Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.
çi Fransızcadan tercüme edebi — Marki tasavvurundan size bahset- meyi; ve hattâ bize bile-açıkça söyle « meği henüz sırasız bulduğu için, ben kendi tahminlerimi söylemek salâhi - yetini kendimde göremiyorum, — dedi. Binaenaleyh bunu bir tarafa bırakarak 'size şunu soracağım. Ulümu hafiye li- sanında, (zahirileştirmek) kelimesinin ne demek olduğunu biliyor musunuz? Bir sihirbazın,. yahut falcının, ervahı habise davet edişini hiç seyrettiniz mi? Bu sual bana öyle ipsiz sapsız görün- dü ki cevap vermedim, Vikont bu sü- küta aldırmadı, devam ediyordu: — Ben böyle bir şey gördüğümü ha- tırlıyorum. Birisi medyum vazifesi gö- ren iki şarlatan, benden başka bir çok kimselerin de hazır bulunduğu bir mec. liste, yarı karanlık bir odada, insan şek- lini andıran ziyadar bir cismi, oldukça vazih bir surette göstermişlerdi. «Bu bir ölünün ruhudur» diye iddia ediyorlar- dı. Yalan olduğu besbelli idi; fakat zi- yadar cisim de maddeten mevcuddu; gözlerimizle görüyorduk. Hiç şüphesiz, şarlatanlardan birisi, bu ziyadar gölge- yi, zâhirileştirme tarikile öteki şarla- tanın cevherinden çıkarmıştı. Bu tec- rübe alelâde ve basit olmakla beraber, bizim «hayat amelesinin» her hangi birinden, bir mikdar atom veya hücey- re istihsal etmek için tatbik ettiğimiz üsüle çok müşabihtir. Biraz sonra ya« pılacak tecrübeye daha fazla müşabi- heti vardır. Lüzumundan fazla söyle- Söylediği şeylere pişman olmüuş gibi Sustu. Oğlunun söylediği son kelime- leri, bana unutturmak ve nazarı dikka- timi başka tarafa çevirmek istiyormuş Bibi, Kont derhal atıldı: — Biraz sonra muttali olacağınız bu Meseleyi bir tarafa bırakalım, Fani bir İnsan olduğunuz halde, sırf tesadüfün sevkile «Ölmez Adamlar» ın arasına düştüğünüz ve gene bu mes'ud tesadüf neticesinde onlarla birlikte, bir müd- d_et, onların, hayatını yaşamak mecbu- Tiyetinde kalacağınız için sizi tebrik et- Meme müsaade buyurunüz. Bu husus. ta ne düşünürseniz düşününüz, bu, bü- lunmaz bir eseri talihtir. Alay ediyo- Tüm zannetmeyin. Hayatı bir asırdan daha az bir müd- dete inhisar eden, bu sebeble, düşünce. lerini, sözlerini, hareketlerini tesrie n_ıecbur olan, tâbir caizse lokmaları Çifter çifter yutan, az yaşadığı için o hisbette çabuk yaşıyan sizler, hakikatte Yaşamanın ne demek olduğunu ve bu kelimelerde saklı bulunan sonsuz zev- manasını bilmezsiniz. Anbean yak- laşan muhakkak bir ölümün düşüncesi, Sizleri seyrütemaşa ve tahayyül zevkin- den mahrum bulundurmaktadır. Bun- lar öyle hakiki zevklerdir ki, maddi hislerin yalancı ve aldatıcı boş zevkle- Tini çok geride bırakır. Kont de Saint Germain bize gençliğimizi değil fakat lî_h_tîyarlığımızı ebedileştirmek sırrını Öğrettiği zaman, feyizli fakat güç bir fedakârlık tahmil ettiğini zannediyor- du. Kendisi, beşeri ihtirasların umma- hında senelerce ve senelerce, en büyük kasırgalara göğüs gererek gezdikten Sonra, bir tutam sarı saç uğrunda ge- Misini Batırmış ve, saadetin, yanından Sürtünerek geçtiğini, kendi hatası yü- Zünden anlıyamamıştı. Bizzat siz, gü- zel bir kadma karşı beslemekte oldu- Bunuz şiddetli aşktan anladığıma göre, in, dımağın ve muhayyelenin te. Min ettiği saf zevklerin, bir kadın vü- Cüdünün beyazlığına, ne dereceye ka- dar müreccah olduğundan haberdar de ğilsiniz. Gören, görmesini bilen bir göz için, batan bir güneşin, doğan bir ayın Sade fakat ulvi manzarası ne ise, bu Zevkler de odur... Vikont pürheyecan elini uzattı: — Bu güzelliklere doyulmaz, dedi. isafirimiz olduğunuz müddetce, fâni insanların bir türlü zevkine varamadık 1 bu iki harikayı size anlatacağımı e Mid ediyorum. Geceyi ve gündüzü... röüman dalan asrınız, haddinden fazla rahat ya şamak için öyle çareler peşinde koşu- yor ki, bu yüzden hayatın tabil zevkle. rini göremiyor ve güremeyince de on- lardan istifade edemiyor. Bizzat siz bi- le, biraz evvel, yağmur ve fırtına al- tında benimle beraber yürüdüğünüz sırada eminim ki mütemadiyen yolun kaygınlığından, otların ıslaklığından şikâyet edip durdunuz ve bir defa bile başınızı kaldırıp da etrafımızı ihata e- den lâhüti manzarayı, o mağrur dağ- ları, dağların, beyaz bulutları yırtan BZ . SON POSTA 'Tercüme eden: H. V. sarındığı yarı şeffaf örtüyü temaşa et- mediniz... Dinliyordum. Şaşkınlığım gene kor- kuma galebe çaldı. Netice itibarile in. san eti ve insan kanile beslenen ve bi- naenaleyh hakiki bir vampirden farkı olmıyan bu canavarın ağzından çıkan şairâne sözleri dinliyor ve, haşiyetten ziyade hayret duyarak, bu eve pürsıh- hat ve dinç bir halde girip, solgun ve bitab çıkan ve bunu sırf üç tane cana- varın rahat rahat «fikrin ve dımağın saf zevkleri» ni tatması için yapan bi- çare kurbanları düşünüyordum... - Beyhude ilimlere, gülünç makinelere eli AĞA ü * tepelerini, tabiatin, ürperen vücudüne (Arkası var) nti z - — AA A T REL L — L FM AA GAS l İstanbul Belediyesi İlânları Beherinin muham- İlk teminatı men bedeli 300 kilo Gri yağlı boya 50 K, 11,25 5000 » — Lâma demiri ) Bi 600 » — Çubuk demiri ) 13 200 » — Çivi ) 20 50 metre Şerit destere Yi metresi 36 85,01 5000 adet Civata ) : 4 5000 » — Pul Bi T 1 150 » — Poyra ha ) 65 | 900 » — 400X24x2 cidene ) 110 )K. 100 » 4005x10>ç10 taban ağacı ) 140 % 106,13 250 » — 8x8B kol ağacı ) : 50 100 > —— 400X:4>ç28 gürgen ağacı ) 160 400 — > 'Başhk ) 60 8000 —» Parmak ) 6 15,15 2500 » İspit ) 12 Yukarıda mikdarile beherinin muhammen bedelleri yazılı bulunan ve Balat atölyesine lüzumu olan dört muhtelif malzeme ayrı ayrı açık eksiltmeye ko- nulmuştur. Şartnameleri levazım müdürlüğünde görülebilir. İstekliler 2490 No. h kanunda yazılı vesika ve hizalarında gösterilen ilk teminat makbuz veya mektubile beraber 5/8/937 perşembe günü saat 14 de Daimi Encümende bulun- malıdırlar. (4376) BARAI Cerrahpaşa hastanesine lüzumu olan 206 kalem ecza ve tıpmoı maizeme rapalı zarfla eksiltmeye konulmuştur. Bunların hepsine 8198 lira 10 kuruş fiat tahmin olunmuştur. Listesile şartnamesi Levazım müdürlüğünde görülebilir. Eksiltme 6/8/937 Cuma günü saat 15 de Daimi Encümende yapilacaktır. İsteklilere 2490 numaralı kanunda yazılı vesika ve 6l4 lira 86 kuruşluk ilk teminat makbuz veya mektubile beraber teklif mektuplarını havi kapalı zarflarını yukarıda yazılı günde saat l4 de kadar Daimi Encümene vermelidirler. Bu saatten sonra verile- cek zarflar kabul olunmaz. (B.) — (4414) B Keşif bedeli 800 lira olan Fatih kaymakamlığı kalörifer kazanının değiştiril- mesile yerine konması ve işler bir hale getirilmesi işi açık eksiltmeye konul - muştur. Keşif evrakı ve şartnamesi Levaziım müdürlüğünde görülebilir. İstekli- ler 2490 numaralı kanunda yazılı vesika ve 60 liralık ilk teminat makbüz veya mektubile beraber 5/8/937 Perşembe günü saat 14 de Daimi Encümende bulun- malıdırlar. - (B.) (4412) e Belediye müesseselerile temizlik hay vanları için lüzumu olan 698178 kilo arpa kapalı zarfla eksiltmeye konulmuştur. Bir kilo arpaya 4 kuruş 60 santim fiat konulmuştur. Eksiltme 5/8/937 perşembe günü saat 15 de Daimi Encümende yapılacaktır. Şartnamesi levazım müdürlüğünde görülebilir. İstekliler 2490 No. lı kanunda yazılh vesika ve 2408 lira 71 kuruşluk ilk teminat makbuz veya mektubile beraber teklif mektuplarını havi kapalı zarflarını yukarıda yazılı günde saat 14 de kadar Daimi Encümene vermelidirler. Bu saatten sonra verile- cek zarflar kabul olunmaz. (B.) — (4375) Ati : Senelik muhammen — İlk teminatı kirası Yeşilköyde Şevketiye mahallesinde Yeşilköy parkı içindeki gazino. 90 6,75 Büyükderede Büyükdere caddesinde 205N0. lı kah- ve karşısında 85 metre murabbaı arsa. (938 — mayısı sonuna kadar) 15 1,13 Aksarayda Sofular mahallesinde 1 No. lı Sofular mektebi. 36 - 2,70 Üsküdarda iskele meydanında 11-İ3 No. lı dükkân — 60 450 Edirnekapıda Neslişahsultan mahallesinin Suluku- le caddesinde 28 No, lı kulei zemin. 12 0,90 Eyüpte Tabakhane sokağında 8/1 No. lı yol artığı. 36 2,70 Yukarıda semti, senelik muhammen kiraları yazılı olan mahaller teslim ta- rihinden itibaren 938, 939, 940 seneleri mayısı sonuna kadar ayrı ayrı kiraya verilmek üzere açık artırmaya konulmuşlar ise de belli ihale gününde giren bulunmadığından pazarlığa çevrilmiştir. Şartnameleri Levazım Müdürlüğünde görülebilir. İstekliler hizalarında gösterilen ilk teminat makbuz veya mektu- bile beraber 9/8/937 pazartesi günü saat 14 de Daimi Encümende bulunmalı- dırlar. — (B.) — (4754) KkArar Belediye makine şubesine bir elektrik fen memuru alınacaktır, — Talipler şeraiti öğrenmek üzere makine şubesi müdürlüğüne müracaatları ilân olunur. | K (B.) — (4749) Yazan: Francis de Miomündre —— — Hepiniz de bir malsınız: sırf kendi- nizi düşünür, nankör insanlarsınız. Biz- den, güzelliğimizden, cazibemizden, sada- kat ve fedakârlık kabiliyetimizden isti - fade için hepiniz can atarsınız ama bir ihtiyacımız oldu mu, bize bir yardımda bulunmanızı, bizden gördüğünüz bütün fedakârlıklara mukabil küçük bir ihtiya- cımızı temin etmenizi istedik mi, hiç bi- riniz ortâda yoksunuzdur. Suzanne Vermouche öfkelenmiş, suratı korkunç bir hal almış, karşısında ne ya- pacağını bilmiyen kocasına bu sözlerle hitap ediyordu. Onun cevabını bekleme- den, bir tokat gibi şu sözleri fırlattı: — Bir de kimyager olduğunu söylersin! Bir müammayı andıran bu sözleri Sa- turnin Vermouche gayet vazih bulmuş 0- lacak ki hemen cevap verdi: — BSen de bilirsin ki bir amatör kim - yager demek daha doğru olur. Ama seni düşünmediğimi, sevgili başına gelen fe- lâketten müteessir olmadığımı zannet - mekte haksızsin. Koyun cebinden küçük bir şişe çıka - rarak: — İşte isbatı: bu küçük şişede, tam üç haftalık tecrübelerimin, tedkiklerimin neticesi var. Vaktile saçların gürdü; bu suyu açılan yerlere sür, ümidini kes - me, bekle. Doktorlar da söyler: her te- davide evvelâ hastanın ümidi, emniyeti lâzımdır. ' Suzanne birdenbire sakinleşiverdi, şi- şeyi aldı, kocasının boynuna sarılıp te - şekkür etti ve hemen tuvalet odasına gi- dip, şişenin içindekini başına sürmeğe başladı. Sonra, bütün saç sularına, hattâ kimyager elinden çıkmamış olanlara kar- şı da medyun olduğumuz emniyetle bek- ledi. Heyhat! her tedavide evvelâ hastanın itimat ve ümidi lâzımdır ama kullanılan ilâcın da oldukça büyük bir trolü vardır. Saturnin Vermoüche'ün, çöldeki kayalar üzerinde bile saç çıkarabileceğini sandığı ||ilâç, kârısının kafasına hiç kâr etmedi. Bittabi bu yüzden de hayli şiddetli kav- galar oldu. — BSenin beceriksiz, cahil bir budala olduğunu annem zaten kaç defa söyle - mişti. Hayatımın en güzel senelerini, im- biklerinin başında ayrılmıyan bir deli ile geçirdiğim yetmiyor gibi bundan sonra |daz kafa ile gezeceğim. Zavallı Saturnin: — Vallahi bu işten bir şey anlıyama - dım! diyordu; benim ilâcı bir kobay ü- zerinde tecrübe ettim, kocaman koca - man tüyleri çıktı. — Teşbihine de teşekkür ederim... De-- mek beni Hind domuzları ile bir tutu - yorsun. Ama bu gidişle ben, tüyü kır - kılmış köpeklere döneceğim. Bu söz eşref saatine mi rasgeldi, ne - dir? hakikaten bir kaç hafta sonra ba - şında saç namına bir şeycik kalmadı; bhir takma saç yaptırmağa mecbur oldu. A- ma hakçasını isterseniz bu işten ziyanlı çıkmadı; çünkü eskiden tarağa pek gel- miyen, diken diken saçları ona islâhı imkânsız bir cadaloz halini verirdi; yu- muşak, rengi tatlı takma saçları ise, o ahenkli kıvrımları ile, yüzünü hemen yarı yarıya gençleştirdi, ona bir sevimli- lik verdi.. . | Suzan Veramcuche öfkelenmiş, suratı korkunç bir. hal almıştı. diseden dolayı Suzanne'in kocasına, Bu adama karşı gönlünde bir minnet | nin ne olduğunu bilmemekten gelir. Bi derece arttı ki bir müddet sonra boşa mağa kalktı. Saturnin kendisini müdafaadan âciz di; zaten karısının bir melek olduğu kas deki eşyanın yarısı ile lâboratuvar âlet-' lerini karısına bıraktı. şöyle bir nutuk geçti: belki de bana öyle geliyordur; herhalde; siz şu şişedeki suyu bir tahlil ediverin, ' Eczacıya uzattığı şişenin içinde, kocasının yaptığı saç ilâcından bir kaçı renmeğe geldi; eczacı: — Gerçi, dedi, bu mayiin zararlı duğu iddia edilemez. Zaten acemi, tece! rübesiz bir adamın elinden çıktığı şılıyor. Ama işin asıl garib tarafı kılları düşürmek için birebir olacak... - tan, kimyadan bahsetmek olmadığını he-; men anladı. Hani masallarda bazı şişeles| nin içinden de öylece aşk çıkıvermişti. Üç ay sonra Suzanne, eczacı Pouli - hayet saadete erdi. işletiyor ve orada öyle çok bir şey kaza « bulmıyan her şişeye elli frank vermekten çekinmediler. : karısından gizli yapar, çünkü Suzanne, kar. Neticesi bu kadar hayırlı olan bir hâ- | Yazan: Salâhattin Enis < Bunları söylerken kadına o kadar bııy..' .I : giın, o kadar hararetli bir bakışı vardı kâlâ — Suzanne, eczacının asıl maksadının ilâç-. — saçlarının dökülmesinden mes'ul t“;% 3 tarlık uyandığını sanarsanız yanılmış | lursunuz; böyle tahminler, kadın kalbi« lâkis, Suzanne'in kocasına karşı kini [j ' — Bay eczacı, adı lâzım değil, tani « dıklardan biri beni zehirlemeğe kalktı; — ger, eskisi gibi beceriksiz bir amatör des — ğil, meslekten bir adamdı. Suzanne, nisl saçları kuvvetlendirir sandığı ilâcın for- — tığı tüy, kıl düşüren ilâçla milyonlar kas: — zandı. Zamanımızın kadınları vücutlarm, — nın, heykel vücudu gibi tertemiz olmasını — istiyorlar, hepsi de Pouliguet'nin ilâcıns, — dan aldılar ve sermayesi iki frankı bila — naati de hayli sarsılmıştı: talâka razı ola — du ve fedakârlığı daha ileri götürüp evx — Suzanne serbestisine kavuşur kavuş-; — maâaz, mahallesindeki eczacıya gidip ona * . damla vardı. Bir hafta sonra neticeyi öğe K terkip olduğu söylenebilir ama zehir ol —— b a içine biraz daha bir şey katılsa, tüyleri,; ç rin içinden peri çıkıverir, saç ilâcı şişesisi ; güet'ye vardı. Herkes: «Kimyager de « ğiştirdi!» dedi; fakat bu seferki kimya -. b Servete de erdi. M, Pouliguet, evlen « A | meden evvel mahallede küçük br eczana — namıyordu. Fakat zavallı Vermouche'uni — a mülünü eline geçirir geçirmez ona, bah « — maddeyi de ilâve etti ve bu suretle yap«, — -- Cü « y t Bunun içindir ki her ay ona, bir zarf içine — de beş yüz frank gönderir... Fakat bunu — Saturnin'i hâlâ affetmemiştir, kini o de- ih Pouliguet nankör değildir: böyle ça « — bucak servete erişmesini, karısının - eski * kocasına medyun olduğunu unutmadı. — Pz & Va Yarınki nushamızda : K Para ve saadet. | * rece küvvetlidir ki ona para gönderildir. — ğini bilse bir ikinci defa boşanmağa kale " - —. AA