W Sayfa Bükreşte bir aile faciası Sırtı damgalı kadın Kocasını deli gibi seven kadının Fakat akadın benim metresimdir» * * * ona ihanet etmediği muhakkaktı. diyer adamın bahsettiği mühür de sırtında görülüyordu. Bu arap saçına benziyen muammayı bir polis Bükreşli tüccer.. İş te Bükreşte büyük bir ticarethane sahi- bi olan Vasil Ciyordanın, bir akşam bur- nundan soluya soluya evine gelir ve ma- sanın üzerine bir mektup fırlatarak, ka- rısına bağırir: «Oku şunu!» Kadının hiç bir şeyden haberi yoktur. Üzerinde Canada damgası bulunan zar- fi alır, açar, Mektup, aile dostu Niçyu - dandır. Kadın, kocasının bu Niçyuya a- şağı yukarı beş hafta kadar evvel borç para verdiğini bilmektedir. Eh, bu mek- tup bir teşekkür mektubu olacak, diye düşünür. Kadın verdiği hükümde yaml- mamıştır. Niçyu, kocasına teşekkürleri- ni bildirdikten sonra, şimdiye kadar söy- Hyemediği, bir sırrını, günahını da iti - raf ederek çektiği viedan azabından biraz olsun kurtulmayı istemektedir. Bunları yazan Niçyu, mektubunun &- şağılarında da şöyle demektedir: «Ben Kanadaya yerleşmeden çok ev - vel karın benim metresimdi. Onunla son Rörüştüğümüz zaman senin bana verdi- ğin borç para cebimde idi. Lâkin o ka - dar vicdan azabı çekiyordum ki, gelip sa- na karının ihanetini ve sana lâyık olma- dığını söylemeğe dilim varmadı. Seni al- çakça aldattığımı kabul ederim amma, kabahat karınındır. O beni teşvik — etti, tahrik etti. Ben de kapıldım. Sırf bu vic- dan azabından kurtulmak için, her şeyi ortaya koymıya karar verdim. O zaman gelip sana bunları haber verseydim, ba- na inanmaıyacak, benden delil, isbat isti yepektin. Bunun üzerine bir tedbir dü şündüm, plân kurdum. Benim ilk hari - lerimle, karının ilk harflerini havi bir lâstik mühür yaptırdım. .Son buluşuşu- muzda, bir fırsatını kollıyarak, çıkmıyan bir mürekkeple, mürekkeplediğim müh- rü, karının çıplak omuz başının biraz a- şağısına bastım. Ararsanız bulursunuz.. Bu hareketimden dolayı beni affediniz.» Tüccarın karısı bu mektubu okuyunca kocasının yüzüne bakar. Onun bunlara tmandığını görünce hiddetlenir. Ve (ya- lan, iftira) diye bar bar bağırır. Masum olduğuna yemin eder. Tüccar inanmaz. Ve «elille sırtını göster» diye tutturur, Ka- dın sebepsiz bir korkuya tutulur. Ve çığ- hk basa basa kaçar, yatak odasına ka - hafiyesi nihayet halle muvaffak oldu. panmak isterken, ayağı takılır, yere dü- | şer. Arkasından kovalıyan kocası da, ü- | zerine çullandığı gibi elbisesini soyar. Ve aradığını bulmuş insanların sevinçi- le: — İşte, diye haykırır.. Herif yalan söy- Tememiş, seni köpek gibi gebertirdim amma.. Tenezzül etmem. Pis kanınla eli- mi kirletmeğe değmez, avukatıma gidi - yorum, der. Ve kapıyı hızla vurarak çı- kar gider. Kadın şaşırmıştır. Yattığı yerden doğ- Tu'yr, ve olup bitenleri, birer birer zih- ninden geçirmeğe koyulur. Bu menhus damga nasıl olup ta sırtına vürüulmüş - tur?.. Aynaya bakıp gördüğü halde, (im- kânsız bu) diye çırpınır. Hülüâsa, zavallı kadın doluya koyar al- maz, boşa koyar dolmaz.. kocasını çok sevmektedir. Ve hiç bir veçhile onu al- datmadığına emindir. Lâkin, mahkeme- de nasıl ve ne ile isbat edebilir ki, âşığı yoktur. Kocası ile bile aylar vardır ki, bir arada bulunmamıştır?. İşin en can alacak noktasi burasıdır. Zira kadın aralarında geçen mühim bir ağız dalaşından sonra, kocasile odasını ayırmış ve her gece kilitliyerek ayrı yat- mıştır. diye bağırdı. Fakat ne olursa olsun hakikat mey » dandadır. Ortada, Niçyunun mektubu vardır. Bütün deliller kendi aleyhine toplanmış bulunmaktadır. Namusu ve iffeti tehlikeye düşen kee- dın bir polis hafiyesine giderek derdini anlatır ve kocasını aldatmadığını, mek- tup sahibi Niçyu ile de bir münasebeti olmadığını yeminle bildirir. Kocasile ©- lan vaziyeti en İnce noktasına kadar a- çar. Hizmetçisi olmadığını, aylardır dok- tora gitmediğini, yüzme havuzlarında yüzmediğini ve hattâ terzisine bile uğ - ramadığını söyler. Üstelik kimsenin ya- nında da soyunmuş değildir. Polis hafiyesi, bu çıkmaz işi hallede - miyeceğini söylüyeceği sırada aklına ye- ni bir sual gelir: Son defa ne zaman yıkandınız? di « ye sorar. Kadın hayretle cevap verir. — Geçen hafta alaturka hamama git- tim. Her hafta giderim. Fakat orada kim- se beni tanımaz! Hafiye devam eder: — Şu halde, orada bulunan natırların bu mühür yerini görmemeleri tuhaf, Ve- ya görmüş olabilirler de nezaket icabı söylememişlerdir. Yahut ta bu mühür geçen hafta sırtınızda yokmuş. Eğer bu- nu meydana çıkarabilirsek, o zaman ko- canızın. iddiası boş çıkar, Zira Niçyu « nun, haftalarca evvel Kanadaya - gittiği muhakkaktır. Polis hafiyesi, alaturka hamamda müş- terisini yıkıyan natırı bulur, onunla ah- baplığı ilerletir ve samimi bir arkadaşı olur. Bir gün bir kaç bardak şarapla o- nu sarhoş ederek bülbül gibi söyletir. Na. tır, mesleği icabı görüp geçirdiği mace « raları birer birer sıralarken şöyle bir vak'a anlatır: — Bir kaç hafta oluyor, Gayet gık bir adam geldi ve garip bir iş teklifinde bu- hundu Her hafta yıkadığım bir kadının sırtına, bir takım harfleri bavi bir müh- rü basacaktım. Adam, bunun nihayet biz şakadan başka bir şey olmadığını, o ka- dına sırf bir muziplik yapmak istediğini söyliyerek bana dolgum bir bahşiş verdi... İp ucunu yakalıyan hafiye, bu seler a- sıl suçluyu bulmak için çalışmağa baş - lar. Bu arada karısını #ham eden tüc - tar kocayı da gözetlemeğe başlar ve bir akşam, ahbap olduğu natırı tüccarın ye- mek yediği lokantaya davet eder, Natır, böyle yüksek lokantalara ayak basmış değildir. Her gördüğü şeye hayran hay- ran bakmaktadır. Birden gözü tücear ko- caya takılır, ve «işte der.. o bahsettiğim muziplik için bana bol para verean bay budur.» — Muammayı halleden hafiye doğru zavallı kadına gider ve işi anlatır: — Mektubu kocanız uydurmuş. Kana- dadaki delikanlıdan akdığı teşekkür mek- tubunun zarfını da bu iş için kullanmış.. der.. Namusunun, şerefinin kurtulduğunu ve kocasının gaddar oyununa karşı öç - labileceğini anlıyan kadın, mahkemeye gider kocasının aleyhine boşanma davası aça Mahkemede foyası meydana çıkan tüc- car, güzel karısından mahrum olduğu gi- bi üstelik 10 bin dolar tazminat vermeğe mecbur kealır, bu suretle sermayesini de kediye yükleterek, ayak işlerine bakmı- ya başlar. Bu suretle lüyık olduğu âkibe- te uğrar. SÖON POSTA nan bu şempanze sabahları pürmekte, bahçe müstahdeminini külk fetten kurtarmaktadır. İngiliz izci çocukları tayyareye binmesini öğreniyorlar. Dünyada Olup e K Aabeşistanda İtalyan rejimi yerleş- meğe çalışıyor. Resimlerin birinde yerlileri gümüş maryaterezaları, İtal- Bu motosikletli cambaz dadır. İnsandan — yapılan Bon söratle ve hayrelt verici haredde geçmektedir. Bitenler yondiir K yt yan banknotlarile değiştirirken görüyoraunuz. Diğer rosim Cibati “,,.u' ababa Aarasındaki hertreno muhtemel taarruzları önlemak üzara K” mitralyözleri gösteziyor.