Karısını, boynunu keserek, öldüren adam mahkemede * Karım, dekolte vaziyette âşıkı ile oturuyordu. Aşıkı beni yaralıyarak kaçtı. Elimde jilet vardı. Karımı korkutmak iç'n elimi salladım. Gırtlağına rasilamış,, Haydarda metresi Binnazı Mehmed oğlu Hacı İbrahim, Adapaza- rında yakalanarak, İstanbul müddeiu - müumiliğine teslim edilmişti. Suçlunün muhakemesine Ağırceza mahkersesinde dün başlanılmıştır, Suçlu Hacı İbrahim mahkemede — şunları söylemiştir: — Yapılan tahkikat noksandir. Bir kere vurulan kadının ismi Binnaz de - gildir, Mustafa kızı Fatmadır. - Sonra metresim olduğu söyleniyor. Halbuki 18 senelik nikâhlı karımdır. Bir de ço- ecuğumuz vardır. Onu Yunan işgali rasında Adapazarından alıp getirmi. tim, Bilâhare medeni nikâh muamele- miz de, Beyazıd evlenme memurlu ğunda yapıldı. Reis: — Fakat, niküh memurluğundan s0- Tuşturulmuş, sizin evlenmiş olduğunu- za dair hiç bir kayda tesadüf edilme - miş. Buna ne dersin? — Vakıâ bilâhare Adapazarına git - tiğimizden dolayı evlenme — cüzdanını alamamıştık. Fakat resmi — Bir tehdit tevkif edilerek, dilmiştim. Tahliye ed rakıldığım zaman, do tim, Karım F" tuk. Sonra de karımı evde bi Fatmanın ben yo meselesinden — dolayı renize sevke - ek serbest bı- lamadım. Bilâhare, Unkapanındaki dükkânımda kiracı olan manav Musta-|t “fa ile münasebet peyda ettiğini öğren- dim. Karımı aradığım halde yordun bulamı - öldüren | muamele -| y miz yapılmıştır. Tekrar sorulmasını is- “terim. E Suçlu bundan sonra da demiştir ki:| Aradan bir 'p_ııı l—sıma'ır mMmüddet geç Bir Haydarda oturduğunu öğrenerek, Haydar - Kapı açıktı, girdim i - de ne göreyim; Karım dekolte halde Mustafa ile oturmu or. Mustafa beni görünce um etti, bıçakla kııhıvn'h“ı yi er atmağa başlad mak için elimde bulunan j muştum, boynuna isabet eder: landı. Sonra Adapazarına g rada kendim teslim oldum. | Suçlunun sorgusundan sonra şahid larak dinlenilen polis Remzi de mah- kemede: - Hâdiseyi bize bir çı . Vak'anın cere eltiği eve git m zaman her taraf. kan içindeydi. araftaki odada bir kadın cesed ilerin celbi için ne birakı |6 yaşında bir kız hırsız ıktan tevkif edildi Dün 16 yaşında Saadet k suçundan mü katen — oturmak| bir kadın pal - çalarak , kaçmış! Suçlu genç kız dün Fatih kemesinde sorguya çekilerek, Hransa askeri hedefler için 16 milyar sarfediyor (Baştarafı 1 inci sayfada) Radikallerin nasyonalist partilere ucıî-A ru ilerlemessi temennisinde bulunm tur, Sol cenah, bu nutuk aleyhinde te - zahürler yapmış, sağ cenah ise alkı: miştir. Komünist Duclas albay de Laroegue ile Tardieunun yüksek divana sevkini de taleb eylemiştir. Bilâhare maliye nazırı Boannet söz almış ve sarih iyilik gösteren mali va- ziyeti anlatmış ve demiştir ki: Gelecek sene, askeri hedefler için on altı milyar sarfedeceğiz. Sekiz sene - denberi senede yirmi milyar istikraz yapıyoruz. Bu suretle devam takdirin- de, buna ne maliyenin ne de paranın Atatürk Adanayı Şereflendirdiler (Baştarafı 1 inci sayfada) dayanması imkânı yoktur. 1938 - se sinde 15 ilâ 20 milyara ihtiy vardır, Bittabi milli tasarrufa müracaat edeceğiz, Fakat milli tasarrufun — bize İcmniyetini muhafaza etmesi i dat ile masarifi tevzin eylemi kec İçare kalacak: Enflasyon. Halbuki bunu kat'yen istemiyoruz, Diğer tarafdan da ancak mali siyaset vardır: Biri müvazene te- min etmek, diğeri de enflasyon yap - mak Sağ cenah, merkez ve daha bir çok ırda Bonnet'nin izahatı lanmış ve celseye saat !7 de niha- yet v Kudüste askeri Mahkemeter faaliyette Londra 18 (Hususi) — Kudüsten kaçan sıra Atatürk, Fevzipaşada bir müddet| müftünün naşiri efkârı olan gazetelc - tevakkuf ederek karşılayıcılara iltifat- ta bulunmuşlardır. Adanada sevinç Adana: 18 (ALA.) — Atatürkün Ada - mayı şereflendireceklerini haber alan A- danalılar bahtan İtibaren İstasyon yoluna ve büyük bir sabır- sızlıkla Şefin geleceği yolu gözlemişler- dir. Adana büy caktır. tezahürlere sahne ola - Litvinof vazifesinden Ayrıldı mı? (Baştarafı 1 inci sayfada) Berlin ne diyor? Berlin 18 (Hususi) — Moskovadan alı- nan haberlere göre hariciye komiseri Lit- vinof istifa etmiş ve halen merkezde bü- rin idarehanelerinde araştırma yapılmış- tır. Bu araştırmadan maksad, cihadı mu- kaddes !Jânına aid beyannamelerinin ne- rede basılmış olduğunu anlamaktır. Kudüs ve Hayfada kurulan askeri mahkemeler bugünden itibaren faaliye - te başlamışlardır. |İzmir otobüsleri polislerden yarım ücret alıyor (Baştarafı 1 inci sayfada) den otobüsleri tarifesinde polislerden ya- rım ücret alınmasına karar vermesidir. Otobüslere binen poliş memurları bilet aktan çekinince biletçiler otobüsleri durdurarak polisleri indirmeği lar, münakaşa etmişlerdir. Nihayet öğ - leye doğru polislerin bilet üeretini öde - k ihbar et - alkışlarla | Ü ae Bunları biliyor mıydınız? devreler vardır | ERKEK KıIZ Eüxem Sıkıntılı ve karışık zamanlarda ve me- Hselâ kıtlık ve harb devrelerinde erkek Ço- cukların doğum nisbetleri kız çocuk do- umlarınkinden iki misli fazladır. Geçmiş bütün tecrübeler bunu göstermiştir. ”” |lk ve hakiki Mavi gül Tam mavi labilecek | k güli îrz..ız bah- çıvanı elde edebil- ne bir miştir, von Yuvasına ışık tesisatı yaptıran kuş a Ba - len bir uş vardır ki yu- vasını dınlat - mak i dır. yuvasını acında - için, Çamuırla sıvar ve y — | diği âteşb ni elektrik a leri gibi nın içine dizer. UVASI - vonı Karıncaların selâm'aşması Hayvanat âlimlerinin müşa! re karıncalar arasında selâi vardır. Birbirine rastlıyan iki karıncanın ğerine yaklaşarak lems boynuzla - rinı sürtüştürmeleri bunun delili sayıh - yor. Geçen sene İsveçte yelkenle hareket e- den bir tenezzüh yatı yapılmıştır. Bu yatın huüsusiyeti bütün teknesinin beton- luanan eski Paris elçisi Potemkin hariciye | meleri üzerine seferler intizama girmiş- | dan inça edilmiş olmasıdır. Bu yat, bu lnmııerhğmı tayin edilmiştir. tir. şekilde yapılmış ilk gemidir. Erkek çocukların fazla doğduğu ! manası ile| , geçen se-| i|fis kokuya” gölgel Tarihi tedkikler : İkinciteşrin 19 Çağlıyan sarayı bir enkaz yığını halinde Hükümet seyyah şehirlerinin imart için yardımda bulunmayı dü nüyor. Bu yardımdan istifade edilerek yaptlacak işler arasında Lâle devrinin hatıralarını muhalfaza için tedbir almak ta bulunmalıdır. Bugünkü harabenin eski günleri Geçen panı — günü hava çok güzeldi, Ça- mürlu bir yolda bata çıka, tahtadan — ve |köhne bir köprüye vardık. — Korkuluğa dayanmak istiyen hi risi az daha K hane devesinin bula- nık sul nda buüz ve Çamur banyosu pacaktı, köyün Solda Oracıkta meydanı var. yer yer yıkılmış bir duvar, derenin kena- hiş. Şı'—ııh '000 santim tenekeler çakılı bir vallının me ntc:cî, kum Türk tarihinin en parlak bir devri bu- tada karakterini olgunlaştırdı. Bu, lâle devridir. Derenin iki tarafını yer yer yıkıl- mak üzere olan bir rıhtım çevirmiş. Ke- narda Jâle devrinin (Servinaz) ları gibi ince endamlı ağaçlar uzayıp gidiyor. Ö- nümüzde uzun ve geniş bir yol. Sağda da narin ve çıplak gövdeleri on beş yirmi metre uzadıktan sonra dallanan — güzel bir koru gönüllere tatlı bir serinlik ve - riyor. Bu ağaçların aralarında yer yer boşluklar görünüyor ve kendi kendine ten bir çimenlik, kurumuş yaprakların altında sanki eziliyor. Bu yapraklar iki tazeliğ'le o şuh ve kiv- ülen, paçav- Ti de olmadığı için y- radan bir kefen gibidir. Korunun Vvarmış. Köşklerin arasında sun'i bir göl uzanıyor. Bu göle dereden ve toprak al- tındak! künklerden geçerek su gelir, ge- ne toprak altındaki künkler vasıtasile dereye karışırmış. ar ipekten ve yeşil bir şemsiye le yapraklanınca yerde binbir renk- Havayı dold de koşuşan ve gülü- bü bakışlıların kokuları da karışır; uzun etekli ipek veya tülden elbiselerle onlar da birer büyük ve canlı lâleyi an- dırırmış. Güzellerin bir kısmı da sum't göldeki mahun sandallarla dolaşır, şak- rak kahkahalarile bülbüllerin şarkıları- na tempo tutarlarmış, eler açılırmı: Her yerin ıssızlığa büründüğü geceler- de bile burası cennetten bir köşe gibi ks dersiz ve şen yaşarmış, Sofralar başında (mey) den, (ney) den, e) den konu- şulur; sazlar çalınırmış. Üçüncü Ahmed ağır ağır (piyale) sini boşaltırken (Nev- şehirli İbrahim) onu Jakib eder; (Ne- dim) en son gazelinin son satırlarını »- kurmuş; Sazları pormak şakırtıları, eteklerin fışırtıları, aşkını taşırmaktan kendini alamıyan gö- nüllerin (ah) ları karışırmış. Bu aralık ağaçların koyu gölgelerini kaplumbağa- ların sırtlarında yanan mumlar aydınla- oşluklarında zarif — köşkler | seslerine rekkazelerin | Kırık pencereleri ve yıkık kapılarile Çağlıyan sarayının acıklı hali tir; orayı, yere inen ve yıldızlı gök parçasına bönzetirmi vE Bir nehir kadar geniş olan derenin ke- narındaki dümdüz ve ağaçlı yol çeyrek saat sürüyor. Yerleri İ çamur ve çürük yap! Baçların gövdelerinden fışkıran Biz dallar sedef vücudlerdeki çı buıhrl andırıyor. Yukarılarda ve dalların üst ine de binlerce karga, iğrenç çığlık rafı inletirken çimenleri de Burası (Patrona Halil) gibi zorbaların kurbanıdır. Lâle devrinin koşıdcıı bahçeleri kalmamış. Yalnız rıhtım ve bu koru Türk tarihinin harb ve ihtilâl hae vası içindeki şuh kadından ve şen sazdan kalmış değerli bir hatıradır. Korunun sonunda Çağlıyan sarayı var. Bazılarının inandıkları gibi lâle devrin« den kalmış olmıyan, üslüb ve ya göre ancak üçüncü Selimden sonraki dev- re ald bulunan bu saray da yikılıyor. İçi- ne. giremedik. Fakat arkasile dere tara- fında duvar olmadığı için yakından ted- kik mümki ü, Damındaki birkaç kires midin vaktinde değiştirilmemesi, birkaç su borusunun yapılmaması yüzünden yer yer çürümüş. Tavanlarında imparatorluk devrinin en güzel nakışları bulunan ta- vanlar çökmek üzere, Büyük salonun ta- mı geçenlerde yıkılmış. Ceviz kaplama kapılar, büyük, kı l ve kalın camlı penoereler parça parça. Saray on beş se- ne evvel bir (Yetimler Yurdu) nun barıs nacağı kadar dinç ve sağlammış. On beş genede on beş asır ihtiyarlamış gibi. Ne tarafına bakılsa sinsi sinsi yağma edildi- ni ve edilmekte olduğunu — anlatıyor. Eğer bu muhteşem ve ancak 75 senelik olmasına tdğmen bu rın pek de- ğerli olan eser, bakımsız kalmasaydı polk çok yaşardı. Kime et edilmiştir? Bi bekçinin bulunduğunu söylediler. Pen- cereleri kırıktır ve Nasreddin Hoca türe besinin ötedenberi rivayet edilen halini andırıyor, Beyaz mermerden yapılır.. tuların kıvrıla kivrıda akm lan mmormerden çağlıyan yıkılmış. ayanın merden zarif bir kam 'enin sütunlari , kenarları darmada, r halde duru- yor. Fırtınada devrilen bir ağaç onu bü hale getirmiş. Kaldırılıp yeniden yap * mak için küçük bir emek yeterdi. Yapıl* (Devamı ? inci sayfada) lan. bend, için yapı» yeri de kısmelt başında mere