20 Birincikânun LA İstanbulda gömülü milyarlar etrafındaki gizli . MA ÇAY Bizansın Defineleri| cııiııâıiıD; Birdenbire duvarın arkasından ağır taşlar b r ölüm şelâ esi g bi döküldüler, mahzen toz duman içinde kaldı. Magda kolları ile bana sarılmıs, korkudan acı bir çığlık z koparmıştı. Her ikimizde sapsarı kesilmiş ik Öyle alelâcele gömülmüşe benzemi I di. Bir defa kitabede (üç iks) olması kâ- Şaamafih Bauman'ın araığı ve defi- P LA aR ee Nai nelerin izini halleden ası; kitabeyi buldu- (Semavi imparatörlük sana açıktır!) h::;ış:b::)::xî:r:ânm: diyor. Bu, Ha gertten Sömiriyye Bgö- — Magda! Arıl meseleye gelelim. Şim-| Magda kitabenin tercümesini o gece, lühün bir Salıkçısına sövlenilmiş bir söz di bu kıymetli kitabeyi mutlaka almamız | tekrar tekrar, bir kaç defa kontrol etti, değil a.. (Semavi imparatoftuğun yolu 0- lâzımdır. Nasıl alacağız? Onu söyle.. karşılaştırdı. Üzerinde uzuu uzadıya <dü- irada sana açılıyor) Cenilmek istenildiği — Ben de onu düşünüyorum. Eğer ha- | Sündü, harikaiâde bir cehdle uğraştı. Vü- .Ö yol neresi otuyor? Şüphesiz: kikaten bu da terüibatlı ciarak yerleşti- | kıâ 0 kadar sevinçle, üzerinc hayât teh- | Mukaddes yol. Bu kitzbede (baba oğul rilmiş ise hem taşın, kem de kafamızın | likesi de geçirerek ele geçirdiğimiz bu |ve ruhülkudüs üzerine) diyerek baç da kırılmaması için bir tedbir bulmak lâ- | kitabenin definelerin yerini hemen ha .- | çıkarmıyor. (Müukaddes yol), (Baba, 0- zım, ber vermemiş olmasından dolayı söon de- | -) ve ruhülkudüs üzerinde) diye yeri Magdanın o mühim anda bu söyledik- | rece canım sikilmıştı. Bir türlü itiraf et- | önyet sarih gösteriyor. lerine tamamile itimad etmemin tabli o-| memekle beraber Mağdanın da bu rü- âkıâ doğru, Maydacığım. Yeri gös- lacağı aşikârdır. Zira Magda orada sön ( muzu bir hamlede Halledememiş olması, | , — —0 pakat, ge'gelelim, (Mukaddes derece mes'ud ve fevkalâde heyecınlâ e mı; dadfenı r;k;; sınirlendirmişti. !v ») neresi? Baba - nğul - ruhülkudüsün di. O vakte kadar kelimesni ifşa etmediği nn derece hiddetliydi: G e > Ha Ve Hldları txf bü beyecanı tostili Sür', ban | SkaliKona bir' defineniri yeni olemekli « (ÖM MA Onu: bi Hereden :ııc!lı;; rer birer sayıp döküyordu. lere yol gösterir gibi (sağdan gidiniz!) | Ben korkarım ki kitabe (Mukaddes yı Nihayet taşı uzaktan birdenbire çekip şeklinde, yahud otomatik çikolâta ma - | diye onu yerinden çıkarırken benim git- duvardan dışarı almağa karar verdik, Fa- kineleri gibi (düğmeye basınız, sağdan | meme ramak kalan cehennem yolunu kat bunu yapabilmek için uzun demirler define çıkar!) diye gösterilecek değil al. | göstermiş olmasın.. bulmak Jâzım geliyordu. Fakat gerek | Elbette rümuzlu olur. diye hayli söylen- | mahzeni, gerek bomboş ve barab bir hal- garmm G EEE CEEKER — S M de olan evin içini kâmilen #radığımız hal- Eğ!ence W ea de böyle bir demir parçası bulamadık. Eir t 0ktoru.ı SON POSTA harb | “ Son Posta ,, nın sergüzeşt rumanı —30 x (Arkası var) O vakit benim kazma âletlerile bera- Şelılrlerinde a lk ö ber getirdiğim kalın iple bu işi yapmağay G0 gün | Günlü Fanarteni karar verdik. -(Baştarafı 6 vcı sayfada) Kotlarından — () İpi bir kemend şeklinde, hafifce ve son (. , Penzetmek gibi olmasın, tıpkı mev- derece dikkatle taşa geçirdik, iki uçların. dan birini Magda, birini ben tutup taşı bütün küvvetimizle birdenbire duvardan dışarıya çektik. Taş bir anda hızla ileriye kadar fırlamıştı. Doğrusu bayretler içind> kaldım. Zira, hakikaten Magda'nın süyiediği gibi, du- varın içinden demirden iki manivelânın, taşın tkleti üzerlerinden kalkar kalkmaz yerlerinden fırladığını görmüştüm. O vâkit duvarın arkasından bir saniye içinde ağır taşlar bir ölüm şelâlesi gibi bütün kuvvetile döküldüler, mahzen toz dumanı içinde kaldı. Magda kollarıle bana sarılmış, korku. dan acı bir çığlık koparınıştı. Her ikimiz Ce sapsarı kesilimiştik. Ben bu yıkılmanın gürültüsünden ziyade dı- şarıdan işitilmiş elmasından endişe edi- yordum. Fakat matlüb clan taşı kurtar- miş bulunuyorduk. Hemen kıiymetli taşı yerden aldım, boynumcdan kalın yün at- kımı çıkarıp sardım. Oradaki valize yer- leştirdim. Sonra gözlerine kaçmış tozları sümekte olan Magda'y ğ — Yer attındaki ösarı etika işlerinde hiç böyle tehlikeler olduğunu bilmiyor- dum.. dedim. Az kaisın ben de cehenne- me kurban gidiyordum!. Hayalımı sana medyunum Magda, Magda, son cerece ciddi bir sesle, sa- dece: — İşimizi görelim! Diyerek yerdeki dağınık eşyamızı sür- atle toplamağa başladı. Evin penceresin- den sokağı iylev torassud ettikten sonra sür'atle dışarıya çıktık. O gün o taşı bavulumda nasıl bir tüy hiç ağırlığını duymadan taşıdığımı hâlâ hayretle hatırlarım. O civarda epeyce dolaşııktan sonra güç hal ile bir araba bulduk. Şehre gelince de aratayı savup bir ctomobile atladık. Karaköyd“ben ındim. Evin anahtarları ni aynı üsülle aldığım yözihaneye gön- derdim ve hemen Beyoğluna çıkarak en büyük «Lâtince - Almanca» lügat kitabı- nı satın ald.m. İşte o gece bu lügât sayesinde kitabe - | deki 'yazıların hallile uğraşlık. Bu ka - dar heyecanla .ele geçirdiğimiz kitabede ise aynen şu bagit ibare yazılı idi: H, X . Şanıvî imparatorluk sana açıktır (veya açılmıştır) Mukaddes yolda Baba, oğul ve ruhulkudüs üzerine (veya üzerinde) 3u kitabe görünüşte alelâde bir mezar kitabesi gibi görünüyordu. Fakat bu bir mezar kitabesine veya hir dua parçası- na benziyen :barelerin her biri baştan başa birer rümuzdu. İşte bu rümuz ev - veler elde edilmiş malümata tatbik edl. lnce fevkalâde <bemmiyette bir rol*oy- A ea ee e lüdda cemaate nasıl simonata dnf_vıhmı Ağızlarda ve dişlerde burada da büyük büyük tepsilere şam - patıya kadehlerin' dolduruyorlar; sıran gelip de içeriye giren, masaların birinde yer bulan her seyyahın önüne birer ka - deh koyup geçiyorlar. Mevlüddan farkı, burada daha kapıdan girerken koyun gi- | bi bizer birer herkes sayarlar, içeriye Öyle bırakırlar; şampanya da gene böyle sayı İle dağılır. Masalarda oturup baş'ıbaşına bir şişe şampanya açtıranlar da vsr ama, bunlar ya tek başına gezen zengin Amerikalılar, 4| İngilizlerdir; yahud da para yemeğe Pa- mse gelen dışarlılıklar. İlk gittiğimiz kahvelerde beşer, onar dakika otururken buralarda yarmışar, bi- rer saat eğleniyorduk. Fakat ne de olsa tercümanın elindeki gezme programına uyacaksın:z? Üç beş rumara seyredip bi- ver kadeh de şampanya içtikten sonra ge- ne hep birden ayağa kalktık. Biraz ar - kaya kalıp başkalarını bekletenler, prog- ramda yazılı bareket şaatlerini gecikti - | renler, haylaz çocuklar giti tercüman - | dan azar işidiyor; Onun ic'n işaret verilir l verilmez, herkes otckardaki yerine ko » — ereeseserenncerıcerccarıneneRARARAe ennce, şuyor. Gece varısından sonra saat iki bu- | meyhane, iki kadeh Şumpanya, bir kadeh çuğa, üçe doğru otokar, gene herkesi ken- | şarab, bir fincan kahve, hepsi yüz yirmi beş franga.. di gideceği yere kadar götürüp bırakıyor. | İşte size bir Faris dans la nuit. Beş NEVROZİi | | | Kefekelerin teşekküli Ağızda bir çok tükürük bezleri mevcut- tur. Bunlar tükürük ifras ederler. Bu mayi kalviyeti hesabile mikropların Üre- mesine kısmen mâni olur. Dişlerin üzerindeki taşların teşekkülü- ne gelince tükürüklerden çıkan karbon ga gının ağızdaki milhlere tesir ederek ayni zamanda tükrüğün terkibinde bulunan müsin e Birleşerek dişlerin üzerinde ve || boyunlarında taşların birikmesine, evve- Tâ yumuşak ve soora sertleşen bu taşlar da mikroplarla birleşerek diş - etlerinin Utihablanmasına sebeb olur. Dişlerin altındaki taşların menşel kan ve lenf mayilerinin sızıntısandan husule Diş temizliğine dikkat etmemek sure- tile işbu küfekiler diş etlerini iterek kök- derin açılmasına - dişlerin — sallanmasına ve neticede bu taşlardan husüle — gelen Piyore hastalığına mübteliâ olunur. İşte bunların mihaniki bir suretLe çakarılma- Sı için her alti ayda bir diş doktoruna müraemat etmek İcab eder, (©) Bu motları kesip saklayınız, yabud bir albüme yapıştırıp koleksiyon yapmız. Sıkınti zamanınızda bu notlar bir dektor gibi imdadınıza yetişebilir. Kemal Raçıb Enson “Kendinize beyhude vere eziyet ediyorsunuz. varken ıstırab cekilir mi ? Baş, diş ağrıları ve üşütmekten mütevellid bütün ( ağrı, sızı, sancılarla nezleye, romatizmaya karşı NEVROZİN ğ kaşelerini alınız. icabında günde 3 kaşe alınabilir. Otobüs işine Pazar tatili de fasıla vermedi (Baştarafı 1 inci sayfada) Bayeri bulduk. Kendisi avukat Yusuf kendi yazısı ile yazılırış değildi. Üzerin- | Kenanın kararından haberdar değildi. de durmıya lüzgm görmüyoruz. Böyle bir kararın verilmiş olmasına da * ihtimal vermiyordu: Bu muhavereden az sonra Avni Baye-| — Yanlış olmasın, dedi. tin vekâletini der'uhde etmiş olduğu | Telefonla Bay Yusul Kenanı aradık. söylenmiş olan svukat Bay Yusuf Kenan- | Klübe gitmişti, bulamadık. Fakat evindemn dan bir mektub aldık. teyid ettiler ki mektubda yanlışlık yok« Bu mektubda: tur. | «Avni Bayerin Ahmed Emin Yalmana Avni Bayerin yeni avukatları |yolladığı ihtar mektubünun avukat Yüs | Aniaşılıyor ki hukuk işinde Bay Avni suf Kenan tarafından — yazılmadığını» | gi ver yeni bir avukat arıyacaktır. Fakat kaydeden bir cümle var ki Bay Recai | (kame edeceği ceza davası için vekilini Nüzhetin telefonda söyledikleri ile birle- seçmiştir, adımı sorduk, söylemedi: İşiyor. Mühim bir noktadır, fakat daha | — yayın-müracmat edeceğiz görürsü- Mmühimi de var: nüz, cevabını verdi. Avukat Yusuf Kenan bu mektubunda: | — Yalnız bir tesadüf bize bu avukatın iş- «Davayı takib etmemek kararımı Vermiş | yini öğretti. Fakat bu imesele öyle bir ce« bulunuyorum» Giyor, sebebini de anlatı- | ,eyan oldu ki yazmaktan çekiniyoruz, bi- PS raz nurhu bir hale gelmesizi beklemeyi Muhterem avukatın mektubunu aynen | tercih ediyoruz. 3 koyacağız. Ancak bahsettiği sebebe ald cümleyi yazmıya bukukşinaslarla konuş- | “Şimmdi ekmek tuktan sonra hakkımız olmadığı neticesi- ne vazdık. Müsaadesile, mektubun umu- | ÜfobÜste » (Baştarafı | inci sayfada) mi havasını da asla değiştirmiyen bu tümleyi istisna edeceğiz. rarak kendisile konuşmağa başlamıştır. Bay Yusuf Kenanın mektubu Mustafa, vatmanlıktan çekildikten sonra, Bay Yusuf Kenanın mektubu şudur: | bir otobüs almış, otobüscülüğe başlamış Son Posta gazetesi neşriyat müdürlüğüna: | tır. İki arkadaşın erasındaki konuşma, bil 18 - 12 - 88?7 tarihli nüshanızın onuncu | aralık Uramvay ve otobüs rekabetine ins aa Ka n aa BZ Berai "e | Hkal etmiş, Martafa, vatman Fuada: mimin de geçtiğini gördüm. — Şimdi ekmek otobüste.. zaten >t1ımı Çalışmadan tevazu ve süküneti prensib | vay şirketi üç aya kadar iflâs edeceka bildiğim halde her nasılsa ismimin karıştı -| hepiniz gelip ctobüscülerin yanına Siğlke rıldığı ı.:_ mxım;u ;:ıı,uı ıımL ıımfz:; nacaksınız! demiştir. ai hissediyorum. kika Avni İ B Tn eV İA öti aai C anea mün | Frad da hiddetlenmiş: derceatı ile de benim yazmadığımı müsbit o-| — Haydi oradan.. demiştir.. senin oto. lan bu protestönameyi ben hazırlamadım. | büs dediğin günde bir lirayı zor kazanıe Benim yazıharlemde hazırlanmamıştır. Re - | yor. Yarın öbür gün, siz gelip tekrar vatı eaf Baban ve Avni Bayer benim yazıhanemde manlığa başlıyacaksınız. :ıxıııın müzakeresi için karşılaşmış değiller- Şehzadezaşında başlıyan bu konuşma, Esasen hâdisenin cereyanı, dedikodunun | İfamvay Beyazıda geld'ği zaman, Musta- seyri ve protestonamenin gazetelerde neşri | fanın tramvaydan inmesile nihayefe em sırasında Buürsada bir davanın muhakemesi | miş, vatman Fuad, Mustafa inerken, are için bulunmakta idim. Protesto mündereca- | kasından: tina Bursada okuduğam Akşam güsetesile -- Haydi defol şuradan! diye bağırmışı İmuttali oldum. Bende meveudu dahi bulun- mayan bir resmi gördüm. Davaya gelince: Bursadan avdetimde ba- jza bir alacak davası halinde arzedilen bu da va üzerinde tedkikatımı — yaptım> — Ancak PCm) bu davayı takib etmemek kararını ver- miş bulunuyorurm. | — Badece bir alacak davası halinde bana ve- rilmişken günün dedikodusu halin! alan bu hâdisenin kahramanları arasında bulunmak da esasen bugüna kadar takib ettiğim mes- leki mesâl tarzına du hiç uygun düşmediğin- den ismimin bu dedikodu e daha fazla ka- |rıştırlmaması için bu isahatı vermek mec - buriyetinde kaldım. Mektubumuu sayın gazetenizde neşrinl saygılarımla dilerim. Yusuf Kenan Avni Bayer ne diyor ? Biz bu mektubü aldıktan sonra Avni # Dünkü köşuya |dilen kır koşularının birincisi dün sabah ıŞl;u tramvay deposu ile tuğla harman- /ları arasında 5000 metre olarak yapıldı. Takım halinde Galatasaray 11 puvanla (Baş tarafı 7 inci sayfada) Beşiktaş: 9 - Topkapı: 1 hlar ik dakikadan itibaren Top - kapıya karşı hâkimiyot tesis ettiler. Hakkı kafa ile Iki gol attılar. Bu göllerden | sonra Topkabpılılar müdafaaya çekildiler, Ve | göl yememek için uğraşmaya başladılar. Fa- kal 20 inol dakikada Şeref üçüneü golü attı. | Beşiktaşlılar rakib kâlesine yüklendi - Yü Dünkü kır koşusunda G. tır. Mustafa da bunu duymuş, jpdikten İsonra Fuada küfretmiş, Fuadın polisa müracaatile, Mustafa, dün akşam, Sultan. almed birinci sulh mahkemesine verih miştir. Hâkim Reşid, o sralık tramvay sahane lığında bulunan bir yolcuyu şahid olas rak dinlemiş, Mustafanın suçunu sabif görmüş, kendisini dört gün hapisle dörü Nlra para cezasına ruahküm, fakat, bu ce. zayı da iskat etmiştir. f Korsika limanlarında grev Ajaccio, 19 (A.A.) — Korsikanın bütümn Hmanlarında amele, ücretlerin artırılmaı gını istiyerek grev ilân etmişlerdir. Saray birinci iştirak edenler Beyoğlu Halkevi tarafından tertib e- birinci, Kasımpaşa 29 la ikinci, Beyoğlur &por 40 Ja üçüneti oldular. Ferd itibarlile Galatasaraydan İbrahim 15.58 dakika ile birinci, gene Galatasa» raydan Sokrat'ikinci ve Receb Üçüncü oldular. G. Saray Güneşe 6-0 yenildi İkinci devrede Beşiktaşlılar gene — hâkim oynamaya başladılar. 15 inci dakikada Eşref Gördüncü, Şeref beşinci, golleri attılar. Bun - Beki - | €an sonra Beşiktaşlılar dört gol dahâ atarak zinel dakikada Şeref ve iki dakika sonra da| MAti 9 - 1 kazandılar. İkinci küme maçları İkinci küme maçlarında Calata Gençler, Sümerspora hükmen, Kas:ımpaşa Karagüm - Tüğe 2 - O gallb gelmiştir. * Biyacaklı Pakat gol atamıyorlardı. Devre de bu $e-| — 'Taksim stadyomu sabah maçında da Pe « bit —— Ta - Arnavudköyle 6 - 6 berabere kalmıştır. ai