Abdülhamidir. aergünkü hayatında, hiç değişmiyen âdetlerinden biri de, kıymetli papağanlarını ve güvercinlerini ziyaret etmek, onlara eli!e yem vermekti. Bu hayvanlar da kendisini derhal tanırlar, çırpınmıya b. şlarlardı Abdülhamid, (ticaret) ve (sanayite—ı Bahçenin en cazip ve zeygin ciheti, ha-/ettiğim zaman bahçede çalışanlar, bu çok ehemmiyet verirdi. Hattâ, gerek bendegânına, ve gerek hususi şekilde eörüştüğü zevala daima ticareli tavsi- ye eder; kendi şehzadelik hayatında Yyaptığı işlerden bahsederdi. Gerek sa- ray sdamlarından ve gerek nazırların- bazılarının ziraat ve ticarel işlerile gül olduğunu bilirdi. Bunları mek şu tarafa dursun; bilükis erirdi. Meselâ; mabeynci bir taraftan ticaret yapar, * taraftan da çiftlikler işletirdi. Hattâ o tarihte müslümanların rakı ve şarab yapmak ve satmak gibi işlerle meşgul olması şiddetli bir taassupla karşılanmasına rağmen, (Umurca) ra- kı ve şarapları ayni ismi taşıyan çift - likte imal edilirdi. O devirde, büyük mikyasta ticaret yapanlardan biri de, bahriye nazırı (Bozcaadalı Hasan paşa) idi. gn paşa, yelken gemilerinden #detâ küçük bir filoya malik olduğu gi- Hi, bir İtalyan ile de ortak olarak Ak- ceniz limanlarına vapur işletirdi. Sanayi işlerine gelince; o devrin ga- rip huşusiyetlerinden olarak şunu arz delire. ki; memlekette kaba ve ince bi tün san'atlar; Rumların ve ecnebilerin elinde olduğu halde, Yıldız sarayında, tamamen Türklerden mürekkep bir san'at zümresi mevcud idi. Abdülhamid Yıldız sarayına yerleştikten sonra, sa- rayın ihtiyaclarını tehvin etmek için, 'Tophane ve tersane fabrikalarından ustalar ve çıraklar getirtmiş; (tamirha- ne) namı nda bir müessese vücüde Bunun başına da (Cemil pa- k gösi inde bir feriği müdür tayin el[ tamirhanenin yanına bir de (imalât - hane) yapıldı. Busaya Avrupadan en son makineler getirtildi. Tamirhanenin us- talarından bazıları buraya alınarak bunların maiyetlerine Türklerden çı - rak verildi. İstanbul ve taşra sanayi mekteblerinden birinci ve ikinci dere- cede mezun olan talebeler, dolgun ma- aşla bu mücesesede istihdam edili Hünkâr, bununla da kalmadı, Büyü bir çini fabrikası yaptırdı. Bu fabrika- rayım hususi mimarı, Dran- i. Fransanın (Sevr) fabri - kasından celbedilen, (Dat) isminde bir Pransız bu fabrikaya müdür tayin edilmişti. Bu fabnrikanın tesisine, bir tesadüf sebebiyet vermisti. O da, Ar- navutköy sırtlarında, çini imaline el- verisli bir toprağın keşfedilmesi idi, Abdülhamid, orada böyle bir toprağın bulunduğunu haber alır almaz, nümu- neler getirtmiş; Avrupaya göndererek tahliller icra ettirmiş.. bu tahliller mu- vafık netice verir vermez; oldukca mü- him bir para sarfederek bu fabrikayı vücuda getirmişti. Bu fabrikada, çini işlerinin envaı ya- pılırdi. Sevr fabrikası mamulâtından kat'iyen farkı olmıyan sofra takımları, vazolar vesaire yapılmış; bir kısmı Yıl- dız sarayında kullanıldığı gibi, bir kıs- mı da şuraya buraya dağılmıştır. Top- kapı sarayının zengin çini müzesinde, bunlardan bir çok parçalar vardır. Yrldızdaki demir işleri atölyesi de, cidden şayan! dikkatti. Yıldız sarayı- nın demircilik san'atine temas eden acları, bu müessesede imal edilir- enin bilhassa döküm ve gal- plâsti şubeleri, çok mükemmel iş- ler vücuda getirirdi. Yıldızda mükemmel! bir elektrik fab- rikası da mevcud idi. Sarayın iç kısım- Jarı, geceleri kâmilen elektrikle tenvir edilirdi. Hünkâr karanlıktan haşlanma- dıiğı için, bilkasşa (dairet hümayun) ile civarında yüzlerce elektrik fenerleri yanar, gerek bunların ve gerek havaga- zi fenerlerinin — sönmemelerine çok ehemmiyet verilirdi. Abdülhamid. bitip tükenmiyen iş - aden vakit'bu'dukca, (İç bahçe)de- MLE öğ iğal ederdi ştiğal B | sistem uzbaşı idi. Üç yüz metre uzunluğunda an bu havuzun genişliği, erlerde 40 metreden 15 metreye kâ- dar tehalüf eden ivicaclı bir şekilden |mürekkepti. Bazıları bu havuzun biçi- inini (Hamid) kelimesine benzetirler: Bu havuzun kenarı, bir çiçek ve kıy- metli ağaç meşheri halinde idi. Burada, Hindistanın (Bambu)larından, Arabis- tanın en nefis palmiyelerinden, Jponya nın en nadide krizantemlerine kadar her nevi ağaç ve çiçek yetiştirilirdi. Bu gün bile, Yıldız sarayında o esk bhunilardan, çok güzel krizantemler ye- tiştirilmektedir. * Abdülhamidin hergünkü hayatında, hiç değişmiyen âdetlerinden biri de, Ziymetli papaganlarını ve güvercinle- Fini ziyaret etmek, onlara elile yem vermekti, Bu hayvanlar, hünkârı ta - nırlardı. Onu görür görmez, derhal çır- pınmuıya başlarlardı. Hünkârın en hoş- landığı şeylerden biri de, güvercin se- |ti idi. Hattâ; sabahları, bunların ölüş- |Jerile uyanmak için güvercinliği, kendi 'dairesine pek yakın bir yerde idi. Hünkâr, en başta at olmak üzere bü- tün hayvanları severdi. Her cinsten ineklere, koyunlara, keçilere ve kö « peklere malikti. (Şeri) ismindeki son derece zeki ve hassas köpeği, en sevdi- ği hayvanlardan biri idi. Garip olarak şunu da arzedelim ki; Abdülhamidin beslediği hayvanlar, bunlardan ibaret değildi. Bu hayvan kadrosuna, boz vılan) da dahildi. Bu yılanın yuvası, havuzun şimal cihetinde, ( Ci- hannüma köşkü)yne gidecek volun ü- zerinde idi. Oralarda, serbestçe gezer- di. Ve hiç kimseye ilişmezdi. Hünkâr ekseriya onun yuvasına gider, kendisi- ne süt ve yiyecek verirdi. Şimdi (Harb akademisi) olan Yıldız sarayını, üç se- ne kadar evvel bir münasebetle ziyaret r Bir Doktorun Günlük KRotlarından Astın Hastalığına dair Bık şık tesadüf olunan astm hastalığı, hastaları hakikaten çok Üsen ve mtırap veren bir rahatsızlıklır. Pek çok sebebe merbut olarak meydana gelir. Evvelâ burun ve eivarındaki bir takım bozuk - luklardan, burün yollarınım eğrilik ve tıkanmasından meydana geldiği gibi vereme merbut olan bir astm tipi de var- dır. Bauzi müellifler bütün astm vak'alarının arkasında sinai sinsi meveüud olan bir veremin mevcudiyetini kabul ederler. Bu gerçi biraz mübalâgadır. Sonra doğru - dan doğruya zahiren hiç bir sebeb bu- lunmıyarak da tezahür eden astm kriz- letl vardır. Astm hastalığının zuhurunda irsi sebebieri de unutmamak lâzımdır. Astmatik çocuklarda mullaka ana veya bud baba tarafından haşka astmatiklerin mevcud olup olmadığını araştırmak lâ- zımdir. Bazı asabl sebeblerden, korkular- dan, Hüçlardan da birdenbire astm kriz- deri baslıyabilir. Yukarıda da söylediği - miz gibi sebebleri çoktur. Havanın da tesiri vardır. Ratıb şehirler- de asim krislerinin daha çok ve daha sık gekliği muhakkaktır. Astm hastalığı sari değildir. Ani bir tehlike yoksa da akelğerlerde husule getirdiği tâli boruk- huklar di ile İntifahürree ve kalb humması hi getirebilir. O zaman ta- bil bu ribilerin vaziyeti ekemmivet kesbeder. (*) Ba notları kesip saklayınız, yahınd bir albüme yapıştırıp koleksiyon yapınız Sıkınlı samanınızda Ba netlar bir doktor gD İmfadınıza yetişebilir. C) Yeni ııeşrıyıt ? muhtelif diler. Belki, bugün de yaşamaktadır. î—* Otoriter hakemlere' çok ihtiyacımız vard! Hakemler, tam manasile bilğili ve bitaraf olmâ” sahalarımızdan kavgalı maçlar da eksik 0? Yazan : Ziya Şakir Zaman zaman bazı gazelelerin spor sü -| — Şimdi buriları yazdıktan S000” tunlarında memleketler favullü sporun kal- lim: (Hi dırılması lâzım geldiği hakkında yazılar çık-| — Memlekette favullü sporü makladır. Bu yazıları şimdiye kadar takib bir kimse yoktur. Herkes ettim. Lâkin esasa temas eden — eihetlerin | mox stadyoma gider. Ü Ce İmesküt gecildiğini gördüm. Bühassa bir ga- | SİN ni tekmalediğin! İ |zetede çıkan bir yazıda, favullü sporun Kale İNirlenir ve bir duha maf Kmelk Ü dırılması temenni edilirken acaba neden fa- | Bundan dolayı favullü, tel y spor kalkmalıdır ve kaldırii kendi kendine kalkmaz, VeT tamamile kaldırılamlız. Bunun kalkması için bir #f zan için de hakikt hakemleri Orada Fi yılanın daha hâlâ sağ olduğunu söyle- | * İvullâ oynayan oyuncuların oynatılmamaları temenni ediliyor da buna müsamahba eden - ter hakkında lek bir kelime yazılmıyor? Ben bu yazımla bunları mümkün mertebe ay - Her işde intizamı san derecede seven, ve bunu kendi nefsinde ve işlerinde de |tatbik eden htfnlşır. bilhassa kılık VE Sızlatmak İstiyorum. K pkayalet .me_selı:.cnn_e de pek ehemmi -| — çok yakında Taksim stadyomunda yapı- ::ııhuık:r;:g!:;ıhrlılıfı lü: |yet verirdi. Kendisi, gayet sade, fakat lan iki maç seyrettim. Bu maçların DKRE a yirek bt n.u;m üzertmdli |bir anda göze çarpacak derecede zarif 'de Bay Feridun Kılıç idare etti. Bunlardan | n Himelerden intihab edilii |giyinerdi. Ve hangl mevsimde olurxı[bınncm Güneş - Galstasaray maçı İdi. Bu kemler her idare ettikleri p olsun, dalma kurşuniye kaçan koyu "maçda hakem kendisinden beklenilen tam yart l4 - ve renkli, ve bir kulactan uzun koca bir| ve ayni intizam dahilinde jrenkli kumaşları tercih ederdi. Ecnebi ! *törileri temin edemedi. Ve bir takımın şu-' Çerunu kaybettirecek derscede verdiği arma- ilarda semih davrandı. Ve bundan dolayı «i- nirlenen bir taraf oyuncularının - petkoloji vsulile idare ederek bunları yatıştırmasi lâ- “|misafirleri kabul edeceği zaman, kıya- fetine daha fazla ehemmiyet verdiği gibi, onların karşılarında da hareket - lerine sön derecede itina ederdi. Zekâsına ve son derecede intikal ka- biliyetine emin olduğu için, -bilhassa ecnebilerle- her türlü bahislere ve en nazik mevzulara girişmekten çekin - |mezdi, Gerek yerli ve gerek ecneb! ol « İrun; hususiyeti olanlarla bol bol ko - |Buşmayı çok seven Abdülhamid, ken- Gisini ziyarete gelen ecnebileri kabul ettiği zaman daima az söyler, neş'el bulunur, bilhassa kendisine çok yakı: şırdığı bir tebessümle dinlerdi Huzuruna kabul ettiği ecnebilerin, l eKızıl sultan)ı -yakından görmiye gel- |diklerini bilirdi. Ve bunu bildiği içindir ki bu hisle gelenlere, derecelerine göre Jiltifal ve nezaket gösterir; onların zih- niyetlerini çarçabuk değiştiriverii Otuz dört seneve yakın bir müddet sal- |tanat sürdükten sonra, Beylerbeyi sa- nların zihniyet Te etmeyi çok ivi şüphesiz ki, bu ma- hareti sayesinde de, a uzun hayat ve ;m!lnncn:u idame edebilmişti. SON ZİYA ŞAKİR 23/1/938 Çemberlitaş |RADYO Bugünkü program İSTANBUL 25 İkincikânun 1938 Salı Öğle neşriyatı: 1230: Plâkla Türk musikisi. 1250: Hava- wââa 13.08: Plâkla Türk musikisi, 13.30: Muh- W!lllf Plâk neşriyatı. Akşam neşriyatı: Gğrenmişti. Ve hiç L ve zım gelirken buna rtayet etmedi ve oyun da ” çığırından çıktı. | Bu maçda hakem cexa vermekde ve fa- vullü oynayanları sahadan — çıkarmakta ve çok #Ütiz davrandığı halde Cü » Beğiktaş maçını idare ederken tamamile değişmiş Bir hi )bu maçda her iki takımın yaptığı mütead d penal! a aldırmadı. Tekme sedleri tri- bünden İşitilirken tekme atan — oyunculara karsı gayet müsamahakâr davrandı. — Bir |maçda en ufak bir hareketli yapan oyuncu- yu sahadan çıkarırken diğerinde hiç bir ha- İ reket göstermedi bilmecburiye oyuneunlar da tekf' y valsüz oyun oynamağa ahışırlif, retle de favullü, tekmeli spof ÜDi kar. Lâkin böyle bir maçda 'd': Berinde başka türlü hareket maçları idare etmekte devafil n önü alınamaz, Ben de pek mühterem Türk mu Asbaskanı Aydın meb'lit Menderesden rica ederim: Metf nun terakki ve tealisi için M kem olarak hareket etti. Galatasaray ma- | stiz, tekmesiz bir spor meyö çında ufak bir harekette en ağır penaltı ce- | |zasını vermekte tereddüd etmeyen — hakem, | evvelâ yüksek viedanlı, yüksek kemler bulup işbasına getirsiğ lerin idare edeceği meçlarda yumruk atan oyuncular bulun! lerin şikkyeti üzerine) bunlafi Yarla"tacsiye et gün tekmesiz AA Ankara muhteliti İstanbula geliyor İstanbul takımının Ankaraya yaptığı se- yabati iade etmek üzere Ankara muhteliti şehrimizde İti maç yapacaktır. “yapmak ürere İstanbula gelecektir. Ankarada iki maç yapan İstanbul muh - *eliti dün sabahki trenle İstanbula gelmiş İ tir. İkinci maçda hiç bir halası olmadığı. bi - lâkis ratih taraf oyuncularının çemberi 1 - |çinde kaldığı bir sırada hakem - tarafından İsaha harici bırakılan Fikretin çok haksız 0- Jarak oyundan çıkarılmış olmasından dola- İyı bütün oyuncular aynl derecede — mütees- girdirler. Hakem kursu açılıyor İstanbul Futbol Ajanlığı şimdiye — kadar |lisans almış Bakemlerle, son yapılan imti - |handa muvaffak olan hakemleri nazari ve | (ameli bir suretle yetiştirmek ve onları da - ima İdmanlı bir halde bulundurmak kasdi- e yeni bir kurs açmağa karar vermiştir. Hakem kursu reisliğine Nüzhet Abbas se- çilmiştir. Nazarl dersleri Nüzhet Abbas verecek, a- meli dersleri de mevcud antrenörlerden biri |tatbik ettirecektir. Afyonda kır koşuları Afyonda mevsimin ikinci kar koşusu ya- pimıştır. Çok karlı bir havada yapılan bu Güreş federasyonu reisi İstanbu!dâ Güreş Federasyonu Ikinci dün şehrimize gelmiş ve güret İna ald muamelâtı eski hey'eitef Ankara muhteliti & ve 6 şubatta iki maç | mağa başlamıştır. Güreş fedt! |rir muamelesinden sonra prof cektir. Kastamonuda yapılacar gür”, bölgesi yalnız serbest güret Beyoğlu Halkevi turf Beyoğlu Halkevi tarafından Ü basketbol turnuvaları 6 Şubât başlıyacaktır. Alâkadar ımw" sani akşamına kadar Halkevi &F Kanlığına müracaat etmelidirlti Nöbetci Eczaneler Bugecet nöbetci olan ceranelf dır: İstanbul cihetindekiler: Aksarayda: (Ziya Nuri), (Esad), Beyazıdda: (asadofİ da: (Ridvan), Bminönündei X, ( Ryübde: (Arif Beşir), Şehremininde: (Nazım), * ç da: (Asaf), Karagümrüktü” 4 Küçükpazarda: (Yorgi), (İstepan). 18.30: Plâkla dans mnsikisi, 1845: Eminö- yüsahaka 3000 metrelik bir -yol üzerinde le- vü Halkevi neşriyet kolu namma Nütret Sa- , edilmiştir. Müsabaka çok heyecanlı ve fa, 19: Nebil oğlu İsmall Hakkı refakatlle zevkli olmustur. Neticede, Güçlü birinel, Ni - | Beyoğlu cihetindekiler: İstiklâl caddesinde: (Delk latada: (Hüseyin Hüsnü' daha — ziyade İ| Türk musikisi ve halk şarkıları, 19,30: Kon- ferang: Eminönü Halkevi soşyal yardım şu- besi namına daktor Kâzim Nuüri — İçzören (Güneş ve Sağlık). 1956: Borsa haberleri. 20: Klâsik Türk musikisi; Okuyan Nuri Ha- H, keman Rerad, kemençe Kemal Niyari, hi açmağa karar vermiş ve Haziranda ku -| “ambur Dürrü Turan, kanun Vecihe, nısfiye Balâhaddin Candan, ut Bedat, M20: Hava raporu, 20.3İ: Ömer Rıza tarafından arabca söylev, 2045: Ralfe tarafından Türk mus'ki- “ ve halk şarkıları, (Saat âyarı), 2115 Öre kestra, 22,18: Ajans haberleri, 22,30: Plâkla sololar, öpera ve üperet parçaları, 2250: Son huberler ve ertesi günün programı, * ANKARA 28 İkincikânun 1938 Sah Öğle neşriyatı: 1230: Müubtelif plâk nöşriyatı. 1250: Plâk: Türk musikisi ve halk şarkıları. 13.15: Dahili ve harkci haberler. 17,30: — İnkılâp dersleri: Halkevinden naklen. Akşam neşrtyatı: 1830; Muhtelif plâk neşriyatı, 19: Türk musikisi ve halk şarkıları 1Servet Adnan ve arkadaşları), 1930: Saat âyarı ve arabca, nesriyat, 1945; Türk musikisi ve halk şarkı- 'orı (Bay Muzaffer ve arkadaşları), 20,15: Sıhhi konuşma: Dr. Nusret Karasu, 20:30: Plükla dans musikisi, 21: Ajans haberleri, 21.15: Stüdyo salon oörkestzası: 1 - Albeniz: Mallorsa, 2 - Lehar: Clocla, 3 - Paderewsky Menust, 4 - P. Tosti: Ridonami Ja Calma, Bağlam — On beş günde bir çıkan tibdi ç. Pucik: Flarentiner, 21,55: Yarınki prog- ir. 9 uncu sayısı intişar elmiştir. İram ve İstiklli margı. yazi İkinci, Esad üçüncü olmuştur. Afyonda resmi bir teşkilât olmadığından | bu müsabaka hususi teşebbüslerle yapılmak- tadır. Devlet demiryolları diğer — şehirlerde olduğu gibi Afyonda da bir Demirspor klü- rulacak bu klüp için beş bin ,konmustur. | Birkaç müteşebbis. Afyonda bir de boks İklübü açılması için Jâzım olan hareketlere başlamışlardır. Arsenal'in zaleri eçen hafta lig maçlarında Wolver Hapm ton takımına 3 - | mağlüb olan Arsenal bu lira büdceye nafta ayni takımla «Kral Kupasie ıııgıın'; dolayisile karşılaşmıştır. Arsenal ilgde en tehlikeli rakfbini bu o - İyunda 2 - 1 mağlüb ederek Wolver Hapmton İtakımını kupa harici bırakmıştir. Bir Yugoslav takımı çeliyor yapmak üzere davet edilen «Yugoslavya. futbol takımı Şubatın lk haftası İstanbula gelecektir. Yugoslav bayramın birinci günü yapacaktır. Först Viena takımı geliyor Futbol Federasyonu Çeklerin Sparla ta- kımından maada Avusturyanın Först Vliena takamıımı da iki maç yapmak üzere davet etmiştir. Avusturya takımı biri — İstanbulda, | | Gulatasaray klübü tarafından üç maç | | | takımı Ük maçını $ Şubatta,! ikinel maçımı 6 Şubatta, üçüncü maçını da | (Limonciyan), rıgnıııdı, yanı, Beçiktaşta: (Nall ; Boğaziçi, Kadıköy ve ni Üsküdarda: (Ömer Kenafl g.D de: (Nurt), Kadıköyünde? . Büyükadada: (Hatk), Herbtli Doyçe Levante G.m.b. H HAMBURG BZ AA | T Ş T aa eanik M avdet ınınlıılm.ım Adana vapuru 25 K. llse L U Russ vapuru 27 gae İlse L. U. Russ vapuru nKı_u Macedonla — vapuru $ SL, Burgaz, Varna, Kös' Hmanımızdan har€ vaparlar Adana vapuru 27 K. ""l’: Macedonla vapuru 6 Şubü N Yakmda Hamburg, BrET: Öi Rolerdam ııııınl:."','ıı marezet edecek Mxv,df. Delos vapuru 28 l., İllse L U Ruas vapuru Fazla tatsdat için GÜNÜŞEÜ kimyan hanında — DOY! LİNYE vapur acen Telefon : 44160 * © * yt