24 Kasım 1937 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 2

24 Kasım 1937 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Hergün - Otomobil gümrüklerinin Ucuzlatılması tasavvurları Meydana çıkarken Yazan: Muhittin Birgen A nkaradan gelen haberlerden anlaşıldığına göre hükümet otomobil * gümrüklerinin — ucuzlatılması için bazı tedkiklere ve hattâ bazı konuş- malara girişmiştir. Bir filtir adamı için en büyük zevk, müdafasa ettiği fiktrlerin hayata geçtiğini görmek olduğuna göre, bu sütunlarda bir senedenberi propagan- dasını vaptığım bazı fikirlerin yavaş y vaş hayata geçmekte olmasından dolayı ne kadar zevk duyabileceğimi tahmin et- abildir. Benzin ve petrol ucuzlu- sonra, şimdi bir de otomobil güm- ucuzliyacak olursa kendimi bah- tiyar sayâcağım: Birçok defa söylediğim gibi, bugün nek demek oldu; fakat, I, sulh ta motörün tekerle- ğine takılmıştır: İktısadi hayat, bütün dünyada motörün hâkimiyeti altına gir- miştir; çünkü o, sür'at, kolaylık ve ucu luk gibi, bagünkü dünya medeniyetinin direklerini teşkil eden üç şartı bir elde topluyor. Cebimizdeki saat ne kadar ba- sit bir makine ise ve bize bu âlet ne ka- dar lâzımsa bugünkü hayatta da motör, bilhassa hareket için kullanılan cinsi o kadar basit ve o kadar elzem bir maki- nedir. Memlekette ucuzluğu, bolluğu, hareketi, ticari ciroyu bilhassa bu nevi motör artırır. Bunun Türkiyeye ucuz ve bol girmesi lâzımdır, Motör girdikçe şoför adedi artacaktır. Memlekette motörden iyan — ustalar çoğalacak, yer yer tamirhaneler ve atöl- yeler kurulacaktır. Bunlar bize sulh için de lâzım, harb için de elzemdir. Ayni şey, motör, otamobil, Türkiyede hayat stan- dardının yükselmesi bakımından fevka» lâde mühim bir rol oynıyacaktır. Güm- rük varidatı eksilebilir; fakat, öteki va- ridat ortacaktır: Belediye varidatı, her nevi kazanç vergileri ve iş hacminin art- masından ileri gelecek olan her nevi dev- let varıdatı ve benzin sarfiyatı. * Ötedenberi köhne bir fikir var: Tür- de benzin bulunmadığı için — milif a zamanında hi a ihtiyac mız olacaktır. Biz ara! ve eşeği m dafan etmeliyiz ki birinde bunla: dan istifade edel biz hayvanı ve eşeği ancak zi e edeceğiz ve onları tarla ve çifi üreteceğiz. Çünk! aatin şartları başkadır ve ora- da benzin meselesini düşünebiliriz. Fa- kat, harekt için mutlaka olomobile ve kamyona geçeci Tür ede bugün benzin bulunmadığı doğrudur. Ancak, kömür ve benzin istihsali mümkün olduk korkumuz azdır. Bunun yegüne mahzı tü pahalı istihsal edilmesindedir. Fakat ne kadar pahalı olsa, gene bugünkü da- hili fisttan fazla olamaz ve bu da harb zamanı için mescle değildir. Sade bu hal değil, başka sebebler do bi- zi eskisi gibi bu bahiste korkmamaya sevkeder. Türkiyenin İran ve Irak gibi iki kıymetli ve aziz dostu vardır. Bu memleketlerle bizim münasebetleri tarzda kurulmuştur ki bizim önlarla harb halinde bulunmamıza imkân yoktur. Irak petrolları hududumuzun — yanı başında- dır ve bu iki memleket arasındaki demir- yollarının birleşmesi kısa bir zaman me- selesidir. Bundan başka hemen gene hu- düdumuzun yambaşında Suriye de pet- rol buluyor. Suriye ile de aramızda niha- y_sl hakiki ve samimi bir dostluğun tees- süs deceğinde şüphemiz yoktur. Şu hal- de, harb zamanında benzinsiz kalacağız diye korkmaya mahal yoktur. Biz bula- maz ve yapamazsak bile hududlarımızın yanıbaşında benzini olan İrak, on- dan biraz uzakta olmasına rağ - men yollarımızın yakında birleşeceği İ- ran gibi aziz dostlar varken endişeye düşmemize sebeb olamaz. Bütün bu sebeblerden dolayı Türkiye otomobil sanayii tesis etmemliş olan büs tün memleketler gibi gümrüklerini indi- rip Türkiyeye çok otomobil girmesini te- min etmeğe mecburdur. * Bugün bütün Türkiyede mevcud olan etomobil ve kamyon Avrupanın arta çap- ta küçük bir şehrinde bulunan otomobil ve kamyondan azdır. (300,000) nüfuslu bir şehir olan Triyestede ön binden fazla yalnız otomobil vardır. Türkiyenin geniş aa Oİharb zanmpınında kuvvetlerini Programsız hareket eden ınsan, tanımadığı bir yol ü- zerinde gecenin karanlığına rağmen yolcuya benzer, önüne çıkan ilk çukura düşeceği muhak- kıktır, mutlak bir program içinde ha: ise makineden farkı yoktur; hayatı zevksiz ve heyecansız geçer. mutlak sür'atle yürüyen reket eden adamın dinizi bir esir gibi nuz. önüne düşen bir serbesti, ne de esaret.. 96 Hayatı bilerek, zevkini tadarak yaşamak isteyen adam vaktini,sâyini ve yaşayış şeklini tanzim ederken ifrattan olduğu gibi tefritten de kaçınmasını bilmelidir. Ne ken- fazla bağlayınız, ne de her Trüzgârın saman çöpü kadar hafif olu- — ü - S Hesse hanedanının Sağ kalan tek ferdi Geçenlerde Londrada bulunan balarının düğününe gelirken bir yare kazasına kurban giden Hes: lan ailesinin sarayda bırakıldığı i - çin bir tesadüf neticesi muhakkak ö - lümden kurtulan tek ferdi 14 ay - hk — Marina — Hesse, düğünün bir — felâketle — kutlulanan — Âl - man sefareti fahri ataşesi Prens Lud - vig tarafından — evlâtlık edini Resmimiz, bu zavallı yetim çocuğu gös net riyor. Y;d'ı-c—'ınnı ve uzun yollarını getirdiğimiz zaman, otomobil — bal n dan ne kadar feci bir vaziyette bulundu- ğumuzu anlarız. Sade otomobil bakımın- dan değil, iyi şoför ve tamir atölyesi be- kımından da ayni haldeyiz. Bu şartlar içinde 'Türkiye 'ne gülh iktısadiyatımı sür'atle inkişaf ettirerek sür'atle yürü- mekte olan Avrupaya yetişebilir, ne de derhal muhtaç olduğu noktalarda toplayıp on- ların muhtaç oldukları malzemeyi taşı- maya muvaffak olur. İyi bir şoför, maki- nesini yolda bırakmıyacak, onu iyi hal- de tutacak ve eskitmiyecek bir şoför an- cak beş senede yetişebilir. İptidat şeklin- de şoförlük kolay, fakat, iyi şoför olmak ancak zaman, pratik ve tecrübe mese- lesidir. Bunun içindir ki otomobil gümrükleri- nin indirilmesi fikrinin nihayet resmi tedkik masası üzerine konulmuş olduğu- nu görmekle memnun oluyoruz. Muhittin Birgen İSTER İNAN, Ne vakittenberi İstanbulda işleme! geleceği yazılmakta olan büyük otobüsler dün nihayet şehre çıktılar ve görülüp muayene edilmek üzere bele- diyenin yan sokağında mevki aldılar. Hakikaten yeni boyanmış, temiz, güzel görünüyorlar- dı ve şoför yerinin üst tarafını kaplıyan İzmire mahsus levhaları ile göze çarpıyorlardı. Önlerinde durup bakan- lar oldu. Herkes beğeniyordu. Fakat bizim kulağımıza iki İSTER B x. | KERGON BİR FIKRA | Bir mektub ve karşılığı Mektub: «Gönderdiğin tavukları aldım, te- şekkür ederim; fakat sen kafesin ka- pağını iyi kapamamışsın, evin önün- de arabadan indirdikleri zaman ka- pak kendiliğinde açıldı, tavuklar kaç- #lar. Araya araya ancak on tanesini bulabildim.> Karşılığı: «Teşekküre değer bir şey değil. Kapağın iyi kapanmamış olması me- selesine gelince; buna bilhassa mem- nun olmalısın. Çünkü ben kafesin içine ancak altı tane tavuk koyup gön- dermiştim.» * En iyi satıcılar kaç Yaşında olanlardır Nevyorkun büyük mağazaları bir mü- tehassısa şu mühim meselenin hallini ha- --W *|vale etmişlerdir. İyi satışı kadınlar ve erkekler bangi yaşta bulunanlardır. Kanaati umumlye genç ve güzel bir kadının keza kibar ve Büzel tavırlı bir erkeğin daha fazla sa - tiş yapacağı dairesinde bulunuyordu. Ha'buki mütehassısın tedkikatı bunun aksini isbat etmiştir. Tedkikatın çıkar - *|dığı hakik? netice şöyle olmuştur: | «Eğer, diyor. Her yirmi yaşındaki ga. tcı yüz dolar kıymetinde mal satıyorsa, 30 yaşındaki 108 dolar, 40 yaşındaki 115 « | dolar, ve 50 yaşındaki satıcı 1s6 122 dolar İkiymette mal satmaktadır. Binaenaleyh en İyi satıcı elli yaşında olandır» demek. tedir. Harsızlik yapmıya mecbur kalan Rus prensesi Hâdise Varşovada cereyan etmiştir: Zayıf ve ağarmış saçlı bir kadın bir bakkal dükkânına girmiş. Etrafına ba- kınarak, kimsenin farketmediği bir sı- rada bir paket tereyağını cebine indi - rirken yakalanmıştır. Polisde ifade ve- ren kadının eski Rus prenseslerinden, Maria Tugutov olduğu — anlaşılmıştır. Prensesin kocası, Prens Tugutov Çar - lik Rusyasının, Sibiryadaki zengin al - tın ve gümüş madenlerinin sahibi olan €en zengin aristokratlardan biriydi. Ka- dın, açlık yüzünden böyle bir harekete teşebbüs ettiğini söylerken bayılmış - tır, k üzere İzmirden yordu. Öteki de şu RASINDA Altın ile tartılan Hint mihracesi Hindistanın Bikaner mihracesi dün- yanın en zengin adamlarından biri ol - makla maruftur. Geçenlerde doğumu- nun, ellinci yıldönümünü kutlulamış - tır. Bu münasebetle Mihrace memle - ketinin çok eski bir an'anesine göre terazinin bir gözüne oturtulmuş, öbür gözüne de hazinesinden ağırlığına gö- re altın konulmuştur. Sonra da bu al- lar mihracenin fakir tebaasına tev - zi edilmiştir. Mihracenin ağırlığı 22,500 İngiliz lirası tutmuştur. Yukarıdaki ve- tartıldığını sim mihracenin altın ile göstermektedir. Hollywoodda 158 maymun kafesten kaçtı Hollywood'da bir film çevirmek i - çin hazırlanmış olan 158 maymun bir- den muhafaza edildikleri mahalden kaç mağa muvaffak olmuştardı. Kaçan may munlardan bir kısmı yıldızların köşk - lerine gidip işgal altına almışlardır. On beş yirmi maymundan ibaret bir grup da Greta Garbo'nun bahçesindeki a - gaçları işgal etmişlerdi. Maymunların sahibi bir maymün yakalayıp getirene bir dolar ikramiye vereceğini ilân et - imesi üzerine herkes insanlara benzi - yen bu hayvanları yakalamağa koyul - muştür. Nihâyet 158 maymundan 86 &1 esir edilmiş, fakat diğerleri ele geçe - Mmemiştir. Bu arada maymunların bazıları tara- İfindan komik olduğu kadar korkulu bir çok hâdiseler çıkarılmıştır. Bazıla - rı bir modistra dükkânına girip için - de bulunanların paniğe tutulmasından Âstifade ederek buldukları elbiseleri giy meğe başlamışlar, bazıları bir lokanta- ya hücum edip bütün tencereleri yu - varlamışlardır. Diğer bazıları da duy- dukları açlığı teskin — için manav ve sebzeci dükkânlarını yağma etmişler - dir. İSTER İNANMA! kişi arasında geçen bir muhavere çarptı, birisi: — Gerçekten güzel, bizimkilere nazaran konforlu, di- cevabı veriyordu: — Evet öyle. Fakat buna rağmen İzmir şehri bu otobüs- miş..> İNAN, İSTER leri beğenmediği için İstanbula yollamış. Kendisi için be- lediye reisinin Avrupada yaptığı tedkik seyahatinde gö- rüp beğendiği salon halinde son sistemlerini - getiri- İNANMA! Sözün Kısası Bugün birinci — Sayfamızdadır | Müstemleke işi yeni | Bir safhaya girdi (Büştarafı 1 inci sayfada) bazı tavizlerde bulunmağa karar vermişı lerdir. Cezayir, Tunus ve Fasta geniş tedkie Xâtta bulünan ve Parise avdet eden Fz sız devlet hazırı Albert Saro şimali Afe rikanın idari ve iktısadi teşkilâtma yeni veçhe verilmesi lüzumunu bugün reisi asetinde toplanan kabinede hükümeti, müstemlekelerindekf i maddelerden Almanyanın isti « fade etmesini temin edecek imkânları ha« zırlamağa âmadedir. Bu hususta bir an e laşma yapıldığı takdirde Almanya Frane sız Afrikasından kauçuk, kahve, kakaa ve saire ithal edebilecek ve mukabilinde demir, makine ve bu kabil sanayie ald malzeme ihraç edecektir. İngiltere müstemlekelerine gelince, ö « nümüzdeki sene İni Afrikasına ted e kikatta bulunmak üzere bir komisyon gönderilecektir. Bu ko: (l İngiliz Afrikasındaki müstemlekelerit kendi aralarında teşriki mesaisi ve ha e riçle iktısadi münasebetlerinin tanzimi « dir. lekelerin müe /dafaa işleri de ayni kamisyon tarafındarm ayrıca tedkik edilecektir. Akmanlar yanaşmıyor Londra 24 (Hususi) — Berlinden bil dirildiğine göre Fransız müstemlekel rinden Almanların iptidaf madde tedariki memektedir Al « man hükümetinin böyle bir anlaşmıya yae naşmıyacağı ihsas edilmektedir. Fransız müstemlekelerinin müdafaasi Paris 23 (Hususi) günle ız müstemlekât nezaretinde b et göze çarpmaktadır. Ne: bir harb vukuu esnasında her müste kenin kendisini müdafaa edebilmesi — Sön bir takım projeleri tedkik et- Bu iş için ayrıca bir yüksel€ 2 edilecektir. | k Hindistan ve Şimali Afrikaya ihracat arttı (Baştarafı 1 inci sayfada) me vardır. Türkiye - İngiltere kleringi, iç samızda ötedenberi İngiltere mon« şeli mallara karşı mevcud olan alfıka yü- zünden müuntazam bi: | başlamıştır. İngiliz ithal kiyeye yapılan ihraca' rejimi —kararnamesi başka bir faydası da, aramizda - ticare anlaşması bulunmıyan Hindistan, Malta, Tunus, şimali Afrika gibi memleket son aylarda ihracatın —artmasıdır. memleketlere yapılan ihracat serbest dö« vizle ödendiği için hususi bir ehemmi « yetle takib edilmektedir. TAKViM Yuvarlanan taş yosun tutmaz.

Bu sayıdan diğer sayfalar: