Eczacılık ve İlâç fiatları —— Yazan: Muhittin Birgen —— asta olmamak her yerde ve her zaman için her şeyden evvel te- menni edilecek bir şeydir; fakat, Türki- yede hasta olmamak elbet daha büyük bir bahtiyarlık olur. Hastalık ve şifa mesele- lerimizi alâkadar eden bir hayli mes den sarfınazar, Türkiyede ilâç da pa lıdır. Halka ucuz ve temiz ilâç temini ga« yesile yapılan eczane tahdidlerinden ve- yahud eczaneler ve eczacılık için konu- lan hifhaye usullerinden ve bazı nizam- lardan Halkın istifadesi olmuşsa, eczacı- Jhığın istifadesi her ur. eczanelerde satılan ilâçlardan bir narh la olmuş Meselâ, hiç olmazsa bir kısmı bir aza l ya azami fiatlar & da net eğildir; çünkü olamaz. bu kan sevke ede bir hayli Fran- r. Bu tahzarlar için de, eğer aldantı zami fiatlar konulmuştur. Halbuki bir sene içinde frank yarı yarıya düştü, halde bu mü: arların, cezanelerdeki fiatları bir kuruş bile değişmemiştir. Fransız müstahzarları için söz, İtalyı aate nevi n ıyorsam, a- müstahzarları için de doğru idi. Dem luyor ki eczanelerin veya ecza depol. nın ilâç veya ecza flatları gıkı ve datmi bir kontrol altında değildir. * İkinci bir mesele de şudur: Bir takım gümrük himayelerinden Halbuki ilâç ve eczacı- iktısadi himaye, iklısadi bakımd emin etmediği ilâçlar vardır ki istifade ederler. hık için düşünülen bu memlek bir mı sıhhati verir. Sebebini ( iâç, ancak, büyük mikyı büyük tesisat sayesinde ta il zaman ucuza mal edil, 5 himaye edeceğimiz müstahzaratcılık bu şartı ihtiva edemez. Evvelâ, Türkiye kü- çük nüfuslu bir memlekettir; bi Tur saniyen, x..b lir mı şuh'P[ sahibi urâılııır Şu hal- de Türlh anlar, kü- çük m miyetsiz bir şey olan bu nevi bir işde hi mayecilikten hasıl olan iktısadi mer mukabilinde sıhhi zarar elbe f Rastgele lâboratuarlarda hazırlanan, ku!- Janılan daf maddelerin! kontrol altın- da tutmiy t fiatını tesbite lm- kân bulunmıy: ne emniyetle kullanmamıza imkân v dır; ne de bunların pahalı olmadıklarına emin olabiliriz. ili t mü * Bir misal daha: Faraza, her gü yatımızda kullandığımız diş macanlarmı alalım. Bu, Türkiyede sürümü gitşi'de artan bir maddedir. Acaba, bunlar kâfi derecede bir kı en geçiyor mu? A- caba, bunların içine konuldukları kurş tüpler, emniyet vermeğe kâfi de kalaylanmış tüpler midir? Acaba, bu tüp- derin içine konulan pastaların mikdarın- da bir hile oluyor mu? Bunlara da şeker yerine saharin kullanılıp kullanılmadığı tetkik ediliyor mu? Fiatlarda fazlalık var mıdır? Bu suallere sarih ve eniniyet verici cevablar bulmak kabil olmıyacağı- ni zannediyorum. İşe ticaret bakımından baktığımız za- an bazı hâdiselere şahid oluyoruz. Tür- kiyede her gün kullanılan birkaç 1müs- tahzar madde, hattâ bir nevi müstahzar üzerinde çalışan bazı firmalar var ki bü- yük para kazanıyorlar. Senede şu kadar ü ha- n yalıya mal Fransız hakimi La Brüyere'in iddi. türlü yükselir, birinci şekil yükselişte me: işte ise sebeb raxib- sinin, kudretinindir, ikinci şekil yüksel! lerin #ciz oluşlarıdır. Birinci yükseliş rabdır. n SÖON POSTA İkîîırîlrşrğnr _l, na göre İnsan t kendi (Ki Zeki talebelerden müteşe-kil bir aınıfın birincisine de bi- rinci derler, vasat zekâda talebeden müteşekkil bir gınıfın birincisine de gene birinci derler, fakat hakikat terazisinde bakikf, ikincisi se- — birisi hafif gelir, d! nüşüne göre değil, hakikatte oluşuna göre ölçmelidir. çöker, insan bir kıymeti görü- ÖZ ARASIN A &___ 23 Aylık bir boksör Kendine rakip arıyor Yukarıda resmini gördüğünüz mi - ni mini bok: Los Ancelosda yapılan irbüz çocuk müsabakasında birinci - ği kazanmıştır. Henüz 23 aylık ol B dır. Göğüs çevresi 59, beli 40 v leri 15 santimdir. Ve kendi s İbütün dünya boksörlerini de İtedir. Açlık tecrübesi yapan avukatın âkıbeti dan Jarj Dambroviç isminde bir avukat ne kadar açlığa tahammül edeceğini rübe etmek için 20 gün rızasile aç kal - maşlır. Fakat yirmi günden sonra artık açlı- ğa tahamm iyerek yemek ye yemeği hazmedememiş ve avukat bir - denbire ölüvermi, değildir. — Bundan dolayı, yeni Sıhhiye Vekilimi- ze muvaffakiyetler temenni ederken önü- nve bu meseleleri de koymak istedim Muhterem Bay Hul İzmirdeki vazi- |teleri esnasında teşkilâtcılık ve takibe'lik | kuvv hir tetkike muhtaç olduğunu takdir ede- rek bunları faaliyet tezgâhının üstüne korsa, belki halka büyük faydaları ola- cak neticelere varabilir. Muhittin Birgen bin, bu kadar on bin ile ifade edilen ka- |/7 zançlar ve isimler zikrediliyor. Kazan- sınlar ve herkesin kazancı kabil olduğu kadar çok ve bol olsun, Fakat, acaba, balkın sıhhati, bilhassa hıfzıssıhhası da onlarla beraber kazanıyor mu? iğim misallere ve kaydetti. ra lmk.ımk ben ıznnrdi- İzmit muhabirimiz anlattı: rük binasının öründe iple bağlı duran de baktı ki koskoca, simsiyah bir yılan İSTER Yugoslavyanın Dubrovnik kasabasın -| * “|ce Valter ve Jahn isimlerinde iki k bu kadar gün perhize alışmış olan midesi | ile tanırız. Bu meselelerin esaslı | İSTER İNAN, Gümrük kolcusarırdan Ali baba sabahleyin erkenden güm- | ) Bu adamlar acaba Ne arıyorlar ? HERGÜN - BİR FIKRA | Hakaret davası Tanınmış avukatlardan biri yazıha- nesinde oturuyordu. Kapı açıldı ri giren adam soluk soluğa anlı — Komşularımdan biri beni tahk kendisini dava edeceği: Avukat sordu: — Ne dedi? e- — Ne vakit? - On sene evvel. mi, on senedir ni- e dava etmeyi düşünmediniz?, Şin ne olduğunu bilmiyor « dum. Ömrümde ilk defa bugün bir Bu adamlar ne yapıyorlar? İhbar e- dilen bir cesedi mi arıyorlar, yoksa kerhangi bir tefi Hayır hiç biri değil. İngilizlerin meş - hur Eulf oyununu oynayan, golfcular - dan birinin savurduğu topun nereye saklandığını bulmaya çalışıyorlar, 107 yaşında gelin ile 95 yaşında damad lı Eleni Necialkofska 107 » Hayatında yalnızlıktan usa! bir aile teşkil etmeğe karar ikna e- etmiş- * Tayyareci Lindberg'in Çocuğu sağ mı? Pays Recl ismindeki Belçika gaze- tesi tayyareci Lindberg'in vaktile kay- uğunun sağ olduğunu ve Be) anında bulunduğu - |& nu yazmaktadır. Gazeteye göre, Belçikalı S. r kleri bir ilâ gz memurluğu kâtibi bu yeni ev kayıtlar n her iki hayretin - yere düşmüştür. ve Li nl;vı'u'm“_ İ ü bin bu haline canı sıkılan yeni nan — çocı A beri ve K ada çel 1 oğlan tayyareciyi ve b ndberg'e Kra abetle hir erildiği zaman ererek, «işte babam! Ih genç neden y İstik çlerin de, bizimdir. Hem biz se- nin fikrini de sormadık ki» demiştir. İnin onu ya * kaldırıp karma -ı karışık yollar an götürdüklerini dilen Hauptman'ın re: , resme bir yumruk İr idi,» de - ]aponyaı]a tuz hangı işlerde kullanılır ? Japonya hükümeti, tuz israfının önünü almak için çok eiddi tedbirler ittihaz et- miştir. Japonyada tuz memlihaları çok Mezarın içinde dirilen adam ılmî'hğındany riçten mühim mikdarda Teksas'da geçen hafta bir ziraat mü | tuz idhal edilmektedir. . hendisi kalb sektesinden vefat etm 'Tuz Japonyada yalnız temekleri lezzet- ti. Ertesi günü gömülen mühend lendirmek için kullanılmamaktadır. Ja - .’“* zarı, me Si lar tuzda esrarengiz bir tathir kuv- tasavvur etmekte ve bunun için htelif suretlerle de kullanmaktadırlar. elâ, evlerden fena ruhların tuz vası- ile defedildiğine, dükkânlarda fazla | tuz bulundurmakla çok müşteri celbbe- ğine inanırlar. Güneş ve sair maç- larda çarpışanlı *ile de sahaya bol bol tuz dökerler. Kamananı lSTER İNANMA' | Evvelâ hir ürperti goçirdi, fakat soğukkanlı bir adamdı, hay- vanın sabah ayazında uyuşmuş olabileceğini düşünerek bir bez parçası ile yakaladı. Şimdi İzmitte bu yılanın sandala nasıl girmiş olabileceği bir dedikodu mevzuudur. İSTER İNANMA! miştir. takım garib sesler geldi r bir Jr(üîlışlul çnmunk beraberce mezarı açmışlar ve mühen- disin sağ olduğunu görerek — kendisini rmışlardır. Fakat bu f ören mühendis çıldırmış pnezardan ci vaziyeti tır. sandala girmişti, bir çöreklenmiş yatıyor. İNAN, te mi bulunuyorlar? | lara uğur getirecek kanaa- F — Sözün Kısası Hizmetçi 1 Odası M Mal sahibi ve yahut ki vekili yanımığlı dır. sızc, dünyanın parasına yapu"-:' E. Tala iralamak istediğiniz yer' manı geziyorsunt gurur gözleri Olı:manı( mutfağı, yere E mer banyolu ve rengârenk zeyyen duvarlı hamam odasını, duv# duraklıyor, ve soruyorsunuz: — Peki ama, hizmetçi odasını dim, Yok mu? Mal sahibi: — Var, efendi 'n diyor. Ve size, Bın bitişiğinde racık bir « —B şi pekâlâ yatar. Bu, ghrı“'f-'e mutf#? B m ona modern apartırmanlaf dir. Evler d€f hizmetçi $£ lVl'l yük” (ckı mevkiini, tay miyet içerisi! larımnı tastar mişlerdir. Her ferdin hakkını veren en doğrü dürüst rejim demokr ni bizim * mimiz olduğu halde, bizler de, kantlfi rımızın herkesle bir tuttuğu hw"' Jarımıza esir pazarında bir KEö li çeye Arab halayığı satın alındığı d"üı, lerden kalma köhne zihniyetimizi bir Ü lü değiştiremiyoruz. n ve takı İnsanlar hizmetçinin de herkes gibi # ğa, havaya, istirahate, nezaketle mud al bilcümle medeni baklü ğunu idrak etmedikçe * diyenle leye, velhal müstahak ol yal inkılâb .EAT..m olmuştur acı acı gülerim! Alman - Japon paktına İlaİ_/anın da gıreıeği a Resmen tahakkuk ediy?' (Baştarafı 1 inc 'Tokyoda çıkan As İpakta iştiraki haberini r lruı.ıkPıF er n p:ık' projesi, r—ru*mdrkı içtimâ y tarafından ano, Uıuı ve Vn—ı Ribbentro! yapılacaktır. Bazı al mehafil, bu aN yapılmasından gayri memunü mektedir, Zira, bu pakt, n-ıuny tini, Akdeniz vaziyetinin deği; bağlıyacaktır. Roma ne diyor ? eçö Roma, 31 (AA.) — İtalyanifı T gul sene Almanya ile Japonyanın İM” . tü oldukları komünizm aleyhindek ( par yakında iştirak edeceğine daif ge " yr İümat mevcud değildir. İtalya? pon salâhiyettar mahfilleri bü zahat vermek istememektedi” llf' şimdi vaziyet öyle inkişaf etmekted İtalya bu paktı imza etmiş ©S oli ru,ı—*daL til mevct dl o tâve edilmiş L (d n Bf Maltepeda bir kumbo Y“l W7 Dün gece, Kartalla “BWP' ı" Bay Tosuna aid bostan )ııı!ub!M ı!"! v gı çıkmış, kulübeyle yanındaki İ çdif hırt yandıktan sonra itfaiye söndürülmüştür. Yangının nasıl çıktığı tahk A