14 Sayfa Son Posta'nın tefrikası: 898 , Abdülhamid, husust bendegânı ve samimi dostları arasında şen ve neş'eli bulunmakla beraber, bilhassa söz söylerken pek az gülerdi. Fakat ekseriya dudak'arındaki ağır tebessüm el:sik olmazdı Bu seyahatten evvel - gençliğine ve serve'ine rağmen - gayet basit, ve ha tâ (babayani) dedikleri şekilde giyi- nib küşanırken, bu seyahatten sonra, Biyiniş tarzını değiştirmişti. Londra ve Paris terzilerine yaptırdığı elbiseleri Beyoğlu terzilerine model ittihaz ede- rek kıyafet itibarile de bir istihale ge- çirmişti. Fakat bu elbiselerde de basit- HEği ve sadeliği iltizam etmiş; bilhassa daima koyu kurşuni, ve deve tüyü ren- &i kumaşları tercih etmişti. Gene bu seyahatten evvel, Abdülha- nüid Kâğıthaneden başka hiç bir seyir yerine gitmediği halde, bu seyahatten sonra -mevsimine göre- Kâğıthane ve Göksu mesirelerine devamı âdet edin - mişti. Ayni zamanda, frenklerden de bazı kimselerle dostluk peyda etmişti. Bun- larla sık sık birleşiyor. Onların ver - dikleri ziyafetlere iştirak ediyordu. Ve !bol bol siyasete aid münakaşalara giri- şiyordu. Fakat bunların hiç birinde Tnemleketin dahili idaresine a'd ten - miyet verirdi. Sarayların hariminde, kidlere işlirek etmiyor.. Sullan Azizin nezahati ihlâl eden en küçük hâdiselere ulu orta siyasetinden, veliahd Murad bile tahammül edemezdi. efendinin dillere destan olan sefahatin- den bahsedilirken derhal süküt ederek | Abdülkamidin kulağına; Damad Mah- bu bahislere temas etmek istemiyor - du... Daha doğrusu, amcası ve büyük biraderi aleyhinde söylenen bu süzle- rin, onların kulaklarına gitmek ihti - malini düşünerek susmayı tercih edi - yor; onları gücendirmeyi arzu etmi - yordu. Avrupaya gidinceye kadar yalnız ikendi sarayında ve yalnız kendi basit 've cahil bendegânı arasında düpedüz yaşamış olan Abdülhamid, ayni şekilde |basit bir şahsiyetten ibaretti. Fakat, Avrupa seyahatinden sanra, İstarıbul - “daki frenklerle sık sık temasları, onu derhal değiştirmişti. Bir kaç gün ara - Tarında yaşadığı Avrupa prenelerini, çok İiyi etüd etmişti..Onların bazı ta - raflarını beğenmiş; bir çok jestleri ve vazivetleri de, hoşuna gitmişti.. Ab - dülhamid, hoşüna giden, ve İstanbul saraylarında haş görülebilen cihetleri almış.. artık, görüştüğü kimseler kar- şısında, hareketlerine daha fazla dikkat ve itina göstermeye başlamıştı. Abdülhamidin bu istihalesinden, ec- nebi dostları çok hoşlanmışlardı. Bil- hassa temas ettiği eenebi kadınlarının dikkat ve teveccühleri artmıştı. Hattâ bunlardan bazıları, yarı alafrangalaş- mış olan bu genç şark prensi ile müna- 'sebetlerini sıklaştırmışlardı. Abdülhamid, bunlarla fransızca ko- nuşmiya çalışıyordu. Fransızcayı iyi , bilmediği halde, çok iyi talâffuz ediyor- du. Bazan kelimeleri karıştırıyor; yan- liş yerlerde kullanıyor. ,bazan da, bil- mediği bir kelimenin yerine, © mana; ,ifade edecek bir kelime söyleyiveriyor.. bu da, ecnebilerin ve bilhassa kadınla- rın pek hoşuna gidiyordu. Ecnebilerin en ziyade nazarı dikkati- ni celbeden cihet, Abdülhamidin ko- muşma tarzı idi, Sesi; gür, kalın, tanan we cazibeli idi. Fakat, bir mecliste bu- lunduğu zaman; daima herkesten daha hafif konuşmayı âdet edinmişti, Kısa göylediği zaman, son derecede düzgün ve pürüzsüz sözler söylerdi. Ve sözlerine de, ellerinin küçük ve cevval hareketlerile kuvvet — vermek isterdi. Fakat, uzun söylediği zamanlar, bazan cümlelerin aralarında, sanki yorulmuş gibi birdenbire duruverirdi. Fakat bir iki saniye sonra, biraktığı yerden sesi- nin aynı âhengile söze devam ederdi. l ! Abdülhamid; hususi bendeğânı ve| samimi dostları arasında şen ve neş'eli bulunmakla beraber, bilhassa söz söy- lerken pek ax gülerdi. Fakat ekseriya, dudaklarımdaki ağır tebessüm eksil- mezdi. 'Taht'a geçtiği zamana kadar, kat'i- yen hırçın değildi. Hattâ her hangi bir meseleye, lüzumundan fazla öfkelenip hiddetlenerek bağırıp çağırdığı görül- : Memişti, vüRüN eĞ — 4 Fakat ,tahta ayak bastığı günden iti- baren karşılaştığı hâdisat, onun sinir-| ieri üzerinde yavaş yavaş tahribata baş- lanmış, birkaç kere iradesini kaybede- cek derecede hiddet eserleri göstermiş- t Onu en çok sinirleştiren; eniştesi, Damad Mahmud Celâleddin paşa i- di. (©) Efendilik zamanında, bu zatı çok se- ven ve hürmet eden Abdülhamld; salta- nat zamanında da bir müddet bu his- ierini kaybetmemişti. Hattâ, bu sevgili eniştesine, bududsuz bir salâhiyet ver- mişti. Damad paşa, âdeta (saltanat mü- şaviri) mevkiine geçmişti. Fakat; muhtelif hâdisat, birdenbire enişte ile kayınbirader arasında bir hufre açmış.. ve bu hufre, derinleşe de- rinleşe, âdeta bir uçurum haline gel- mişti. Bu da, sebebsiz değildi. Evvelce de, bazı münasebetlerle ar- zetmiştik ki; Abdülhamid saraylarda #hlâk ve iffet meselelerine çok ehem-| İşte, bu ruhta, ve bu zihniyette olan mud paşanın falan sarayda, filân ka- dın ile münasebette bulunduğuna, ve- yahud filân sultanla mektublaşlığına Cair sık sık sözler fısıldanıyor.. Abdül- bamid de bunları duydukca, eniştesin- den her gün biraz daha soğuyordu. Abdülhamid; saraylar aleyhinde de- dikodu yapılmasın diye, bunların ço- ğunu süküt ile irmiş.. başka se-| bebler bahane ederek müteaddld defa- lar Damad Mahmud paşayı memuriye- | tinden azletmişti. Fakat, eniştesi hakkında kulağına ge- len sözler, gene eksilmemişti... Nihayet bir gün artık Abdülhamidin sabır ve tahammülü tükenmişti. Bir gece, Da- mad Mahmud paşayı sarayından alıp getirmeleri için adam göndermiş.. o ge- Lnceye kadar, büyük mabeyn dairesi- | nin binek taşi Üzerinde beklemiş. paşa gelir gelmez, bir takım acı ve ağır söz- lerle üzerine hücum etmiş.. o kadar bendegân ve yaverler arasında, elinde- ki bastonu birçok kereler onun omuz- larına ve sırtına indirmek suretile hid- | detini teskin edebilmişti. Evvelce bir münasebetle arzelmiştim ki; Abdülhamidin bu şekilde hareketi; bir defa da, en sevgili mabeyncisi Lüt- | fü ağa üzerinde tekerrür etmişti... E—l ğer, ağalardan ve husust bendegândan | bazılarına gösterdiği ufak tefek hiddet- | ler, nasılsa ağzından kaçırıverdiği bazı şiddetli sözler istisna edilirse; Abdül- hamidin şuna buna huşunet gösterdiği vaki değildir. Biliyorum, şimdi siz burada, meşhur sadrâzam Said paşanın bir vak'asını hatırlıyacak: — Pekâlâ, ama.. Said paşaya hançer çekip de, üzerine nası! yürüdü?.. Diyeceksiniz. — Arkası var — Mahmud Celüleddin puşa, İtir SON POSTA —— —O Halk şairi Emrullah bahanın mevarı | n b Niksar (Hususi) — Hi (1) Mithat paşa ile (Taif) kalesine rullah babanın mezarı yerinin ve h-l-ı:mmn' sürülen ve orada vefat eden Damad yaybolmaması için yeni baştan yaplırılmış- HAZIMSIZLIK Hayatın zevkinden insanı matrum eder. PERTEV KARBONAT Komprimeleri Karbonattan ve toz karbonat almaklaki önünde tutularak yapılmıştır. Her eczanede satılır. — Ço" temiz bi- I Inhisarlar U. Müdüriüğünde I Cibali fabrikasında mevcud 1000 kilo kadar kayış ve çivili kayış parçaları 21/1/988 Cuma günü saat 10 da pazarlıkla satılacaktır. İsteklilerin malı hergün Cibali fabrikasında görebilecekleri ve pazarlık için $ 15 teminat paralarile birlikte muayyen gün ve saatte Kabataşta Levazım ve Mü- bayaat Şubesi Müdürlüğündeki satış komisyonuna Bgelmeleri iân olunur, <53> FİĞl GS a v £. alk şairlerinden Bm- BİOCEL... Cild hüceyratı merkezinden istihsal edilmiş cild için yeni ve kıymetli bir cevher 28 gün zarfında yaşlı kadınları daha genc gösterir. Cildinizin genç, terü taze ve pembe kalması İçin onu besleyiniz, Artık buruşukluklar kalmadı: 25 yaşmdan son - ra; cildiniz, kıy - metli — Biocelini kayhetmeğe baş - lar, Eğer hemen beslenip ihya e - dilmezse buruşup solar ve ihtiyar - 50 yaşlarında mil - yonlarca — kadınların karakterleri genç ©- Tabilir. Fakat, ihti- yarlamış gibi gü - ründükleri — cihetle erkeklerin — yüzünde hiçbir itibarları yok- tur. Son zamanlar- da büyük bir âlim, Viyana Tıb Fakülte- sinin profesörü tarafından keşfe. dilen bu yeni eild unsurunda ke- mali ilina ile intihab edilmiş genç hayvanlarda gizlenmiş cild hücey- ralı merkezinden (stihsal edilmiş saf Bioce! vardır, Bu cevher, pem- be rengindeki Tokalon kreminde cildinizi beslemek ve gençleştir- mek için matlüp nisbet daire- ginde mevcuddur. Geceleri yat- mazdan evvel kullanınız. Beyaz KD AĞADA AAA UA RRAR ea İ Bivcelku yeni cild — unsurunda cildinizinkinin ay lar. nidir. Adetâ be - şerenizin — lâzum gayri müfarikidir. Cildinizi açlıktan öldürmeyiniz. O - nu Biocel ile bex- leyiniz ve yaşlan- dığınız. zamanlar- da bile eildinizin daima taze ve ca- zip görünmesini temin ediniz. B 1.0;6.E6L tesirini — gösterdi 'Tecrübe edebiliriz. Biocel'i zengin bir cil- de malik olan 60 yaşla- rında bir kadın 30 ve 30 yaşlarında bir. kadın 24 yaşında görünehilir. Genç kızlar da hiç bir — vakit göremiyecekleri — şayanı hayret bir tene malik o « lurlar. rengindeki — (yağsız) — Tokalom kremini — sabahları — kullanımız. Terkibinde «Beyaz Oksijen» bu- lunduğundan birkaç gün zarfın- da birbirinden daha beyaz üç le- vin üzerine cildinizi şayanı hay- Tet bir surette beyazlatır. Siz de hemen bu iki kremi kullanmağa başlayınız. Memnuniyetbahş ne- ticesinden son derece memnün kalacaksınız. Biocel'li TOKALON Kreminli kullanınız ve her sabah daha genc görününüz.. Binlerce Tokalon müşterisinden müessesemize mektub yazanların müşahedeleri kendiliğinden gelen en kıymetli delillerdir. (Tokalon Kreminizden bihakkın istifade — ettim. Yüzümdeki çirkin kabarcıklar rail oldu....) kreminin itiraf (Tokalon aygun — geldiğini Z.B.H.O. Fatsa benim cildimin nescine çok etmeyi bir vazife bBilirim. Cildim esmer olduğu halde Tokalon sürdükten sonra beyazlanmakta ve ufak — kabarcıklar tamamile olmaktadır.) zail B. Şehir İ. B. M. Eşi.. Tü. Konya Mektupların asılları dosyalarımızda saklıdır. Nafia vekâletinden: Diyarbakırdan Cizreye doğru inşa edil mekte olan hattım kırk ikinci kil0 -' | gile altmışıncı kilometresi avasındaki Üçüncü kısım inşaat ve ray ferşiyati * | | h zarf usuliyle münakasaya könulmuşt ur. | —1 — Münakasa 26/1/938 tarihine tesa düf eden Çarşamba günü saat 00 tf YVekâletimiz Demiryollar İnşaat Dairesin deki Komisyon odasında yapılack* — 2 — Bu işin muhammen bedeli 750,000 yedi yüz elli bin liradır. 8 — Muvakkat teminatı 33,750 liradır. müşkülât göz lâzımdır. —«147> z 4 — Müukavele projesi, münakasa şart namesi, Bayındırlık işleri genel mesi, vahidi xiyasij flat cetveli, fennf şari name, ahşab Traversle ferşiyat namesi, Çimento normu, Telgraf hattı şar tnamesi, plân ve profilden bir takım münaekasa evrakı otuz yedi buçuk lira mukabilinde Demiryollar” dairesinden tedarik olunadDilir. $ — Bu münakasaya iştirâk etmek isti yenler 2490 numaralı arttırma, ve iİhale kanunu mucibince #brazına mec bur oldukları avrak ve vesalki mum nafla işlerini veya demiryollar in şaat işlerini yapabileceklerine v€ fada en az üç yüz bin llralık böyle bir iş yapmış bulunduklarına dair Ni kületinden verilmiş 938 senesi için mute ber müteahhitlik vesikasını me5” nunun tarifatı dairesinde hazırlıyarak fia t teklifini havi mühürlü beraber bir zarf içinde 26/1/938 tarihinde saat on dörde kadar makbuz linde Demiryollar İnşaat Datresindeki K omisyon Reisliğine tevdi etmiş mürt”,