5 Kasım 1937 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 6

5 Kasım 1937 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

#00 / e Lig maçlarına nihayet bu hafta başlanıyor Fenerbahçe Beşlk!asla, GalatasarayTopkapı ile ve Güneş de İstan 1937 mevsimi lig maçları, pazar günü Ka- diköy, Taksim ve Şeref stadlarında başla - miş olacaktır. ul lig takslmatı yüzünden çıkan ih- ârı, bir devre olarak yapılacak ve bi - ci lgde on, ikinei ligde on İki klüp ara - sında oynanacaktır. Fenerbahçe - Beşiktaş Yalnız haftanın değli, mevsimin bile en mühim maçı olan bu müsabaka, her iki ta. kimı kendilerine nisbeten yabancı bir saha nda karşılaştıracaktır. açlarından sonra bir müd - çekilmiş olan her iki takımın drolarla sahaya çıkacakları — belli değildir. Bu sene Fenerbahçe, bir iki istisnasile hemen hemen ge seneki kadrosunu mu- hafaza etmektedir. Bunâ müukabil Beşiktaşın hakiki takımı- ni tahmin etmek bile güçtür. Son iki haft e yapılan ekzersizlere nazaran Fenerbahçe hücum hattı, dün ol « duğu gibi bugün de İstanbulun en sağlam bücum hattı vaziyeti ktedir Fe - nerbahçe, den zafere götüren de esa- Ben 'Akı"ım bu tarafır Beşiktaşa geli n senelerin en sağ- lam ve olgun bir takımıdır. İki sene evvel müda! sı da, hücum hat- ti da kolay kölay bükülmezdi. Ceçen mev - &im, sön maçlarda biraz kuvvetini kaybe - gden Beşiktaşın, bu mevsim Ol. bir k e çıkacağı zanneı nektedir. Bu Ytibarla bu hafta sıkı ve sert bir oyuna şa- hid olacağımız muhakkaktır. Galatasaray - Topkapı fü, Suavi, Ekrem, Hay- ruüllah, Gündüz gibi yedi öyuncusunu takım haricinde bırakmağa mecbur olan Galatasa- ray, yeni kadrosunu Topkapı karşısında tec rübe edecektir. Topkapı, g maçla: ra bazan iyi neticele takımdır. İstanbulspor - Güneş İstanbulda düzgün futbol oynayan ta - kımların başında gelen Güneş bu me takımını daha ziyade takviye etmiştir. Hücum hattı eskt kuvvetini muhafaza et- mektedir. İstanbulspor geçen mevsim çok - talihsiz Ooyunlar yaptı. Bski oyuncularını gene top - ladığı gu sırada İhmal edilir bir vaziyette de- Bildir. Bu maçın da haftanın mühim oyun - farından biri olduğuna şüphe etmemek lâ - mmdır. a büyük takımla- almakla tanınmış bir Beykoz - Vefa Kuvvetleri müsavi bir vaziyette olan bu takımların karşılaşması hayli heyecanlı o - Tacaktır. Beykoz, tatil mevsiminde — yaptığı oyunlarda dalma muvaffakıyetli neticeler al miştn İdari bir takım sebebler dolayısile klüblerinden uzaklaşmış olan Vefalıların ge ne bir araya toplanmış olmaları, eski kuy - vetini elde etmesine yardım — etmiştir. Vefa memlekette düzgün futbol oynayan bir ta -| ve| ük ve mühim mc'n'dın Kımdir. Binaenaleyir bu maç da heyes zevk itibarile bü biri olacaktır. Süleymaniye - Eyüp l;unhı. n en genç takımlarından biri © —— —— ve —— -— ——— —— akça değişik | »| Yarın Seyi bulsporla karşılaşıyor bahçe maçından bir enstantane Büleyman!ye yeni mevsim maçlarına bü- yük bir hızla girmektedir. Geçen mevsim bi- raz zayıf olan Eyübün yeni mevsim maçları çin takımımı takviye ettiği düşünülürse bu çın da kendine mahsus bir hüviyeti ola- 1 güphesizdir. Ömer Besim Cenup birincilikleri maçları leri şampiyona maçlarına bugün de de- edilmiştir. Bugün Mersin takımile Konya takımı karşılaşti. Maç çok hara - retli oldu ve bire karşı dört sayile Mer - sin takımının — galibiyetile neticelendi. han şampiyonu ile Kayseri şampiyonu karşılaşacaklar, Bu hafta yapılacak lig maçları —-TAKSİM STADINDA — Fenerbahçe - Beşiktaş Nuri Bosut Galatasaray - Topkapı Ahmed Adem — ŞEREF'DE — Beykoz - Vefa Nihad Bekdik Süleymaniye - Eyüp Şazi Tezcan — KADIKÖY STADINDA Güneş - İstanbulspor Suphi Batur ONUL İSLERİ' Aşk mı, İzzeti nefis mi? İç Erenköyünden 8. W. Imzasile bir mnektub aldım, içinde anlatılan hikâye şudur: 2 senedir, bir genç kızla sevişi- yorduk. Herhalde bu mesele kızın ba- bası tarafından duyulmuş olacak ki, geçenlerde bir akşam evime dönerken onunla karşılaştım. hiddet dolu bir sesle: «— Artık bu rezalete ne vakit niha- yet vereceksin? diye bağırdı, bu sözünü de yüzüme inen bir tokat takib etti. Soğukkanlılığımı topladım ve toka- da hiç mukabele etmeden uzaklaştım. Şimdi sıra kızına gelmiş olacaktır, di- Yanıma yaklaşıp ünüyordum. Yanılmamışım, o- r fırtına atlattığını sonradan duydum. Fakat biz bütün bu men üç defa daha kon hırsının biraz hafiflediğini ve bir gün annesine: ddetlere ra izzeti nefis mevzuubal babası rolünde, - vazif; yucuma meseleyi her şeyden ön bakımdan tetkik etmesini tavsiye ede- rim. noktasına gelince, e — Artık töbe etmiş olacaktır, de- duymuş. Bu cihetten biraz müs- terih, fakat kat'i lde birleşmek inin zayıflamış olması ihtimalin- endişede. Bana: - Beni kaçıramaz miısın? diye sa- açırayım, fakat henüz istikbalimi temine bir sene gibi uzun bir zaman var, nefsimde açtığı yara henüz kapanma- dı, mütereddid vaziy Sonra da yediğim tokadın izzeti tteyim.» * Suçun bulunduğu yerde suçlu için olamaz. Kızın ndedir. Oku- e bu Kızı şu veya bu şekilde alması sen mevzuuba l biti .ıVunduAu _)crde lıe aş k )akmr TEYZE Geçen sene yapılan Galataşaray - Fener- | be Adana 4 (Hususi) — Cenub birincilik- | SON POSTA indsor Dükü içînı bir izahname neşredılecek Bu suretle eski kralın istifası hâdisesi tavazzuh edecek İngiliz gazeteleri yazıyorlar: Anlaşıldığına göre İngiltere kabinesi, muhalefet reisleri ve dominiyon hükü - metlerile muhaberede bulunara! Edvardın istifasının ne suretle vukua gel- diğini efkârı umumiyeye bildirmek ta - savvurundadır. Zira ortada dönen — bir takım çayialar vardır. Ve bu teşebbüs ile de aslı, esası olmıyan bu şay'alanvı ortadan kalkması istenilmektedi Efkârı umumiyeye bildirilecek olan va- | > ziyet te şu noktaları aydınlatacaktır: 1 — Kral beşinci George'un öldüğ ikincikânun 1936 da, o zaman veliahd bu- lunan Windsor dükü, şimdiki kral lehine |krallık hukukundan vaz geçmek arzu - sunda bulunmuştur. 2 — Kral Edvard istifa ettikten sonra, hârice gideceğini ve orada en aşağı ü sene kalacağını bizzat kendisi söylemiş- tir. Binaenaleyh n ya sürülmi ğildir. Esasen Edvard, babasının ölümünden çok evvel de, kardeşi lehine tahttan İera gât etmek arzusunda bulunduğunu York düküne, babasının si hâs âzasına Windsor dükü ve düşesi müş ve bir sürü formaliteler, nizamlar. la mukayyed oarak, an'anelere bağlı ka- İlazak krallık edemiyeceğini bildirmişti. Ve gerek o zamanki başvekil Lord Bald- vin, gerekse Canterbury başpapazı onun bu niyetini bilmekte idiler. Meşhur simaların K hafıza kuvvetleri Bazı insanlarda hafıza kuvveti hari - kulâdedir. Gördükleri, işittikleri her han- gi bir şeyi en küçük noktasına kadar, se- İneler geçtikten sonra da nakledebilirler. Bazıları ise bir akşam evvel yediklerini bile unuturlar. İngiliz gazetelerindi rı, meşhburlar arasında kimlerin neleri |ve ne dereceye kadar sıhhatle hatırladık- |Jarını merak etmiş ve şu netice miştir: İngiltere sosyalist fırkas Tükünlerinden George Lansbury şi mektedir İki yaşında idim. Sydenha |miryolu yapılırken a rin oturduk - 1_ kulübelerin yandığını hatırlıyı hı yaşıma kadar neler geçmiştir bilemi. | yarum. Meşhur Ford: Dört yaşıma kadar ne yaptığımı ha- |tırlamam. Ancak dört yaşında iken anne- şarak bir ormana gittiği- erçelerin yuvalarını hayretle yrttiğimi bilirim. Geçenlerde 94 yaşında olarak ölen mil. mrdn Rockfeller de, 4 yaşıma basıncıya lktıdır olup bitenleri hatırlamazmış. nn tanınmış Hafızası en küvvetli olan, meşhur İn- |e'liz başvekili Gladstonedir. Hatıratında 'ııxı'ııı neler yazm — Bir yaşmda, daha kundakta beslenen ı, r çocuktum. Bana bakan dadımın odaya , ve mama olduğunu bugün ghı hâtırlıyorum. Dadım, süt şi- şemi doldurdu. Fakat, her zaman anne- min yaptığı gibi iyi yıkamadığını gör « düm. Şaşırdım, yahu dedim, kendi ken- dime., Bu kadın neden böyle pis kararı verdim: «Hele daha bü, im, bir konuşa - yım.. İlk işim anneme bu pis dadıdan bahsetmek olsun.» zamanım 1. Ve gu 1Ç | Muhalefetimin set Memleket meselelerı Üniversiteden para ve kazanç hırsını kaldırmalıyız' (Baştarafı 1 inci sayfada) resi altına verilmiş olan bir darüleytam büyütülüp, hemen bütün yetim çocuklar içine toplanacaktı. Şubeleri, yer yer mü- esseseleri olacaktı. Halbuki o tarihte İs. tanbulda hükümetin gözü önünde duran küçük bir darüleytam bile idare edile- miyordu. Çocuklar hastalık içinde, ta- lim ve terbiyeden, hattâ kâfi gıdadan mahrum bir halde idiler. Mürebbi ve ho- ca bulmak güçtü, teşkilât ve tesisat kuv- vetimiz yoktu. Şükrü Bey bu işi büyüt Bunun için bu projeye muhalefet ettim. blerini izah ettikçe, encümen azaları i tasdik ve teyid e- diyo: 1. Bir hayli devam eden bu mü- nakaşala ende, proje- nin yedi hâml Şükrü Bey inde encür n bir ilti disi ile mü: arı mün a beği mem deliline de kaşa esnasında Şükrü Bey bu işin ba<1' rılabilir olduğuna dair yeni olarak tek bir delil göstermiş değildi; projenin red dedileceği şüphesizdi. Herkes birer birer reyini verdi; neticede hayretle gördüm ki proje, yalnız benim muhalif reyimle ve diğer azanın ittifakı ile kabul edil- mişti! Fena halde ekşimiş olarak, beni bu işde muhalefete sevketmiş olanlara bilâhare neden böyle rey verdiklerini sorduğum zaman, hepsi de son dakikada fikirlerini değiştirmiş olduklarını söylediler ve ni- çin değiştirdiklerini izah edecek yerde, işi alaya boğdular, Bununla beraber, bu| proje gene çıkmadı. Maliye encümenle- rinden bir hayli zedenmiş olarak umumf müzakereye geldiği zaman, ben orada fi- kirlerimi tekrar müdafaa ettim ve Talât Paşa benim tarafımı iltizam ettiği için proje gürültüye gitli. Proje gürültüye gitti ama, bizim encil- |menden çıktıktan birkaç gün sonra öğ- rendim ki encümen azaları hemen kâmi- en Darülfünuna müderris - olmuşlardı! Müzakerenin sonunda, encümende nıç'n tek muhalif rey ile kalmış olduğumun se- bebini o zaman anladım ve encümen ar- kadaşlarından bazılarına ayağımın suya şimdi erdiğini söylediğim zaman, bu: rın kahkaha ile güldüklerini gördüm! * İşte, Darülfünunun ilk mühim ıslahatı esnasında bir kısım müderrisler bu su- retle tayin edilmişlerdi T'ıı hal, aşağı yü- yle olmuştu. ruya qukm Bi nlar, kıı'vv'ı- Tttihad ve mlarınm te- Kismen daoği etrafında dola; Terakkinin di veccühlerini mükteseb hak vam etlirerek, y zanarak Ziya müderris oldular. O Darülfünunda öyle hocalar bilirim ki ilimden başka her şeyle meşgul olur- lardı. Gene öyleleri vardı ki derslerine muntazam gsurette devam etmezler, ve hattâ vazifelerini muavinlerine bıraka- rak hiç devam etmezlerdi. İçlerinde ça) şanlar, öğrenenler, öğretenlet ve bu su- retle ilerliyenler bulunduğu gibi - cahil kalanlar ve hiç ilerlemiyenler de görü- lürdü. Müderrislik ünvanından madra- bazca istifade edenler vardı. Hiç umu mam, masa encümenindeki arkadaşla- rımdan biri, bir gün bana: n bir müderrislik almıyc haklar ka- ünununda Diye sormuştu. Halbuki, vazifeleri taşıyabilmek için, mebus oldu- ğum zaman, Üsküdar sultanisindeki ders- lerimi bırakmıştım. Bu dostuma bu ce- vabı verdiğim zaman, bana: — Adam sen de, DBemiş olduğunu daima hatırlarım, Adam, sen de!.. Adam, sen del.. Türkiyenin ezeli derdi! sırtımdaki Bilmiyorum, Darülfünunun Üniversi-/ ğildir. | yapıldı? O olduğum iç: ) Bunun nahını almak istemem. F nevt derdlerden bir haml sına imkân olmadığını b Yümatım yok ZI u memili k bir ilerleme O dü rimizi yirmi senede bi muhakkaktır. İstihale esnasında fünundan çıkmaları lâzım gelel bir kısmının kalmış ve L'nıursxil’)" de bir kasillk ederim. tutuş miş değil mikdarda ve büyül nıf Ün: . | girmiştir. ti ı.us'“" etmiyecek deredi fesör kisi ile Henüz bu n usullerle | gibi gı'mış bıı u arh müstesi hepsi de i; ile tale dil nııy)ı i gibi büyük b lunmaktadır. Bizim talebemiz, dil bahsinde kuvvetsizdir; ecne! lar muhtaçtır, Ü timai ilimler sahası Janmak, ancak nisbeten uzun zami mümkün olur. Fen ve tıb gibi, dilih Hadelerine mul anl aç olmıyan mevzst ) bile hocanın tâlebe üzerinde ruhi BİF b kimiyet tesis etmesi için, dilin gett yük bir tesiri vardır. Güzel bir tâ' talebenin kafasını kendi wkımx'vc“ tına alan bir hoca, bir Üniversiteyi € y landırmak için ne kadar büyük bİF vettir! Maalesef, bu kuvvet, een€ calar için bahis mevzuu olamaz. bize uzun zaman, yalnız bilgileri: leri ve usulleri ile faydalı olaci Yerli profesörlere gelinc kendilerini Üniversiteye tam olarak lamış değillerdir. İçlerinde kuvvtt çok kuvvetlileri bulunduğu gibi $ ve hattâ çok zayıfları da vardif: eğer bunlar, hattâ en zayıfları b dilerini Üniversiteye tamarm lar, bu müessesenin '.ıv ıl , Hirdi. Halbuki üzere, kuvvetini ver Niçin? Bence, bi e Üniversitenin yerli prof. 4 aylık azdır ve bir takım ;;m!ı—sSr ee v:ı'dır ki Üniversitede bir nevi bir vaziyet sahibi olarak politik& * arasında zülmaaşeyn bir hayat !'a']_ Halbuki bir insan ya profesör Üyi yahut ta, hangi meslekte ça hsıu_' e dini o mesleğe vakfe Üni b ile politikanın birbirine çck memleketlerde iki tarafta da yefffİy sanlara çok tesadüf edilebilir. zim henüz <olma» halinde bulWü”) essesemizde, birkaç hocanin — sini münhasıran ilme )ıa_şrelm"x ridir. Kendisini kâmil ilme V& müstaid bir zekâ, hocalığı bir #P? b retinde telâkki eden olgun bir P yill nisbetle, bızim Üniversitemiz içli d daha faydalıdır. Halbuki | sinde gör Ecnebi profesör riçte doktorluk yapıyorlar, dİYEt profesötler küplere binip mü dedikodu ve tahrikât | Üniversiteden kaldırıp o k, bilhas him bir işdir. manında vardı; & n Tuz para ve un a, b nun bu ruh kü Üniver: fetmiş ola (Devamı 8 inci sayfadi”

Bu sayıdan diğer sayfalar: