8 Sayfa Me | Temmuz 19 Kocasının hiyanetini bir gramofon plâğı sayesinde isbat eden kadın Norveçli Bayan Rinkl mahkemeye vesika olarak bir gramofon plâğı getirmiş ve boşanma kararı almıştır Boşanma salgını son zamanlarda şima| memleketlerinde (Okendini göstermeğe başlamıştır. Buralarda, diğer memleket. lere nazaran boşanma vak'alarına o kâ- dar sık tesadüf edilmiyordu. Fakat son gelen Avrupa gazeteleri bu salgının şimal memleketlerini istilâ ettiğini, hattâ Ame- pikalıları gölgede bırakacak derecede ga- rip davalara restgelindiğini yazıyorlar. Bunlardan en meraklısı Oslo mahke- mesinde cereyan etmiştir. Davacı Bayan Rinkl isminde genç bir kadındır, Bu ka- dın 6 senedenberi evlidir. Son zama Yara kadar kocasile aralarında mühim bir vak'a olmamış, yekdiğerlerine karşı gâ- yet dürüst hareket etmişlerdir. Fakat, yedi, sekiz ay evvel Bayan Rinki kocasının kendisine (karşı biraz soğuk davranmağa başladığını, evine mutad Sa- uyku ârasında Mont'la gündüzkü müna- sebetini sayıklamıştı. Nihayet yegâne Kurtuluş çaresini gramofonda buldum. Yatağımızın altına sesi plâğa alacak âleti koydum. İşte gördüğünüz gibi hiyanet atlerden geç geldiğini görmüş, şüphelen- miştir. Sıkı bir tahkikat, Bayan Rinkvi kocasının kendisine hiyanet ettiği kanâ- atine vardırmıştır. Nihayet davacı madam Rinki kocası- nın hiyanetini isbat edecek vesika olarak mahkemeye bir gramofon ile iki plâk ib-? raz etmiştir. kendisine huzurunuzda itiraf ettird demiştir. Mahkeme derhal boşanma kararını ver- Al SEK KARŞISINDA Rakı, sarmısak ve Tifo — Sen aşılandın mı? — Hayır.. fakat hemen bugün gidip aşı- lanacağım! — Sakın ha, — Neye, tifoya mı tutulayım.. — Tutulmazsın korkma! — Nasıl tutulmam. Bana İlişmiyeceği- İne dair tifo mikrobundan mektup mu al dın? — Mikroptan mektup almadım ama iyi bir yerden öğrendim, Rakı içen tifoya tutulmazmış. — Öyle ama ben rakı içmem. — Ya veh vah içmezsin ha! — Ömrümde ağzıma koymadım, — Kolayı var, bugünden itibâren baş- ». Bak mademki şimdiye kadar iç medin, edep erkânını da bi öğret mi dokuz! #idir. cak içeyim deme, Birâz- da buz al varı yarıya öu koyarsan da olur ama, çaşnisinin bozulmaması için suyu rakıya ni Je daha az koymalısın! — E sonra ne olacak? — Ne olacak, içeceksin! — İçmezsem? —Tifo var. Aşı var. sen beni dinle iç. Haydi dinleyeyim diyorum. Şişe elim- de bakkaldan çıkıyorum. Bir komşuya rastlıyorum,: — Peh peh. bu akşam kafa tütsüleni- yor ha! — Şey tifo varda... — Bak azizim sana bir tavsiyede bulu- hâayım., ben dün gazetede okudum. Eski. Hâkimin müsaadesile gramofon mah- keme salonunda işletilmeğe başlanınca önce gürültülü bir insan esnemesi işiti. miş bunu az müddet devam eden bir sü- küt takib etmiştir. Sonra da uyku halin- de bulunan bir erkek sesinin: «Sevgilim Mont» dediği duyulmuştur. Bunu takib eden bir süküttan sonra bir horultu, tekrar: «Sevgilim Mont>, Bundan sonra da vaziyeti daha ziyade meydana çıkaran bir takım cümleler din- Jenmiştir, Tam bu arada aleyhine boşan- ma davası açılan koca sararmış, solmuş, şaşkına dönmüşken karısı muzafferane bir tavırla mahkemeye şu izahalı vermiş- dr: — Kocam bana hiyanet ediyordu. Mont ile düşüp kalktığına iyice kanaat etmiş- tim. Fakat o, daima yeminlerle inkâr edip duruyordu. Kocam gündüz ne yaparsa uykusu 2- rasında onu sayıklar. Burnu kendisi de inkâr edemez. Bir kaç defalar geceleriİde; aa miştir. Yetişmeseymişler adam öldürecekmiş ! Evvelki akşam, Narlıkapıdaki tiyatroya giderken yolda seyyar bir dondurmacı- dan dondurma yiyen Suad isminde yirmi | yaşında bir delikanlıya kendisinden bira küçük Hilmi isminde biri bir taş atm bunun üzerine aralarında ufak bir müna- je olmuştur. Suadın yanında bulunan İ Orhan işi yatıştırmış, Hilmi dönüp yü- Türken Suad arkasından yetişmiş ve hir iki yumruk vurduktan sonra belindeki bıçağı çekmiş, tam vuracağı sırada, Hil- minin istimdadı üzerine yetişen bir po-! lis Suadı yakalıyarak elindeki bıçağı al- mıştır. Dün asliye üçüncü ceza mahkemesine verilen Suad üç gün hapse mahküm edil- miş, ancak, Hilminin taş atarak tahrik et- tiği ve yaşı yirmi biri doldurmadığı için cezası bir güne indirilmiş, bıçağın müsa- den de bilirdim ya.. sarmısak tifoya kar- $i bire birdir. Mademki rakın da var. yarım kilo yoğurt bir salatalık bir bağ ta sarmısak al, Şöyle bol sarmısaklı bir ca- cık yap! Hem nefis meze olur, karşı tedbir almış olursun. Onun da gözünü dinledim rakıyı içtim, Hem de tifoya sarmısaklı cacığı yedim; fakat acaba iyi mi ettim, fena mı? Bu tarzda tavsiyelerde bulunanlar bir| ağızdan: — İyi ettin! Ve zannediyorum ki; Yeşildycı olsun olmasin bütün doktorlar: — Çok fena ettin! Diyecekler. Diyecekler ama kim dinler : Doktorların sayıları yüzse, — Rakı iç, sarmısak ye!. Diyenlerin sayıları yüz binleri geçiyor. İMSET Rıhtım hamaliyesi indiriliyor » Liman tarife komisyonu çalışma - larına devam etmektedir, Liman ida - Tesi, yolcu eşyasını çıkaran ohamallar sine Karar verilmiştir... “GÖNÜL İSLERİ ÇÇ5| iie hor false Di harp faciasından Hatırda kalan sahne Bu sabah masamın üzerinde beni dü- şündüren bir mektup var, uzun dadeğil, #ki satırlık bir sualden ibaret, naklede » yim: — « Teyzeciğim, Erkek olsaydınız hangi tipte bir kızla €vlenirdinir, gözlerinizin önüne gelen bir hayal var mıdir, ve onu bana tarif eder misiniz? * Bu sual beni bir saniye içinde 18 sene evvelki bir hayatın içine attı, Ve 18 sene »vvel gördüğüm bir sahneyi tekrar ya- patı, O zaman sAydinedaydim. Yunanlılar şehri işgal etmişler, sonra bir mii müf- rezenin savleti önünde yakıp yıkarak kaçmışlardı, kuvvet alarak gen gelecek- lerdi, büsbütün yakıp oyıkacaklardı, Ve balk onların tekrar gelmelerinden evvel kafile katile kaçıyor, bu ataş, ölüm, korku #iyarını bırakarak, «Menderessin öte ta- rafına, İtalyanların İşgal sahamna gidi. yordu. Ve ben şehirde en sona kalanlardan biri, bir daha göremiyeceğim evimin ka- Pısını sonuncu defa olarak çekip de çık- tağım zaman artik kimsesi? kalan sokak- ta bir kadınla bir erkek gördüm. Kadın, ince uzun, erkeğine dayanmış Güçlükle yürüyordu. Ve bir kolu ile kadı- ni kavrayan erkeğin öteki kolunda mini mini bir bebek vardı. Derhal tanıdım, Kadın komşumdu, bir bafta evvel zahmetli bir doğumdan kur- talmuştu., hastaydı, çok hastaydı, buna rağmen şimdi hiç sessiz, hiç şikâyetsiz yürüyordu. * Gece onları Menderesin karşı kıyısında Arpaza köyünde bir ağaç altında buldum. Sürünerek oraya kadar gelmişlerdi, az evvel fırlamış olan hizmetçi kızı da bula- rak, onun nasılsa gelirebildiği tek batta- miyeye çocuğu sararak subahleyin bulu- nabilecek bir arabayla doleşik yoldan Nazilliye gitmeye intizaren, orada bekli- yorlardı. Bir ağacın dibine de ben uzan- dım. Kadın hastaydı, mecalsizdi fakat ço- cuğu için, muhtaç olduğu kuvveti buldu. Dere kenarına indi, karanlıkta çocuğunu yıkadı, bezlerini değiştirdi: — Saat kaç beyeliğim? — Dokuza beş var! Ve çocuğunun mutat memesini verdi. * Uyuyamıyorlardı. Erkek dünya siyase- tine dair bir hikâye anlatmıya koyuldu. Karanlıkta pek seçemiyordum, fakat tah- min ediyorum, kadın gözlerin! kocasının gözlerine dikmiş dikkatle dinliyordu, Ay. dından tanırdım, Erkek yüksek tahsil görmüştü. Kadında hemen hiç bir şey yoktu, fakat kocasından hergün yeni bir şey öğrenir, seviyece hergün biraz daha yükselirdi. # Bu âileyi iki gün sonra Nezillide, dört gün sonra Denizlide gördüm, kadın el'an hastaydı, fakat ol'an sessizdi, kocasının çocuğunun yanında hiç şiküyetsiz, hattâ daha büyük felâketlere göğüs germiye ha- gır olarak sürüklenip gidiyordu. * Şimdi neredirler, bilmiyorum, faka$ bu sabahki mektup bana bu kadını hatırlat- tu, egzijan olmayan için işte mükemmel bir tip diye düşündüm, , TEYZE tarifesinde sh tenzilât yaparak ko- wmayond vermiştir. Yeni tenzili kuruşluk denkler 15 kuruşa in tir. Subayların eşyası için denk başına yüzde elli tenzilât yapılmıştır, Asker - ler, eğer eşyalarını hamallara çıkart - mak isterlerse, bir dengin Sikleti ne o- lursa olsun beş kuruş vereceklerdir. Diğer liman hizmetleri için eskiden tesbit edilen tarifenin mühim bir kış - mı ipka edilmektedir. Komi: zartesi veya salı günü işini tir, Yeni tarife İktısat Vekâletince fas- dik edildikten sonra tatbik olunacak »- tar, ye en EN 48 #4 NANA bam Doksan yaşındaki san'atkârın yaptığı heykel Meşhur İtalyan heykeltraşı Rosario La Spino 90 yaşındadır ve altı senedir, üze- rinde çalıştığı Garibaldi heykelini daha #amamlıyamamıştır. Kendisinden başka- sının, hattâ muavinlerinin bile eserine el sürmesine dayanamıyan titiz heykeltraş, hastalık dememekte, yorgunluk tanıma - makta, her gün 30 basamaklı merdivene gıkıp eserini bitirmeğe çalışmaktadır. Kooperatifçilik: İzmirdeki yeni incir - üzün kooperatifi fa: faaliyete geçti Celâl Bayar: “Kooperatiflerin ki kiçbir husumel zihniyeti yoktur. Bunları başkalarının me” faatlarına set çekmek için JA Aİ diyo” Üstte: Kooperatifcilerin #iyafetinden Dir görünüş, Altta: Kooperatif ortakları Celâl Bayarla bir arada. İzmir, 17 (Hususi muhabirimizden) cir ve sekiz üzüm satoış kooperatifi, Ege —)labileceğini belirtmiş ve endişeye katıyd Vekilin notları pe Üzüm ve incir davasını istihsal m Dünden itibaren faaliyete geçen yedi !n-| mahal olmadığını vüzuhla anlatmıştı” | | köylüsünün hayatı üzerinde yeni ve ha- reketli bir devrin başlangıcı sayılıyor. Ba- tış kooperatiflerinin iç ve dış piyasalar- da göstereceği muvaffakiyet, atacağı müsbet adımlarla kendiliğinden, yavaş yavaş istismarcı sınıfı ortadan kaldıra- caktır. Köylü, alın teri ve emeği bahasi- na yetiştirdiği mahsulünü kendi vasıta- larile satacak ve sâyi nisbetinde müstefit olacaktır. Satış kooperatiflerinin faaliyete geçişi Ege mıntakâsının her yerinde büyük se- vinçle karşılanmıştır. Kooperatif merke-)" zinc şükran telgrafları gelmektedir. Kre- di kooperatiflerine bağlı bulunan ortak- Jar bu yılı mahsullerini satış kooperatif- lerinin merkez depolarına teslim edecek ve mukabilinde avans olacaklardır. Hü- kümetimiz muvukkat bir tedbir olarak, salış koöperatiflerinin tutunması için üç buçuk milyon liraya kadar avans temin edecek, icab ederse bu para kooperatifler emrinde uzunca bir müddet kalacaktır. İhracatçıların endişesi Müstahsil ve kooperatif ortaklarile ay- nı masada yemek yiyen İktisat Vekili imiz hasbihalleri esnasında satış kooperas gifleri hareketinin her şeyden önce harici ticaretimiz bakımından önemine işaret et- miş ve samimiyetle ae ümidini izhar etmiş ve: «— Bu sahada el ele vererek, geçici buhranlara göğüs germeniz lâzımdır.» de. miştir. Parti binasında ihracat tacirlerinden | bir grubun ziyaretlerini kabul eden İktı- sat Vekilimiz bazı endişelere cevab ver- miş, hükümetimizin görüşlerini belirt- miştir. İhracat tacirleri satış kooperatifleri ha- şreketinin faydasını memnuniyetle karşı- Jadıklarını Vekile anlatmışlar ve alınan tedbirlerin semereli neticeler vereceğin- ,den ümidvar olduklarını belirtmişlerdir. İktisat Vekilimiz #hracatcılarla basbi- İhalleri esnasında, kooperatiflere dahil 0- lan binlerce köylü ailesinin malşetlerinın |, temini meselesini tahakkuk ettirmek için bu davanın yürümesindeki faydaları be- lirtmiştir, İhracatğıların endişelerinden biri de satış kooperatiflerinin serbest çalışan tüc- carların iş hacmini daraltmasidır. Sayın Bakan, çok geniş bir sahayı kaplıyan is- tihsal mmtkalarında yetişen bütün mah- isülün serbest ellerde bulunduğunu, satış .kooperatiflerinm teşkilâtlanması ile an- cak kooperatiflere dahil olan ortakların mahsullerini satacağını, kalan kısmın €s- ikiden olduğu gibi ihracatcılar elile-yapı- kasından gelen kooperatif ortakları" hasbiballeri esnasında anlatan seyi” | kil şunları söylemiştir: «— Büyük Şef, kooperatiflerin cani taraldarıdır. Başvekilimiz kanaat ge” | miştir ki harici ticaretimiz için en iyi ;kilât budur. Her hangi bir suitefehhi meydan vermemek üzere tekrarlıyoi Kooperatiflerde hiç bir husumet zihni yeti yoktur. Kooperatifleri başkalar” menfaatlerine sed çekmek için kurmü, ruz. Esasen maksadımız -zürra hesabi pöylüyorum- kendi menfaatimiz için $ lışmaktır. İhracatcıları da düşünüy”' Onların da mazbut esaslar dahilinde Si lışmalarını arzu ediyoruz. Onlar bir gif rafta çalışır, siz bir tarafta gar memleket kazanır. Kooperatif tes tında hiç kimseye karşı husumet ymm yoktur. Menfi rol yoktur. İstediği” hakkını arıyan insanların haklarını # Iim etmektir. Kooperatiflerin rolleri ma müsbet kalacaktır. Üç, dört sene di vel burada dolaşırken benden koope"* istemişlerdi. Şimdi koöperatifleri elin” i teslim ediyoruz» | Vanla” Bitlis arasında otob0$ seferleri yapılacak Bitliz (Hususi) -* Deniz ve hava mi şeri Sadullah Eitlisie Van arasında ih edilecek ötobüs seferleri için beledi Yaptığı teklifi çok is bulmuş VE nünce bu servisin temin edileceği" detmiştir. İktisat Vekâletinin göl için yaptır iki vapuru boyları 33 metredir. V#l lara ait; İstanbul fabrikasında YAP” parçalar kısım kısım gelmekte ve men di ları yapılmaktadır. Bu vapurların 70,000 liraya mal olmaktadır. dr Beorgamada atlı spor klübü Bergama, (Hususi) — Halkevini” a şebbüsü ile spor koluna bağlı bir en şubesi teşekkül etmiştir. Atlı sp9* yi ve bu yıl İzmir fuarında yapılacak mii ee yunlara yüz atlı ile iştirak edec” Gençlik Halkevinin zengin kütüP sinden çok istifade etmektedir. İZMİ Javı Rahmi Köken iki bin çildiik P” tüphanesini Halkevi kütüphanesi? diye etmiştir. Urfada spor müsabakalar”. Urfâ (Hususi) — Diyarıbekif ve V > spor bölgeleri sresında atletizm kalari yapılmıştır. Urfa bölgesi”* gi klübler arasında da futbol, voley' Jarı yapılacaktır. apar” sr pe”