Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.
B Sayta SON POSTA .wll Tayyare Piyangosunun beşinci keşidesi bugün bitti. 28725 3184 12555 30095 13291 — 1250 15272 31249 24005 34506 34884 — T155 |27673- 23025 14352 — 322 36000 38022 , | 4927 1734 . 880 31109 21091 32226 ]- k 25372 23699 T89L 27264 BB RALAMAN 50 lira kazananlar 20086 31885 22308 9855 İ5167 13271 y "96733 6132 36826 3580 36405 — 7801 Ç eTm — 13136 17833 28543 2309 18680 20555 /— Sonları ( 88) rakamlarile biten bü-|362g1 30863 17022 — 845 26018 25509 tün numaralar ikişe lira amorti ala- 572 6965 24056 18032 26426 25856 caklardır. 13321 31059 4153 29995 28140 31854 23528 27663 16459 3007 — Tİ13 31154| 5585 36105 31248 18174 17071 26182 , 11473 — 406 11917 34319 25282 39648 , | 32825 38633 15365 9617T 19462 33000 ü 26874 30259 11495 23061 39267 38656 lıra kazanan 26027 21427 27927 37227 39483 19646 | 38020 23017 9840 22914 8768 10453 32651 16628 33441 34486 24305 19523 209336 13971 30134 36119 25611 v 33768 25400 19814 28377 9482 26550 . Sonları ( 92 ) rakamlarile biten bü- 90 k z ; z 45881 28325 19319 10620 20191 37[ tün numaralar ikişer lira amorti ala-|,.60x 16982 20535 16035 36811 38171 caklardır. 11845 16376 27173 16949 23971 32044 3,000 lira kazananlar 30805 32871 30142 37755 25010 17106)| 6401 39568 11024 17938 20485 18701 ! 1.000 eai 30 lira kazananlar lira kazananlar 5147 136'mr.10300 164035 TOT 17400 21707 18644 35842 21050 5554 — 836 38804 16138 500 lira kazananlar (:3362 19541 9980 16761 18011 - 24070 SöĞiT idbes 2arod ÖNNĞ - Saoca SürAb | S SN GUU CİĞRÜĞ — GİM6 11740 ŞEnr aa0s 20006 Tes. Gasa SiğML | S 5GU ÜĞU ĞĞ GÜO GÜĞ T05 9638 32076 37925 10062 14223 — 5692 - 37124 7643 17422 10820 19508 — 928 200 lıra kazananlar 32652 — g4d0 28671 5498 25531 28496 19257 11639 11942 14325 4072 18843 |18575 7299 23991 345908 15552 24688 21047 5T08 20520 18047 32069 18187 |12519 22805 23969 26100 18789 18261 d1287 25157 13593 35978 16500 21743 27876 30290 — 181 1386 — 4115 36898 26238 38047 11220 5755 25806 — 3017| 1688 28480 14369 3829 11429 18406)| “1720 25604 3641 28743 — 5302 3107 11526 2311 37296 29999 21084 26869 19564 13999 9695 Tii2 12134 100 lira kazananlar 3063 1870 15699 1653 23023 1305| 13442 35406 31989 26841 2621 18330189688 32209 24573 3481T 23802 22468 30367 1695 38555 1012 17062 6769 20959 3216 36129 14441 17336 36406 23216 17545 3845 11867 29814 28293| 9319 22954 5839 9830 37352 10443 Adalar Mal Müdürlüğünden : Sıra No, Adı — Sanatı Adresi İhbarname No. Senesi — Vergisi i Milto Sebzeci H. Ada berber 721 oğlu sokak No, 18 ŞÜN et l Yukarıda adı işi ve eski adresi yazılı mükellefin yeni adresini bildirmemiş ve yapılan araştırmada da bulunamamış olduğundan Tan vergilerile zamlarını havi ihbarnamesi ken dan hukuk usul, muhakemeleri kanununun İ tebliğ yerine geçmek üzere keyfiyet ilân olunur. .— 936 senesine aid kazanç, buh- disine tebliğ edilmemiş olduğun- 41-142 inci maddelerine tevfikan «6027> İstanbul Liman İşletme İktısat Vekâletince tasdik edilen ve 15 tarifelerin 13 Eylülden itibaren gişeleri Amberbu bulunduğu yeri, ölümü u- nutmuştu. Hind kumaşina sarinıyor, saçlarına bin bir şekil veriyordu. Bir aralık kumaşların arasından parlak bir şey kaydı: Altın çerçeveli bir ayna... dan ayırmıyordu. İşini bir an evvel bi- âirmek, sonra şarabını içmek istiyor- u. İstediğini yaptı... * Heyecanla sordum: — Klzi astı mü?, — Âstı ya.;; — Öldü mü Amberbu?. Mazlüm masalını dikkatli dinledi - ğim, alâkadar olduğum için çocuk gibi seviniyor. Sevindiğini gözlerinin için- deki tebessümden anlıyorum... — Acele etme... Armberbü kara ü- züm gözlerinin söneceğine, pembe te- ninin sararacağma, dudaklarmın mora. racağına, dilinin sarkacağına inanmı- yordu, inanamıyordu. Bunun için elin- den aynayı bırakmadı, ölümünü gör- mek, seyretmek istedi... Ve tuhaf de- ğil mi, nefessiz kalmadı ve elinde ay- Hİ K af Hü tEr G # Hakan bu sırada gözlerini Amberbu- d İdaresinden : /9/937 de mer'iyete girecek olan yeni mizde satılacağı ilân olunur. Yazan: SELÂMİ İZZET Hakan da şarab şişesini açtı, içti. Puhm çöl gecenin koynuna girmişti. Gökte ay parlıyordu. Asumanı şafak- tı. Kumlar ateşböceği gibi ışıldıyordu. pan altında mübalâğa- l büyüyor, Amherbm—ku&ıkhıra u- Kumları hışırdatarak yuvarlanan rüz gâr yakın bir fırtınayı haber veriyor,; Arnberbuyu salıncakta sallar gibi sallı- yordu. Amberbunun elindeki aynaya akseden ay, çölün ortasında ikileşiyor- du. Şarab bitmek üzereydi. Birdenbire hakanın gözleri önünde ây karardı, çöl karardı, dünya simsiyah oldu. Şimdi artık asuman dönüyoör, ay dönüyor, yıldızlar dönüyor, çöl dönü- yor,.bütün dünya dönüyordu. Rüzgâr rin bir vecd içinde idi. Hakan kalktı. ' Hakan sendeliyor, hakan iki yana yal pa vurarak yürüyordu. Ayın, gözlerine FT A lar durdu, sesler sustu, sanki kâinat de- | 26941 34167 11856 4522 30253 25113 28124 6663 39939 8520 36166 Mükâfatlar Keşideden sonra dolabtan yeniden l ralık mükâfat şu numaralar arasında beşer yüz Hra olarak taksim edilmiş- tir. 8282 19143 38606 30222 5069 25855 .24899 34641 31285 14615 8647 24581 YTST 35004 8064 25824 11554 14978 5445 35495 22302 27081 9346 7288 20462 13718 8589 34606 35740 3723 16058 28708 17584 — 3464 15702 11135 15777 26349 156060 — T165 10,000 liralık mükâfat on bin liralık mükâfatı kazanmıştır. - Sirkecide heycanlı . birtakip — polisten kaçmak istiyen bir Alman beş el silâh atılarak yakalandı Dün gece saat 11 de Sirkecide heye- canlı bir takibi müteakib bir Alman ya- kalanmış, yarım saat kadar bütün Sir- keci halkı bu hâdise ile meşgul olmüştur: Bu adam Herbert Vegesut adında 23 yaşında olduğunu söyliyen bir Alman- dır. Gece Meserret oteline gitmiş, boş. bir yatak istemiş ve bir lira yatak ücretini .verirken de otel kâtihine: diye sormuştur. Otel kâtibinden tatmin- kâr cevah aldıktan sonra da: — Ben biraz dolaşır gelirim diyerek ,pPasaportunu bırakıp gitmiştir. | Otel kâtibi pasaportu otel defterine ikaydederken bu pasaportun müddeti geçmiş olan ve Türkiye vizesi bulunmiı- yan bir pasaport olduğunu görmüş, şüp- ıhelenmiş. keyfiyetten. zabıtayı haberdar etmiştir. Zabıta memurları da bir kısmı ötele gidip, bir kısmı da otel civarında dolaşıp Almanı beklemeğe haşlamışlar- dır. Saat on bire doğru Alman sallana sallana otele gelirken memurları gör- müş ve alabildiğine kaçmaya başlamış- tır. Bu kaçış memurların büsbütün şüp- hesini celbetmiş, Almanı durdurmak mümkün olamayınca polisler havaya beş el kadar silâh atmışlar ve Almanı da De- i , | mirkapıdaki otobüs durağında — yakala- maya müvaffak olmuşlardır. Almanın kim olduğu polisten ne için gizlenmek istediği tahkik olunmaktadır. yerek, sallanarak birkaç adım attı, son- ra yüzü koyun kapandı. Başı uzun müd det havada kalkık kaldı:. Amberbuya bakıyordü... Amberbu onun için cansız bir cesed- di, hattâ cesed bile değildi... Bu bir hortlaktı. Amberbu onu kahretmek maksadile dünyaya gelen bir cadıydı.. Hakan İnliyerek sehpaya doğru & mekledi, Yaklaştı, yaklaştı... Başı, Amber - — Amberbu!. Amberbu, seni cenne- 'te gönderdim, üzüm gözlü gözdem sa- 'na cennette köşkler hazırlattım, seni meleklerin arasma koydum, melekler cariyen oldu. Daha benderni ne istiyor- sun? Bu yalvarmanın boğuk aksinden 'çölde derin bir sessizlik oldu. Hakan 'kızın elindeki aynayı gördü, içinde ay ışıldayan aynayı.. Hakan korkarak doğruldu, dirseğine dayanarak kalktı. Kara gözlerile pırıl pırıl yanan aynaya baktı ve bir sırtlan gibi haykırdı: — Leke.. o uğursuz leke. ölmeden evvel siyahtı, şimdi bayazlanmış... Koltuğunun altındaki siyah leke be - 'yaz olmuş... Amberbu dayanamadı, uzun, kıvrak, sedalar Uuyandıran billür bir kahkaha hattı. : kumlara kapandı. — “adteriş » 0 (Arkası var) .ı' 30843 — 563 67T05 Tö616 26270 2091T| 40 numara daha çekilmiş ve 20 bin li- En son çekilen ( 29489 ) numara da| — Buraya polis filân uğramaz ya?...| karanlık görünen ışığı âltında, i— İ bunun ayakları altına gelince yalvardı: | çölün kumlarımda ve ufuklarında aksi-| F Hakan &tpererek geriledi, titreyerek | vam eden tecrübesi sayesinde biliyordu. O, Mustafa Kemal ve Müfide şu teklifte İ' Mustafa Kemalin Şamda — kurduğu ( Vatan -Hürriyet ) cemiy ıtan ve — —4 /21 X a eti (Baştardfı I nci sayfada) — Bizim staj yapmakta olduğumuz a- laylar.. — Nasıl olur? Benim bundan haherim yok, ve bu olamaz.. y Gidiyorlar, hem bu akşam... İki arkadaş atlarına biniyorlar, evvelâ Mustafa Kemalin staj yaptığı 30 uneu | yorlar. Mustafa Kemal alay kumandanı- na soruyor, Bu alay içinde kumanda etmekte oldu- ğum bir bölük var; benim de beraber git- mekliğim tabit değil mi? Niçin bana ha- ber vermediniz? - Kumandanın cevabı: — Siz bu alayda stajyersiniz. Kuman- da ettiğiniğ. bölüğün asıl kumandanı bö- lüğün kumandasını almıştır. Siz erkânı- hat etmenizi tercih ettim. Maaşınız veri- Müustafa Kemalin aldığı bu cevab, pek tabit olarak, Müfidin 29 uncu süvari a - İay kumandanından alacağı cevabın ayni olacaktı. İki arkadaş, boynu bükük, çıkıyorlar Müfit şa mütaleada bulunuyor: Süva- ri fırkası kumandanına şikâyet etmek... Müustafa Kemal buna lüzum görmüyor: — Müfitciğim, diyor, bunlar o kuman- danla beraberdirler. Ona müracaattan bir şey çıkmaz. Ordu kumandanına gi - delim. Belki ondan da bir şey çıkmaz; fa- kat hiç değilse şikâyetimizi umumileş - tirmiş. oluruz, İki arkadaş mutabık kalıyorlar. Ordu kumandanı müşir Hakkı Paşa - diR 0 ; Mü i süzdür. İki erkânıharb yüzbaşısı, doğrudan doğruya, müşir Hakkı Paşanın resmi ma- (kamının kapısına gidiyorlar ve yaveri vasıtasile müşir paşayı görmek istedik- lerini arzediyorlar. Hiç vâki olmamış bu hareketi müşir paşa çok küstahane te - lâkki ediyor ve onları kovuyor. Sokak or- tasında kalmış gibi bir vaziyette iki ar- kadaş artık birbirile konuşmıyacak ka « mal, Müfide: : — Biz de gideriz, diyor. Müfit soruyor: — Nasıl? rımıza binmiş bulunuyoruz; emirber ne- ferlerimiz de var, Havrana giden kuv - vete, olduğumuz gibi iltihak ederiz. — Büu olur mu? — Niçin olmasın? Ve, Mustafa Kemalin dediği gibi, gidi- yorlar. Şam - Şemiskin yolu üzerinde İki süvari alayı, birçok topçu bataryas ları ve esterli piyade taburları büyük bir kuvvet halinde, yürüyorlar. Bu kuv- vetlerin kumandanı Bay Lütfidir. Mus - 'tafa Kemal ve Müfit, ellerinden alınmış olan bölüklere iltifat etmiyerek, atlarını bu kuvvetlerin başmın yanına sürüyor- lar ve: «Biz de beraberiz ö&fendim» di - yorlar. Henüz bu -iki adamı tanımamış o- lan kumandan onların yüzüne bakma - makla ve sadece selâmlarını iade etmekle liktifa ediyor. Başka konuşma yaoktur. | Kuvvetler, o günün akşamı Şemiskin- |de çadırlı ordugâhta, son neferine kadar | yerleşiyor. Yalnız açıkta ve aç kalmış iki adam var: Mustafa Kemal ve Müfit. On- larla kimse meşgul değildir. Yalnız gece | yarısına doğru onların emirber nefer - leri büyük bir âlicenaplıkla bu iki arka- ydaşa kendi evlerini teklif ediyorlar. Bu yev, neferlere tahsis olunmuş, çadırdır. Neferler: «Biz açıkta kalalım, ziyanı yok, siz çadıra buyurunuz> diyorlar, Biraz ıbu iki arkadaşa, içerlerine saman doldu- rulmuş iki çuval getiriyorlar ve bunları yatak diye yere seriyorlar. kumandanlarından bir yüzbaşı geçeyi aç geçirmiş. olan Mustafa Kemal ile Müfidi kendi çadırına davet ediyor, onlara bir cay ziyafeti veriyor. " Bu yüzbaşı vaziyeti ve bunu icabettiren 've idame ettirmekte olan adamların giz- li noktai nazarlarını senelerdenberi de- —Oldığmnd:hi.—îuigimüıtlı—î sonra da daha büyük bir ülüvvücenap ile | Ertesi gün süvari 30 uncu alayın bölük | |tı. Mustafa Kemalin ve Müfidin ) | — Arkadaşlar, görüyorsunuz ki si7? asla kumandanlık vazifesi vermiyecek * lerdir. Bunun sebebleri vardır. Fakat b& »na hususi bir vazife verilmiştir. Eğer |bu vazifemde bana kontrolör olmak istel” seniz ben bunu temin ederim. Yaln şimdiden söylemeliyim ki bu kontrol N” ticesini kimseye bildirmiyeceğinize d hbana namusunuz üzerine teminat Vef * meniz lâzımdır. | Mustafa Kemal, Müfidin yüzüne bakti ve kendi kendine, şöyle bir muhakem' yaptı: «Bu adamın yapacağı şey, belli gİ netice itibarile söylenmemek icabedeni hir caplı bir şeydir. Hiç bir şey yapmamak* tan ise bu insana hicap veren meseleni? mahiyetini anlamak, kendisi ve ar için bir kazançtır. O, bu tecrübeyi Yâ * pabilmek için en nihayet bir adamı kusu” larından dolayı affetmiş olacaktır. Bif adamı kusurlarından affetmek bin 307 mın kusurunu ele geçirmek için yapılâ * Mustafa Kemal bu mülâhaza ile 0N? söz verdi; Müfit de kendisine iltihak ©* ti Havran köylerinde gasp Şamdan çıkan mürettep büyük kuv ' vet, sanki bütün Havranı sömürecek &” | |hi, tertibat almıştır. Havran umhteıji mıntakalara ayrılmış, her mıntakaya bif | küvvet tahsis olunmuştu; bunların vâ” fesi o mıntakadaki köyleri soymaktı. İlk Havran köyünde Mustafa Kemil ve Müfit, bölük kumandanının misaüf'ı olmuşlardır. Köy odasında, piliç kızarir maları ve diğer nefis yemekler yeniyof Ertesi sabah Mustafa Kemal, yüzbaşi (şu teklifte bulunuyor: «Seyahatimiz & nasında müşterek masraftan hissemiz” “ düşeni hemen mi verelim? Yoksa en 5? nunda tediye etmek üzere bir defter ıllfl tutarsınız?» J O, defter tutmak usulünü tercih et | (ve öyle yapıldı. _ K Havranlı köylüler, her gün ve her 89 ce, bir takım insanlar ve bu insanla bindiği hayvanlar tarafından, yiy'! itibarile, mahvediliyor, bu kâfi deği gibi o insanlardan on senelik vergi iste” niliyor, herkes kudretine göre bir Ve beş mecidiye, bir veya iki lira ıırert!l'eı | kendini kurtarıyordu. Bölük ku bu işde son derece meharetli bir adamd"_ Havranlıların Osmanlı imparatorlu âsi olduklarını ve bu adamları mahv * kahretmek lâzım geldiğini bir hükün ” larak tatbik ediyordu. Mustafa Kemal biç Müfit bu hükmün yanlışlığını, yerind? ve gözlerile, görüyorlardı. İki ayrı düşünce: Biri para toplam” | ve bu parayı paylaşmak düşüncesi, ' (ti bu para toplama mezalimine isyal eV mek. düşüncesi... Kuneytara'da K Mustafa Kemal ve Müfit, Osmanl'l namı altında yapılan bu büyük haîduü luğun ne olduğunu anlamışlardır. pun yapanlar hakikaten haydut insanlard” Bu hakikati anladığı dakika, Mustafa ge mal, Müfide şu sözleri söyledi — Hatırlar mısın Müfit, Şamdan ıııl kuvvete iltihaka karar verdiğimiz dak” ı | İkada karşıma bir süvari mülâzimi ÇF , mıştı, - bana: «Beyim, size büyük büf | — metim vardır. Bu sefere gi K Ş tavsiye ederim» demişti. Ben sormuşti” Niçin? Süvari mülâzimi şu cevabı V& — mişti: «Hayatınız tehlikeye girebilir ", onun için». Ben bu adama tekrar: Niçir dedim. O bana <Seni öldürürler. Bit | mezsiniz ve düşümemezsiniz beyimi; y gün bütün Suriye ardusuna - jmüşterek menfaat vardır; siz bu m pi — te mâni olacak gibi görünüyorsunuz; ti nu kimse kabul etmez, hayatınız M — zuu bahistir» cevabını vermişti. A İşte Mustafa Kemali bu seyahate #” j İikeden âmil o adamın musırrane söğr kohımşî;uı:. | Kuneytara ordugâhı * Kuneytara, Osmanlı Türkleri taııe!ı . dan Türk Çerkezlerinin oturup YE g — melerine fahsis edilmiş bir köydür ge köy ve civarında bir ordugâh k ; e g* n damlar olduğu anlaşılmıştı. kurulması kendilerinden rica eöw | arkadaş bu vazifeyi yapmağa gittiler: - Kuneytara ordugâhında Kü “ : S "i 'W RE ü ît-ııil...—a:qı!—ıu_ı—ı ÇALK PST — eanin ak Ordugâh Kuneytaranım ü