LAY AĞA aF WE S KA SN zi 10- Sayfa Son Posta'nın tefrikası: 41 Yazan : Ziya Şakir Bir gün sultan Mecid : “ Bizim saray kadınları pek pısırık. Ne insanla bülbül gibi konuşmasını bilirler, ne de zarif elbiseler giyerler!, diye şikâyet etmişti Maamafih, Abdülhamid bunları bile toplu bulundurmıya lüzum görmezdi. Pek çok gecelerini, Müşfike kadın efen- dinin dairesinde geçirdiği için, onun hamid, Nazikeda, baş kadın e- fendiden sonra; (Müşfike kadın efen- di)yi çok derin ve çok samimi bir mu- tle sevmişti. Ve bu muhabbeti, devam etmiş; Beyler- da, bu sevgili kadını ile, ür zevcesi Naciye kadın e * larında can vermişti. Ab- dülhamidi menfa ve mahpes köşelerine dar takip etmek suretile sadakatle- 1 gösteren bu kadınlar da, daima ©- lerin bir muhabbet beslemiş- lerd Abdülhamid, bin türlü evham sahibi için, etrafını kadınların - ve genç kadınların - sarmasını içinde en ziyade mal kalfayı severdi. Bu kadın hamidi Selâniğe kadar takip Orada, yetmiş dört yaşında oldu- eylemişti yukarı; on, on beş sene, Yıl-| aki harem hayatı tam bir sükünet içinde geçmişti. Arzettiğim gibi bir kaç| vak'a İstisna edilecek olursa; hiç bir hühim hâdise zuhur etmemişti. Fakat mahbeyim” dairesinde - olduğu başgöstermişti. Sırası geldikçe, bunları da naklede- rim. Şimdi geçe başka hususiyet amid, maahaza tasarruf mak- n dairesi kadrosunu azalt- makla bel eski âdet ve an'aneleri birdenbire ştirememişti. Ancak, şehir arasındaki ir kadımlar nı tahdid etmiş- SaS Abdülhamid bunu, harem MaserereecececenerEnEDALEnASAKENEDERELAAR AAA sameennAne evvel kendini kapıdan kovan kocasını ne kadar hatırlatıyordu.. Çok soğuk varmış Bibi titriyordu. Kızının üzerinde dikkat- le dolaşan gözlerinden sıkılmıya başla- Mmışti, Hem artık kalbi onu görmeden ev- vel çarptığı gibi çarpmıyordu. Yalnız içinde garib bir ez vardı. Geriye doğru çadım attı, gene bahçe duva- | mına yaslandı. O sırada kızı bahçenin kâ- pısini açmıştı. Adımımı içeri doğru atar- | ken gayet soğuk bir tavırla: «E.. peki, | benden ne istiyorsunuz, dedi. Bu ses bir büyüyerek uğultu halinde ka- lağına çarptı. Eğer duvara yas- yerlere düşecekti. | önüne eğerek suçlu bir - tavırla: um dedi hiç.. Affedersiniz sizi Tahatsız ettim.» iş olsa c Genç kiz ömuzlarını silkeleyip, duda- ğinı büktü ve Alİlaha ısmarladık bile de- meden içeri girip uzaklaştı. Kadın bir d daha orada kaldı, Hayretinden gibi idi. Kızının o soğuk, kendi- mmiş tavrı, danuk bakışlı gözle- o budala gurur bir türlü hayalin- ilinmiyordu. Biraz sonra harab, bit- | kin bir halde evine dönerken sanki yıl- lardanberi hasret kaldığı evlâdımı gör- memiş te, onu biraz evvel toprağa ver-| slı ve muztaribdi. Dudak- | n bir fısıltı halinde hep arlıyordu: — Tıpkı babası, tıpki babası!, Yarınki nüshamızda: Onu bana sormal!.. Yazan: Salâhaddin Enis yakış efradın, ikinci fırkaya mü - p olmak üzere pğnderilmesi. Bu efradın, mümkün olduğu kadar şehir ve kasaba görmemiş en saf köy deli- kanlıları arasından seçilmesine son de- rece itina edilmesi iradei seniyei haz- reti padişahi iktizasından olmakla ona göre ifayı muamele edilmesi ve bu şe rait haricinde, zinhar ikinci fırkaya bir tek nefer dahi gönderilmemesi ehem- miyetle tavsiye olunur.» Diye, emirler verilirdi. Harem haricine bu kadar ehemmi - yet veren Abdülhamidin, harem daire- sine daha fazla ehemmiyet vermesi, çok tabil idi. Abdülhamid, Abdülâziz ve sultan Murad devirle! ları, türlü vasıtalarla âdeta şehir halkı Eski soray kadınlarından bir tip — |ile daimi bir temas halinde idi. Bunun içindir ki; bu devirlerde, saraylılarla dairesi haricinde de kendisi için bir'çehir halkı arasında epeyce dedikodu- prensip ittihaz etmişti. Muhitinde bu-İJu maceralar vukua gelirmiş. nanların, mümkün olduğu kadar saf, y cahil ve bastt insanlardan mürekkep| . PU Maceralara vasıta olmasını isterdi, üç sınıf şehir kadınları imiş. Biri terzi- Sarayın umumt hizmetine bakân ve| '©» diğeri, hoca hanımlar, üçüncüsü kendisi ile daimi temasta bulunanları,| © Hekim kadınlar... mutlâaka taşralılardan seçerdi. Aşçılar, Eski devirlerde saray kadınları, ket- mutfak hademeleri, tablakârlar; hemen|di €lbiselerini ve feracelerini bizzat umumiyetle Bolu ve Mengenli idiler, | kendileri biçer, dikerlermiş. Benden Yalnız tablakârların içinde bir kaç Su- lı kalfaların ve haremağalarının ri- riyeli vardı. Arabacılar, seyisler, ma-| Va) rine nazaran, ilk defa olarak sa- beyin hademeleri de hemen kâmilen|taya giren yabancı terzi; Meryem Du- (Boyabad) lılardan mürekkebti du isminde bir Ermeni kadını imiş, Bu Her sene kur'a zamanı gelince;|kadını, meşhur Ermeni bankerlerin serasker tarafından Kastamonu, Ankx-un'g ğlu Sultan Mecide tavsiye etm ra, Çorum, Merzifon, Amasya, Sivas|Bu da, şöyle bir sebebden ileri gelm mıntakalarına üstüste şifreli telgraflar| Belki, siz de işitmişsinizdir. Sultan gönderilir; «Kur'a efradından düzgün)| Mecid, halk arasında gezmey ermiş. ve mütenasip vücutlu, eli ayağı temiz, (Arkası ANTİVİRÜSLE TEDAVI Kan çıbanları, el ve ayak parmaklarının atasındaki kaşıntılar, dolama, meme iltihabı ve çatlakları, Hlegmonlar, yanıklar, traş yaraları, ergenlikler, koltuk altı çıbanları tedavisini en erken ve en emin şurette temin eder. Şark İspençiyari Laboratuarı T. A. Ş. DİŞ TABİBİ RATiİP TÜRKOĞLU Ankara caddesinde: Meserret oteli karşısında (88) No. li muayeneha- nesinde bergün saat on düörtten (19 )a kadar kabul etmektedir. Denizyolları İŞLETMESİ Acenteler'i — Karaköy — Köprübaşı Tel. 42362 - Sirkeci Mühürdarzade İZMİR SÜR'AT POSTASI diye kadar İstanbuldan Cu- günleri saat 15 de kalkan sür'at postası 14 İkinciteşri tibaren İstanbuldan Pazar gün- leri saat 10,30 da kalkarak İzmir'e Pazartesi günü saat 10 da varacak ve İzmirden Salı günü saat 16 da hare. ketle Çarşamba günü saat 16 da İs- tanbula dönecektir. İstanbul İkinci İera Memurluğundan: Mükaddema OCalala Küledibi 16 No, lu sütçü dükkânımın Üstündeki odada oturmak- ta iken halen nerede olduğu bilinemiyen Mağdalina'ya Mehmed Ekrem'in — İstanbu| İkinel Nöterinin 20/3/985 tarih ve 247T sayılı resen senedile senden alacağı olan 600 lira- nın tera masraflarile birlikte tahsili hakkın- | da verdiği takib talebi üzerine namınıza gönderilen fera emri ikametgâhmızın meç-| huliyeti hasebile tebliğ edilemediğinden 30 gün hakkı itirazı tayini surelile — tebliğatın Nânen icrasına merci hâkimliğince karar ve- tümiştir. b Nlân tarihinden itibaren İşbu 30 gün için- de borcu ödemezseniz tetkik merelinden ve-|bince mal baeyanında bulunn ve bulun- |manda o kadar çok buz vardı ki büyük edenler de,| |damılarına ve mahzen pencerelerine yer| Son Postanın tefrikası: 96 Denizlerin Makyaveli Kaptan Bum - Bum Çeviren: Ahmed Cemaleddin Saraçoğlu Limanda bir çok maynler buzlar arasında sıkışıp kalmıştı. Bunları tüfek ve mitralyöz ateşile patlatmak bizim için bir eğlence oluyordu <Arkangel» e vardığımız zaman li manın ağzını maynlarla sımsıkı kapatıl miş bulduk. Maynları temizlemek için mayn tarayıcı gemilerimiz işe koyuldu- lar. Limanda müteaddid İngiliz ve Rus denizallı gemileri vardı. Lâkin biz ka- raya asker çıkarmadan evvel bolşevik- ler bunları batırmıya vakit bulabildi ler. Bolşevikler limanın ağzındaki ka- nalda bir vapur batırmak suretile li- manı da tıkamıya teşebbüs etmiş! ama gemi fena bir noktada batmış oldu- ğundan bizi rahatsız etmedi. Yalnız li- ve kiymetli gemilerimizi İlmana sok- lerimiz ise kalın buzları kırarak kendi- lerine yol açacak kadar kuvvetli yapıl- miş olmadıklarından bültün donanma dalgakıranın dışında demirledi. Asker- lerimiz buzdan yürümek suretile şehre girdiler, beygirler, toplar, mühimmat vesaire de gene buz üzerinden göçerek şehre dahil oldular, Kuaatımıza şehir hemen hemen hiç Mmukavemet etmedi ve yüz kadar bolşe- vik esir edildi. Finlandiyalılar bize karşı düşmanca davranmadıktan başka kis dostluk gösteriyorlardı. Meselâ| ellerinde bulunan birkaç tane kuvvet-| li buzkıran gemisini harekete getirerek limsna kadar bir geçid açtılar. Binaen-| aleyh cüz'i bir müddet içinde nakliye ve erzak gemilerimizi bu geçidden ge- çirerek erzaklarımızı boşaltmak imkâ- nı hasıl oldu Birçok maynlar buzlar arasında sıkı- şıp kalmışlardı. Bunları tüfek ve mit- ralyöz ateşile patlatmak bizler için bir eğlence oluyordu. Etrafa güneş altın- da rengârenk iltimalar yapan buz par- çaları saçarak bu maynların patlaması eldden görülecek bir manzara teşkil e| diyordu. | Alman kara kuvvetleri dahile yürü-| yerek bütün Finlândiyayı kızılların is- tilâsından temizlediler, Harb çok şid- detli oluyor, ne kimse aman diliyor; ne de veriyordu. Hatırımda kaldığına gö-| Te küçük bir köyde bir papas bütün ai- lesile çarmıha gerilmişti. Çarmıha ge- rilenlerin ellerine ve ayaklarına mız- raklar sokulmuştu. Bereket versin ki ölüm bu zavallıların, bizim köye gir- Memizden evvel, imdadlarına yetişerek onları feci ıztırablardan kurtarmıştı. Çarmıha gerilenlerin başına kanla «ba- kalım Allahınız sizleri bu işkenceden kurtarabilecek mi?>» cümlesi yazılmış- tı. Kıtaatımız bu kana susamış haydud- larım hakkından geldi; binlerce ve bin- lercesini öldürdük. €Tammerfors» mey dan muharebesinde kızıllar kat'i bir he- zimete uğradılar ve arlık bir kere daha tutunamadılar, Alman donanması «Helsingfors» li- manında demirlemişti ve bu limanda da maatteessüf kan döküldü idi. Bahri- yelilerimiz karaya çıkarlarken evlerin teşmiş olan kızıllar efradımıza ateş aç- mişlardı. Şehri kızıllardan temizlemek için iki gün şokak muharebesi yap- maklığımız lâzimgeldi. Bu işler bittikten sonra liman ile bu sız adalar etrafında karakollar yapmı- ya, tarassudlarda bulunmıya başladık. Kızıllar bu küçümencik adalara bas- kınlar yaparak bu adaların kimseye za- rarları dokunmuyan zavallı ve masum| halkını imha etmeği âdet edinmişlerdi, «Möve» nin vazifesi işte bu baskınlara mani olmak, halkı kızılların talan ve gartından korümaktı. Binaenaleyh vak- timizin büyük bir kısmı küçük fiyor- larda gezip dolaşmakla geçiyordu. Bir gün bu adalardan birisinde bizim askerle kızıl kıtaat arasında harbedil- mekte olduğunu haber aldık. Bir za- manlar Çarlık Rusya donanmasına mensub «Bobr» topçekeri de bu harb esnasında bizim askerlerimize ateş aç- mış imiş. «Kolberg» ve «Nautilus» kru- vazörleri de limanda bulunuyorlardı. ya temyiz ve yabut iadel mahkeme yolu tle | mazsanız hapisle tasyik olunacağınız ve ha- Ald olduğu mâahkemeden deranın geri bira- | kikate muhalif beyanda bulunursanız — ha- kılmasına dalr bir karar getirmedikçe cebri| pisle cesalandırlacağınız 37/2641 No. lu icra lera yapılacağı ve yine bu müddet içinde ie-)emrinin tebliğ makamıma kaim olmak üzere ra iflâs katununun 76 imci maddesi muci- İilünen tebliği keyfiyet olunur. — (970) Amiral «Mö: ye ve diğer kruvazör- lJere «Bobrs topçekerini arayıp bularak ya teslim almak veyahud da batırmak emrini vermişti. | Kendisi her «Nautilus» kruvazörlerimizin en küö çüğü idi ve ancak (9) santimetrelik tof la mücehhezdi. «Nautilus» un kü mandanı birlikte hareket etmemizi tel' Lf etti. «Nautilus» un kumandanınif hakkı vardı. Zira bu kumandan «Bobif un (13) santimetrelik top taşıdığını bi' liyordu. «Möve» de ise (15) buçuk satm timetrelik top bulunduğunu bilmünü" i|sebe yukarıda söylemiştim. Halbuki «Nautilüse un — kumandafi | rütbe itibarile benim fevkimde idi. Bi naenaleyh kendi kendime: — Şayed, diye düşündüm, biz «Nauwr tilus» la birlikte «Bobr» u ele geçirif veya batırırsak bu muvaffakiyetin bü' tün şerefi benden kıdemli bir kumat' dan olan «Nautilus» süvarisine aid ola* caktır. İşi ben görecek, zahmoti ben çe“ lâkin parsayı © taplıyacak i bil lunan kırtaslyemci ve an'aneperest bif denizcidir. Halbuki bu işlerde ku'ud" yecilik değil, tecrübe matlübdur. Bet rasıl olsa «Bobr» un hakkından geli* vim. Alt tarafını o düşünsün!. Ve bu mülâhazadan sonra «Nauti lus» kumandanının teklifini red, lâkin bu teklifi yapmış olduğundan dolayi da kendisine teşekkür ettim. Zaten ben zihnimde bir plân hazırla- miştim, Bu plânı hemen er geç tatbikâ başladım. keceğim; (Arkan var) SS Bir Doktorun Günlük Notlarından Anjinler (Mevstm Hastalıklarından) Bademelklerin hâd bir iltihabından Ba- ret olan bademcik iltihabı ve yahut an- jinler bu sırada her tarafta sık sık gö- rülmektedir. Bu da ani hava tebeddülâtı sebebile ekseriya bilerek ve yahut bilmi- yerek düştüğümüz ihtiyatsızlıkların ne- ticesidir. Gece ve gündüz derecel hara- retlerinin en farklı olduğu — aylardayız. Bu sebeble soğuk algınlığı ekseriya bu aylarda görülür. Grip, anjin, bronşit, sa- türree hep bu aylarda çok görülmekte- dir. Anjinler bademciklerin şiddetle kı- zarması, şişkinliği Üzerinde beyaz cera- hat lekeleri, 39 a kadar yükselen — atef, baş, bel ağrıları, mafsal ağrıları ve kır- gınlık gibi ürüz gösterir. Yulkunmak güçleşir ve iztirabli olur. Dört beş gün devam eder, Daha fazla devam ederse cerahat ve apse yapan şekle İnkılâp eder. O zaman iş daha ehemmiyet kesbeder. Anjinler birçok defa böbreklerde Ihtmât yapar, Bir türlü ateşi düşürülemiyön ve iyileşemiyen anjinlerde idrar tahlili yap- mak lâzımdır. Anfinlerin tedavisini yarın söyliyeceğiz. (* Ba motları kesip saklayınız, yahat bir albüme yapıştırıp kolleksiyen yapınız. Bıkıntı samanımızda bu metlar bir doktar gibi imdadınıza yetişebilir. güzel ve lâtif sahilin civarmdaki sayı-|( ” Nöbetci Eczaneler Bu gece nöbetçi olan eczaneler şunlar- dar: İstanbul cihetindekiler: Aksarayda: (Sarım), Alemdarda; dülkadir), Beyazıdda: (Cemil), Samat- yada: filos), Eminönünde: — (Salih Necati), K : (Arif Beşir), Penerde: (Hüsameddin), Şehremininde: (Nazm), Şehzadebaşında: (Asaf), Karagümrük- ve: (Suad), Küçükpazarda: (Necati Ah- med), Bakirköyünde: (Merkez), Beyoğlu cihetindekiler: İstiklâl caddesinde: (Galatasaray), Tü- nel başında: (Matkoviç), Galalada: (İki- Fındıklıda: (Mustafa Nall), Cum- ide: (Kürkçüyan), Kal- pulos), Firuzağada: (Br- : (Amm), Beşiktaşta: (A (Ab- Boğaziçi, Kadıköy ve Adalardakiler: Üsküdarda: (İttihâd), Sarıyerde: (Asaf), Kadıköyünde: (Saadet), (Osman Hulüö- &D, Büyükadada: (Şinasi Rıza), Heybe” üde: (Tanaş).