SÖON rosıı İsveçliler Türkiye ile dostluğa H« a | Hatay Tü l)uyuk ehemmiyet verirler,, to’dıolmda İsveç Harıcıye Nazırile Ali Çetinkaya arasında samimi nutuklar taati edildi k Kholm 20 — İsveç ajansı bildiri- kaya şere- T akşam ziyafeti vermiş- Sveç hariciye nazırı B f;;ı mıınam ât nazırı B, Forslund, hazırı B. Nilsson ile nezaret- * h'îuî Memurları ve bir çok en - Messilleri hazır bulunmuş - Zky“ ııll'ıı:ı)e nazırının nutku R. sonlarına doğru, hariciye "&â:. Sundler aşağıdaki nutku söy- Tüllns, iye C Yi üti Uumhuriyetinin bir mü - "!ı _'*f-ııııe sizi burada İsveç hükü- hı,"" & selâmlamakla büyük bir Ylıh( hissetmekteyim. Coğrafi kıa desef, memleketlerimiz ara- :Ml . Bi | Ziyaretleri kolaylaştırmamak- akay, Sebepten dolayı, bu şimal min t mım bir kaç gün geçirmek üze- ı.,hnğ:rimızın bizim davetimizi ka %bulunm.ıl»r bizim bugün- '&% İzi bir kat daha yükselt -« Tarihi dostluk Sayfalarını çevirirken, bu ite râğrnen, Türkiye - İsveç lerinin Çok uzun zamanlar - nun gibi, siz de İsveçliler hakkında aşağıdaki hükmü söyliyebileceksiniz - dir: «İsveçliler, Türkiye ile dostluğa bü - yük ehemmiyet verirler.» Kadehimi, Türkiye - İsveç dostlu - ğuna ve Türkiye Reisicumhurunun şe- refine kaldırır ve misafirlerimizin sıh- hatlerine içerim. Ali Çetinkayanın cevabı B. Sandler'in bu nutkuna B. Ali Çe- tinkaya aşağıdaki cevabı vermiştir: Ekselans, İsveç hükümeti namına bize söyle - miş olduğunuz sözlerden dolayı ci den mütehassisim. Nazik davetinize i- cabet etmekle bahtiyarlık duymakta - yım., Bu suretle kültür sahasında en yuksek dereceyi bulmuş olan ve en - düstri sahasında başkalarına haset ile bakmıyacak bir vaziyette bulunan asll milletinizi yakından tetkik edebilece - ğini, İki yüz senelik uzün zamandanberi, İsveç - Türkiye münasebetleri azalma- mış, bilâkiş daha sağlam yeni bir esas üzerinde takviye bulmuştur. Bu yeni esas,'iki memleket arasındaki ekono - mik ve kültürel bağlardır, Bütün mii- letinin büyük bir sevgi ile bağlı bu - lunduğu hükümdarının, Majeste Gus - tav'ın idaresi altında refah içinde ya - Ttevcut bulunduğunu müşahe- leyiz. Ordularımızın daima İs dıkları devirlerde, iki dev- menfaatleri, bir çok defa- birbirlerine çok yaklaştır » zaman İsyeç mümessil- ' yolunu tutmuşlar ve gene Man Türk elçileri, şimal ikli- Sayarak payitâhtımıza gel - 'N İ _;& "'—a Lş'“!'!tııx 1733 senesi yazı zarlın- q'bq fevkalâde elçi Sait Mehmet ’î atlı bir araba ile Stokholma % büyük merasimle, altmış pa- v' çok kalabalik bir halk k'J— N kışları ile karşılanmış! I'hme efendinin vazifesi, çok Ve Çok nazikti ve bu vazifeler tea, Veç kralı Demirbaş Şarl'ın 5 © biraktıki borçlarıma tas: lli vardı. Sai 1Y!ı’lchmx efen - NMamesinde, İsveç nakkında u,.l"l'lnı uzun uzadı uî'" & şayan İsveç, sulh içinde bir asırdan faz- la bir zaman fasılasız devam eden bir çalışmanın verdiği büyük tecrübesini Türkiyenin emrine tahsis etmiştir. Bu müddet zarfında, İsveç teknisyenleri, bilgilerini ve endüstrilerini en yüksek dereceye kadar çıkarmış bulunmuştur. Türkiye, İsveç mühendislerinin ve tek nisyenlerinin kıymetli yardımlarını is- temekle, İsveçin bu uzun gayretinin semerelerinden istifadeyi bilmiştir. İsveç'te, maalesef pek kısa olacak bulunan ikametimizden unutulmaz ha - tıralar götüreceğimize hiç şüphe yok - Sözlerimi şu kelimelerle bitirmek yorum: İsveçliler, yaptıklarını iyi yaparlar.. Rey toplayan makineler Stokholm 20 (A.A.) — İsveç ajansı bil- diriyor: Ali. Çetinkaya, İsveç telefon servisini tetkik etmiş ve Stokholmun cenup kıs- mında telefon otomatik istasyonunu gez- miştir. Bilhassa parlâmento sarayına gi- derek orada, elektrikle rey toplıyan ma- kineleri ve tesisatı tetkik eylemiştir. Zi- ra, Türkiye hükümetinin Ankaradaki Bü- yük Millet Meclisinde ayni tarzda bir te- sisat vücuda getirmek niyeti vardır. O - rTicsson telefon sosyetesi, yüz bin kuron mukabilinde bu tesisatı yapmak üzere bir teklif yapmıştır. Orlesson sosyetesi direktörü Holm, 'Türk misafirler şerefine bir öğle ziya- feti vermiş ve bu ziyafette müdafaa na- zırı Nilsson ile daha bir çök yüksek ze - vat ta hazır bulunmuştur. Telsiz telgrafın babası Markoni Dün gece gelan telgraflar bütün İ- talyanın matem igmde olduğunu haber verdiler; ğ — Markoni öldü, ölüm haberi de ken disinin icât ettiği telsizle bir saniye » çinde bütün memleketi dolaştı. Yeise gark etti, dedier. Makikatı ifade etmek için matemo girenin sadece İtaya değil bütün dün- ya fen âlemi olduğunu söylemek lâ - zımdır. Muhakkak ki Markoni'nin ölü- mü her tarafta ayni teessürü uyandı- racak, arkasında büyük bir boşluk bı » -| takacaktır. ğlam ve Ş ra- a—.ınJA dinç ihtiy esadüf olunur.> . «Ha Tdir ve yabancıya .lnl"— : hümmü kendilerine bir zevk _,-k' veçliler, Türkiye ile dostlu - ehf’n ımiyet verirler.» Bu, ma- daha sağlam > ihi atmış bulunmaktadır —mr'i bugün birbirine bağ- N yom k münasebetlerden bah- *İ'- dey Kt in Rresi adamınız Kemal Ata - tü altında, ekonomik ha- KPSlık Ün sahalarında muazzam bir / ""—n# devam olunmaktadır. 5, misafirlerimizin ve bil - Di "!ı ıAl, Çetinkayanın büu eserin N Na olan işt irakleri malümdur. N ’3"- takdiri Veç mül -“(. nnırxp bulunmak- ve cı:d sln_ıı n yük- K, (urJJ özb nw&a olacaktır. Fakat yal- T ümit etmek istezim ki,.0- e| çok | vorum, Modern Türkiyede| tecrübe la x Guglielmo Marconi, Türkçe imlâsı ile Markoni 1874 senesinde İtalyanın Bolonta şehrinde doğdu. İlk tahsilini Livourn şehrinde yaptı, bitirince Bo- lonia üniversitesine geçti ve daha 1895 yılından itibaren telsiz telgraf — işile |meşgul olmaya başladı. Elektrik mev- celeri sayesinde iki nokta arasında te- le ihtiyaç olmadan konuşulabileceği id- diasında idi, tecrübeler yapıyordu, de - liler gösteriyordu. Fakat o zaman o » nun bütün iddiaları İtalyada fazla cid- diye alınmadı. Marconi İngiltereye geçti, — keşfini anlattı, bir çok müzaheretler gördü ve daha 1896 yılında ilk ihtıra beratını al- dı ve hemen İngilterenin Vestbourn - Pnrk şehrinde tecrübeler yapmaya ko- yuldu. Bu teecrübelerin hepsi de mu - vaffakiyetle neticelenince Bristol kana- hlında yekdiğerinden (15) kilometre u- zaklıkta kâin iki nokta arasında birer telsiz istasyonu tesis edildi. * İtalya hükümeti şimdi vaziyeti an- Markoniyi çağırdı. Markoni de tine âönerek La Spezia'da bir yonu yaptı. Bu islasyon bir ı hâmil olan gemilerle re uzaktan konuşmaya mu vaffak oluyordu. x oni tekrar İngiltereve — geçti fa mesafeyi daha uzatarak Sa - rg ile Batk arasında 50 kilometre- M den kolt nuşmaya muvaffak oldu Ö za -|İs öldü Markoni ve zevcesi bir gazete çıkıyordu. Bu gazete gaze- tecilik tarihinde ilk defa olarak telsiz- le haber almaya başladı ve Kingstovn- da yapılmakta olan deniz yarışlarının neticelerini bir hafta müddetle hep tel- sizle alarak neşretti. Bunu müteakıp Markoni Kraliçe Vioktryanın Osborn'daki malikânesi i- le yatı arasında telgraf muhaberesi te- sisine muvaffak oldu. x ; Markoni'nin telsiz sahasında bilâ - hare temin ettiği harikaları saymaya lüzum görmüyoruz. Yalnız şunu ilâve edelim: Son zamanlarda hususi yatı içinde gizli tec ken! bir tayyareyi elektrik mev- cesi ile düşürmek, veya bir mühimmat deposunu elektrik mevcesi ile uzaklar- || dan patlatmak gibi niyetler atfolunu - yordu. Hattâ bu düşüncelerin mühim ir kısmını küvveden — fiile ç1k:ırdığı leuıvurdu Biraz dıhA |selâ, Türkiye topraklarında oturan bir | |dilen delegelerden mürekkep komis - eler icrası ile meşguldü velr iy vazifeleri ise Hatay parlâ klerının nelerdir? ayda Türk nüfusu ne kadar kuvvetli mentosunda da Türk nüfuzu o kşdar kuvvetli olmalıdır Yeni rejime giren ve yakında bu re- jim mucibince küçük bir parlâmento sahibi olmak üzere seçim işlerine baş- lyacak olan Hatayda Türklerin büyük bir vazifeleri vardır. Bütün Hütayda mukim olsun veyahut Hatay haricinde bulunsun her Hatayh Türkün ilk vazi- fesi, evvelâ kendisinin Hatayla olan va- tandaşlık alâkasını tesbit etmektir. Me- çok Hataylı vardır ki bunlar, Hatayda- ki nüfus kayıtlarını, dünkü nüshamız- da yazdığımız şeraite göre, hemen yap- | y tırmaya teşebbüs etmi r. Bu, on -| lar için milli bir vazifedir. Çünkü Ha- taydaki Türk nüfusu ne kadar kuvvet- li ise Hatay parlâmentosunda da Türk nüfuzu o kadar kuvvetli olmal Hataylının ikinci vazifesi sonra gelir. O da, Hatayda intihabat ha- zırlıklarında bizzat bulunup, kendisini, Milletler Cemiyeti tarafından tayin e- yonlar karşısında «Türk» olarak kay - dettirmekten ibarettir. Çünkü — Hatay halkı, Türk, Arap, Alevi, Ermeni, Or - todoks diye beş cemâate ayrılacaktır. Hatay halkı bu suretle cemaatler ha - linde kaydedildikleri zaman, cemaatler- de kayıtlı olan intihap hakkını haiz bu- lunan nüfus miktarına göre de Hatay- Lların parlâmentoda âzalık hakları o - lacaktır. Yani, hangi cemaatin, kayde- dilmiş nüfusu fazla ise o cemaatin par- lâmentodaki meb'üs miktarı da fazla o« lacaktır. Bununla beraber Cenevre kararla - rına göre, Hatay statüsü parlâmento - daki meb'usların”adedi için asgari bir nisbet kararlaştırmıştır ki bu da şöyle- Türk cemaati için asgari 8 İspanyada - şiddetli| muharebeler oluyor Madrid 20 (A.A.) — İki gündenberi düşmanın şiddetli Bir tazyikte bulundu- ğu Brunete-Guijorna-Villanueva del Far- İp Alevi cemaati için asgari 6 Arap cemaati için asgari Ermeni cemaati için asgari Ortoduks cemaati için ari Bunların adedi on dokuz eüyor. Halbuki patlâmenotda kirk kadar bulunacaktır. Geriye kalan 21 âza, han gi cemaatin hbülusu fazla ise lacaktı ŞJ h.ı'üc Hnıaxhlarm birinci vazi - 2 2 ı n.is'_vuni.ır karşı.—" nda vücut etmektir, Türkiyede bulu bir çok Hataylının bu vazifesini ifa ctmesi için zamanında oraya gitmeleri bunlar iç.n milli bir borçtur. 'da intihaplar iki derece ile ya- ktır: Cemaat sicillerine kaydedı < len her yüz adet birinci derece münta- hip için bir tane ikinci derece münta « hip olacaktır. İntihap dairesi «Kaza» dır. İntihap şubesi «Nal » yahut şehirlerde «ma- halle» dir. umu takdirinde ayni na- hiyede iki intihap şubesi tesiz edilebi- lecektir. Meclis âzası, ikinci — derece müntahipler tarafından intihap oluna - caktır. Birinci kayıt musmeleti aleni beyan ile olup asıl intihabatta her iki derece intihap hafi rey ile vtuku bula - caktır. Namzetlerin cetvelleri - cemaatlere göre tertip olunur. Her müntakibe yal- nız, mensüp olduğu cemaatin namzet- ler listesini havi bir tek varaka verile- cektir. Birinci derece müntahipler bu cetvelden istediklerini çizetek kalan - larımı ikinci derece müntahip olarak se çerler. Bu ikinci derece müntahipler de ayni tarzda meb'usları intihap ederler, nı isbat Ankarada garip bir vak'a dillo cephesinde üsilerin hazekâtı tevak-| kuf haline gelmiştir. Âsiler, VİNâ Franca del Castil üzerine de hücumlarda bulun- müuşlar jse de geri püskürtülmüşlerdir. harbi esnasında İtalya ordusu iarafın- dan tatbik edilmesini bekleyenler bi- le vardı. Bilâhare intizar boşa çıkınca İtalyanın Habeş işi gibi ehemmiyetsiz bir meselede hayati ehemmiyeti haiz keşifleri meydana çıkarmak istemedi - ği ileri sürüldü. Fakat bize öyle geli - yor ki Markoni dimağının huuın kabi- liyetlerini vermeye vakit bulamadan, fen hesabına pek mevsimsiz olarak öl- müştür. Dün bu hususta gelen telgraflar şun- lardır: Roma 20 (A A.) — Guglielma Mar- coni, 63 yaşında olduğu halde — saat 3,30 da ölmüştür. Kalp sektesinden ve- fat etmiş olduğu zannolunmaktadır. Roma 20 (A.A.) — Markoni'nin ö- lümünün bais olduğu teessür ve heye - can son derecededir. Halk, mütevellfa- nın ikametgâh: yakınında birikmiştir. B. Musolini, müteveffanın ikametgâ - hına giderek nâşi huzuru_nda eğilmiş ve Markoni'nin dul zevcesile ailesine taziyetlerini beyan etmiştir. Roma 20 (A.A.) — «Telsiz telgra - fın babası» ve krallığın senatörü Gug- lielmo Markoni'nin ölümü haberi, ken- disinin sıhhati pek yerinde olduğu ma- lüm olduğundan dolayı, büsbütün te - essür uyandırmıştır. Dün kendisi va - him olacağını hiç te aklına getirme - miş olduğu bir rahatsızlık hissetmiş, ba zı Laahhıı.ıenrı ve bilhassa B. Musoli- hir eylemi: man yanır arsşkımmı telsiz telgrafcılığın inkişafına en ziy de yardım etmiş olan âlimlerden biri- du' Ke'ıd Si bir qok ıcı—ubi akademile- Vak'aya sahne olan Tayyare apartımanımın arka — balkonu Ark.ı'a 19 (Hı—. si) — Bir kaç gece h rip bir vak'a olmuş- tur, Sarhoş ve şüpheli Iıçıl xlm.nye gezen polislerin nazarı dikka Ibeden bir gahıs takip olunurken, bir aralık gözdan Kkaybolmuş; fakat civarda yükselen bir feryat izini kolaylıkla meydana çıkarmış. Bir müessesede çalıştığı ve kazancı pek te fena olmadığı bilâhare anlaşılan bu şa- hıs bulyar üzerindeki Tayyare apartıma- ninın birinci katındaki daireye arka bal- kondan atlıyarak girmiş, fakat holde ya- tan bir misafirin uyanması üzerine kaç- imaya teşebbüs etmiştir. Bu dairede otu- ;ran Feridin kayınbiraderi daktor Ziya bu beklenmiyen gece misafirini yakala - mak istemiş ise de, girdiği açık kapıdan balkona ve balkondan da bahçeye atlıyan adam yere düşerek yüzünden yaralanmış man halkının çığ- şen polis memurları ve merkeze götürmüşler, ev- ni tedevi ve sonra da ifade- almışlardır, Ev kemey sini en bu şahıs |keme ni altı ay hapse n Şimdi merak adamın mak: idi? Hırsızlık mı? Bir iddiaya göre, mahküm sarhaşluk - tan kendisi için açık tutulan kapıyı şa « şurmış ve başına bu felâket gelmiştir.