(Ni Vi 4,“,'!' ı ui ’Ğ'l adada tuhaf bir şey gördük: Su Mimizden itibaren kruvazörün ka- Midye ile örtülmüştü, hı'z irlediğimiz yer ise çok güzel bu __h'.!eme ve tamir işleri için ideal bir b ldi.Canubi Hind Okyanosunda kâ- m"lunu. «Diego Garsiar adasında bili Si Musunuz kaç tane ecnebi vardır? Viyeyim: İki tane. Bir Fransız ve 'agiliz. Senede iki defa adaya kü- ] ir golt gelir, öteberi getirir, yerli L lP götürür. . anda demirimizi bırakır bırak- ? İngiliz ve Fransız kruvazöre gel- &i © Daha ilk kelimelerinden anladık h h:"lumi bir harb ilân edilmiş oldu- hü:ave milletlerin birbirlerinin girt- %;T::hrmd&n haberdat bu- anladık. ,;hmlmı in haline şaştıklarını söyli- Ve bu adamlara bir masal uydurduk hıl;:’-m Afrikada yerlilerle aramız bo- ı—“mmu ve gemiyi tamir ettirmek Tüzü «Kolambo>» ya gitmekte olduğu- İki Söyledik. ; "!u'iı;:m dünyanın sorabilecekleri w suallerin önünü almak için h:ı“"“ Viski üzerine viski sunmak Tas İle buluta döndürdük. Lâkırdı a- tdiyel harpten bahsetmemeğe dikkat n tle â2e havadis istedikleri zaman da hjğ”diğîmiı vapurlardan aklığımız hej glerde gözümüze ilişen havadis- ı,.m_“ll_ıknmz Papanın ölümü veya num'ğmısil meraklı haberler.. Mad:h Mes'ut adama dünyada harp M ğ haber vermek ve onların h.,,.“xı'ndıkhn ebedi saadet ve sükün parçalamak büyük bir vic- Bura Olurdu. zi'fın Üüç gün kaldık ve bu müddet Pafj ada diki Ayrupalı tarafından - ke- dar Rtezaketle emrimize tahsis edilmiş mm;.encıl_enn de yardımile su kesimi- ai ki midyeleri temizlerik. d, Md"" in kurşunf boyası tazelen- ğ Hl;)_:lllmiıduki iki vapur da elden m.nçh'? Yalnız başına denizde kalma- e *Emden» de yaratmış olduğu iz- ktuye, Paslar ortadan kalkmış, güzel Tiştj, üz yepyeni bir hale gel- Ö 1 İ'I;: iki Münzevi dostumuzdan ayrıl- & t lı;u Zaman onlar şahane bir suret- %llçr; lar ve elân şerefimize ka- 'F'hdneî kaldırıyorlardı. dqnn Na de bu iki bahtiyar aaamı h“ bl“nıetlennde saadetlerile baş- Ml. Takarak daha cenuba doğru yol nh —-7- OKYANOSUNDA YÜZEN | BİR TABUT Hî::lh”m eti taşıyan Avu: M gemileri avlamak se Weuklı bir avcı gibi ye k'lhç k(’ll'luıklığumzı tabii görmek _de.r değil mi? Bu suretle hem mi- & tngü'_z! faze et temin edecek, hem kük'lk_u Ordularını etsiz bırakmış 0- Te gayı” İşte iki taraflı kâr cidden bu- Büyger'di. ühg,_:“ bu müddet zarfında «Emden» Ve mürettebatı boş durmuyor, leri fyen endaht, tayini mesafe ile herkesin harb kabiliyetini lük ine dikkat ve itina edi- ) Hattâ torpito endaht tocrü- Nhg"ıh Yapıyorduk. Bu minimini larımız esnasında sadık (Mar- Maşf3) düşman vazifesi görüyordu. ıkhm[ h bir et nakliyesile karşı- "&udül;:ıı_detîne eremedik ve istirahat h'ı &ki İz de hitama ermiş olduğun- Vş“ik * v sahamıza dönmeğe karar H, —h:ığ;:ı'hndenı in ancak o eski 4 talihi açılıyor olmalı ki, ;ı Rg'"n mutena bir parça ile, Dürur MNt vapuruna rastladık. Bu âl"“—h kl Yarisi kısa boylu, dört * stuTalya .mu;vı sakallı İngiliz den ğ €den neşeli ve küfürbaz bir *. Eskidenberi Çin denizlerin- © ) APan bu adamı ben tanyor- ü iyi bilirdi. !hgîliz kaptanı durmadan bize ikramda dasoda mikdarı azalıyor viski mikdarı çoğalıyordu. SON POSTA Denizlerin Makyaveli Kaptan Bum Bum Çeviren: Ahmet Cemalettin Saraçoğlu viski ikram ediyor, her — Kumandan İngiliz kaptanı ile bir ka ç kadeh viski içtim, sonra syuMUŞUM.. Vapura çıktığım zaman kendisini|nıma aldığım yardımcı zabit Fikents- kumanda köprüsü üzerinde buldum. |chen» isminde genç bir mülâzimdi. Bu Birlikte kamarasına indik. Sert lâkin|delikanlı kuvvetli, mesleğine âşık lâ- | babacan: kin biraz tecrübesiz ve alıkça İdi. Son- — Geliniz! Kaptan Lauterbah — diye|ra da içinde bulunduğumuz vaziyetler- Doktorun. intikamı 'Yazan: Gastön Derya Çeviren: Nurullah Ataç * — Ben çok değiş mişim, değil mi?.. i — tılacak bir fikir değil... Maurice Potential eskiden kırmızı kır- Eh! bu da a mzi ;ınıklı. gözleri parlak, semizce bir | Ama bilirsin ki en kıskanç kocalar, karı« delikanlı idi. Geçen gün tokakta rasgel- | larına en çok vefasızlık edenlerdir... İ öreyi. K - ise! bizim hekim de kıse dim. Bir de ne göreyim? Sararmış, sol- Her ne hal isc! muş, avurdu avurduna çökmüş, bol elbi- kançtı ve karısını bir dakika yanından selerinin içinde ufacık kalmış... ayırmazdı. Robinel kadına iyice ı:u(u!ıı Hayretimi gizliyemedim. Yedi sekiz ay | muştu; kadının da o kıskanç herifi peli içinde bizim Maurce gitmiş de yerine göl-| sevmediği, onu aldatmağa razı olduğu gesi gelmişti. belli idi ama fırsat bulamıyorlardı ki... — Ben çok değişmişim, deği: mi? de-| Zaten herifi görsen kadına sen de h homurdandı, geçmiş zamanları yâde- derek karşı karşıya bir viski yuvarlı- yalım, Ve ilk kadehi yuvarladıktan kökredi: sonra le ilk defa olmak üzere karşılaşıyordu. İngiliz kaptanı ise model bir ev sahi- bi cümertliği göstererek her on daki- kada bir zile basıyor ve elinde tepsi bir kamarot bize viski sunuyordu. Yalnız | di. — Allah'a emanet, bir şeyin yok... — Olmaz olur mu hiç?... Suralım, kıt- İten kendimi hiç de iyi hissetmiyorum... verirdin: Allah'ın boynuz taksın diye ya- rattığı mahlükattan... Aşk insanı usta edermiş. Bir gün »Ro. lıktan çıkmış adamlarınkine döndü. Za- | binel: — Çaresini buldum, dedi. Sen yalane — Şimdi söyleyin bakalım, beni ne| dikkat ettim sonra gelen viski ve soda yapacaksınız? evvelki gelenden alkol bakımından da- | Elimin tersile- dudaklarımı — silerek 'ha sert, daha kuvvetli idi, Yani viskisi cevab verdim: içoğaltılıyor, buna mukabil sodas: azal- — Kaptan, geminizi batırmak mec- tılıyordu. buriyetindeyim. yaparsınız, kazaya| — İşi çakmıştım. İngiliz kaptanı bizi rızadan başka çare var mı? sarhoş etmek suretile elimizden yaka- «Klangrat» ın hamulesi mükemme: ve |sını ku İ r Ben de bir Mmütenevviydi. «Emden» bize işaretle| yudum viski içiyor, mütebakisini belli kendisini bir müddet takip elmemizi| etmeden yere döküyordum. bildirdi. İngiliz vapuruna gelirken ya- (Arkası varj ——— aa n ae ——— ——— — — —— . .. Pes Yer y se I İnhisarlar U. Müdürlüğünden: ı — ——— — —.. 1 — Şartname ve plânı mucibince Paşabahçe İspirto Fabrikası arasında yap- tırılacak kılıf ambarı binası kapalı zarf usulile münakasaya konulmuştur. 2 — Muhammen bedeli <2509480., lıra ve muvakkat teminat «1883> liradır. 3 — Eksiltme 6/TX/987 tarihine rastlıyan Pazartesi günü saat 15 de Kabataş İnhisarlar Levazım ve Mübayast Şubesindeki Alım Komisyonunda yapılacaktır. 4 — Şartnameler <126> kuruş mukabilinde her gün İnhisarlar İnşaa: Şube- sinden alınabilir. $ — Mühürlü teklif mektubu, kanuni vesaik ve $4 25 güvenme parasını ih- tiva edecek olan kapalı zarflar eksillme günü en geç saat 14 e kadar yukarıda adı geçen komisyon başkanlığına makbuz mukabilinde verilmelidir. «5425, MA Cibali Kutu Fabrikasında gerek halenmevcut ve gerekse Mayıs 938 gayesine kadar toplanacağı tahmin olunan 30-40 bim kilo balya kapakları 3/9/937 tarihi- loynasın eğlendin, kendinı harab ettin... Bir birahanenin önündeki masalardan | cıktan hastalanıver. Senin evle dokıonf'n birine oturduk. Maurice maden suyu 1s-|evi arasında hiç olmazsa yarım saat'ik marladı. Eskiden en sert içkilerden hoş- | yol var. Onu çağırtır, oyalarsın. Kendine lanır, suyu ağzına koymazdı. masajlar yaptırt, onunla politikadan bah- — Benim ne halde olduğumu bir bil- | set, ne yaparsan yap, haftada üç gün bi- sen! dedi; bütün bunlar da hep bir ka- | zim ikişer saat o heriften kurtulmamızı ü temin et. dm_y:ıîî:d::;!. demek vur patlasın, çal| Bu fikir bana da haş gııdî_... Kıskançe ların aldatılması insanın daima hoşuna gider. Robinel'in teklifini kabul ettim, yalancıktan hastalanıp yatağa düştüm. — Yoksa bir kıza tutuldun da kendini| Herifin hilemizi çakmasından korku- sevdiremedin mi? yordum; kendimi sapasağlam sanırdım... — O da değil... Anlıyacağım diye ken- Yanılıynmuşşıı?ı. dt?stum. Doktor gelip dini yorma, bulamazsın... Robinel'i ta- beni dinledi, iyice bir muıycne_e:ıı. N_["' nırsın, hani benim uzun baylu, esmer bir| ger kalbim harab bir halde imiş... Böbe arkadaşım vardi,.. reklerim de, ben hiç farkına varmadan — Hatırladım, Güzel-Sanatlar. mekte- | bozulmuş... Kendimi sağlam sanırdım a» bine giderdi... ma bir yığın hastalığım varmış, dırfışr- — Şimdi ressamlığı bıraktı, otomobil l_-lrı:ıüıer_llğıi?omuş. bir gün birdenbdire 'or, İyi para vuruyor, doğrusu... | “lebilirmişim... ;E:îbineî gı::çcn yuybıx dğklorun Çıldıracak gibi oldum. O zamana ka- karısına abayı yaktı, hem de çıldırırcâsı- | dar ilâç nedir bilmezdim. Artık ilâçların na... O doktor Seine-et-Marn> tarafında | her türlüsünü tatmağa başladım. Türlü bir köyde oturuyor, Robinel ile ben de| türlü haplar, tozlar, sular... Bol bol da yaz içinde orada birer küçük ev tutmuş- ıhlamur, hatmi çiçeği İçiyorumu... tuk... Herif öyle de kıskançtı ki... Heki-| — Zayıflamışsın; fazla semizdin... — Semiz de l4f mı? çok şişmandım; ikı iklım HE ea Kü farkında olmadan türlü türlü de hastae Acıdım doğrusu! —”*Öylesi değil dostum... he ratslıyan Cuma günü saat 10 da pazarlıkla satılacaktır. İsteklilerin şartnamesini görmek üzere her gün ve pazarlık için de tayin olu- nan gün ve saatte ? 15 teminat paralarile birlikte Kabataşta Levazım ve Mu- bayaat Şubesi Müdürlüğündeki Satış Komisyonuna gelmeleri ilân olunur, <5413> T eee ae« aa Il(ıdıköy Vakıflar Direktörlüğü llnlırıı “ Mahallesi Üsküdar Tavaşihasan Rum Mehmedpaşa » — Tenbelhacı Mehmed Beylerbeyi » Yukarıda yazılı yerler pazarlıkla kira Vakıflar Müdürlüğüne müracaatları. — Ağa hamam Sokağı Cinsi — İskenderbaba tekkesi Doğancılar Cd.94/1 Dükkâm Sarmaşık li Hane Çamlıca caddesi Hane ya verileceğinden isteklilerin Hadıköy (5419) Nafia Vekâletinden: 7 Eylül 937 Sali günü saat 15 de Ankarada Vekâlet Malzeme eksiltma komis- İsinde Ali kardeşinin kafasını yara yonu odasında 1900 lira muhammen bedelli 95 adet demir nakliye sandığı açık |mış ve kardeşi Ahmet de elindeki eksiltme usuliyle eksiltmeye konmuştur. — Zaten kıskançlık budalalıktır. Hem bir şeye mani olmaz, hem de ımsanı üzer. Ama hekim de insan değil mi? onun kıs- kanç olmasına neden aklın ermiyor... — Ne demek? Hekimler istedikleri za- man herkesin karısını, kızını soyup te- peden urnağa yokluyorlar ya! Onlara kimse de ses çıkarmıyor... Delicesine sev- diğin bir kadın hastalandı mı, hamen he- kime götürüyorsun, ona her yerini gös- termesine razı oluyorsun... Bu gibi im- tiyazları olan adamların bir de kıskanç- lığa kalkmaları çekilir mi? —« GaremeeneenteneAnesereeesenaEaAaENAaE aa seneneeeeeanA Bir adam kardeşini öldürdü İnegöl (Hususi) — Özlüce köyün - den Hasan oğlu otuz yaşlarında Ali i- le üvey kardeşi Ahmet aralarında bir tarla yüzünden çıkan münazaa netice- fekle Alinin ayağından yaralamıştır. Şartname ve buna müteferri diğer evrak parasız olarak Ankarada Müalzeme |Her iki kardeş yaralılar memleket has. Müdürlüğünden Haydarpaşada Vekâlet Muvakkat teminat 1425 liradır. tesellüm memurluğundan verilecektir. tanesine kaldırılmış. Ve Alinin ayağı- nın ameliyata lüzum gösterilmiş ol - Eksiltmeye gireceklerin 7T Eylül 937 Salı günü saat 15 de komisyon odasında | masından Bursa haslenesine sevkedi- hazır bulunmaları lüzımdır. * <2850, «5367> Büyük San'at Sergisi. Güzel Sanatlar Akademisi Direktörlüğünden : Güzel Sanatlar Akademisinde Res na aid olmak üzere muhtelif sergile dar devam edecektir. Her gün saat 10 buliye yoktur. (5335) çılmişt Heyke , Afiş ve Türk Tezyini sanatları ir. Sergi 2 Eylül 1937 akşamına ka- dan 18 ze kadar ziyaret edilebilir. Dü- lerek ameliyat yapılmış ve ayağı ke - silmişse de iki gün sonra ölmüştür. Ah- met hakkında gayri mevkuf olarak âad. liyece takibat yapılmaktadır. Bergama Halkevinde şförlük kursu Bergama (Hususi) — #fafkevinde bir şo- förlük kursu açılmıştır. Hursa devam ede - ceklere kurs neticesinde Jiyakatleri görülür- *İse ehliyetname verilecektir. hklarım varmış... Asıl müthişi o... — Hasta olduğunun farkına varmadan rahat rahat yaşaman belki daha iyi olute du! — Daha iyi olur mu hiç? günün birin. de sokak ortasında yığılıp ölmem ihtimae li de varmış... Eskiden doğrusu tasasız yaşıyordum; şimdi ise bütün gün kalbie mi, karaciğerimi, böbreklerimi düşüne mekten rahat ettiğim yok... — Sen doktora oyun etmişsin ama o da intikamını almış... Hem o, işin farkında değil, keyfini sürüyor, sen İse... — Herif bahtiyar! Robinel'in aşğı, bire denbire alevlenen bütün sevdalar gibi gelip geçiverdi. Sanki yaz fırtınası.., Doktor o bulutun farkına bile varmadı. Kadıncağız da günahı işledikten sonra İvicdan azabı duydu, şimdi kocasına hen -| 2amankinden daha çok muhabbetle bakı. yor. — Ama sen kendinde her türlü hasta- hıklar olduğunu zannediyorsun... Ben senin yerinde elsam, dostum, başka bip üsüle başvururum: hapları, tozları birae Kıp keyfimce yaşar, eğlenirim... — BSen çıldırdın mı? beni öldürmek mi istiyorsun?... Anladım, sen benim ger- çekten basta ohduğuma inanmıyorsun! Allah inanmıyanların başına versin... Yarınki nushamızda: Bir av hatırası Yazan: N. M.