21 Temmuz 1937 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 10

21 Temmuz 1937 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 10
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

—— (at ge Teraklde o gçe Azerbaycanda son ittihatçı Yazan: Eski Tanin Başmuharriri Muhittin Birgen Benim, Ankara hesabına casuslukla ve mukabil inkılâp ile meşgul olduğuma dair siyasi zabıtaya yapılan, ihbarlar, sadece Baküdan başlamış değildi Benim bu masalları nerden bildiğim 'ni dinler ve nezaketle atlatırdım, İnkı- süali hatıra gelebilir. Bir çok insanlar ' lâbların ateşli zamanlarında bu gibi arasında yapıları işlerin sır tarafını|sanlara çok tesadüf edilir: Vehimli, ves- muhafaza etmek müşküldür. Baküda| veseli, her şeyi kendinden .bareı zan benimle Çeka memurları o kadar çok| ve bilhassa herkesi inkılâbın düşmanı | oluyorlardı ki atlamak isteni- talat hakkında ağızdan ağ verilen talimat üzerine — ötede beride yapılan lahkikata ait bütün tafsilâtın, beni sevenler tarafından bana haber ve- rilmemesi imkânsızdı, Bir aralık iş o kadar dallanıp budaklanmış, bir takım ihbarların sahih olup olmaı kik için harekete gelen mettu: kikatı o kadar kesif yapmaya oaşlamış- lardı ki işin hiç bir gizli tarafı kalma - mış denilebilirdi. Bu masallar nelerdi? Benim, Ankara hesabına casuslukla ve mukabil inkılâp ile meşgul olduğu- ma dair siyasi zabıtaya yapılan ihbar- lar, sade Baküdan başlamış değildi. Ev- velce de söylemiş olduğum veçhile, Tifliste de iki defa memurlar beni haf- talarca nezaret ve takip alltına almış - lardı. Orada iken benimle meşgul olan adam, Verbof isminde, galiba aslen yahudi olan, biri idi. Bu Verbof, biraz Fransızca ve biraz da Almanca bildiği için, daha 919 da Moskova onu Balkanlara göndermişti, Bu adam, Anadolu hareketi başladığı sıralarda gizlice İstanbula gelmiş, o- rada Anadolu ile gizli münasebette bu- lunan.muhit ile temas etmişti. O sıra - larda İstanbulun bütün Türklari ve bile , haşsa Anadolu ile işleri olan tüccarları Bgibi milli teşkilâtla alâkası bulunan bir zata, gizli teşkilât tarafından himaye ve — muhafazası tavsiye — edilmiş olan Verbof itilâf zabıtasının kontrolü Gltında bulunan İstanbulda bir müddet kalmıştı. Onü İstanbulda müuhafaza eden zat da, Ahmet Nurettin bey isminde bir dostumdu. Büu zat, aynı zamanda Top- Çu oğlu Nazmi ile de ticaret münasebe- tinde bulunduğu için o da kendisi ile birlikte, benim arkamdan Tiflise gel- Mmişti. Ahmet Nurettin, 919 dan itiharen i- şini gücünü ihmal edip Anadolu hare- ketlerine İstanbulda yardım için çalış- mış olanlardan biri idi; Verbof, İstan- bulun milli teşkilâtı tarafından kendi- Bine tavsiye edilmiş olduğu için onu bir| hayli müddet evinde saklamış ,muha- faza etmişti. Ben, Verbof'u, bilâhara, Ankarada tanımıştım, Orada da kendisini bana ta- nıtmiş olan Ahmet Nurettindi. Ahka- râda ilk Sovyet Sefârethânesinin açıl- dığı zamana tesadüf eden bu sıralarda Verbof, Ankarada bir kaç hafta kaldı ve her yere girip çıkarak he oldu. Biraz türkçe'de biliyo: disine fevkalâde — bir ehemmi- yet kiymet — vermeği — ça - lışan, biraz gayret etse «Ruş inkı - lâbını ben yaptım'» demeğe kadar var- ma kabiliyetinde bulunan - bu adam © zamanki Sovyet sefarethanesini beğen- mez, onun aleyhinde bulunurdu. Hal- buki Muhtar beyin hariciye veki! benim de matbuat müdürü olduğum sı- ralarda vazifem sefir ile münasebette bulunmayı icab ettirdiği için, Verbof benim yanıma sokularak sefir ve se- faret erkânı aleyhinde bir hayli söz söylemişti; Sovyetlerle olan münase- betlerimizin âdeta kendi kanalile cere- yan etmes'ni isterdi. Resmi hiç bir sı- fatı olmıyan bir adamla bizim münase- bette bulunmamızın için, ben, ipe ve sapa gelmiyen sözleri- wbşww“m— ve Ev kadınının şeker kuponu: Ev kadını, taze yemiş mevsimi geçmeden kilerini reçel ve şurupla ur. Bu kuponları 30 gün neşredeceğiz. Onları hergün doli saklayınız. 30 tanesini bir seri halinde derenlere — bir kilo şeker verilecektir. farzeden bir adamdı. Bir müddet An- karada kaldıktan sonra Rusyaya mdön- müştü. Günün birinde Tifliste karşıma çık- tı. Ankarada benimle dostane konuşan | |bu adam, Tifliste bir iki defa beni ziya- Tet ederek evvelâ, ımdan bir lâf al- mak üzere önüme dökülmek tecrübe: re girişti, fakat, ben her defasında & yasetten çekildiğimi söyliyerek bahsi değiştirdiğim için, günün birinde patia- di: — Açık konuşalım, dedi; sen burada Ankara hesabına casusluk pmakla meşgul un! Lâkin gayet kurnazca h: n için hiç işi belli etmi sun, Doğrusunu söyliyeyim: Ben de se- br- |e |kapıya geldi. nın TARİHİ İ TEFRİKASI d 47 - İi —— Yazan: M. Rasim Öngen |P Dedi ve heykelin içine saptı. Evvel- ce uzandığı yerden yana atılmiış olan köçenin yerinde, bir kapak kaldırılmış, bir delik açılmıştı. Karanlık merdiven- yavaş yavaş inmeye başladı. Bu meri dairesine.. kumandanla beraber yemek yedikleri odaya götüreceğini öğrenmiş- ti. Rüstem.. bir mahzene geldi. Burada, bir kandil yanıyordu, Kumandan, mâ - bede gelirken, bu kandili yakmış ve tekrar lâzım olursa diye söndürmeden bırakn Rüstem kandili aldı. Tahtadan mer- divenleri çıktı. Başı ile tavana dayan- dı. Açılan kapaktan odaya girdi. Ya -« vaş yavaş yürüyerek dehlize bitişik Kapıyı aralıkladı, Dişa- rıda kimseler yoktu. Çıktı. Biraz yürü- ni takib ettirmekle meşgulüm! Bu tarzda casus takib edildiğini hıç görmemiştim. Bu adamın Çeka nezdin- de nüfuzu bulunduğu bakkında b hayli rivayetler işitmiş olmama rağ- men, ne sözü ipe ve sapa gelen, ne de hareketlerinde mana bulunan böyle bir insanın sözile bana bir fenalık yapıla- bileceğine ihtimal vermediğim için bu adamın sözleri beni- korkutmadı. Ma- demki beni takib-ve hareketleyimi tet- kik ediyorlardı; şu halde endişe ede- cek bir şey yoktu; kimseye bir zara: rım dokunmiyacağını ve kendi işler'in- le meşgül olduğumu elbet anlariatdı. Bu gibi ahvalde kendilerinden şüphele- ri ölmiyanlar için, yapılacak en y. şe_vW vurdum duymazlıktır; ben de öyle yap- tım, Kendisini tatmin ve temin elmek üzere bir hayli söz söyledikten sonra i- şime devam ettim. Fakat, inkılâbın yoktan var ettiği bu adam, dimağen malül bir insandı. Fa;- ka bir defa, kendisine sokakta rastgel- dim; bana, yarı dostca Ve yarı da düş- manca gülerek: — Seni o kadar takib ettiriyorum, fakat, bir türlü bir şey bulamıyorum! Dedi. Bu, akıllı bir insanın sözü de- gildi; deliliğin bir nev'i ile mecnum o duğu muhakkaktı. Bununla berağor, |ben de güldüm ve hiç yöktaa başımz bo â olan ve herkeste mukabil inkılâbeı tekrar tatmin etmek istedim, Bu defa da bana dedi ki: — Öyle olsaydı, sen Ankarada Sov- yetlere ait işlerde sefir ile değil, benim- le temas ederdin! (Arkası vtar) | Ka Nöbetçi Fezaneler Bu gece nöbetçi olan eczaneler şunlar- dir; İstanbul cihelindekiler: Aksarayda: (Ziya Nurü, Alemdarda: İyerinde sıçradı; İsOfa veya casus gören bu hasta ruhlu adamı İt dükten sonra, oturduğu odanın önün - den geçti. Şimdi, Aşağıya inen karan - lıkça bir merdiven başına geldi. Bura- dan inecek.. yer altındaki höcrelere gidecekt Mes-diven başında biraz durdu. Sağı- nı; solunu, aşağısını dinledi. Ortalıkta bir çıt bile yoktu. Hayret etti: Bu; ne kadar sessizlik, ıssızlık! Herkes.. gardi- yanlar, hattâ nöbetciler de mi uyuya kalmışlardı? Buna teessüf edecek de- Bildi ya' Tabiatile memnun oldu. Ne â- iâ! Rahat rahat, Givin, hazmetcilerin hücrelerine gidecek.. Onlara, kapıları- nı açarak: Haydi diyecek. Onları, gel- yollardan geçirerek kumandanlık dairesine götürecek ve gizli merdiven- den de mabede çıkaracak.. orada, firar plânını çizecek ve harekete geçecekti. Rüstem.. böyle heyecanlı bir düşün- ce içinde merdivenleri indi. Seyrek kandillerin sönük ziyaları içinde ön a dımdan ilerisi güç görünen dehlizde i- lerledi. Çok ihtiyatlı yürüyor.. bazan dü kenarlarına siniyor, etrafı gö- zetlivordu. Epeyce y ükten sonra, dehlizin gittikce darlaştığını gördü. So- guk bir rütubet, omuzları ttü. Bu alâmetlerden, istc liği yere y.ık'nşlıgmı anladı. Rüstem.. böyle yürürken, bifdenbire, çünkü bacaklarının arasında bir cisim yuvarlanıyor.. «Ah!», diyordu. Çabucak kendini tapladı, bacaklarına sarılan adamın, hiç ses çikarmasına meydan vermi n—ek surette, boğazından yakaladı ve kaldırdı. Onun kısa boylu, kanhur, kor- kusundan titriyen bir gardiyan oldu nu görünce, boğazını bıraktı. Böyle bir biçareye ıztırap verdiğine pişman ol- muş gibi yumuşak bir sesle — Sus! Sesini çıkarma! Susarsan, sa- Cüce gardiyan, ses çıkarma- dan, başını kaldırdı. Ricakâr bakışlar- la baktı. Rüstem sordu: — Bana doğru söy Mahbusların hücrelerini kaç nöbetci bekliyor? Doğ- Rüstem Giv'le hızmetçılerını kapandıkları hücrelerde bulamamıştı. Gardiyan: “Onları az evvel götürdüler,, dedi enlerin kendisini kumandanlik| * zını açacağı ve kılıçlı elini kaldıracağı anda, alnına yediği bir yumrukla yere yuvarlandı. Hık demeden can verdi. Rüstem, hiç durmadan yürürken: — Bunun hesabını gördük. Çok can- sızmış! Şimdi, ötekine sıra geldi. O, ne- rede acaba? Derken, birindi nöbetcinin, yediği yumruğun sesini ve onün yere yuvar- |lanmasından husule gelen gürültüyü i- şiden ikinçi nöbetcinin, elinde kılıcını sallıyarak koşa koşa geldiğini gördü. Rüstem.. bir an kaybetmeden, onun üzerine atıldı. Nöbetci, tehlikeyi hisse- derek geri çekildi ve büyük bir çevik- likle kılıcını. Rüstemin başına salladı. 'atli bir hareketle yana fır- ladı. Kilıç, hücrelerin duyarına çarpar- ken, Zâl oğlu ayağını kaldırdı; nöbet- .j tinin tam göğsünün ortasına, bütün kuvvetile bir tekme indirdi. Nöbetci, nemli toprakların üstüne bir külçe gibi göktü. Ağzından, kan geliyordu. Rüstem.. işini bitirdikten sonra, kar- İkusundan duvarın dibine sinmiş olan cüce gardiyana döndü 1 — Yapılacak iş: Muhtelif kazalarda tırılacak evlere aid men kıymeti 17328 lira 22 kuruştur. B — Bergama ka men kıymitti 3808 16 40 kuruştur. M kuruştur. D kâgir çift evin muhammen kaiymeti 6557 kâgir Havuzbaşı mevkünde 54 tek kâgir tipi evlerin muhamimen kiymeti 89631 G — Kuşadası kazasının Kalam hammen kıymeti 5522 lira 18 kuruştur. 2 — İnşa € — Dikili kazası merkezinde 31 kâgir şehir tipi tek ve Çandarlı merkezinde 158 tek ve 31 çift köy tipi kâğir evin muhammen kıymeti 46939 lira illecek göçmen evlerine ait kereste — Haydi! Mahbusların bulundukları hücreleri göster! İranlı mahbusların hücrelerini... Cüce,, titreye tüitreye yürüdü. Par- mağı ile üç hücrenin kapısını göster- di. Rüstem.. birinci. hücreyi açtı. «Giv! Giv» diye bağırdı. Bir cevab alamayın- ca, hizmetcilerin isimlerini çağırdı. Ge- ne ses çıkmadı. Rütubet kokan hücre- nin içine daldı. Karanlıkta, ayaklarını yöorlerde sürükledi. . Ayakları, hiç bir yücuda çarpmadı. Ellerini uzattı. Yer- leri yokladı. Nemli topraklardan başka bir şeye tesadüf edemedi. Hücre boş.. bomboştu. İçine bir ümitsizlik üzüntü- sü yayıldı. Rüstem.. birinci hücreden çıktı. İkin- ci hücrenin kâpısındaki kalın ağaç sür- güyü çekti. Kapıyı açtı. Gene Givi, hiz. metcileri çağıf'dı. Cevab veren olmadı. Yerleri yokladı. Kimse yoktu. Çıldır- miş gibi, üçüncü hücreye atıldı. Bura- da da kimseyi bulamayınca, hücreniz önünde duran cüce gardiyanın üzeri ne yürüdü. (Arkası var) İzmir İskân Müdürlüğünden : yerleştirilmiş olan göçmenler için yap- 2 — Menemen kazasının Maltepe köyünde 91 kâgir köy tipi tek evin muham- nın Kınık merkezinde 20 kâgir köy tipi tek evin muham- nahiyesi Foça kazasının bağ arası mevkiinde 17 kâgir tek ve 10 kâgir köy tipi lira 64 kuruştur. E — Kemâlpaşa kazasının yukarı Kızılca ve Parsa köylerinde 21 tek kâgir köy tipi evin muhammen kıymeti 3998 lira 82 kuruştur. F — Torbali kazasının Kayas köyünde 32 tek kâgir, Ahmetli 156 tek 32 çift Taşkesiğinde 145 tek, 16 çift kâgir köy lira 42 kuruştur. aki çiftliğinde 29 tek kâgir köy tipi evin mu- kân Dairesince inşaat mahal- li vel manası olmadığı | numara vereceğiz. Sonra ulusal munun İstanbul şubesi tarafından tayin olunacak bir günde bu numaralar ara- |i sında kur'a çekilecektir. İlk 25 nümaraya yirmişer kilo, müteakıp 25 numara- ya onar kilo, bundan şonraki S0 numaraya beşer kilo, 250 numaraya da ikişer (Eşref Nöşet), Boyazıtta: (Haydar), Sa- matyadar (Teofilos), Eminönünde: (Sa- lih Necati), Eyüpte: (Arif Beşir), Fener- de: (Emilyadi), Şehremininde: (Nazım), Şehzadebaşında: (İ. Hali)), Karagömrük- le: (Arifi, Küçükpazarda: (Hulüsi), Ba- kirköyünde: (Hilâb) Rayoğlu cihetindekiler: İstiklâl caddesinde: (Galatasaray), (Ga- rih), Galatada: (Hidayet), Kurtuluşta: (Kurtuluş!, Maçkada: (Feyzi), Beşiktaş- ta: (Ali Rıza), Sariyerde: (Azaf), Anadolu ve Adalar cihetfndekiler Üsküdarda: — (İttihat), — Kadıköyünde: (Moda), (Merkez), Büyükadada: (Şinasi Rıiza), Heybelladada: (Tanaş). ru, ha! Yalan söyliyeyim deme! — İkit Rüstem.. cücenin bu cevabına inan- |dı; çünkü kumandan da, ona, burada i- İki nöbetci beklediğini söylemişti. O hal- |de, kumandanın kanaati yanlıştı; 'ku o, bu gece, nöbetçilerin arttırılmak ihtimalinden bahsetmişti. İki nöbetci, onu, yolunda durduracak bir kuvvet değildi. İkisini de birer yumrukta yere serebilirdi. Cücenin yakasından yakala- dı. Onu, kendine doğru çekti — Yürü! Arkamdan gel! Cüce, kafa tutacak halde değildi. Ya- altında sürüklenerek, yalpal torba gibi yuvarlanıyordu. Sönü SekesekaakamaA AAA AAAAAAA AA h, dar, rütubet kokan dehlizde iler l || lardı, kesiniz, I K || karşısındakini tanıyamazdı. biriktirip idaremize getirenlere ve göne Rüstem.. nöbetcinin kendisin! gör- ekonomi ve — arttırma kuru- Ül|mesinden evvel, nöbetçiyi gördü ve cüceyi, geriye doğru iterek nöbetciye doğru yü â. Nöbetci, onun geldiğini görünce, ilk evvel, gardiyan zannede- vek emniyetle ilerledi. Falaat tam ağ- T- kasından tutmuş olan Rüstemin ı:Iminı Burada, insan, üç adımlık uı'du:n1 lerinde aynen müteahhidine teslim edileceğine göre evlerin keşifleri mucibince Muhammen kiymelten kereste tutarı tenzil edilmiş, yukarıda yazılı muhammen kıymetle kereste kıymetleri hariç tutulmak suretile hesap edilmiştir. 3 — İşbu inşaat anahtar teslimi suretile İ3/7/937 tarihinden ltibaren 15 gün müddetle kapalı zarf usulile eksiltmeye konulmuştur. İhale 28/7/937 tarihine tesadüf eden Çarşamba günü saat 14 de İskân Müdür- lüğünde müteşekkil kemisyonda ihale edilecektir. 4 — İhale her kaza için ayrı ayrı yapılacağından teklif zarflarının bu suretle ftanzim ve tevdii meeburfdir. 5 — Eksiltmeye iştirak etmek istiyenler ihale saatinden evvel 2400 sayılı ka- nunda tasrih edilen şekilde 9 de 7 buçuk muvakkat teminatlarını tediye ettikle- Tine dair makbuz veya banka mektubu ibraz etmeğe mecburdurlar. e İştirâk etmek istiyenler fenni? şartname ve plânlarının ve mü- kavele suretlerini öğrenmek üzere Vilâyette İskân Müdürlüğünden, kazalarda İskân memurlarına müracaat etmelidirler. — <2333» x4193> ADEMİ İKTİDARA BEL GEVŞEKLİĞİNE en tesirli bir lç SERVOİN ar. Taşraya posta ile 185 kuruşa gönderilir. Sirkeci Merkez eczanesi Ali Rızt

Bu sayıdan diğer sayfalar: