7 Ocak 1938 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 2

7 Ocak 1938 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

H ergün Hatay davausının yeni Safhasında hükümetimizin Tuttuğu siyaset Yazan: Muhittin Birgen irdiği yerden çıkmak istemiyen Fransız müstemlekecileri, Ha - tay işlerini bildikleri gibi idarede devam edebilmek için, Milletler Cemiyeti karar- larını da diledikleri gibi tefsir etmek yo- kunu tutup bunlara ,içinden çıkılmaz bir istikamet verdiler. Bu islikamet, ne Mil- letler Cemiyeti tarafından, Fransırın da muvafakati ile verilmiş olan kararların ruhune, ne de Türkiye ile Fransa ara - sında vukua gelmiş olan anlaşmanın e - saslarına uygun değildir. Bunlar sadece şunu istiyorlar: Hatayda mütemadiyen işleri karıştırmak ve bu sayede Hatay için Fransa idaresinin bir nimet olduğu- | nu isbat edecek deliller vücude getirmek. Bunlar, ayni zam mak istiyörlar. Biliyorlar ki Fransanın Hataydâki vaziyeti, dünyadaki — vaz'yeti ile yanyana yürür. Fransa dünyad vetlendikçe Hatayda da kuvvetlenir, Son senelerde Fransa politikası tedriri rette artan bir zâfa uğramış olduğ Hatay meselesini bugün kat'? surette letmek isterse Türkün hakkını ka mecbur olur. Şu halde, bu işi uzatır, davanın hallini medreseye düzü - rürse o kadar iyi eder. Belki de günün birinde Fransa, dünyada yeniden vetlenir ve o zaman Hatay meşelesin! dı kuvvetine güvenerek dilediği şekle kadar götürür, Bu siya yürütmek için elinde va - sıta da vardır. Milletler Cemiyetinde Fransa, ne de olsa büyük bi bidir. Cenevre mü reklerinden birini © orada bu mesele üzerinde oynamak kud- Tetini haizdir. Şu halde Bay Garreau oy- namalı ve oynatmandır. Oynüyor ve oy- natmak için de imkânlar hazırdır. Ce - | da tatbik edecek ©- lan otorite, «man otoritesidir; bu otoritenin elinde bulundukça, Fransa - nin müstemleke memurları her şeyl yapa- bilirler, nevre ililâfinı Ha iş * Halbuki Türkiye hükümeti bu ovuna nda vakit de krzan | ne kadar “Resimli Makale: — — MUAFFAK ÖOLMAK rik'in en büy açıldı, birinciliği kazanan cevab şudur: — Kendi kendisine, sonra da halka itimad telkin etmiye ük meziyetinin ne olduğu hakkında bir anket SON POSTA Naza - eceği V İnanma kuvveti.. $E ' diyen insan kalbinde yenilmez bir kuvvet itimadını telkin ettiği zaman ise muhi- tinden önüne geçilmez bir hız alır, kendisini muvaffakiyete götürecek yolun yarısından fazlasını katetmiş demektir, inımmı ve inandırmız, muvaffak olursunuz. ——— .. —— SOZ AâASHN A Sirkler yeniden Rağbet Görmeğe Başladı Son zamanlarda sirkler, yeniden rağ- gelmiyor. Dünkü nüshamızda neşredilmiş | bet kazanmağa haşlamışlardır. Yukarı- notalarla, Türkiye hariciye vekili, Fran- sız müstemleke memurlarının kendi ken- dilerine gelin ve güvey olmak tarzındaki işlerine karşı Milletler Cemiyeti nezdin- de kuvvetli protestolar yapmıştır. Pu no- talarda, Fransız müstemleke memrları « nın hodbehod yaptıkları hareketlere Tür- kiyenin razı olamıyacağı açıkça söylenil. miştir. Demek, Türkiye, Hatay davasında kat't surette enerjik bir tavır almaştır. MU - letler Cemiyeti —kararının — dilendiği manada tefsir edilmesine müsasde ede - miyeceğini bildirmiştir. Hükümetimizin bu meselede bu kadar ciddi ve sarih bir vaziyet almış olma - sından dolayı memnun o'duğumuzu söy- liye iz. Başka tarzda hareket ©* ne imkân ve ne de maha! vardı. Sade Ha- tay davasının salim bir hal meticesine varması değil, Fransa ile aramızdakı mü- nasebetlerin gel ti da ikliza ettirirdi ve bu mesel larta sabir- dan ve uzaktan seyirci rolünü oynadık - tan sanra, kapanmak ihtimallerini gös - termiyen bir day; mertebe kısa bir zamanda hallini temin icin, Tür- kiye hükümetinin kat'? bir vyaziyet alması lâzımdı; hükümetimiz de bu vaziyeti al mıştır. 1 bunu nin müm * Bir kaç gün sonra Miltetler Cemiyeti konseyi Hatay meselesi hakkında da gö- rüşmek üzere Cenevrede bir toplantı ya- pacaktır. Notalardan anlaşıldığı veçhile, Türkiye hükümeti Hatay mezelesinin hal- V, yani Cenevre kararlarının tatbiki es « nasında kendisinin bir yabancı olarak telâkki edilmesine razı olmadığını söyli- yecektir. Bir taraftan bu prersip me - “lesi üzerinde kat'i vazivetini böylece sdiktan sonra, diğer faraftan da Fran- sanın müstemlekeci memurları torafın - dan yapılan şeylerin bir çoklarını teikid edecektir. Bahsin her iki roktasında da yerden göğe kadar hakh olsn Türkiye cumhuriyeti, Hatay hakkındal karar'acının bir oyunçak - del ciddi bir mesele o Milletler Cemiyet dan bu bus Sü$. ğunu si Cenevre | ta esaslı kararlar ve tedbirler alınmaası- n isliyecektir. Yakın zamana kadar Milletler 'Cemi <| daki resim, büyük bir sirk heyetinin yılbaşı münasebetile Londrada verdiği temsili göstermektedir. Sirk, büyük bir muvaflakiyet kazanmıştır. yeti aksiyonlarının büyük bir kısımı Fran sanın elinde idi. Bugün bu aksiyanların kimin elinde olduğu pek de belli bulun - mamakla beraber, mümkündür ki bra- da da bizimle oynamanın yolları aran - makta devam etsin. Türkiye hükümeti - nin bu mesele hakkında tattuğu yol o kadar sarihtir ki Milletler Cemiyeti ve | onun arkasında oynıyan Fransa müsltem- lekeciliği ne yaparsa yapsın, Türkiye, kendi davasının müdafasasından vazge - çemez. İcabında her türlü tedbirleri al - mayı dahi gözönünde tutan hükümeti - miz bu davanın lâyık olduğu deröcede ciddi bir şekilde halledlmesini tem'n için her şeyi yapacaktır. Demek oluyor ki, Milletler Cemiyeti ve Fransa, yakın zamanda Hatay davasına verilecek hal ve tatbikat işinde karar ver- meğe davet edilmiş bulunmaktadırlar. Ü. mid edelim ki Milletler Cemiyeti şimdi- ye kadar kendisine karşı haklı olarak çevrilen ithamlar için bu defa da yeni| delliller vermiş olmak mevkiinde kal - masın, Ayni zamanda, gene ümid ve te- menni edelim ki, Fransa, şimdiye kadar okuduklarından başka şeyler de bilir ol- duğunu isbat etmeği istiyecek, iyi niyet- lere malik olsun. Gene yakında neticeyi göreceğiz, Muhittin Birgen İSTER İNAN, Dün bir mecliste Manisa meb'usu Sabri Toprağın Türk vatandaşını türkçe konuşmıya icbar için lf etrafında konuşuluyordu. Mecliste hazır bulunanlardan bir dost şu hikâyeyi anlattı: «Çocuğuma almanca öğretmek için bi yordum, gazetelere ilân verdim. İlk gün genç bir kız mü- 23-24 yaşında vardı, vesikalarına baktım, tahsil racaat etti. derecesini ölçtlüm, hepsi de münasibdi, o İSTER HEH;UN BIR. FIKRA Sıtılık, klrılık Şehir Tiyatrosunun komedi kısmın- da «Satılık, Kiralık» — oymamıyordu. Bir çok kişi kapıdan giriyorlardı Mu. harrir Osman Cemal bir arkadüşile o- yradan geçerken durdü, baktı.. Arka - daşına döndü: — Bir de bizde para yok, derler, Bak ne kadar insan giriyor. Arkadaşı: Pahal; bir şey değil ki, dedi. Elli kuruşa, kim ;olsa verebilir., Osman Cemal güldü: Haydi canım sen de, şaşırdın. mı?) Böyle binayı elli kuruşa ne satarlar, ne de kiralarlar.. h Rende meydana çıkan Bir Yahudi skandalı Alman gazeteleri yeni bir skandalı» hakkında sötunlar dolusu ya- zılar yazmaktadırlar. Garib olduğu ka- dar da tuhaf bulunan bu hâdise elyevm Berlin ceza mahkemesinde gö ekte- dir. Davanın mevzuunu anlatalım Bir Yahudinin Koblenç'te küçük bir öteli varmış. Otel çok piş ve tahtakuru- Tarı ile dolu bulunurmuş. Fakat Ym*ıu’fh' oteline tahtakurı t Ren'in muvakkat işgali zamanında vaz'ıyed eden askerle- rin getirdiğini isbat etmeği becererek o vakitki Ren idaresinden 150,000 - mark tazminat koparmağa muvaffak olmuğlur. Bilâhare Renin Almanya tarafından kat'iyen işgal edilmesi üzerine Yahudi- | nin bu tazminat meselesi nazarı dikkati celbetmiş ve yapılan tedkikattan sonra otel sahibi dolandırıcılık cürmile mahke- meye verilmiştir. Şimdi hükümet Yahü- dinin otelinin eskidenberi pis ve tahta- kurusu kaynağı olduğu hakkında mah- kemeye birçok şahid getirmiştir. Buna mukabil Yahudi de eskiden otelinde tah- takurusu bulunmayıp muvakkat işgal za- manındaki askerlerin getirdiğini şahid ile isbat edeceğini iddia etmektedir. Berlin efkârı umumiyesini hararetle <Yahudi | " Sekizinci Hanrinin Sulbünden geldiğini İddia eden genç kız Virjinalı ve mavi gözlü olan bu gunç ve güzel kız, İngiliz. Kralı Sekizinci Hanrinin sulbünden geldiğini iddia e - derek, Londraya gelmiş ve müzelerin, evrak mahzenlerinde aâile şeceresinin suretlerini aramaya koyulmuştur. Londrada dört Üniversite talebesinin marifeti Londranın büyük mücevherat tüc « carlarından biri, bir otele 14 bin İngiliz liralık mücevherat götürmeğe telelon. la davet edilmişti. Tüccar iyi bir müş- teri bulduğu mülâhazasile telefon'la va ki olan davete hemen icabet etmek üze te mücevherleri bir çanta içine koyup atladığı bir otamobille yıldırım gibi e- tele yetişmişti. Otelde dört genç kendi- İkincikânım 7 Sözün Kısası Yağa, Bala dair E. Talu u fıkranın başlığını okur © İ İ maz; | İ — Oh, ne tatlı bahis! Gördün mü diyeceksiniz, İşte böyle mevzular © ki, biz de senin yazılarını seve seve kuyalım. Fakat sizi sukutu hayale uğratadi” bm. Zira yağ bahsi bu memlekette tâl b olmaktan çoktan çıkmıştır, Hld #tyebilirim ki en acı bahis ve en madde, bu yağdır. Hekimlere sorunuz: Eskiden mid lerimizin yabancısı olan ülser (Karlı illetinin son senelerde dolama kad nasır kadar taammüm ettiğini, apaft © hastalıklarınlA | ttıkça arttığını sizden gizlemiyecek © Üerdir. Bunun başlıca sebeblerinden yeğ allaboal yıdır. Memlekette saf bulmak, yumurtada tüy aramakla bifi Ve belki, Bir gün, gittikçe ilerliyt fen sayesinde hazırlop yumurtanın kal, ık mşıdıüı-u qh—cceğıı fal " ı | n, bilmem? Her hilenin örü-".ı n imiz halde, bu yağ İÖ' düzen veremiyoruz. nım, lezzetli ve ko "i nm hasreti çayır çay y or. Hayır, affede niz, yanlış söyledim: Yüreğimizi yal © temiz ve yumuşak *ulv.rln hasre için için, kerih kerih kaynamasıdır. | Sabahleyin kahvaltımızda yedü' miz tereyağı da tereyağı değildir. Biğ * zat yağ tcaretile meşgul bir dostum na dedi ki: «Halis inek tereyağının mü” liyet fiatı bu gün piyasada satılan yüksek yağların dahi fiatından ü;lul' dür. Bu vaziyetto, tereyağı diye yedi * gın nesnenin safiyetine artık sen inan Bı sözü işittiklen sonra, yurdumU” zun diğer nefis ve şifalı bir mahsulü Jan ve çok şükür, henüz içerisine Hild | katılmıyan balı, bu bozuk yağa katıfi da yemeğe kıyamıyorum. " Halhuki © ne nefis şeydir! O ne git zel bir an'ane idil, Çocukluğumda, sabahleyin, mektö “be yollanmadan evvel, sıcak pidenin zerine, önce kaymak gibi yağı, — sol da Ankaranm petek balını sürerler bizi, kışın yakıcı soğuğuna karşı â'"g zırhlarlardı. Bugünün cılız, renksiz cocukla bakıyarum. Onlar da, ekseriya ;nblı kahvaltısında ayni şeyi yiyorlar, fııkl, beslenmiyorlar. Sebebi, yedikleri ya * ğiın faydadan ziyade zarar verir ol sındandır. Menfaat hırsından doğan le, netle suikasd ediyor. Aldırmıyo! ama, bu böyledir. Halbuki çocuğa, onun sıhhat ve se * lâmetine taallük eden işlerde dahn hf sas, hattâ icab edersh zalim, , davran © mak vazifemiz değil midir? b a sini bekliyordu. Müceyherat tüccarı - nn kapıdan İçeriye girdiğini görür gör- mez dördü birden adamın üzerine at - lyarak yere yuvarlamışlar ve otel müz tahdemleri işin farkına varıncaya ka - dar içindeki on dört bin !ngîüz Hirası kıymetinde mücevherat bulunan çan - tayı kapıp sır olmuşlardır. Kırk sekiz saat sonra, polis dördünü de Oxford'da yakalamağa muvaffak ol- muştur. Bunlar, içlerinde birisi bir ge- işgal eden bu hâdise bütün Hitlerci gaze- teler taralından yeni bir «Yahudi skan- dali» olmak üzere teşhir edilmektedir. İSTER İ yapmış olduğu tek. neralin oğlu olmak üzere en iyi ailelere Tmensup gençlerdir. Yalnız mücevherat henüz ortaya çıkmamıştır. NANMA! münasebetlerin! kolaylaştıracağı düşüncesile biraz da türk- çe bilip bilmediğini öğrenmek istedim. — Hayır, cevabını verdi. Halbuki hüviyet varakasından anladım ki bu kız İstanbulda doğup büyümüş bir İstanbul ir mürebbiye arı - zaman ev halki ile İNAN, İSTER mektebinde okumuştu. — Neden öğrenmediniz? diye sordum. — Lüzumu olmuyor da ondan, cevabını verdi. İNANMA! aa Yeni adliye tayinleri Ankara 6 (Hususi) — Yeni adliye ta * yinlerini bildiriyorum: Ku İ d Nı Bti İ Kh hı k İ & h a ıg Sİ h |* M İ n Kİ Gebze sorgu hâkimliğine Ünyeden Tevr — fik, Merttemen sorgu hâkimliğine Behçet Polatlıya Hüsam, Keşana Geyveden Nu- ri, Şileye Ramiz, Manisaya Fethi, tayifi edilmişlerdir. TP ÜRü eaertamee z ReARE a ire DA TAKViM

Bu sayıdan diğer sayfalar: