1 Kasım 1937 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 6

Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

6 Sayfa Romen Başvekili dün gitti “Ankarada ve çok az konuştuk çalıştık,, AAA İ A Romen Başvelkâli askerleri mizin önünden geçerken (Baştarafı 1 inci sayfada) Haydarpaşa istasyonunda misafiri - miz gardan çıkarken halk tarafından şiddetle alkışlanmıştır. Romen başvekili, Haydarpaşadan mo törle doğru Fenere gitmiş, patriği ziya- ret ettikten sonra otomobille Perapa - las oteline gitmiştir. Otelde, patrik, baş vekile iadei ziyarette bulunmuştur. Bay Tataresko bu iadei ziyaretten sonra İstanbul matbuat mümessillerini kabul etmiş, şu beyanatta bulunmuş - tur: — Muvasalatımdan itibaren matbu- atın hakkımda gösterdiği alâka ve te - veccühten dolayı pek mütehassisim. Evvelce de söylemiş olduğum gibi, az konuşmak ve çok çalışmak muta - dımdır. Ankarada da böyle yaptık. Az konuştuk ve çok çalıştık. Güzel memleketinizin her tarafın - da gördüğüm hüsnü kabulden ve bil - hassa Türk milletinin samimi dostluk tezahürlerinden pek müteşekkir ol - duğumu söylemeği bir vazife bilir ve matbuattan bu duygularıma tercüman olmasını dilerim. Esasen bütün bu tezahürat ve dost- lük ifadeleri, temsil etmekte olduğum Romen milletine teveccüh etmektedir. Türkiyede bulunduğum beş gün zar - fında yaptığım bütün müşahedeler gös- teriyor ki, Balkan Antantı — çerçevesi dahilinde kurulmuş olan Türk - Romen ittifakı halkın ruhlarına işlemiş ve da- ima yaşayacak olan bir ittifaktır. Bu ittifakın semerelerini alabilmek hususuna gelince, bu da iki devlet rica linin çalışmalarına bağlıdır. Bu uğurda çalışacağımıza sizi temin ederim. İstanbuldan ayrılış Muhterem misafirimiz, bundan son ra Perapalastan ayrılmış, ötomobiller- le Galata rıhtımına inilmiştir. Burada da misafirimize askeri bir kıt'a selâm resmi ifa etmiş; muzika Romen ve Türk marşlarını çalmıştır. Bundan sonra, Vali, başvekil ve hariciye vekili na - mına Refik Amir, Merkez ve deniz ko- mutanları, Emniyet Direktörü, Roman- ya elçisi, Bükreş elçimiz, Romanya, Yu goslavya ve Yunan general ve konso- loslarile matbuat mümessilleri tara - fiından uğurlanan aziz misafir, seyahat lerine tahsis olunan Romania vapuru- na binmiş, refakatlerindeki zevatla be- raber Köstenceye müteveccihen şeh - rimizden ayrılmıştır. Romanya vapu - ru limanımızdan ayrilırken, limandaki bütün merakib düdük çalarak Başve - kili selâmlamışlardır. İzmitten gecerken İzmit, $1 (Hususi) — Dost ve müttefik Ro manya Başvekili kıymetli misafirimiz Tata- resko trenle İzmitten geçerken Vali ve vilâ - yet erkânı istasyonda muhterem — başvekili karşilayarak selâmlamışlar, istasyonda top- bulunmuşlardır. Aziz misafir, Atatürk Tür - kiyesinde gördüğü inkişaf ve terakkilerden bahsettikten sonra Ankarada Türk devlet ri- calile yaptığı temasların sulh yolunda — iki devlet arasındaki tam mutabakati bir defa daha tebarüz ettirdiğini söylemiş ve demiş. tir ki: — Türk halkının hakkımda — gösterdiği büyük hüsnü kabulden fevkalâde mütehas - sisim. İkinci seferki gelişimde bilhassa İz - mite İnerek aranızda birkaç gün kalmak İis- terim. Başvekilin bu sözleri şiddetle alkışlan « mış, tren hareket ederken Tataresko Türk- çe olarak: — Bağ olun! diye halka iltifatta bulun - muştur. Zabıtamız hakkında takdirler Romanya Başvekili muhterem milsafiri - miz Tatareskonün refakatinde memleketi - mize gelmiş olan polis müfettişi Husaresku polisinden sitayişle bahsetmişler ve gazete - cilere şünları söylemişlerdir: lı ve motörlü polisler de dahil olmak üzere, bütün Türk polisi, vazifesini başarma husu- sunda bütün dünya polisile boy ölçüşebile - cek bir seviyededir. Bu arada, İstanbul po - lis müdürü Salih Kılıçtan da sitayişle bahset mek lâzımdır. Türk polisinin nezaket ve cen tilmenliğini de onun şahsında müşahede et- mek mümkündür, T Emniyet Direktörünün ziyafeti İstanbul Emniyet Direktörü Salih Kılıç dün misafir polis müfettişi ve müdürü şere- fine Moda deniz klübünde bir Öğle ziyafeti vermiş, bu ziyafette polis şube müdürleri de bulunmuşlardır. GÖNÜL İS Okuyucularıma Cevaplarım İstanbulda F. F. M. A. ya: Sizinle üç sene mektublaşıp bir za- man da gene sizinle birlikte yaşıyan bu kadın şimdi sizi bırakıp fakir ve yaşlı bir adamla evlendiyse ona kabahat bulmayın. Kabahat daha ziyade sizin: dir. Kadın kendine bir âşık değil, bir koca arıyordu. Bu hareketi de gayet doğru idi. Sizin kendisine koca olamı- yacağınızı hissetmiş olmalı ki, belki de sizi sevdiği halde bıraktı ve kendi- sini nikâhla alacak insana gitti. * Ankarada O. C. Ş. K. ya: Kızı size onlar teklif ediyorlar.. Siz de razı öluyorsunuz. Sonradan cayan gene onlar olduğuna göre herhalde bunun bir sebebi olmalıdır. Siz en ev- LERİÇ vel bu sebebi öğrenmiye bakın! * Ankarada V. B. T. ye: Birdenbire bir hayale-kapılmış ola- bilirsiniz. Henüz çok gençsiniz; sevgi- niz geçici bir heves olabilir ve vaziye- tiniz de henüz evlenmenize müsaid de- ğildir. En iyi yol bir an evvel bu iş- den vazgeçmektir. * Bayan (H. Y.) ye: Fazla bedbin düşünüyorsunuz, mes- ud olmamanız için hakiki hiçbir sebeb yoktur. Siz, kendi kendinize fena tel- kin yapmışsınız.. Meşhur bir söz var- dır: «Hayat, hisseden için bir trajedi, dü- şünen için bir komedidir.» Fazla hisse kapılmayın, her şeyi olduğu gibi gö- rüp muhakeme edin, bütün üzüntüle- rinizin boş ve manasız olduğunu siz de anlıyacaksınız! TEYZE lanan halk şiddetli alkışlarla tezahüratta | sanların hangisi kafese girmiyor ki?.. ve Köstence polis müdürü Antonesku Türk | BON POSTA HÂDİSELER KARŞISINDA Kuşa dair Caddede bir bıldırcına bana: rastgeldim; — Her kuşun eti yenmez! Dedi. Halbuki ben bıldırcın eti yenilir biliyordum. * Kanarya, saçlarını sarıya boyatan evin bayanına baktı: — Ne kıskanç kadın, dedi, şimdi de be- ni kıskandı! * Kafesteki kuşa sordum: — İnsanların seni kafese koymuş ol - malarına üzülüyor musun? Güldü: — Ne münasebet, neye üzüleyim, İn- * Bülbül, saksağana: — Ben edebiyata girmişimdir! Dedi. Saksağan gagasını büktü: — Haydi oradan asıl edebiyata giren benim, yüzlerce şair hergün! « Dam üstünde Saksağanı « Kazma vürdüm beline» Diye şiirler yazıyorlar. * Kuş tayyareyi gördü: — Bu da bizden ama, dedi, acaba neye selâm vermeden geçiyor? * Kuştüyü yastık yapan bir mağazanın reklâmını gördüm: « Tavuk tüyünden mamul kuş tüyü yastıklarımız vardır!» * Leylek Nasreddin Hocayı yakaladı. İki yanına iki kanat, ağzına da gağa taktı: — İşte, dedi, şimdi kuşa benzedin. * — Kuşların bir çoğu beyinsizdir. — Niçin? — Beyinlerini insanlara verdikleri için! * Muallim. sordu: — Hayvanı natık neye derler? Çocük cevap verdi: — Papağana! * Kuşların en hovardası yarasa olsa ge- rek.. geceleri sokak sokak dolaşır!. * Karga kargaya randevu verdi: — Bostandaki korkuluğun tepesinde buluşalım -olmaz. mı? * Kuşlük zamanı gelmiş; şimdi, kuş sü- tünden başka her şey buluünan bir lokan- taya gidip bir kuş konmaz yiyeteğim!, İsmet Hulüsi Feriköyünde bir eğlencenin sonu Feriköyünde Müyesser isminde bir ka- dının evinde mütekaid İsmail Hakkı içki içip eğlenirken Müyessere âşık olan Ro- manyalı İsmaille arkadaşı Deli lâkabile maruf Remzi sarhoş olarak evin önüne gelmişler, İsmail kapıyı tekmelemeğe başlamıştır. Bunun üzerine İsmail Hak- kı aşağıya inmiş, Remzi, bıçakla İsmail Hakkıyı karnından ağırca yaralamıştır. Yaralı hastaneye kaldırılmış, vak'ayı müteakib kaçan İsmille Remzi sabaha karşı yakalanmışlardır. Dün akşam geç vakit Sultanahmed ü- çüncü sulh ceza mahkemesine verilen İs- mauille Remzi, sorguları yapıldıktan sonra tevkif edilmişlerdir. e '« K Bu h afta iki Tü film gösteriliyor Bu hafta İstanbul sinemalarında iki ta- ne türkçe sözlü film gösterilmektedir. Bunlardan biri Türk sinemasında göste- rilmekte olan meşhur Hacı Murad filmi- dir. Filmin mevzuu şudur: 1852 senesi Çar ikinci Nikolanın istib- dadı şiddetle hüküm sürmekte ve Kaf- kasya, Rus ordularının zulüm ve tazyiki içinde bulunmakta idi. Kafkasyalilat is- tiklâllerini kurtarmak için Şeyh Şamil namında bir zatın idaresinde kuvvetler teşkil ederek Ruslarla çarpışmağa başla- mışlardı. ' Hacı Murad bu harekâtta kahraman- lıklarile şöhret kazanmakta idi. Şeker bayramında halk köy meydanın- da toplanmış eğleniyordu. Millt havalar çalınıyor. Şamilin kızı (Zehra) ortada raksediyordu. Zehra (Hacı Murad) 1 sev- mekte ve ondan mukabele görmediğin- den dolayı müteessir bulunmakta idi. Raks esnasında Hacı Muradın kendisi- ne iltfiat etmediğini gören Zehra birden raksı durdurur. Bu yüzden Şeyh Şamil ile Hacı Murad arasında müthiş bir mü- cadele çıkar. Tam bu esnada top gülleleri ve kurşunlar yağmağa başlar. Kazaklar köyü basarlar, perişan ederler. Ateşe ve- rirler ve bu sırada da Zehrayı alıp ka- çarlar. intikam taarruzu yaparak iki üç yüz Rus askerini esir ederek köye getirir. Hacı Muradin bu zaferi Şeyh Şamilin bir kat daha hiddetini celbeder ve kendisini Rus taraftarlığile itham ve tahkir eder. Bi vaziyet karşısında köyde kalamıyacağını hisseden Hacı Murad, kendi ihtiyarile ve birkaç arkadaşile Rus ileri karakolu- na teslim olur, Kafkas orduları başkumandanı Prens Voronzof bu büyük kahramana lâyık ol- duğu hürmette bulunur,. Bir müddet son- ra Çar Nikolanın emrile Hacı Murad Pe- tersburga nakledilerek Çarın huzuruna çıkarılır. Çar, Hacı Murada Rus ordula- rile birlikte Şeyh Şamile karşı hareket etmesini emrederse de mumaileyh şid- detle red ve Şeyh Şamilin kendi - mille- tinden olduğunu ve ona karşı hiçbir za- man hareket etmiyeceğini söyler, Hacı Murad nihayet kaçmağa ve bir çok zahmetlerden sonra memleketlerinin hududuna gelmeğe muvaffak olur. Ve yalnız başına Rus askerlerile çar- pışmağa başlar. Bu esnada Şeyh Şamilin askerleri yetişir ve yaralı olan Hacı Mu- radı kurtarıp köye getirirler ve Kafkas- yalılar son nefesine kadar vatanının 5- tiklâli için çalışan bu büyük kahramanı istikbal ederler. Diğer türkçe seslendirilmiş film de Sa- ray sinemasında gösterilmektedir. Buf- falo Bill yahut «Maceralar Krali» adında olan bu filmin başrollerini Gary Cooper. Hacı Murad Ruslara karşı mükabil hir | | Bu filmlerden birincisi Türk sinemasında gösterile? Hacı Murat, diğeri Saray sinemasında Buffalo Bill'di' Hacı Murad filminde İvan Mojukin h Jean Arthur ve James Ellison Y“Pm.*ı tadır .Mevzuu şudur: BN Amerikan dahilt harbi nihayete di miştir. Muhacirler garba doğru akil kj yorlar. Bunlar arasında Wild Bill Hi v ve Buffalo Bill adında iki de yaman * a bulunmaktadır. ll’ Missouri nehrinde vapurla îaPnkif H Beyahatte Hikok;, çok sevdiği ü Buffalo Bill filminde Gary Coop v Jean Arthur gIZ . Jane adindaki kıza rastgeliyor. delikanlıyı için için sevmektedir" ykt Piney müstahkem mevkii âSİIBLeqkî? fından muhasara edilmiştir. BU " (ayil sephane götürmeğe Buffalo Bill ;;l ediliyor. ğ dıl" _; Hikok ile Jane Amerikan Hindi çini Ka rafından esir ediliyorlar. Sevglhn mür | kenceden kurtarmak- gayesile Ja ge | o Iııg.- | e himmat kolunun takib edeceği Y Ğ; , lerin reisi bulunan Yellov Handa Bü“’p; yor ve bu sayede kurtuluyoflaî' ç Yo(rı“ğ | Bill ile adamları bir pusuya düS“? Yü Hikok onlara iltihak ediyor. ; Az bir müddet sonra Hikok _l“ rililerin John Lattiner vasıtasile darik eylediklerini haber alıy0”” — glll mı yakalamak için peşine düşUYîr' !I!d; delikanlıyı öldürmek için üç ? ndafi "4 adiyorsa da bunlar Hikok tafa,f'n kıfl"-. ef ediliyorlar. Bu vak'a Hâkokuor_ harici ilân edilmesini mucib OlUYUZ Bül *evkife Buffalo Bill merur edi hakip: 'uşuyorlar. Buffalo teslim Oh'“p k Fi söylemesini tembih eyliyor. Hıkokrar ı; su üzerine sözlü olduğundan te$ ll jisaneye dönmeğe koyul_flîf'_or(; e "attimer rastgelip onu öldurüye gevi” | iz sonra o da katlediliyor. Jan iş ge" yf çilâb l ç sinin son nefesine yetişmiştir.

Bu sayıdan diğer sayfalar: