile ve müsbit delâli e bulunduğunuz yerin en büyük rTesmi makamına müracast edip gikâyet- derinizi Ankarada C. Öye: — Eserinizi evvelâ Kültür Bakanlığına, sonra da Halkevine gönderiniz. Tedkikin- den aonra müsbet veya menfi bir cevab alacağınızı ümid ederiz. * Beypazarı Beşören köyü muhtarı Ham- di Atak'a: — Kanun vaziyeti madem ki bu şekil - de tasrih etmiştir. bunun önüne geçmeğe imkân yoktur. Ancak bir suitefehhim ih- timall olabilir. ki, bimua da avuka 'lardan biri ile görücerek ve vaziyeti izah ederek anlıyabillesiniz. : oK l CA İ SARE ĞN