*« Ben bir tımarhane kaçkınıyım!,, Tımarhane memurları meğer beni bekliyorlarmış Evrakıma göz atar atmaz: “Sen şu Pangaltıda adamın gırtlağına sarılan değil Röportajı yapan: (Tercüme ve iXtibas Bakırköy trmarhanesinin —ST Şimdi içerdekileri tedkik ediyorum. Yanımdaki gri elbiseli, genç, sarışın, Mavi gözlü tiknaz, bir hasta... Bu sima bana hiç de yabancı değil, | tanıyorum. Hem gayet yakından tanı-| yorum.. dikkat ediyorum, gözleri do- nuk, üstünde bir dalgınlık var. Bana dönüyor: — Vallahi kardeşim, diyor, ben bir Şey yapmadım. Bu ses de yabancı değil. Tanıyorum bu genci tanryorum.. nereden? Eftranın hiç sesi çıkmıyor, fakat bir bana, bir Semihaya bakıyor. Semiha çok sinirli; jandarmaya çatıyor: — Bu adama neye kelepçe vurdunuz? | Jandarma pişkin.. tatlı tatlı cevab ve- riyor: — O mahpus, Kabahati var. | hızlılaştırıyorlar. Bütün sür "atle misin ? ,, diye sordular Faruk Küçük Bakki manâfuzdur) kudırlar koğuşu — Beraber yolculuk yapıyoruz. Bir- birimizi tanısak ne olur Ne hayasız şeymişsin? Neden u - tanırşın sen? Tersledim. Gene hâlâ söz söylüyorsun, tkkanlılıkla cevab veriyorum: — Neye söylemiyecekmişim? İfrit oluyor, ayağa kalkıyor. İki cile- or, kafama indire- Jandarma yerine oturtuyor, Acaba nerelerdeyiz? Pencereden ba- kıyorum, Pavyonlar uzaktan bize doğ-| ru koşuyorlar. Yüreğim, öpürdemiye, tüpürdemi başlıyor. Dehşetli bir korku geliyor KA kadar böyle korku h.—se' İmemiştim, Pavyonlar adımları: — Çıkar o kelepçeyi, çıkar diyorum. $ Jandarma, kalender, pişkin. Şimdiye | kadar nelerle karşılaşmamış. Gülerek cevab veriyor: — Hanımcığım, anahtar yanımda de- ğil, Yanımda olsaydı derhal açardım. — Haydi söyle şoföre dursun... — Şimdi durmaz... — Olmaz, şimdi duracak ben inece- Bim. : Ayağa kalkıyor. Şoförün arkasında- ki camı vuruyor. — Hey şoför, şoför dur ineceğim. Şoför durur mu? Otomobil yoluna devam etmekte. Semiha hâlâ cama vuruyor. Jandarma: — Kızım, diyor, otur. Nasıl olsa dura- vak. Acelen ne? Bir sarsıntı, otomobil bozuk bir kal- dıfıma çarpıyor. Semihanın başı da 0- tomobilin tavanına : — Ay başım! Jandarmanın yakasına — yapışarak yumruklamıya başlıyor. Jandarma Se- mihayı bileklerinden yakalıyarak olur- tuyor. Semiha pek hiddetli: — Ben size gösteririm. Size gösteri - rim ben. Jandarma eğer ben de seni iki sene hapsettirmezsem, bana Semiha de- Mesinler.. sen biliyor musun kimim? Babama haber gönderir, seni sür - Bün ettiririm. Söyle otamobil dursun. Durur mu hiç? İlerliyoruz, Topkapıyı geçmiş, şimdi kırlardayız. Nerede ise Bakırköy - gö - Zzükecek. Eli kelepçeliye dönüyorum: — Kardeşim, diyorum, geçmiş olsun. Sizin suç ne? Cevâab vermiyor. — Tımarhaneye mi gidiyorsunuz? Gene cevab yok. Acaba duymadı mı? Daha hızlı soruyorum: — Adınız ne sizin? Pür haşim cevab veriyor: — Sana ne? — Hiç öğrenmek istiyorum da., — Ben seninkini öğrenmek istedim Mi? — Yok... — O halde sen benimkini neye öğ - tenmek istiyorsun? * Zınk öotomobil durdu. Soför, ve yanındaki gerdiyan atladı- lar. Arka kopı açıldı. Jandarma dışarı atladı. Biz içerde oturuyoruz. Semiha kıyameti kopa: — Çıkarın. Çıkarın bizi Eftra da bağırıyor: — Haydi, kapileri! açin, Gri elbiseli soruyor: — Ne oluyor? Kapı açıldı. Jandarma beyaz gömlek- li birisile geldi. Kelepçeli mahkâmu a- hb götürdüler. Otamabilin etrafında bir çok bevaz göm'ek'i erkek ve kadınlar dolaş:yor - lar. İhtiyar bir kadın geldi. Seslendi: — Haydi bayanlar. Semiha yüzünü kapıyor, İhtiyar ka - dın: — A, dedi. Semiha sen gene mi gel- din? Yüzünü neye kapıyorsun? — Utanıyorum.. ya başladı.. — Utanacak ne var, haydi yürü. Onlar da çıkıyorlar. Bugün pek yor- gun olan Eftra giderken bana bakmıyor bile.. Şimdi otomobilde gri elbiseli ile yal- nızız. Ö suallerine devam ediyor: — Ne oluyor? Burası neresi? Sıra bize de geldi. Sarışın, kafalı birisi kapının önüne geldi: - Haydi gelin arkamdan. İndik. Karşımızdaki kapıdan girdik, Düz bir koridor. Sol kolda dar bir cda- ya giriyoruz. İki tarafta akaju dolaplar, karşıda bir pencere, pencerenin önün- de iki küçük masa.. Biri genç, alabros saçlı nefti elbiseli, diğeri ihtiyar seyrek sakallı iki udam kırmızı bir kâğıdın üzerine yazılar ya- Kabak Kabak kafah gardiyan: — İşte, diyor, yeni bastalar.. Alabros saçlı soruyor: — Hani evrakları? Bizi tıbbı adliden'alan gardiyan: — İşte, diye, evrakları uzatıyor. Alabros saçlı tekrar soruyor: — Gümüşsuyu hastanesinden gelen hangisi.. Galatasaray ilk defa kendi içinden do- ğan Güneşe mağlüb oldu. Şimdiye kadar Güneşe mağlüb olmyan yegâne takım Galatasaraydı. Bu hal ancak üç sene de- vam edebildi. En eski ve en yeni bu iki klübün ilk karşılaşmasında Galata: altı gol yiyerek ağır bir mağlübiyete uğ- radı. Dünkü maç herkesin evvelden tahmin ettiği gibi bir sinir maçı oldu. Hakem de aksine o kadar zayıftı ki ne yapacağını | bilemiyordu. Galatasaraya iki penallı verdi. Haklı idi. Fakat aynı şekilde GÜ neş müdafaası bir kareket yüaptı. Z-0 mağlüb vaziyette kalan Galatasaraylıl. hakları olan bu ponaltının - verilmen yüzünden gerg'n olan sinirleri büs gerildi. Artık oyun çığırından çıktı. Ay- müuştu. Verdiği kararlarda dalma şaşkı lik gösteriyordu. Gcne aymı hakem haf- ; taya Fenerbahçe - Galatasaray maçını da idare edecektir. Ajanlığın bu hususta na- zarı dikkatini Çekeriz Bu kadar mühim |oyunları yan hakemlerine vermiyerek i- şin çığırından çıkmatına bir an evvel mani olmalıdır. Güneşliler dün çok güzel oynadılar. Çoktandır susadıkları bu galibiyete hak olarak ulaştılar. Faruk, Rıza, Reşad, Ö- mer, daha doğrusu bütün takım canlı, gayretli oynuyarak muvaffak oldu. muhakkak a- leyhlerine © D alatasaray oyuna çok h. Maç seri oluyor. Top Ga- .| latasaray kalesi önünde. Rebii topu orta- ladı. Melih elle içeri attı. saymadı. Galetasaray durgun hir ha! aldı. 10 un- jen dakika.. Murad düsürüldü. Hakem penaltı verdi. Murad çekti. Gol.. şliler daha hüâkim. Müdafaaları düzgün vuruşlar vapıyor. 27 nci dakika- tehlikeli bir alonı durdurdu. röhal> oynuyar. sernlarına doğru Gal; keli akmlar yapıyor. Fakat Reşad ve Fa- ruk tarafından kesilivor. Son dakikada Nobar topa elle vurdu. Fena Gene Murad çekti, İkinci devrede G bir oyun çıkarıyor. 6 ncı dakikada Rebii pu ortaya gönderdi. Rasih bir kafa vure u. Topu yere ndirdi. Salâhaddin yavaş bir vuruşla üçüncü gölü Ge attı, Galatasaraylılar Şuursuz - oynuyorlar. | Değru dürüst topa Vuramıyorlar, ihlbu- _!x Güneşliler kabil olduğu kadar Tahat Tabit hakem Devrenin asaray çok fena vnuyorlar, 14 üncü dakikada soldan gelen bir pası Murad Melihe geçirdi. O da bir şütle dör: düncü golü attı, Biraz sonre Eşfak'ın bir tekme savurması Golüayisile hakem - onu oyundan çıkardı, Hemen arkasından Mu- rod da ağır yaralandı. Sedye ile sahadan çıkarıldı. Hakem Salimi oyun harici etti. Galatasaray dokuz, güneş on kişi, Reşadın Danyale vurdupu tekme yü- zünden takım kaplanı Rebii, kendisine derhal sahayı terketmesi lâzım geldiği- Şumdi het iki taraf da dokuz Xişi, Sert oynıyan Suavi dö hakem ve sa- ha komiseri tarafından dışarı çıkarıldı. Galatasayay sekiz kişi. R: bir firikik vekti. 29 uncu dakikada beşinei golü attı. İkl dakika sonra Rebh altıncı gölü attı. 32 nci dakikada Güneş aleyhine bir pen- ——— — G. Fenerbahçe B K. Güneş Galatasaray Vefa İstanbulspor Beykoz Eyüb Süleymaniye Topkapı GNAALA NYN OmuuRNaaAI mı hakem Beykoz marında da ambale ol- saray bazı tehli- | zıl Sayfa ? altı gol atmıştı. Fakat dünkü maçta da | altı. Nobar topu Cihadın eline bıraktı ve mayç da böylece 6-0 Güneşin galibiyetile bitti. Güneş: Cihad - Faruk, Reşad - Ömer, Rıza, Yusuf - Salâhaddin, Rasih, Melih, Murad, Rebii. Galafasaray> Necmi - Salim, Suavi - Fa Faruk bir Galatasaray hücumunu kezserken , Nobar, Eşfak - Neodet, Süleyman, Bülend, Haşim, Danyal, Hakem: Feridun Kılıç (Eyüb). C. Şahingiray İstanbulspor: 3 - Süleymaniye: O Taksim stadyomunda dün birinci maç o - larak İstanbulspor - Süleymaniye karşılaş - İtılar. İstanbulsporlular dön — Süleymaniyeye İkargı oldukça dürgün oynadı. 14 üncü daki- kada Enver birinci golü attı. Ve derhal aa « Fâkat İstanbulspor on kişi olmasına rağ- | men dâha hükim. 30 uncu dakikada sağ a - şüt çekti. Top direğe çarparak içeri girdi. bir şekilde başladı. Fakat gal atamıyor, Kar- gılıklı akınlar oluyor. İstanbulspor bir akın« da iken 43 ündü dakikada Hasan 20 metre. den bir gütle üçünecü gölü attı. Bir müddet sonra maç 3 - O İstanbulspo- run galibiyetile bitti. | Fenerbahçe: 3 - Vefa: O Fenerbahçe ile - Vefa Kadıköyünde kar - şılaştılar. Topa Penerliler başladılar. Hemen hükimiyeti elde ettiler. Vefa kalesini &ıkış - tirdilar, 20 lucl dakikada Fikretin şütünü kaleci iyi blake edemedi. Niyazi yakaladı. Kaleye gizerken Orhan yetişti. Gol, Aradan bir iki dakika geçliklen — sonra " |Fikretin eşape pasile Bülendin sola kaçarak - İattıı şüt, Fenere ikinel gölünü temin etti. Aradaki farkı kapatmak isteyen Vefalı - Lig maçlarında kluplerın vaziveti B. A, P. 33 34 27 23 18 13 mmuuun—-—-o—; v ped bi ÇO Ğ el Ğ het Çiği h4 G. Saray Güneşe 6 - O yenildi Fenerbahçe Vefayı 3 -0, Beşiktaş Topkapıyı 9-1,İ. Spor Süleymaniyeyi 3 - 0, Eyub de Beykozu 2-1 yendı Güneş kalesi önünde heyecanlı bir vazıyet “Ankara Güneş,, klübü açılıyor Faaliyetini tatil eden Güvençsyor klübü bu teşekküle i'tihak edecek Anzam “Hususi) — Uzun senelerdenberi çetrüvençapor isinl İe Ankara iginde yer al- ! mış olan spor klübü bugün kapanmış bulu. nuyor. Çünkü maddi sıkıntılar içinde kıvra- nan ve birkaç oyuncusundan başka hiç bir nizami oyuncusu bulunmiyan bu klüb Anka- ra spor klübleri adedini azaltmak gayecini güden mıntaka başkanlığı tarafından, "İspor Kurumunun emrile kapatılmış: Bu klüb bundan böyle Bolu saylavı Cevad Abbasın burada açmak üzere olduğu <Anka- ra Güneş apor klübü ismi altında -tabll tak Viyeli bir şekilde ve birkaç zaman sonr ailyetine devam edeceklir. Bu vaziyet üzerl- ne Güvençepor klübü Jigden çekilmiştir. Diğer taraftan Altınordu spor klübü. Susi bir teşekkül olan Ankaraspor klübi birleşmiştir. Buna da sebeb Altınordu klübü- nün maddi cihetten sıkıntıda bulunmasıdır. Bu birleşme mıntaka başkanının — öelâletile olmuştur. Renk Altınordunun eski rengi o - Jlan kırmızı siyahtır. Altınordu bundan böyle maçlara «Ankara spors ismi ile iştirak ede- cektir. Maddi vaziyeti bozuk olan bir iki klü- bün daha'bu şekilde bir birleşme yapacakları söylenmektedir. Gol kralı Kim olacak ? Bu sene llg ve milli küme maçlarında en ı - BSelim Texcan katlanarak oyundan çıktı. Süleymaniyeliler fazla gol alacak oyı M Mazeali beraberlik gölünü atmak için — uğraşıyorlar. İreceğimizi gö Evvelki hafta Melihde bulunan göl reko - ru, dün tekrar Beşiktaşlı Şerefe geçmiştir. çik topu sürdü. Kapalı olan sağ köşeye bir Yeni gol lüstesini aşağıya neşrediyorur: Şeref (Beşiktaş) Murad (Güneş) 9, 12, Metih (Gümneş) 11, Bülend -(Fenerbahçe) &, İkinci devreye Süleymaniye canlı, .m'“'nııeı (Penert YN (Galstada - ray) 6, Süleyman — (Galatasaray) 6, Şükrü (Vefa) 6, Niyazi (Fenerbahçe) 5, Naci (Fe - merbahçe) 5, Haşim (Galatasaray) 5. arereeamaaetelRüRReaüneeeeaeyELüĞRüERANEEN lâr Fenerbahçe kalesine sağlı sollu iniyor - lardı. Kazandıkları körnerden bir netlce ele de edemediler. Devre sonlarına yaklaşırken 18 çizgisi içinde Ayten'in eline çarpan top Vefahlara bir penaltı kazandırdı. Pakat Muh teşem dişarı atarak firsati kaçırdı. İkinel devre başladı. Oyun açık bir şekil- de devam ediyordu. Her iki tarafın hafları ve forları, gol yapmak için ileri atılmışlardı, Fenerliler daha şanslı çıkarak Orhan vasıla- sile bir gol daha yaplılar, Ve oyun 3 - O Fenerbahçenin galibiyetile bitti. Fenerbahçe: Hüsameddin, Sedad, Lebib - Emd, Ayten, Reşad - Naci, Niyasi, Bülend, Fikret, Orhan, Vvefa: Muvahhid, Süleyman, Saim - Ab - duş, Lütfi, Mustafa - Muhteşem, — Hüseyin, Lâtif, Şükrü, Saim. Hakem: Nihâd (Galatasaray) Eyüb:2 - Beykoz: 1 Şeref stadında ilkönce Eyüble Beykoz kat gılaştılar, Beykozlular birbir arkasına iyi dee recelor aldıklarından bu maçı muhakkak xa. zanacaklarını ümid ediyorlardı. Eyüblüler de bundan istifade ederer düzgün bir oyun çi« kardılar, Birinci derrede Bald ve Neş'et birer göl atarak 1 - 1 bitti. İkinci devrede Eyüblüler dahâ düzgün oy- muyorlardı. Ve Şükrü ikinci golü de attığın « dâan maç Beykozun mağlübiyetile bilti. (Devamı 9 uncu sayfada)