18 Sayfa —— Son Posta'nın tefrikası: 27 dn : ya Şi Babıâlide okunan hattı hümayun ve Kanunu Esasi binlerce halk tarafından heyecanla dinlenmişti 1292 senesi kânunuevveli - - 1876 kânunuevvyelinin 24 cumartesi günü.. erkenden Babiâli caddesi ile iskelesi Civarına toplanmıştı. ve dükkânlar, bayraklar, , defne dalları ile donanmıştı. sin çehresinde, manalı bir tebes- vardı. ün, Os an'an Tarih: nin (0 ü Ün: H günü kaydedıynr- zun saçlı, kırmızı gençler halk ara - ve in (hürri- ni bir erle, (meşrutiyet) esine, ve (dairel hüma- an önüne, büyük bir k yapıl- bu kürsünün etrafı, al bayraklar- Vakit vakit yağmur j men, kalabalık artıyordu... Öğle vaktine döğ - taraf bir insan kütlesile €e atılsa, yere düşmenin ün etrafı, yepyeni elbiseli as- rile dolmuştu. Abdülhamidin ikinci fırkanın mızıka ban- Ni havalar çalıyordu. O zaman halk tarafından pek çok sevilen: 'Türkmen kızı, 'Türkmen kızı!., Sen allar g Ben kırmızı, Sen gül topla, Ben nergizi. Yandım sana, Türkmen kızı!.. Şar vete ra, yordu. Babrâliden, Sirkeci iskelesine kadar, iki sıra asker dizilmişti 1, 6 gamli havanın verdiği kas- | nen kalblerde neş'eler yaratı- nişti. yeni; mazul ve mansup devlet Babıâliye gelmişler; yyen kürsünün et -| ihata etmişlerdi... Herkes bekli- da -ıkdı ar geçtikçe, herke- hresinde rı, rafın yordu sİn çı Ve, da - .ıı.ıfmdvuı bir Şimdiki (Vakit) nde duran levend elindeki parlak liden tarafa çe- inde çalınan bo- naşan h'ılkın boru sesi, matbaasının endamlı bir borazan börunun ucunu Babı köşes boyalı, £ rı pirinç bacalı bir vükelâ is istim bot, çinde! ara müstağrik bir ta- uiya başlan Bunl (Serkâtib lı.ı/w şeh- inlerinde ynciler, yaverler, Da nsub hünkâr çavı duran birinc Sirkecideki | kelesi) nin önüne, kıymettar | Bilâhare sadrazam olan Abdülhamidin başkâtibi Said Bey (paşa) rabaları bandoyu takib ediyorlardı. İlk arabada, elindeki al keseyi göğsü yukarıya kaldırmış olan Said bey v O tarihlerde, el şakırdatarak alkış yapmak henüz âdet değildi. Caddeyi dolduran sayısız insanlar; gözler.nin önünden geçen bu parlak manzarayı ş bir tebessümle seyretmekte'erdi. mişti. Vüzerat üniforması içinde, bir kat daha müşekkil görünen sadrü: Mitat ).4 a, yüzünde mes' bir riyen bir lamıştı, yürüyüşle Sald paşayı ka Said paşa, al keseyi öpüp başına koy- duktan sonra, sadrâzam Mitat paş; ermişti. O da, üç defa ö duktan sonra, (Amedli divanı hürna- yun, Mahmud beye) (2) uzatarak, kür- süye çıkmasını işaret etmişti. | Mahmud bey, kürsüye çıkarak al ke- seyi açmış. Abdülhamidin, |esasi) ilânıma dair nderdi hümayun) u okumiıya başla L O anda, Babiâlinin üst katındaki ©- |danın penceresinden bir bay galanmıştı. Ve gene o anda, Salıpa: |önünde demirli olan (Zühaf) isminde- ki karakol gemisinin bordasından bir duman yükselmiş; gürleyen bir top se- si, İstanbul ufuklarını sarsmıştı. Mahmud bey; mayunu okuyc lerbeyindeki (kanunu (hatu üksek sesle, hattı hü- du. Selimiyeden, Dey- (Nakkaş) mevkiünden, Dolmabahçe camisi önünden, mütema- diyen top sesleri yükseliyordu. Garib tesadüf... Bu sırada, Kasım pa- | şadaki (Bahriye Dairesi) nin üst katın- daki müzeyyen salonda, büy ler tarafından gönderilen murahhasla (meclisi müküâleme) adı — veri (konferans) (3) 1n ilk içtimamı ak mişlerdi. Bunlar, top seslerini duyı duymaz birdenbire şaşalıyarak: — Ne oluyor?.. Bu toplar nedir Demişlerdi Konferansa riyaset eden haric | İhazırı Saffet paşa güleri İşte, şu dakikadan itibaren, & miz de A âsi Ftık vrupa hüküm ve medeni seviyesine Bu toplar, kanunu e© Ll neme' m ı,lnn—. t paşanın elir Sonraları, tİcaret ve nafia nazı- rı olan, (Mahmud Celâleddin Paşa) 131 Bu mühim konferanstan sırası elince bahsedeceğiz. iB ikarak, Ba- ! demediği heyecandan tit- p başına koy | ye' |rak yeni rejimi tebrik etmişler; muvaf- fakiyetler temenni eylemişlerdi. MİTAT PAŞANIN EN MES'UD GÜNÜ, FELÂKETLİ BİR GECE İLE NETİCELENMİŞTİ Babıâlideki kürsüde yin gür sesle okuduj yun) u, ve (kanunu dinlemişti. Ve dinliye! zihniyetlerine göre tef: , Mahmud be- (hattı hüma- si) yi, herkes ler de, kendi yi beliğ telâv şen, memnun, mütebessim bir gvh e .lu arak: n Abdülhamid nunu esasi ile bütün teb'ai şâhânele- rine ihsan buyurdukları hukuku cedi- de) min (Çbir meş'alei feyzi taa- det) olacağından tutturarak uzunca bir nutuk lemiş.. utiyetin ve faziletlerinden bahseylemişti. Hülâsa. merasim; hitama ermişti Başta Mitat paşa olmak üzere, nimet duâlar, senalaria gitmişler; (tarafı seniyeden, le bir lütfu ihsan'a nail oldukları şükranlarını arzetmişle Lyeni rin mes'ud ve mübarek olması t |ve temenniyatı) ni burada da te eylemişlerdi Derhal, hükümet — tarafından bir ilân neşredilmişti. Bugün; resmiye) den şehrâyin ve şadıman tekli olanlar da donatacak) Bütün İstanbulda, bir faaliyet lamışlı. Her taraf; bay Ifenc—r erle dmaıı"mı—h addedilecekti. — (İcrayi olunacak: hâne ve konak (is- arını baş- ar, kandille Doöna (Beyazıd) meydanına nazır konağı i- di, (Arkası var) 'f Bir Doktorun Günlük ) Notlarından Saçkıran “Pelade,, Baçkıran yaralı ve yarasız Olmak üzere iki kısma ayrılır. Bu. şimdi bahsedece - Kimiz yarasız olandır. Bu hastalığı . hur edeceği yerler tabii saç ve kıl olan yerlerdir. Sakal, bıyık, sâç, kaş, kirpik vekaire gibi. Burada evvelâ küçük levha- İ| Yar hHalinde baştar, saçlar dökülür ve o- rası düz yumuşak bir hâl alır. Rengi ta- bti beyaz olur. Gitgide bu bütün başı sa- rar. Ve İnsanı cascavlak bir hale koyar Pelad yani bu mevi saçkıranın leri hakkında” muhlelif nazı dır. Bazıları esâridir!e dediler, münakaşalarla geçti. duğuna hemen heme mümiyetle sinir hastalıklarının, yoz tukların, büyük heyecanların irsi ve xis- bi asabi hastalıkların kahve, çay, alkol Yle tesemmüm büyük Tuddelerin tagay - yürati, karaciğer, böbrek, yumurtalı rm muhafazal — ferkalkülyelerin yuddel derakiyenin bozukluk ve hastalıki . velhasıl umumi barsak tesemmümleri- || nin asaçkıran hüsülünde — büyük &- oldukları tahakkuk etmiş- tir. Hattâ irsi — frengiyı beb olara larda freng alduğunu rük dişle lünde büyük da tar. İşte bu kadar mub tesirinde saçkı Ve bütân bu ni diş CUMA O Bebeb- a1 aaçkır; olduğu sabit ölimüş- f sebebler tahtı ( Bu mufla p saklayınız, yabut bir albüme yapıştırıp kollaksiyon yapınız. Kıkinlı zamanınızda Bn notlar bir döktor gibi imdadınıza vet'şebilir. | n | | " (harp gemilerine bir tuzak F pi îb.ı a Son Postanın tefrikası: 83 Çeviren: Ahmed Cemaleddin SE#! Tuzak gemimiz torpilden sakınmak için henüz isk tamamile gelmemişti ki “ Hedef karşımızdaki denizaltısıl. Ateş!,, Binaenaleyh Marie torpilden sakın- mak çm henüz iskeleye tamamile gel- Hedef karşımızdaki düşman de- nizaltısı!. Ateşi. kumandasını da ver- dim, 'Toplarımız gürlemeğe başladı ve me- safe pek kısa olduğundan ikinci veya- hut üçüncü mermimiz düşmanın bağ- rında patladı: Bu müddet zarfında ise harp bandırası direğimizde yavaş ya- vaş yükseliyordu. Gene dürbünümü düşman denizaltısına çevir! onu dik- katle tarassut ediyordum. Ateş altına almış olduğumuz gemi (E.15) markalı tahtelbahir idi. Kumanda 'iki kişi vardı. an bazıları bahirin toplarını |üzere güverteye sah l (E. dalmak . İngiliz bahriye ileri nın ba şına varmadan k olan (E. 15) birı yattı ve mermilerimizir isabelinden — mütevellit alevler arasında kaynayıp Dürbünümle iki düşman neferinin suda kulaç atmakta olduklarını yordum. Bunları kurtarmak için hem üzerlerine yol verdim. â vardığımız zaman bu iki kişi de orta - dan kaybolmuştu. Danimarka vapuruna gelince kendisi mil uzakta du 15) oraya iki tahtel- Alman kurmuştu z memurum: bu Danimarka vapuru İngiliz bahiri ile söz birliği eder Hiç şüphe yok ki t aldığı: « Danimarka bandıralı bir — vapur «Bornholm» civarında bir denizaltı ge- misile uğraşmaktadır. » yolundaki z bizi aldatıp oraya çekmek ürmek için uydurulmuş bir bu itibarla Danimar ders haketmişti ama ne çare k. söÖy- ş olduğum gibi, bitaraf sularda bu |lunuyordu. ordu. Lâkin bita- | “İraf sularda bulunduğundan k £ |bir şey yapamadık. Hiç şüphe kumandasını verdim toplayıp böyle nutuklar irad ten mütadımdır. ve bu — hitâbE sonra o'ıl.ııda derhal sözlerimil an göz duğundan hı.ı andan, 1 gördük Ekn en İnüme s: endime r lmwıhk 0; acabi aB V€ nın elini... Kendi — Delilik sari Lâkin vapur kafilesini & limana getirip tes mif İği herkesteki asabiyet birdenbir? dü. | Tümanai görişlmiz pek n...aev*'ı şey oldu. İki düşman duıı"p,’ tırmış olduğumuzu telsiz t6 lce haber vermiş old U"'M çık deniz donanmamız k mafi ’ rafından şifahi ermek bizrat nezdine davet edi 1ım. «Marie» müretteba demir salib nişanının -k m eti Danimarka vapurunun hain süvari- | m ne içimizden küfretmekle iktifa ede- en kafilemize iltihak için o- ıldık. İki gündür biri Rus, rek yeni j s! sı batırmıştık ama bu ikinci Yakiyetimizden «Marlewxnin za - ve efradında acayip bir haleti uye başgösterdi. Frişka bir denizde kısa dalgalar be- yazımtrak bir iz bırakırlar değil İşte bizim zabitan ve efrad bu beyaz izleri görünce muttasıl: - Bir düşman denizaltısı göründi hud. Filân bordamızda bir düm!. diye bağırmıya başlı Beyaz dalga iİzleri torpil izlerine benzemiyor da değildi amma dakikada bir: — İskele bardamızdan torpil geli- torpil gör - Sancak baş omuzluğumuzdan tor- geliyor!. nâraları benim de sinirime dokunmıya başlam Nihayet bütün mürett ettim ve kendileri g ümı divan ve toplanın- |ca gülerek dedim ki: Allah aşkına sizlere ne oldu ço- cuklar?.. Âsâbınız o kadar çok bozul- müş ki aramıza bir sinir doktoru ka- rışmış olsa hepimizi tımarhaneye derir alimallah... Bir çift düşma nizaltı gemisinin der nü kaldıran sizler değil r halde ortada hi gön- an de- zlerde n vücu Jü- ğuru tatlım, Tabii ıL,:ııııd:'" vesile ile pek çok kereler 'JJJ di; şerefime hesabsız bira rildi, Zaman acçhkku ben zak gemicisi oluyordum. fonla veyahut telsizle (Balti g: tegat» da bir düşman € girRl rülmüş olduğu bildirili N' |hiçbir zaman tamamile diğindan ben hemen b—-*" İkaya saldırır ve kendi -ı"'" Mj İtim dahilinde hareket gi İhangi hareket tarikini ““1’“ sem onu ihtiyar ederdim. L aERİlİ bs:v"“',,ul ’M " whr edm—dL Hoş min imla u- Nöübetci Eczaneler Bu gece nöbetei olan dir: İstanbul cihetindekiler Aksarayda: — (Ziya *'"") (Eşret Neşet), Bi Jl'"“ maty (Ridvan) minasya), Eyübde l"u de; (Vital. Şehremitli Şehzadebaşında: (ÜNiYEÜ rükte z Beyoğlu cihetindeklleri İstikiâi caddesinde” (G74 nelbaşında: (M6 yob. Fındıklıda yet caddesindi (Zzatiropulos' uğrun. şişlide: ( yman Receb) Bağariçi, Kadıköy V* takelebüi