Hülüyim rakibini sürüklüyon Mülâyim Amerikan boğassını yendi, kemerle beraber 500 doları haketti _Gü?eş tam 36 dakika sürdü. Müş y%un"m Ve Komar dün, Taksim stad- % y Sön güreşlerini yaptılar, ve bu a,__khmiyımin; haftalardanberi sürüp ü olan dedikodulara nihayet ve- Tekağ kadar kat'i bir galibiyetile ne- Güreş etrafında yapılan neşriyat, stad- Tidazzam bir kalabalık toplamıştı. ve İnhisarlar Bakanımız All ©, da seyirciler arasındaydı. İl;â“ seferki güreşin uyandırdığı ih- '*k: hesab eden tertip heyeti, bu de- Takın,,, Pangi bir münakaşaya meydan bi- —uğlcık kadar tedbirli davranmıştı. sıkmadan oyalıyan diğer güreş- tönra, ringe evvelâ Bul Komar, ve )_XN &z sonra da Mülüyim pehlivan Çaların Bak; Tinge çıkışını da, müsabakada ")ı,,qv emliği yapan pehlivan Cemalin, 'l'qh “tre hoparlörle verdiği şu izabat e “& N&l:“mn Mülâyim ve Bul Komar son :î;' külarını yapacaklar, Mülâyim or- A Tini l Eğer Kamar kazanırsa, keme- N,h “ alacak. Mülâyim kazanırsa, Ko- lı.,__:' kemerini, hem de kemerini kur- Kaypıç İSin ortaya koyduğu 500 doları ben İ k! Güreşin orta hakemliğini Hıı.,, ' edeceğim. Yan hakemlerinden Si tün memleketimizde bulunan bi M'g antrenörümüz Raül Peter, di- Hncüşg “ME güreş antrenörü Pellinen, ü- !ıq,u" de gazeteci Eşref Şefiktir. Ga- & ,_h::n Müteşekkil bir füri heyeti m“'tn düs edebilecek her hangi bir * hallile mükellef bulunmaktadır! için müddet tayin olunmamıştır. Pehlivandan birisi sureti kat'i- Ökipere'Ülüb oluncıya kadar devam ede- %—lî:'“ın sonra ringe çıkan Cemalin * güreş başladı. büyük bir heyecan içindeydi, iki da, gayet ihtiyatlı davrandıkla- a, bu heyecanı tatmin e- 1Z peydahlıyamıyordu. dördüncü dakikadan itibaren, İ ,_;'" sıkılaştıran -Mülâyim peh- Koray “ikiyeti ele aldı. Amerikalı Bul Mmüudı 'e;ı'"' Fing iplerinden is- L Ve bu yüzden de güre Ald,, ÇETki gibi bir köşe npmsî,,ıî kaçıyor, ve Mülâyim ko- &. . © — Vulik hoparlörden bir ses yüksel. Si Gürnet, ,h%..ü,;â"h tam on beşinci dakikasıdır! K3 bir iteakib, yan hakemlerinden bi- t Bu ânl""“ üzerine güreş durdurul- ttde ml Ve sebebi meçhul inkıla, seyir. N'he; '*tak uyandırmıştı, herkes bir- TT vePEf Merikalıdan aldığı kemeri koy- ST ; Ne N’%qu_old" Neden durdular? diye s0- " or tasında, pek uzun sürmiyen bir —DÜNKÜ GÜREŞTEN ÜÇ İNTIBA . * Mülâyim güreşten sonra kendisini öperek alkışlıyan bir küçük kızla ve kazandığı kemerle Amerikalı mütemadiyen ring İplerine sarılarak kurtulmağa çalıştı. Nihayet Mülâyim Omarın ayaklarını o kadar büyük bir maharetle kav- radı ki boğa saniyelerce sırtını yerden kurtaramadı. POST Komar acı içinde kuwranıyor Mülâyin dünkü zaferinden sonra halk arasından geçerken müzakereden sonra, tekrar hoparlör ba- şına geçen hakem Cemal pehlivan seyir- cilerin ayaklandırılmış bulunan merakla- rını şu sözlerle tatmin etti: — Komar, mütemadiyen ringlerden iz- tifade etmektedir. Bundan sonra, Koma- rın mehnejeri Zibiskonun da rızası üzeri- no, ringe sarılacak pehlivanın ortaya ge- tirilip yere yatırılması kararlaştırılmış- tur. Bu çok isabetli karar, halkın uzun al- kışlarile karşılandı. Ve güreş yeniden başladı. Bu karar sayesinde, Mülâyim, mütema- diyen ve uzun bir kuvvet israfile hazırla- dığı vaziyetlerin ring ipleri yüzünden bo- şa gitmesinden kurtuluyordu. Fakat Te Amerikalırın da, yenilmekten ku mak için el atacak başka hiç bir çaresi kalmamıştı. Yere yatırılmamak için, ring dışına kaçmaktan kaçınmıya çabalıyor, fakat mütemadiyen çok müşkül vaziyetlere dü- şüyordu. Nihayet, güreşin tam 36 ncı dakikasın. da, tam 36 dakika peşinden koştuğu Tır- satı yakalıyan Mülâyim pehlivan, ayakla- rını fena halde kavradığı rakibinin iki 0- müuzünüu mindere iyice yapıştırdı. Ve ha- kem: — L Bi Bi Hattâ: — 4... 5... 6... diye saniyeleri sayıncı. ya kadar bırakmadı. Biçare Amerikan boğası, ayaklarımı öyle fena bir halde kaptırmıştı ki; Mülâ- yim onu -icab etseydi- o vaziyette 3 sani- ye değil 3 saat de tutabilirdi. Seyirciler, bu haklı ve kat'i zaferi uzun süren candan alkışlarla karşıladılar. Ve Mülâyim pehlivan, . bu sefer pek haklı olarâak kazandığı kemeri kuşandı, * Bul Komarın meneceri eski dünya şam- piyonu Zibisko, Kamarı yenecek olan “|, Zaten geçen hafta içinde, pehlivanı, senede 25 bin dolar vererek A- merikaya götüreceğini söylemişti. Dün güreşten sonra, bu sözünden dönmediği- ni ilân etti. Ve şu sözleri söyletti: — Mülâyim, Komarı hakkile yendi, hem kemeri, hem de 500 doları kazandı. Fakat ben henüz Tekirdağlı Hüseyin pehlivanı görmedim. Binacnaleyh, ikisi- nin güreşmelerini istiyorum, Amerikaya, yapılmasını istediği bu müsabakanın ga- libini götürmeyi tercih ediyorum. Ve bu müsabakanın yapılmasını on beş gün bek- lemeyi taahhüt eyliyorum. Mülâyim pehlivan, Zibiskonun bu iste- ğini yerine getirmeye de razı olmuş bu- Tunmaktadır. Mülâyimin Tekirdağlı Hüseyinle yaptığı alaturka güreş bir saatten fazla sürmüş, ve bera- ,bere neticelenmiş. Söoyredenlerin söyle- diklerine göre, bu müsabakada, Mülâyim pehlivan çok faik güreşmiş! Şimdi, Tekirdağlının Mülâyimin da- vetinden kaçmıyacağı şüphesizdir. Binâenaleyb, İstanbullular, çok yakın bir günde, çok heyecanlı bir güreş sey- redecekler demektir. Bakalım, Menejerinin gözünden düşen Bul Komarın yerini Mülâyim mi, yoksa Tekirdağlı Hüseyin mi alacak?. s.T. Avusturyalılar, Macarları yendi Viyana, 18. (A.A.) — Çeteka ajansı bil- diriyor: Bugün büyük bir kalabalık huzurunda Merkezi Avrupa kupası dömifinali, Vi- yana'nın meşhur Austria takımı ile Bu- dapeşte'nin meşhur Ferenevaroch takımı arasında oynanmıştır. Viyanalılar çok mükemmel bir oyun çıkararak, mükem- mel bir vaziyette olmasına rağmen Ma- carları 4-1 yenmişlerdir. Sayfa 7 ——— |Domates suyu, portakal özü ve yalnız su ile tedavi edilenler yurdu «Saatlerce yürüyorum. Bir bardak su bütün yorgunluklarımı gidermeğe kâfi geliyor acıkmıyorum , , Eskiden Baron dö Roçildin malikânesi|| — Acıkmıyor musunuz? olan Hertfordshire'de, Tring civarındaki — Acıkmak mı, ne münasebet, Zerrece büyük bir köşkte yeni bir tedavi usulü-|açlık duymadım. Bir aydır da ağzıma bir nün bütün şekilleri tatbik olunmaktadır.|Jokma bir şey koymuş değilim. Kendimi Bu köşkün 150 dönümlük bir arazisin- de hastaların, rahat rahat soyunup dö- künerek, banyo yapacakları müteaddid yüzme havuzları, güneş banyosu yerleri, tenis kortları ve gezinti mahalleri vücu- /da getirilmiştir. Köğşkün içine girdiğiniz zaman ilk önce imuazzam ve mükellef bir bar salonu ile karşılaşırsınız. Fakat aldanmayınız bu barda tek bir gram alkol satılmaz, su- mulmaz. Onun yerine ne werilir bilir mi- Biniz: «Domates suyu>!.. Bir, sigara odası vardır ki dört bir du- varında: «Burada sigara içmeyiniz» yazı- |lıdır. Uzun bir gezintiden sonra, karnınız acıkmağa başlayınca yemek salonuna da- larsınız. Burada da sürprizlerle karşıla- Şarsınız: Hizmetci size, ekmek, yağ, pey- nir veya çay vermez. Önünüze tadece, tam 6 adet, üzüm uzatır... ve siz...... Buraya tedavi için giren hastalardan biri günde beş bardaktan, 21 gün sade su içmiş, 28 ncı güne kadar da portakal özü almış, 27 nci günden itibaren kendisine yalnız öğle yemeğinde iki üç tane üzüm verilmiştir... Bir bardak su kâfi Bu sıkı rejime tabi tutulan hastalardan birile görüşen bir İngiliz gazetecisi şun. ları yazıyor: «Kadını merak ettim, Ve kara kuru, bitkin bir garabet nümunesi göreceğimi sanırken ipek mayosu içinde cidden muh- teşem bir kadın ile karşılaştım ve şaşır- dıim. Sordum: : ,buraya geldiğimden daha iyi hissediyo- rum. Saatlerce yürüyorum. Bir bardak su bütün bu yorgunluklarımı gidermeğe kâfi geliyor. İlk günler biraz zahmet çek- medim değil, ama insan alışıyor.. ve da- ba canlı, kanlı, sıhhatli oluyor.. diye ce. yab verdi.» Buraya tedavi için gelen kadınlar, ruh ye bedenlerinin temizlendiği iddi; dırlar ,bütün tehlikeli mikrop ve zehirles ri, su, portakal özü, domates suyu ile yı- kadıklarına, böylelikle ömürlerini bir kat daha uzattıklarına inanıyorlar. * Buraya, ağzı kokan, bu yüzden sevgili veya koca bulamıyan genç kızlar gelmek- te, ve mütehassıs doktorun meyva usa- resi tedavisi ile bir ay içinde şen ve şatır. evlerine dönmektedirler. Sahnenin, s'nes manın meşhür simaları, muharrirler, hata tâ, siyâsiler bile buraya uğrayıp bu ye- ni tedavi sisteminden istifade etmekte- Diana Kapier, kocası Tavberle evlen- meden evvel, bir müddet buraya gelmiş, oldukca şişman olan Tavber doktorun tav siye ettiği rejim sayesinde epeyce zayıf- lamış. Tedavi ücreti 150 İngiliz lirasıdır. Sabıkalı çocuk Dün Floryada plâjdan çıkan bir müşte- rinin cebinden para çalarak kaçarken si- vil bir komiser tarafından görülerek ya- kalanan Kadri isminde sabıkalı bir ço. cuk mahkemeye verilmiştir. İstanbulun Bakımsız bir semti: Koca Mustafapaşa Kocamustafapaşa — okuyucularımızdan A, 8. yazıyor: — Şimdiye kadar İstanbulun imarın- dan bir hayli bahsedlldi. Pakat bu imar yinde Kocamustafapaşanın ismini bul- manın imkânı yok. İstanbulun bu köşesi unutulup gidiyor. Kocamustafapaşa'dan Aksaraya inen caddenin kaldırımları ve parkeleri yapıldığındanberi tamir görme- palştir. Semt, terkos belediyeye — geçtiği halde gene eskis! gibi susuzdur. Susuzluk yüzünden bir yanğın bu semtin sebebi fe- Jâketi olabilir. Sokaklarda — kat'iyon lü- ğim tertibatı yoktur, çukurlar durmadan güyet ü bir koku neşreder durur. Gece- leri Kocamustafapaşa'nın sokaklarında bir ışık bulmanın imkânı yoktur. Bu yüz- den halk erkenden evlerine çekilip geceyi mahbus gibi geçirir, Gidip hava alınacak bir park olmadığı için sıkıntı gândüzleri dahi bâkidir. Alakadarların dikkatini cele bederim. * Bir okuyucumuzun İnhisarlardan temennisi Pendik okuyucularımızdan Mustafa bi- ze yazdığı bir mektupta İnhisarlar İdare. sinin yeni çıkardığı bir rakının şişelerinin ufak bir bedelle geri alınmadığını, bu yüz- den bu şişelerin ortada kaldığını söylüyor ve İnhisarların nazarı dirkatini celbedi- yor. * Sinemalarda havasızlık Okuyucularımızdan Ş, Özezin goçen pa- zar Beyoğlu sinemalarından — birt miş. Pakat hava sıcak olduğu hi mada bir tek vantilâtör dahi yokmul! kuyucumuz belediyenin bu hususta nazari dikkatin!i eelbederek sinema salonlarından başka sigara salonlarına da bir kaç tane vantilâtör konmasını istiyor.