19 Birincikânun b L SON POSTA İstanbulda gömülü milyarlar etrafındaki gizli harb | Bızans hızmelennın ışaretım taşıyan taşı iple sardıktan sonra birdenbire çektik. O anda müthiş ve gürültülü bir inhidam oldu Magda kendinden geçmiş bir halde ba- Baırdi: — Bak, bak.. lerek kapatılmış! Gördün mü? duvarı, çabuk ol.. Kazma pek sağlam yapılmış bir itfaiye kazması olduğu halde, küçük olduğu için bu sağlam duvarı yıkmakta bütün sür'a- men pok çok güçlük çektik.. Ayni zamanda tuğla şeklinde taşları bi- rer birer çıkarmak lâzım geliyordu. Fa - kat kanter için duvarı ortasından tâ dibine kadar 1 kaldırdığımız z Duvar ne itina ile örü - Yık şu * hakkı vardı. Gizli bir örme bu kadar itına ile konul - şey, bir fotoğrafını gös- ve üzerinde ( C) işareti bulu - nan taşın ayni, yani müselles şeklinde, fakat üzerinde | ce yazılar hükkedil - miş bir taştı. Taşın üzerinde, sol tarafına doğru Bizans imparatorlarının kullan » dıkları armanın kartalı kökkolunmuş - tu. Bu taşın, ilk bakışta, 40 santimetre ir- tifaında küçük bir kitabe olduğu hemen anlaşılıyordu. 'Taşın sonradan Mapda tarafından alın- miş bir fotoğrafisi İstanbula gelen be - yaz Ruslardan biri marifetile Fransaya götürülmüştür. Ben, yarım szattenberi kanter içinde kalarak, gayet büyük bir dikkatle, taş - larını teker teker söküp açtığımız bu ö me duvarın altındân Bizans definelerine aid böyle yazılı bir taşın çıktığımı görün- ©e gayri ihtiyarf beynime yıldırım düş - Mmüş gib! şaşalam: Mapda ise hemen eğilmiş, elektrik fe - nerile taştaki yazıları okumiya çalışı yordu. Fakat yazılar lâtince olduğu için, tabil, hiç bir şey anlamıya imkân yok - tu. Bilmem kaç dakika ikimiz de, Bizans dofinelerine sid olarak ik defa elimize geçirdiğimz bu kitabeyi heyecandan don- muş bir halde, hayran hayran seyrettik. Kendime geldiğim zaman kitabeyi he - men almak üzere Üzerine atıldım. Fakat Mağda çılgın bir feryadia ellerime ya « pışti, beni geriye çekti: — Sakm? diye bağırdı. — Ne var? — Acale etmet. Burların tertibatir oe larak konulmuş olduğcnu bilmiyor mu- sun? — Bayır! Ne terlibatı?.. — Biz Baumanla Yedikule surlarının | altında gene böyle bir taş sökmüştük. Magda heyecandan donuk gözlerle ba- kıyordu. Yutkundu, sözünü ikmal ede - Mmiyordu. — Ya? dedim, Siz Baumanla böyle bir taş buldunuz demek? — Evet! Fakat dinlesene! Baumanın genç arkadaşı işte o zaman feci bir şe « kilde öldü. — Öldü mü? — Evet.. çok feci bir surette.. bu işe a- id gömülmüş bitabelerin pek hayret edi- lecek bir şekilde yerleştirilmiş olduğunu işte o vakit anladık. — Nasıl? — Bauman'ın arkadaşı da böyle senin gibl gördüğü taşı yerinden kaldırmak i- Çin tutup cektiği zaman surdan birden- bire, evvelce bir demir manivelâ ile tut- turulmuş güyet ağır ve keskin kenarlı taşlar dehşetli bir gürültüyle döküldü. Hem Bauman'ın arkadaşihım başı ezii ldl hem de kitabeyi tuzla buz etti. Ben çnk korkmuştum, bayıidım.. Buüuman'ın ce- sedi ne yaptığını hâlâ bilmem, fakat tuz| İ hâline gelip esrarını bir anda berhava e- den taş için haftalarca yânmiış, hiddetin- den kudurmuştu. — Çaok garib şey.. — Evet, çök garib. Fakat haftalarca dü- şöndükten sonra Bauman bu definelere aid olan her şeyin gayet ustalıklı terti- batla Bizans mühendisleri tarafından ve bir ğ göre gayet İtina İle konulmuş olduklatına hüküm verdi. Evvelâ bu zavallı mühendislerin ca- m cehenneme gönderildiğine de şübhe yok.. demek bu definelere bu kadar e- hemmiyet verilmiş, Bauman'ın keşiflerine göte bu defineler Bizons imparatorlarının ecdadından | kalmış en kıy metli hasinelerdir. “ Son Posta n Nin tekrar ihyssı için Jâzım gelen tedbirleri almıya teşvik edip durmuş. Nihayet, ev- velâ Kostantinin en çok sevdiği ve zekâ- sına tapındığı küçük kızı İrena'yı gizlice ve Bugdan yolile Lehistana kaçırmıya ra- zı olmuş. Sonra da, bütün hazinelerini piânlarla gizlemiş. Kostantin birdenbire Türklerin kalelere girdiklerini görünce de fevkalâde telâşa düşerek son İşareti alelâcele bizzat başpzpasa gömdürmüş. Bauman işte bu ışareti eline geçirmiye ça- bşıyordu. — O işaret, bulduğumuz şu kitabe mi acaba? sergüzeşt romanı - Süİz — Bauman'ın keşiflerine göre, bu defi neler Bizans imparatorlarınım bütün cc- dadındanberi kalmış en kiymetli hazine- lerdir. Yalnız Kostantin İstanbul muha- sarasında şehrin Türkletin eline dUşı—cc—-ı ğini kat'iyen tahmın etmiyordu. Çünkü İstanbul o vakte kadar Lirçok defalar muhasara edilmiş, fakat zabtolunamamış. tı. Bauman bu meseleler üzerinde pek çok | Uğraştı.. Magda şübhe ile başını salladı: Onun anlastığına göre Kostantinin| — Zannetmem! Çünkü Luradaki kita- mahremi olan başpapas gece gündüz ga- be itina ile gömülmüş ve bir duvar örü- yet muztarib Sir halde olan Kostantinin |lerek kapatılmış ki, bu, şüphesiz, çok va« yanından ayrılmamış, onu Bizans impa- kit ister, (Arkası var) | FEMiL Sağık ve szadet haz'nesidir. Âdet zamanlarında FEMİL kullanan bayanlar kat'iyyen rahim ve sinir hastalığı çekmezler. Yıkayıp kullanılan bezler ve konulan pamuk tampon- lar her zaman müdhiş kadın hastalıklarına ve hattâ kısırlığa yol açarlar. Çünkü, bu iptidai usuller kanın kokması demek olan Mikropların üremesi - nin en birinci âmilidir. Ayda ufak bir fedakârlıkla alacağınız bir kutu (FE- MİL) sizi bir çok üzücü ve iğrenç zahmeilerden ve tedavisi müşkil hasta - lıklardan koruyacağı gibi ebedi neş'e ve saadetinizi temin edecektir. Gayet sihhi ve pratik ve her yerde kullanılan (FEMİL), vezninin 16 misli kan ve ifrazatı çeken ve harice sızdırmayıp şayanı hayret bir şekilde muhafaza eden hususi iki cins pamuktan yapılmıştır. (FEMİL) Bayanların ebedi ve samimi bir dostudur. Her eczane, tuhalfiye ve parfümöri mağazalarında ve kadın berberlerinde 6, 8, 12 lik ambalâjları daima hizmetinize âmâdedir. Umum deposu İsmet eczane ve Lâboratuvarı Galata, İstanbul. Telefon: 49247 Adresini bildiren sayın müşterilerimize | pek kıymetli bir hediye takdim edeceğiz. NEOKALMINA Grip, Baş ve Diş Ağrıları, Nevralji, Artritizm, Romatizma | Belediye Sular Idaresinden? Haydarpaşada D. Demiryolları tarafından açılan geçidin altından geçen su bo- rularının yerlerini değiştirmek gerektiğinden 19/12/937 Pazar günü akşamı saat 18 den itibaren sekiz saat Kuracaahmedden Bostancıya kadar olan yerlere El» | yüksek mekteb talebeleri, profesörler | malı suyu verilemiyeceği sayın halka bildirilir. — <&447. | bekçisi Süleyman Otobüs Savfa 9 dedikoduları işinde son vaziyet (Baştarafı 1 inci sayfada) Şahidlerin isimleri... Diş doktoru Avni Bayer ile telefon- da konuştuğumuzdan biraz sonra dok- torun evinde bir toplantı olduğunu i - şittik. Birkaç dostu kendisini ziyarete gelmişlerdi. Doktorun iddiasını isbat i- çin dört tane şahide Mmalik olduğunu söylediği hatırımıza geldi. Gazeteci küçük bir haber alabilmek için saatlerce beklemekten çekinmez; gelen misafirlerin isimlerini — öğrenip yazmak, sonra bu bayların söylenen şa- | hidler arasında bulunup bulunmadıkla- TI üzerinde araştırmalar yapmak müm- ları bu i ya saklamak arzü - sundadır. Tecessüsü fazla türmekten çekindik * Bu sabah Avni Bayeri tekrar ara dık. Gerçekten müzakere ve iştişare ha lindeydi ve: — Yarın saat dokuzbuçukta beni a - avukatlarımla birlikte müddeilumumi- likde göreceksiniz, diyordu. Avni Bayer müddiumumilik tara - fından ihzaren celbedildiği için yarm! sözünü tutmamasına ihtimal verile - ratorluğunun yıkılması ihtimaline karşı İmez. Sabur Saminin davası.. Avni Bayerin vaziyeti -bu safhada kalsın, davalar silsilesine dün bir ye - nisi daha inzimam etti. Bu yeni dava Sabur Saminin davasıdır ve Emin Yal- man aleyhine açılmıştır. Maddel mah- susa tayini ile hakaret suçundan bahse- den (480) inci maddeye dayanmakta - dır. Müddeiumumilik bu davaya ald i: tidayı tedkik etmektedir. İcabını pazar- tesi yapacaktır. Şu halde şimdilik açı - lan davalar, sırasile şunlardır: ! — Ahmed Emin Yalman tarafın ”h ne açılan haka -| dan Avni Bayer aley! ret, iftira.. 2 — Bay Recat Nüzhet Baban tara - fından Ahmed Emin Yalman aleyhine açılan iftira.. -| tişl ileriye gö -| 3 —BaySaburSamıtın(mdanAH med Emin Yalman aleyhine maddei mahsusa tayini ile açılan hakaret.. 4 — Müddelumumilik — tarafından Ahmed Emin Yalman aleyhine açılan hukuku umumiye davaları... İlâve edelim ki mülkiye müfettişleri tarafından yapılmakta olan tahkikat bittikten sonra bu dava silsilesinin bi « İraz daha uzaması da mümkündür. | Mülkiye müfettişlerinin çalışmaları.. Dün Cumart i. Devlet dairele » rinin saat birde işe nihayet verdikleri |güne müsadifdi. Buna rağmen saba leyin erkenden iş başına gelen mü küçük bir yemek fasılasını akib akşam geç te kadar ça Bu mesâiden öğrenebildiğimiz kısmı » an bir bilânçosunu ek için şimdiye ka ların listesi ça 2 — Müsaade isteyenlerden kim v re talebi red, kimlerinki 1s'af edildiği tes- bit edildi 3 — Müsaade alanlardan kaçının bu müsaadeyi başkalarına devretmiş ol « duklarına bakıldı. 4 — Esbabı mucibeleri sıralandı. 5 — Belediyenin varidat ve muha e sebe müdürlüklerinden malümat alın « a.. 6 — Otobüsecülerden bazıları din « lendi. Göze çarpan bir nokta Bu arada göze çarpan bir noktayt aydedelim: Bir refikimizde otobüs imtiyazı istee yip de alamamış olanların şikâyetleri İçıkmıştı. Fakat buna rağmen bu şikâ « yetçilerden hiç bir müfettişlere müra e caat etmemişlerdir. İstanbula bir teftiş hey'eti geldi. Ga- zetelerde el'an bu meseleye aid vazılar sütunlarla ölçülüyor. Hâdiseyi duyma « yan kalmadı. Buna rağmen şikâyetçi ol |dukları söylenenlerden artada eser yok, Burada küçük bir tevakkufla: — Niçin? diyoruz. Dün gece Sarıyerde Beş ev Tamamen yandı (Baştarafı 1 inci şayfada) O sirada karşıki yalılardan — birinin le Sarıyer jandarma ndan İbrahim tara - karakolu onbaş; fından yangın gi tinye itfaiyesine haber verilmiştire İtfaiye harik mahalline geldiği za - man -ateş iyice tevessü etmiş bulunu - 'yordu. Böylece sıra ile Doktor Rükned- din Şakirin evinden başka Takuhinin, Körpeyanın, Balıkçılar Cemiyeti kâtibi Fahrinin ve azminin evleri tamamen yanmıştır. ınin İstinye kara v lerinin çalışmasi lemiveceği anlaşılınca Beyoğlu itfaiye grubuna telefon edilmiş ve ateşin zü - hurundan bir saat 45 dakika sonra Bey oğlu itfaiyesi de gelmişi Yangın mahallinde kaymakam AÂz - miden, jandâarma kumandanı Talibden, kaza,serkomiseri Fehmiden başka ıtfa- iye müdürü İhsan da bulunmuşlar - dır. Maalesef hâdise bu kadarla da kal- mamış ve itfajyecilerimizden iki kişi de yaralanmıştır. Bunlar, İstinye kara itfaiyesi âmiri Ali ile Beyoğlu itfaiyesi âmir munvinle- rinden Behlüldür. Ali başından ağır su rette ve Behlül de parmaklarından ya- ralanmışlardır. Her ikis! de hastaneye | kaldırılmıştır. Yangının neden zühur ettiği henüz | anlaşılamamıştır. Doktor Rükneddin i-| le hâdiseden alâkalı zannolunan diğer | bazı eşhasın ifadeleri alınmıştır. Ankarada Hukuk Fakültesinde toplantı Ankara, 18 (Hususi) — Artırma ve yerli mallar haftasının bitmesi münase- betile bugün FHukuk Fakültesinde bir toplantı yapıldı. Toplantıda dekan Baha Kantar, profesör Yusuf Kemal, General Kâzım Özalp ve talebeden Abdülkadir, Sabahaddin Hayri söz söylediler, Bütün hazır- bulundular. lmüş ve zabıta ile İs| Hatayda fesadcıların Faaliyeti gittikçe Artıyor (Baştarafı 1 inci sayfada) 'Tahrikâtcılar şimdi de Türklere kar g: «Şapkalarınızı yırtın ve fes giyim, ize para vevreceğiz» teranesini tuttur- muşlardır. Tahrikât karşısında halk ge |celeri sokağa çıkmamakta ve sabahla « ra kadar uyanık durarak nöbet bekle » mektedir. Yüksek mahkeme kimlerden müteşekkil olacak? Antakya 18 (Hususi) — Garo Sancakta intikal devresi için teşkil edilecek yük- sek mahkemede reisin, müddelumuminim ve azanın Fransız olacağını ikinci azalığa da İskenderun müddeiumumisi Hikme- tin tayin edileceğini söylemiştir. Antakya, 18 (Hususi) — Süveydiye na- hiye müdürü başta ulmak üzere Hatay nahiye müdürleri aldıkları direktif mü- ibince halka Fransızların Sancaktan a8- la ayrılmıyacağını telkin etmektedirler. tahrik Garo intihabatla unsurları birbirlerile anlaşmaktan men için tedbirler almaktar dır. Sekiz birincikânunda muhtelif Er. meni zümreleri mümessillerini kabul e- derek demiştir ki: — Her şeyden evvel Ermeniler bir küt. le haline girmelidirler, Fransa Ermenie lerin hâmisidir, Hâmisi kalacaktır. Ben le beraberim, | Ölçü üzerine Fenni Kasık bağları Mide,barsak, böbrek | Aüşkünlüğüne Fenni Korsalar letiyealers - ölçü tarilesi gönderilir. Eminönü İzmir sokeğı ZAHARYA Orsopulos Taklitçilerden sakınınız.