SON POSTA Sayfa İ 54 milyon 927 de 937 de g MEMLEKE'T z VASAİA Zmîrin bir y f!—lamamda tekke T A ıllık ihracatı lira tuttu 99 milyon liraya 3,135,000 ton mal satmıştık, SA milyonu alabilmek için 3,221 mal satmamız icab etti ,000 - ton İzmir Bnanında bu seneki (hraç faaliyetinden bir intıba İzmir, € (Husust) | — Şehrimizdeki alâ- :—'hhuuhmnmavwıu- m';ı!duıııı üzere, Ege miıntakasının Z lh_neıu hakkında bir rapor ha- Hğî'ün Türkiye ihracat ticaretinin tak- d7 Yarısını temin eden İzmir limanı, dön ÇAT içinde datma hareketli kalarak | Yedi yılın fevkinde bir bilânço ile ka- :“l:;:“r; Alıcı memleketlerin döviz iş- Bösterdikleri titizliğe, ticaret an- arının sıkıcı kayıdlarına Trağmen Yilı ihracatımız 54 milyona baliğ ol- :::'L İki buçuk milyon nüfusu barın- Dehkı_"' Afyon merkezinden İzmire ve uP kadar uzayan yedi vilâyet hal- mipç *Anda taksim edilen bu elli dört Yonluk döviz, Egeye ferahlık veren Re :ı'“iee olarak kabul edilebilir. Her se- duğu gibi bu sene de en fazla döviz tür <© Mahsul, tütün mahsulüdür. Tü- __:'uhıumnm müstahsilin eline vası- —dı_d:,:"k geçen para 21 milyon lira, Ger ç 4 milyon, üzümden 6 milyon, di- k Maddelerden cem'an 23 milyon Türk ,,""Mî harbden evvel, 910, 913 senele- m::"'il Ege mıntakasının İzmir kapı- & Yapılan ihracatı «Dikili ve Kuşa- İimanları İzmir kapısına dahil ola- Tük hesab i Hai Mnümi h.edllmııun yedi milyon altın, rbden sonra, 928-929 sene'erin Türk Mda Egenin Ihracatı vasati 80 milyon 99 lirası idi. Yalnız 927 de bu rakam W““v-ıı Türk lirasına çıkmış ve düz 00 ton mal ihraç edilmişti. 932 den Milyon kadar Egenin ihracatı 3944 te bir Türk lirası arasında daimi suret- Azalma göstermiştir. Yukarıdaki rakamlar ticari bakımdan #öyle bülüm edilebili î_':'““"*l harb senelerinden önce Ege ı“r:"" büğünkü rayice göre 66 milyon Lirası, umumt harbden sonraki ih- 1 Vasati 80 milyon 'Türk lirası idi, U- k. senelerinden sonra Ege tica- ,:::: Börülen 14 milyonluk artma, do- Mmlddelzm ibtiyacı olan memle- birlikse, Bösterdikleri Iştira kabiliyetile %::Nbıı ve yiyecek ambarlarını bu arzusundan ileri gelmiştir ve bu y Enalin üzerinde bir rakamdır. Biz * ::"We tütünün kilosunu 250 kuru- ml“k*— Yukarıdaki rakamları elde et- ...î Yılında elde edilen 54 milyonluk ih- Re normale yakındır. ve 932 elde edilen en güzel ve ba- cedir. gee Arası Tür) 937 yılı ihracatının asıl dikkate şayan bir vasfı da şudur: Ege mıntakası, 927 yılında 99 milyon Türk lirası kıymetinde ihracat yaptığı sene, harice 3,135,000 ton mal göndermişti. Halbuki 837 yılında 54 milyonluk neticeyi almak. için harice gönderdiğimiz ihracat maddelerinin to- nafı 3,221,000 tondur. Yani 89 milyon lira elde etmek için gönderdiğimiz malın 86,000 ton fazlasını ihraç ettikten sonra ancak 54 milyon lira elde etmiş bulunu- yoruz. Rakamların bu çok vazıh ifadesi, dış ticaretimizin muvalffakiyeti için ha- riçte ne kadar kuvvetli rakiblerle çarpış- tığımızı, Türk köylüsünü, ne kadar daha fazla çalışmağa sevkettiğini çok güzel bir şekilde ifade ediyor. Türk ihraç madde- lerini, az masrafla elde ederek dış piya- salara daha çok, kalite itibarile daha iyi sevketmek, günden güne kendisini gös- teren bir ihtiyaçtır. Rakib memleketler, bizde yetişen mad- deleri yetiştirmeğe savaşmıştır. — İtalya, Akdenizdeki adalarında üzüm yetiştir. meğe başlamıştır. Türk incirlerine şekil itibarile benziyen incirler bu defa, Kali- forniyadan sonra Kentuky'de yetiştirili- yor. Tütünlerimize dünyanın her yerin- de ve bilhassa Afrikada yeni rakibler çıkmıştır. İran, renk ve şekil — itibarile üzümile rekabet edecek üzüm ye- tiştiriyor. Bizden önce üzümlerine şekil veren ve standardizasyonu kabul eden “Yunanis- tan, kendi tipini İngiliz ve Alman pazar- larında tanıtmıştır. Bugün Kurent üzüm- leri, Kandiye üzümleri, Yunan Sultani- yeleri iyi fiatlar bulmuştur. Üzümlerine artifisyel bir renk vermeğe muvaffak o- lan Yunanlılar bizim, yüz kilosunun sif kıymeti 24 Türk lirası olan üzümlerimi- zi, kendi renklerile 35 Türk lirasına sa- tıyorlar, Bu on bir liralık fark, henüz ye- ni başlıyan Türk standard tiplerinin ne kadar tanınmıya ihtiyacı olduğunu çok güzel gösteren bir neticedir. Filhakika standard üzüm ve incir tip- lerimiz, palamutlarımız daha ilk adımda İngilttere, Almanya ve Holandada beğe- nilmiştir. Müsbet Teklâmla iyi neticeler alınması ümid edilebilir. İhracat rakamları hakkında yukarıda werilen izahat ihracat yılının ilkkânunun yirmi birine kadar olan muameleye göre- dir. 987 ihracat yılının rekolteleri henüz tükenmediği için netice üzerinde ileride bazı farklar olması gayet tabiidir. . . ». * âyini yapan iki kişi yakalandı Erzurum, 5 (Hususi) — Hasankalede Bayet garib ve şimdiye kadar görülme. miş bir şekilde tekke âyini yapan iki kişi yakalanmıştır. Hâdise şudur: Tayyar ve İsmail isminde iki kişi ak şam geç vakit kaplıcaya girmişler, kap- hcada kimsenin olmamasından bilistifa- de, çıplak oldukları halde, suyun içeri sinde tekke âyini yapmağa başlamışlar- dır. Bir aralık cezbeye gelmişler, her şe: yi unutmuşlar, bağıra bağıra âyine de- vam ederlerken, diğer taraftan zabılaya haber verilmiş, Tayyarla İsmall, su içinde çırılçıplak âyin yaparlarken ci mü meşhud halinde yakalanmışlardır. | Her ikisi de tevkif edilmişlerdir. Birisi- nin, âyin yapmak suçundan mahkümi- yeti de vardır. İzmir telefon hattı takviye edildi İzmir, (Hususi) — İzmir - İstanbul telefon hattına yeni bir devre ilâve e - dilmiş ve ayni dakikada iki kişinin gö- rüşebilmesi temin edilmiştir. Sesin, kaybettiği kuvveti muhafaza edebil - çin Bursaya bir müşeddide âleti, | İzmire de kuran portör âleti konulmuş- tur. Bursa - İzmir telefon muhaverele- ri de artmıştır. Niğde ve Edirne Ziraat müdürlükleri BN ça | | j Edirne (Husu- si) — Vilâyet zi- Taat müdürü Fu- ad, Niğde ziraat müdürlüğüne ta. yin edilmiştir. l y Vilâyet — ziraat müdürlüğüne de eski borsa koml: seri Ziya tayin e dildi. Türk - İsviçre ticarst anlaşması ve İzmir tüccarları İzmir, (Husust )— İsviçre ile ak - dedilecek yeni ticaret an!aşmnsındınî önce, bu memdeketle ticari münasebet- İte bulunan başlıca ihracat ve idhalât tacirleri Ofisde toplanarak müzake - ratta bulunmuşlardır. Mukarrerat bir raporla İktısad Vekâletine bildirilmiş- tir. İstantu'dan İzmire gönderilen otobüs'er şletilmeci İzmir, (Hususi) — Belediyenin Kor don hattında otobüs işletmeğe başla - masından sonra İstanbula giden - oto - büslerden bir kısmı, son vaziyet üzeri- ne tekrar İzmire gelmiştir. Belediye, bunların işletilmesine müsaade etme - mektedir. İzmir belediyesi daha 12 o - tobüs sip&riş etmiştir. Gelince Konak, Basmahane - Tepecik hattında işleti - lecektir. Gebze Halkevi yangını tahkikalı İzmit (Hususi) — Gebze Halkevinde çıkan yangın tahkikatı ikmal edilmiştir. Zarar ve ziyan mikdarı 20 bin liradır. Yangının gece Halkevi bandosunu ça- lan gençlerin yanan sobayı bırakarak gitmelerinden çıklığı anlaşı! Pazar Ola Hasan Bey Diyor ki: »»« Camdan elbişeler giyi- Hasan Bey — Sen sen ol da bundan sonra kadınlara taş alımal ' Kutubdaki | sanlarla alay ediyorlarmış gibi, son gün- yu Sovyet adası j rümeğe başladı! Sovyetlerin ılık sahalara doğru ilerleyen kutub müstemlekesi üzerinde dört büyük Rus âlimi bulunuyor, bir buz kıranı aramıya memur edildi (Baştarafı 1 inci sayfada) lar, motörler, âletler, yiyecekler taşıdılar. Heyet orada çadırlı bir kasabacık kura- rak tedkikata başladı ve ayni zamanda Moskova ile Kutub arasında bir de telsiz telefon servisi kuruldu. Kutub üzerinde | Sovyet bayrağının dalgalanması, bir a - ralık İngiltere ve Amerikada hoşnudsuz- luğu bile mucib oldu. «Kutubda toprak yoktur; buz üzerine bayrak çekip Kutba tasarruf iddialarına kalkmak doğru ola- maz'» tarzında matbuat neştiyalı görül. dü. Bir aralık, sanki bir bu eksikmiş gibi, Kutba temellük iddiasından — dolayı, az kalsın enternasyonal yeni bir mesele çı- kacak zannettik. Küutub ve tabiat kuvvetleri, sanki in - lerde yeni bir âdise, bu Kutub müstem- | lekesine yeni bir şekil verdi: Buz adası | tehlikeli bir istikamette yürümeğe başla. dı ve adanın soğuk mıntakadan tedricen uzaklaşarak yavaş yavaş ilik sahalara doğru akıp gittiği görüldü. Ada, Groen- land istikametinde gidiyor; bu gidiş teh- Lkelidir. Çünkü, küçük buz adası ilık su- ların içine doğru gittikçe tadricen eriye- cek, çülecek ve Üstündeki insanların mahvolmalarına sebeb olacak., Her — ne kadar, Sovyet bayrağını bu buz adası « nın Üzerine dikmiş olanların bir kısmı, tekrar Moskovaya avdet etmişlerse de, | halen ada üstünde dört büyük Rus âli - mi ile onların hizmetinde bulunanlar yâ- şıyor. Bunları tehlikeden kurtarmak lâ- zımdır.” 'Tehlikenin son günlerde ehemmiyet kesbettiği görülmesi üzerine bir Rus buz kıranı harekete getirilmiştir. Buz kıran Rusyanın şimal limanlarından kalkarak | balen tehlikeli bir istikamette yavaş ya- vaş akıp giden bankizi bulmıya çalışa - caktır. Buz adasının bu suretle akıp gidişi feg — âleminde pek de beklenmiyen bir hâdise — değildi. Kutub kâşifi Nansen, vaktile Ku- — tub mıntakasından Groenland'a doğru bir cereyan bulunduğunu farz ve hatt$ — iddia etmiş, iddiasını isbat için de o ci « varda daha cenubda bir noktada gemisi. — ni buzlara hapsettirerek öylece kendi ha- line bırakmıştı. Bu gemi buzlarla bera - — ber o cereyana kapılmış ve garb cenubu istikametine doğru kayıp gitmişti. ğ Bu kaymanın ve yahud akıp gitme için iki sebeb farzolunuyordu: Biri sularda bulunan bir âkıntı, diğeri de arzın devri hareketinin aksülâmeli idi. Nansen «Bir taraftan garbdan şarka doğru müdhiş bir — sür'atle dönen arz bü hareketi yaparken, | diğer taraftan da bu harekele kendini uy- durmiyan ve dibi su içinde yüzen ban - kizler de garbdan şarka ve aymı zamanda — gene ayni devir hareketinden dolayı ce nuba doğru yer değiştiriyotlar.» diyordu. Nansen buzlar arasında mahbus bırak - tığı gemisinin hareketi ile bu davayı is- İbat da etmiş görünüyordu. Fakat, Sov « yet âlimleri bu davaya o kadar ehemmi- yet vermediler, Nansen'in daha cenubda — yaptığı tecrübenin ondan bir hayli şimak — de, Kutub kıt'asındaki bir bankize şâmil — olamıyacağı fikrinde bulundular. Vukuat bu tahminin yanlış olduğunu gösterdi. Kutub buzlarının en sağlam ök — | duğu şu mevsimde bankizin kayıp gidişi Nansen'in iddiasının haklı olduğunu is - 4 bat etmiştir. Temenni edelim ki, hâdise yalnız bu isbat ile neticelenmiş ve Ku « tub ikliminin korkunç soğukları ve fır — tınaları içinde, her türlü imdad imkân- larından uzak bir halde, kayıp giden Sow yet âlimleri bir kuzaya uğramıyarak ted. kik seferlerini muvaffakiyetle ikma! et « — sinle: İspanyada boğuşma (Baştarafı 1 inci sayfada) Büyük gayretlerle hazırlanmış olan bu hücumu cumhuriyetçiler, emsalsiz — bir şiddetle yaptılar ve âdeta müstahkem bir mevki haline gelmiş olan Teruel etrafın- daki Frankist mevzilerini ele geçirdik - ten ve bunlara hayli mühim zayiat ver - dirdikten sonra Teruel şehrine girip bir İkısınımı olsun işgale muvaffak oldular. Fakat, Frankistler de beklemedikleri bu kadar şiddetli bir hücuma karşı azami mukavemet gösterdikleri gibi ellerinde mevcud en yakın ihtiyat kuvvetlerini de harb sahnesine attılar. Bir haftadan fazla devam eden bu mü- cadeleye her iki taraftan da yüzer bin ki- şiye yakın insan iştirak etti. Her iki taraf da emsalsiz bir şiddetle dövüştü. Fran - kistler, cumhuriyetçileri tekrar Teruel'in bir kısmından çıkarmıya ve hattâ üç ta- raftan çember içine almıya muvaffak ol - dular, Fakat bu arada muharebe meyda- nıma yeni bir kumandan girdi: Kar! İki tarafın bu kanlı didişmesine niha- yet vermek üÜzere araya gitip iki düş - man valandaş ordularını birbirinden ayı- ran kar, her iki tarafa da hareketi menet- mek üzere Teruel yaylâsına bir metre ka- lınlığında bir tabaka sermiştir. Bu suretle mücadele muvakkaten dur- du. Frankistler bir müddet için tekrar Barselon yollarını kesmişler, Teruel'in hâkim noktalarını ellerine geçirmişler, fakat, cumhuriyetçileri tamamen çevi - tip mahvetmek plânlarında muvaffak o- lTamamışlardır. Dün gece gelen bir Londra haberi ise cumhuriyetçilerin saon bir hücumdan sonra Teruel'i tekrar ele geçirdiklerini bildiriyor. Romayı bir vakitler kazlar kurtarmış- tı ;belki de İspanya cumhuriyetçilerini kar kurtarmış olacaktır; kaz ve kar.. Güa- rib bir kelime tesadüfü! - Teruel Cumhuriyetçilerin elinde Londra 8 (Hususi) — Barselon'dan bil- dirildiğine göre hükümet kuvvetleri Te- rueli tekrar Frankistlerden temizlemeğe muvaffak olmuşlardır. Şehrin garbında şiddetli bir muharebe devam etmektedir. Franko kuyvetlerinin perişan bir vaziyette oldukları söylen « — mektedir. Hükümetçilere, Saragosse cephesinden takviye kıt'aları gelmiştir. Ş 'Teruel'in radyo istasyonu hükümetçile. rin eline geçmiştir. Frankocuların tebliği ğ Salamanka 6 (A.A.) — Franko karan gühının bir tebliğine göre nasyonalistler Teruel'de hareketlerine devam ederek düşman mukavemetini kırmışlardır. Cum — huriyetçiler ağır zayiata uğramışlardır. Frankocular yeniden mühim bir çok mev ziler ele geçirmişler ve düşmanın 5 av. cı ve 3 keşif tayyaresini düşürmüşlerdir. Netice nerede belli olacak? Salamanka 6 (AA.) — Cuiepo d Llano, bir nutkunda Teruel vaziyetine dair aşağıdaki beyanatta bulunmuş S tur: İ Hükümetçiler Teruelin ellerinde ol> duğunu bildirdiler, Diğerleri bizim eli - mizde olduğunu söylüyorlar. Buhnların ikisi de yanlıştır. Zira Teruel'de hem milliyetperverlerin, hem de hükümet - i kuvvetleri mevcuddur. Bazı ma — balleleri biz aldık, bazıları ise hükü - metçilerdedir. ğ l Netice orada değil dışarıda belli o- lacaktır. Hava müsaid alur olmaz mese le çabuk halledilecektir, Mısır Kralinin düğünü (Baştarafı 1 önci sayfada) Kralın dini müsteşarlarının - tavsiyesi mucibince, genç kraliçe harem hayatı ya- — şıyacaktır. Düğün merasiminde, Kahiredeki diplo- matlardan başka ecnebi davetli bulun miyacaktır, " Kahire 6 (A.A.) — Kral Faruk, dini mü şavirlerin mütalcası veçhile, Zülfikarım an'anevi peçeyi muhafaza etmesine ve halk içine çıkmamasına karar vermiştir. Bütün Mısırda şenlikler bir kaç gün sü- recektir. Hiç bir yabancı davet edilme - miştir. Bununla beraber, diplomatlar al şam üzeri sarayda verilecek ziyafete d vet edileceklerdir. j