SON POSTA İkincikânun 17 Hergün Suriye ve Lübnanda Yapılan bir propaganda: Fransa olmazsa İstiklâlde olmaz! m Yazan: Muhittin Birgen n gün kadar evvel, Suriye par- lamentosunda, başvekil ile Dok- tor Şehbender tarafdarları arasında ilk resmi çarpışma vukua gelirken, ondan evvel Cemil beyin avdetinde Halebden geçerken irad edilen bir takım harsret- li nutuklar içinde Hatay ve Türkiyenin de isimleri geçti. Bu sıralarda, Şehbender grupunun Hatay meselesine dair tenkid- lerine cevab verirken Suriye başvekili haykırdı: — Sancağı müdafaa etmek Şehbenderin ordusu nerede? gösteriniz, ben de hemen nefer yazıla- yım! Bu sözler, Türkiyenin Hatayı hemen işgal edivermek arzusunda bulunduğuna dair Suriyede mevcud bir kanaati ifade eder ki yanlıştır. Fakat, yanlış olan, sade bu değil bunun yanı başında Suriye- de bir kısım insanın İnandığı ve bir kı- sım insanın «birçoklarının. da inanarak veya İnanmıyarak propagandasını yap-| tığı bir fikir vardır ki tâ temelinden yan- lıştır: Türkiye, fırsat bulsa, hemen Suri- | ye ve Lübnanı işgal edecek. Buna mani, olan şey, Fransanın himayesidir. Bu his! mayenin kalktığı günden itibaren üç gün- de, Türkiye Şam ve Berutu işgal ede- cektir! Bu bir propagandadır ki evveli müs temleke memurları tarafından gizliden gizliye yapılıyor; ikinci derecede de Fransa müstemleke siyasetinin Suriye we Lübnandaki ücretli veya gönüllü pro- pagandacıları, bu propagandayı dillerine viri etmişler, mütemadiyen söylerler ve yazarlar. * Halbuki, böyle bir fikir Türkiye için, İstanbuldan Şam kadar uzaktır. Bir ke re, Türkiye, Hatay meselesinde samimi surette ilhak davası gütmemiştir. Hata- yın ilhakını istemek belki de çok iabif bir hakkımızdı. Fakat, sırf Süriyeyi ür- kütmemek ve aramızda bi Af sebebi| yapmamak için böyle bir mesele çıkar- madık. İkinci derecede ise, biz Suriye ile ve bütün Arablık âlemi ile dostluk yap- muya âhdetmiş bir milletiz. Biz Şam- dan yalnız Suriyenin komşuluk, ka: lik duygusunu, yani «Şamın kalbi teriz. Şamda Türk üniformasını görmek arzusu, bizim tarafımızdan ancak bir bu-| dalalık ifade edeceğine kaniiz. Çünkü müstakil bir Su: için tam manasi #akil, kuvvetli, fakat Türkiyeye do Jan bir Suriye ve Lübnan bizim için an-| Cak kuvvet olur. müs- o | in Döktor İ Orduyu | Resimli Makale: : M Her hareket bir mukabeleyi davet eder... Sözün Kısası (| Güzel ve feyizli Bir mekteb Me rejiminin merek te temin eylediği sayısız nim İ lerden biri de, mutlakiyet ve meşruti devirlerinde yabancı ellerde bulunan ancak yabancıların ihtisası zannet bankacılığı milli meslekler arasına © mış olmasıdır. ' Sevgili milletinde bu kabiliyetin 8 mevcud, hemde yüksek derecede WE) cud bulunduğunu sezen Büyük Şef, VE dan dokuz ön yıl önce, bugünkü B# kil Celâl Buyara direktif verip GE Bankasını kurdurduğu zaman memif"” sadece milli karakterli bir mali mü se değil, âynı zamanda yüksek bf bankacılık mektebi kazandırmış ol yi Bilhassa ekonomi işlerinde deh 52 tebesine varan zekâsı, ve Şefe bağl! beraber yurd aşkının bir arada hi dırdığı başarıcı enerjisi ile Celâl bizzat temelini attığı bu kıymetli sesede adam yetiştirmek, ilerde kurü cak birçok ve biribirinden önemli kurü! ların temel taşlarını İş Bankasının fe ocağından temin etmek gayesini de gr tü, Zamanla görüyoruz ki onun bu evi leri kat'iyen heba olmamıştır. Hangi rumun başımda o mektebden yevişmil bir güzide varsa, o kurum ileriye gi büyüklerin takdir ve tebriklerine maz? olmuştur, «Uyuşturucu Maddeler rw nin yıllık bilânçosunun tasdikt nasebetile 5 kânunusani 988 tarihli RE mi Gazete'de intişar eden şu fikre, iğ Bankası ekolünün nasıl kıvanç i Tandımanlar temin eylediğine E. Tala Bazı kimseler tanıdıklarmda «kusur» aramak, bulup söy- e Mi rerek dedikodu mevzuti yapmak merakındadırlar, Bu gibi adamlar her hareketin bir mukabeleyi davet ettiğini düşü- nemiyecek kadar abdal olan insanlardır. y: | SOZ ARASINDA Kârlı bir iş keşfeden | »———————————— İ Yalanı keşfeden l Karşımızdakinde «kusur» ârarsak bizde de kusur arar- lar, bilâkis muhatabımızın iyi taraflarını bulup güsterireek "bizim de kusurumuzu unutup meziyetlerimizi araştırırlar. Her Hareketin bir mukabeleyi davet ettiğini unutmuyalım. enn ç Zeki bir kadın HERGÜN | HERGÜN BİR FIKAA FIK3A || Yeni bir makine e Siz burdn ydınız ? bir iş kurmuştur: Dinleyicilik.. lira ücret mukabilinde, yazıhanesine ka- mektedir. Bü yüzden aşklarını, iş dala- | Fransa krallarından birinin başma beymcisi çok mütecessisti, Kral meş- Resinini gördüğünüz genç kadın yeni Kimin ne derdi, tasası ölürsa olsun 7 bul etmekte ve saatlerce onları dinle verelerini, her türlü gamlarını mik | ferahlıyan birçok kimseler, bu hâzik dim. | yordu. Başını krala yüklaştırmış bir OE mektubu okumaya başlamıştı, Kral eğ a 4 cebinden mendilini çıkardı, başinı im Gazete'deki fıkra, aynen vr çevirmeden mgndilile mabeyncinin sKurumun hassaten bu sene içeri güsterdiği fevkalâde gayret ve mesal muamelâtındaki intizam takdire olmakla beraber, afyon satışı için HÜ edilen muhtelif tedbirler de memnun ti mucib görülmüş ve gelen senelsiği daha müsmir neticeler alınacağı ümit vermiştir.» Devletin resmi ağzından böyle bir dire 'öyik görülen müessesenin başi bulunan çok doğerli idareci Hamizs kan, işte o İş tee ekolünün iri İl dövmek Hiç te hayret etmiyelim. Genç kız er- #ErssL> ESESSESSE ME FAOEFEPEB SEP RK. İhiş kedi meraklısı imiş. Evinde ayrı ay gul olduğu zaman yanına girerse, | krala fazla sokulur, ne yaptığını gör- mek isterdi. Bir gün gene kralın ya- suna girmişti. Kral bir mektub yazı- burnunu yakâladt. Mabeynci derha! bir adım geri çekildi. Kral, o zaman ona döndü! — Siz burada maydınaz, dedi, afje dersiniz burnumu silecektim., fakat sizin burnunuz benim bumuma o ka. dar yakındı ki, mendili kendi burnu- ma götürecekken sizin burnunuza gö —* leyiciyi eş ve dostlarıma tavsiye dirler ve genç kadın da gül gib I gitmektedir. Gi Kellilere muhabbet yüzün-. den açlıktan ölen kadın Delilik bir türlü olmaz. İşte Londra civarında yaşayan bir kadın da, müd -. rı karyolalarda yatırdığı, türlü türlü sinekte-| Suçundan mahkemeye :. Verilen kadın İngilterede koci etmiştir: — ği na dayak atmâk Su- ile mahkemeye düşen bir kadın kendi- ini şöyle müdal: — Altı yaşındaki oğlum, kediyi dövdü. On dört yaşındaki oğlum, altı yaşındaki kardeşini kediyi dövdü diye dövdü. Ko- cam dâ 14 yaşındaki'oğlumuz »t ki korku içindedir. Zira bu makine yesinde artık kimse yalan söyliyemi- vecek, alnına ve ellerine tatbik edilen ve elektrik cereyanının verilmesile ihtizaz- lar kaydeden âlet, söylenen yalanı gös- terecektir. Âletin mucidine göre, kadınların ya- erkeklerinkinden daha kolay ve ça- k olarak tesbit e tes; “| Dünyada olup biten garib ve layısile Celâl Bayarın pimini Önce İş Bankasınn keridi merke? şubeleri olmak üzere, ne vakit bir li na teşebbüs edilse, başına arel namzedlerin en kuvvetlileri Celât > Deniz Bark! Memleketin deniz mezi bir elden çevirmek maksadile kusül dir, ll veya ekonomik müessesenin kurul ekolünden yetişmiş bulunanlardır? bu banka, Yusuf Ziya Öniş gibi, © 5 ga #w»es#s paw: i i , | Kaplar içinde yemeklerini yedirdiği 9 şında bulunan kardeşini di yeti, çalışkanlığı ve ba; lığı ile tar Türkiye bu İzlerd i $ ş şarıcıl ie eğ ik Z kedi beslermiş. Tek onlar âç kalmasın, | dü. Ben durür muyum ya, ber Mi ve hâdiseler mış en güzide bir bankacımızın idaf m » bu genişliği doldurmıya ve bu boliuğu iş | ”E$ "eli olsunlar diye, boğazından kes -| şındaki oğlumuzu dövdü diye kocamı! Amerikalı bir kadın dondurma yer. | tevdi olunmakla, İş Bankası ekolü ş İetmeğe ise benim milli hüfüsum, uzun |7i9 hayvanlara vermiş, ve sonunda da | dövdüm. En sonra kedi de beni tırmaladi. ken, doyamamış ve kaşığı da be- | kere daha takdir edilmiş oldu. t İP zaman kifayet edecek değildir; ben top. |8Z £ida ve açlık yüzünden ölüp gitmiş. İ Binaenâleyh bernetimi isterim İz aber yutmuştur. Hemen hastaneye kal. | Maliyecilik zekâdan gayri, razi » ildir; ii inni m m ay -Jahlâk selâbeti ve takib fikri isti X İÜ rağa ve servete değil, toprağımı ve ser- olmuşsa mecbur olduğundan böyle ya biz bi 1 age ırılan kadına gayet zor bir ameliyat ya: yen , - P- |sun, biz bu meseleyi, isterse onunla tek- | meslektir, Bizdeki bankacı! pis ( vetimi işletecek nüfusa muhtacım. Bu | mıştır. O, bu neticeyi hiç olmazs: ka- İrar ve kardeşce konuşabiliriz. illeti Güneri lere. ları bizzat Celi B. ke < mvc , müfusun kuvvetini uzak ve bana ırksn| deme, bir adım olarak telâkki etti, Hal. | za * in ayi Ayar, Monnee'miei K . i ır. yabancı yerlere yayacak olursam, Os-| beki Suriye bununla müstakil olmuyor, | Bunlar böyle samimi olarak"söylerken ! Amerfkada ve her frenk diyarında No- Onun idir ki kurduğu mekteb bö vd manlı imparatorluğu gibi, kendi kuvs| bilükis daha fazla mikdarda Fransız me- | ilâve etmel liyiz ki, Suriyede, Fransızlara ©l akşamı: hindi dolmaları 'yemek âdet. muvaffakiyetten muvaffaki ete koşü! :r İN vetlerimi zâfa uğratmış ve hududlarımı | mururun bâkimiyeti altina geçecektir. |dayanır görünen Cemil bey tarafdarları tir. Nevyorklu bir tacir, bir tavukçudan a $ müdafaasız bırakmış olurum» Suriyede yeni tesis edilecek olan «vilâyet İile Doktor Şehbender grupu arasındaki aldığı hindiyi evine götürmüş. Hayvan- ui i Ve biz Türkler bu mütaleanın arkasın. | idaresi» kanunu, Suriyenin Suriye olma- ihtilâf cidden teessüfe lâyıktır. Gönül iş- | cağızı keser kesmez kursağından üç kilo : 2 Z. ii © dan şunları da ilâve ederiz: sını uzun zaman menedecek veyahud. | terdi ki Suriye nasyonalizmini temsil e. | ağırlığında üç parça kurşun çıkınca, s0 in |. «Bizim düşmanımız 'ne İrak,'ne Suri | hiç olmazsa güçleştirecektir. den bu küvvetler, büyük dava kan Tuğu akti ir kazan- i İN ye, ne Lübnan olabilir. Bi gibi, bir a- | Bu müşküller arasında biz Şam hükü- | da, Suriyenin istiklâlini temin dav mış, Amerikada hindinin kilo ile satıldı- | p. mz dü <İ | lk müstemleke ölrüsk #ehlikesine düş- | metinin sırtına bir de Hatay meselesini İda, tamamen elele vermiş bulunsunlar. | ini hatırlatalım. Bir genç de eski nişanlısını ei l müş olan milletlerin yüklemek istemezdik; fakat, ne yapalım, | Türkiye, Suriyenin milli kuvvetlerinel Bizde de tavukçularımızın, tavuk vel ( Samafyada oturan Agavni eski : * emperyalistlerdir. Şu halde empery ki Suriye Suriyeden müstemleks nizamı- | karşı, sade akıl ve mantığın ve Türkiye- | hindileri «hava» sile birlikte sattıkları | sanlısı Vahamın kendisile evlenmeği dg b, lere karşı, bu tehlikenin içinde veya kena. | n! bir türlü atamadı. Hiç olmazsa Hatay | nin en canlı menfaatlerinin; deği!, her| zamanlar vardı. ğinden dolayı sokakda kendisini © dj z h rında bulunanlara dostluk ve ejbirliği | Pu üfetlen kurtulsun. İşte, bizim hesabı-| türlü şeref ve haysiyet sözlerinin de kefa. * vüp yaraladığını iddia etmiş, tahkikâ “OE !3 yapmak farzdır.» mız da budur. letini vermeğe hazırdır: Türkiye, Suri; Danimarkanın en ihtiyar bekâr 103/15 başlanmıştır. i ! Bu dostluğu ve bu elbirliğini, bühas- Eğer Suriye müstakil (o olsaydı,|nin istiklâlini kendi istiklâli kadar aziz yaşında ölmüştür. Her zaman: Bu yaşa A a MR ği > sa, Suriye gibi, Lübnan gibi aramızda | Hstsy meselesi çıkmazdı; biz Şam hükâ-| sayar ve bunun için, elinden ne gelirse) gelişimin sebebi bekâr kalışımdan, dün- TAK V iM y il binbir türlü anlaşma unsurları bulunan | meti ile kolayca, kardeşce, komşuca anla- | onu yapmayı bir vazife bilir. ya evine girmeyişimden ileri gelmekte- a : amleketlerle yapmak bizce en mühim Şabilirdik. Nitekim, Suriye müstakil ol- Muhittin derdi. , İN giyedir. — İ ii Hakikat bundan ibarettir, ; İ ii k | : İSTER İNAN, İSTER İNANMA! li Hayir, hakikat bu değil, bundan da İstanbula ne vakit süreklice bir yağmur veya kar yağsa | kes bilir ki birkac gün sonra tekrar yağmur veya kar yağ- z İ fazladır: Biz Suriyenin hakikaten-istik-İl şehrin tramvay geçen caddelerinde kaldırımlar bozulur, | dığı zaman ekilen kum gidecek, taşlar tekrar alçatıp yükse- ! i İâlini isteriz; hem de candan isteriz. Suri. paket taşlarının bir kısmı yükselir, bir kısmı alçalır, şurada | Jecektir. Halbuki böyle yapılacak yerde yalnız bir defa için « li yeyi parçalamak isteyen müstemlekel| burada da muhtelif derinlik ve genişlikte çukurlar açılır. | bir parça fazla masraf göze alınarak parke taşlarının üzer. : İp öyasetinin son birkaç ayda Şam hükü-|İ Yağmur veya kar kesilip de güneş açtığı zaman geçtiğiniz | leri katranlaştırılacak olsa hem şehir rahat edecek, hem de : © metini ne kadar sikiştirmiş olduğunu ve) yerlerde öbek öbek amele grupları görürsünüz. Yaptıkları | alâkadarlari dalmi muaâhezeden kurtulacaktır. Binaenaleyh : Cemil Bey Mardam'ı ne kadar üzmüş ve İl iş, alçalan taşları yükseltmek, yükselenleri alçaltmak, üzer. | biz bug'irkü hâreket tarzının makul olduğuna insnmıyo- i yormuş olduğunu bilmez değiliz. Cemil |l lerine de birer mikdar kum ekmekten ibarettir. Fakat her- | ruz, fakat ey okuyucu sen: Bey istiklâl munhedesinin* tasdikını ka” p bul ve temin için, dolaşık bir yoldan İSTER İNAN, İSTER İNANMA! Fransızlârın ii kabulg mecbur