20 Aralık 1937 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 10

20 Aralık 1937 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 10
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

ş | ü B 10) Sayfâ” Soa Posta'ma telrikasi: 77 Yazan: Ziya Şakir odası,, nın haricinde kalan herkes, hattâ — Osmanlı İmparatorluğunun halkını teşkil eden 38 milyon nülus, Abdülhamidin hareket'eri hakkında tek söz söylemeğe cesaret edemezke,, buradakiler hün- ğ kârı bol bol tenkid eder er.i “ Nöbet Hele »nöbet yerinden — dışarı, bir[ — Eyvah!.. Efendimiz, mühürü ge- adım bile atamaz. Şayet, her hangi bir|ne o pintiye vermiş. Gelir de, huzur: sebeble kahve ocağından uzaklaşmıya girerken, o iğrenç paltosunu çıkarıp ba >Mmecbur kalirsa, camlı kapıyı büyük bir'na verirse, alimallah elime almam. N dikkatle kilitler, anahtarı üzerine alır.İtuhaftır, şu efendimiz? Sanki memle- Nöbet odasında bulunanlar, pad başka da hiç kimse giremez? Müuhtelif tarihlerde, nöbet odasının daimi sak ardı: Esvababaşı İsmet bey fü ağa, seccadecibaşı İzzet efendi, ibriktarbaşı Kâmil tüfekci Ha- ll bey, tüfekci Hasan — paşa, mMüsâhib Hacı Mustafa, şamdancıbaşı, tütüncübaşı AH bey, miralay Lâtif bey, | gidiş müdürü Hacı Mahmud efendi, Bayram efendi, döktor Mukim bey (pa- berberbaşı Müstafa bey, kuşcubaşı » gazcı Sıdkı efendi, Ar- zbaşı Hasan ağa, tüfekei Arif ağa, Zeybek Mustafa, bekcibaşı Osman ağa, hamm külhancısı Arif nğa. Bunlardan başka Arab müsahibler, nüfuzlu tüfel de -tıbkı bir mahal- le kahvesine p gibi- buraya gelip yarım saat, bir saat otururlar; kahve, Ççay içerlerdi. Yukarda isimlerini saydığımız zat- lardan ekserisinin kendilerine mahsus — odaları, uşakları, hademeleri, Muavin- Jeri oldüğu halde, vakitlerinin pek çok zamanını bu süfli, bu mukassi, bu ha- — vâsız verağır kokulu )erde geçirirler-| di. Te içinde gelen yemeklerini li masaların üzerlerinde yer- 1 zamanda, başkâ- Ğ âtiblerin geçid ye- — Fi idi. Bunlar; Abdülhamide evrak tak- — dim etmek, yahud yazılamıyacak bir ' şeyi istizan eylemek iÇin huzura çık- mak isterlerse, buraya gelirler; müsa- hiblerden birini Abdülhamide gönde- rirler, cevab gelinceye kadar burada o- — turup beklerlerdi. Bu bekle bazan — bir çeyrek, yarım saat, hattâ üç çeyrek — bile devam ederi Asıl hayrete şayan olan cihet şurası- © dir ki; bu nöbet odasınm haricinde ka- . lan herkes -ve hattâ, Osmanlı impara-| — torluğunun halkını teşkil eden otuz se- kiz milyon nüfus- Abdülhamidin hare- — ketleri hakkında tek söz söylemiye ce- — saret edemezken; buradakiler, dahili ve harici siyasetten tutturarak, hünkârı — bol bol tenkid ederlerdi. — Meselâ; Fransa hükümeti ile siyasi — bir gerginlik var, değil mi? Artık bu- radaki mütgleaları dinlemeli: — Vay efendim, Fransa, kim oluyor- — Müş.Ne haddine (koca âli Osman) a ka- h tutuyormuş. Kabahat, hep (efendi- —Miz) de imiş. Eğer Gazi Osman Paşaya, eŞu ordulamndsn birini al da, yürü!» deylverse. Gazi paşa bir haftada Fran- < Sanın suyunu içer, öbür tarafa geçive- | Tirmiş, K Veyahud, Avusturyalılarla aramiz &- - Çıldı, değil mi? — Avusturya Gâvuru da kendı'ıı fa- ıu!ye gibi nimetten mi sayıyor. Alimal- “Jah efendimiz isterse, elinin iki parma- ağını şöylece uzatıverse kralın gözlerini — kör ediverir. Fakat; mübarek, yapmıyor — ki,.. İşi, sadrâzama, harici e nazırına — bırakıyor. Onlar da meseleyi uzattıkca e uzatıyorlar. Veyahud, Abdülhami İngil(cre sefi- etti, değil mi? ne acaib hali var? Ge- üzüne o kadar gül- ıikca, Frenkler de şı- mniz, F ikıyor. E Nesels. bir sadaret tebej Ö vuku — bulmuş da, sadrâzamlık meykiine Said /— paşa gelmiş; — ın en sadık bendegânından oldukları hal- de,'bu ihtiyat ve itiyadı terkedemez, E- sasen, kahve ocağına, kahvetibaşıdan |muhtarlık yapabilirse, şu mübarek sa- , müsahib Lüt-|ları söylüy: aşı Osman bey, Dr. (Arnavud) | kette başka akıllı adam yokmuş gibi, i kide birde onu sadrâzam yapar. Bu a- dam bizim köye gel « eğer bir hafta kalımı kökünden tıraş ettiririm. Bu garib ve gülünç tenkidler, derha! Abdülhamide aksederdi. Hünkâr, bun- enleri tekdir veya tecziye et mek şü tarafa dursun, bilâkis güler ge- çerdi. Bütün bu kalabalığın içinde, Abdül- hamid hakkında en küçük bir tenkidde |bulunmıyan bir adam varsa; o da, es- vabebaşı İsmet beydi. Abdülhamidi hakikaten candan bir muhabbetle seven |bu zat, hünkârı tenkid mahiyetinde bir takdirde derhal yanın Z söyliyenlere işitti- ldumı döner; 5 recek sürette: — Bir takım terbiyesizler, efendimi- zin işlerini ve siy Tin! beğenme- mezlik ediyorlar. Acaba bu-cahiller, ne bilirler? Efendimiz gibi akıllı bir padi- şah, dünya yüzüne gelmemiştir. Efen- dimiz, her şeyden; her şeyi bilir. Fakat ne çâre ki; bu sarayda, bendegân adı |verilen cahil ve kaba insanlar arasında jonun kıymetini bilen yok. Çinkodan bir tavan altına kurulmuş lalan bu küçük insan mahşerinin en mü- İhim hususiyetlerinden biri de, bura: yaşıyan insanların karakterleri idi. Gö- 'rünüşte, candan ciğerden dost olan bu adamlar, senelerdenberi her gün, her saat ve her dakikâ karşı karşıya otur- dukları, bir kabdan yemek yedikleri, aynı bardaktan #u içtikleri, birbirleri- e, (Kardeş), (Kapı yoldaşı) diye hitab ettikleri halde; her ttan istilfade e- derek birbirlerinin gözlerini oymak is- terlerdi. Abdülhamid, içlerinden birine küçük bir iltifat gösterse, derhal onu gözden *;flâüfmek için teşebbüslere girişirler- . Vaktile nöbet odasının en nüfuzlu şahsiyeti (Lütfi ağa) idi. Bu adam - eskiden, Kastamonu vilâyetine mer- but olan - (Böybad-Boyabad) kazasının bir köyünde tevellüd etmiş, köyünde aç ve sefil kaldığı için, hamallık ve sa- ire gibi bir işle hayalını kazanmak İmaksadile İstanbula gelmişti. (Arkası var) eLaea a menlee b ea Dr. IHSAN SAMI “EzEmay | BAKTERİYOLOJİ| LÂBORATUAR| | Ümumi kan — tahlilât, henyi — soktai mazarından — Vanterman ve Kaha teamil- tile ve leri , kan küreyvatı — sayılması, sıtna hastalıkları — teşhisi, Belsoğukluğu ve FRERGİYE yakalarımamık için en iyi ilâç-ancak ov*“fm 00 35 WwATT &4 OSDAM Ampul üzerindeki marka, ziya küdretini ve istihlâk edilen vat mıktarını garanti eder. Her vata mukabil da- ha ziyadar bir ışık veren Osram B ampullerini alır- sanız daha ucuz bir ışık elde edersiniz. OSRAM-I DNehkalümen lâmbası asgari bir istihlâk temin eder. 1988 YILBAŞI HAVA KURUMU BüYÜK PiYANGOSU Büyük İkramiyesi (500.000 ) Liradır Ayrıca - 200.040, 150.000, 30.000, - 20.000, 100.000 — 70.000, lirahık iki adet mükâfat vardır. Keşide Yılbaşı aktır.. gecesi yapılacı Biletler : (2,5), (5) ve (10) liradır. Vakıt kaybetmeden hemen biletinizi alınız. son Posta —— Yermi, Biyasi, Hayadis ve Halk Halk gazetea — Bazetesi Yerebatan, Çatlalçeşme tokak, 25 iİSTANBUL ei Gazetemizde çÇıkan yazı ve resimlerin — bütüu — hakları mahfuz ve gazetemize aittir. ABONE FiATLARI Abone bedeli peşindir. değiştirmek 25 kuruştur. Gelen evrak geri verilmez. liânlardan mer'uliyet alınmaz. Cevap ıç'n mektuplara 10 kuruşluk Bzımdır. Pusta Lu.ım: : 741 İstanbul Telgraf : Son Pmı Telefon : 20203 ai TÜRK IYE CUMHU RİYETİ 60.000, — 50,000, 15.000, liralık ikramiyelerle ( 100.000, 400.000 )

Bu sayıdan diğer sayfalar: