Bu Muntaz:ç Nasıl bir Ve ne vaz yette Vaziyette bu- hönduğumu gören adamın bana şu ,,.'?"“ Müamele e - Yekli misafirper « etliğe Yakıştırama- Z amafih ka îl'"m,"'ki“"l. en .şıî âı bir hesapla, ben- e lkl] Misli fazla üç Olduğunu dü - g';"î:k kabil oldu - ©ü 'dar nezaketle Vap verdim suale — hiç değildim, mevkide M d“_şaşı,—d;m_ daha Oğrusu Kkaybı düm, ybol - Hırs Ziyaşı, Zı fenerinin k eden gözlerini, fevka- rgu kadar sivri ve delici ir çift gözü mükemmelen göre- üm. Ciddi ve kat'i sesile sua- Srar etti: âYIp mı oldunuz? Bu civarda İ"y; treden geliyordunuz efendim? Ö, tI'vdı_ymduuuz'! Bira : İntak canımı sıktığı için, dağlı h ;:"'" ağzından bu kadar insicam- ü ü'lu:m Nasıl olup da çıkabildiğini Tübeta EĞE vakit bulamadım ve bu ga- Sevahı ı:kj—î'. bile etmedim. Kısaca şu 'dim: tlliös tarikile Toulon" “iyordı Tinde Mi? hler'nin sırdım. Beygirimin de Sonra kestirme dağ pa- itmek istedim, büsbütün Küi ttim... ni şu.;_-ı’" bu izahat beyaz sakallı a- dü. Feneı a böyle tatmin etmiş görün- Tni ümden çekerek bulun- Hi aydınlattı. O zaman, j kf"î"şmnl;ırur.vn beni dehşetli R taşlığa getirmiş ol- rdüm, Beni orada gören her kimse hakikaten hayretlere Yolumu taçli kinıldı, Salarından g Yolumu kay bir Bir ki, akarışık yerde, benden baş” & K 3 Ali ben '© hayret ettiğim için aynı su- eki ONa sordum: ki t ç ."J’Urgunu::""d!m ama, siz burada ne ü daki âk sol tarafımız-| Dedi, g, Ptden gördüm... . Suş Şimdi açitt; ben de sustum. Rörelj ihatabımı iyice “|ve henüz ifasına muvaffak olamadı- ö toreHli Msenin Mmevcudiyetine bizzat |da kadife ceket vardı. Fakat tam cüm- aa İleyi bitirdiğim sırada, adamım bu kıya- Tüimu attım. Fakat adımımı atar atmaz, Iç “ Son Posta ,, nın Kendimi zorlıyarak saordum: — Ben şimdi nerede bulunuyorum? İstikkâma uzak mı? — Çok uzak., — Peki buranın iszmi nedir? — Zannetmem ki buranın bir ismi olsun. Bu mevki sizin haritalarınızda da mevcud değildir. — Nasıl olur efendim, yolumdan bu kadar açılmış cimama imkân yoktur! Ne de olsa Grand Cap dağı ile Gaut- hier'nin ölümü boğazı arasında bulu- nuyorum. Yani gideceğim yerden iki fersah uzaktayım demektir. Adamın sopalı eli, yorgun ve müs- tehzi bir hareketle kalktı, indi: İki fersah mı dediniz. efendim? Farzedelim ki öyle olsun. Böyie bir ge- cede o mesafeyi nası! yürüyeceksiniz? Sallanan fener etrafımızdaki taşlık- lara hafif ışığını serpiyordu. Gayri ih- tiyari başımı salladım, sonra kendimi toparlıyarak: — Her halde gitmeliyim, dedim. Ha- mil olduğum emir çok müstacel, Siz lütfen bana, istihkâma gidilecek yolu gösterin. Minnettârınız olurum. Adam sopasını, yıkılmak üzere gibi duran bir kaya yığın:na, sarp bir yoku şa doğru uzatarak: Yol buradan! dedi. Tereddüd etmek istemedim. sakallı adamı selâmlıyarak: - Teşekkür ederim efendim, dedim. Ve kemali cesatetle yokuşa ilk adı- etmek maksadile bu Arızalı yokuşu ine- rek hayatınızı tehlikeye koydunuz. Lüt- fen teşekkürlerimi ve minnettarlık his- lerimi kabul ediniz. Ben, vali visamira- lin erkânıharbiyesinden yüzbaşı Andr& Narey... Bilmukabele kendi ismini söyliyece- ğini tahmin ederek sustum, Fakat ih- tiyar kendini tanıtmadı. Yalnız beni fevkalâde dikkatle dinliyordu, sözüme devam ettim: — Grand Cap'ta bulunan batarya muhafızına götürülecek bir emri ha- mil bulunuyorum. Bana tevdi edilen ğım bu vazifeyi yerine getirmeğe ça- hşırken yolumü kaybettim ve artık küvvetten kesilerek buraya düştüm. Yorgunluktan uyuya kalmışım, Şimdi, lâtüfkârlığınızdan gene istifade etmek cür'etini göstereceğim efendim. Bana doğru yolu tarif etmek lütfunda bulu- nur musunuz? Grand Cap'a giden yo- lu... Konuşurken, bir yandan da muhata- bımı tetkike devam ediyordum. Evve- lâ arkasındaki elbiseye gözüm ilişti. Gerçi-elbisesinde bir fevkalâdelik yok- tu; hattâ, dağ başında, böyle bir gece- de, her hangi bir oduncunun, bir avcı- ın yahud çoban'n sırtındaki görü: lebilen neviden aleâlede bir esvap g Beyaz ğında kaba kunduralar, ka- n dolaklar, kadife pantalon ve sırtın- kwürsi a—“’“ sarpı çıkmanın tamamen imkânsız olduğunu da gördüm. Kafamı bir hid- det bürüdü, dişlerimin arasından mitıl- andım: — Böyle bir gecede, bu kayaların üs- tünde, koşa koşa gidenleri de gördük!... letile, konuştuğumuz lisanın şi rasındaki nisbetsizlik nazarı time arptı. Âdeta sersemledim ve karktum. Adamın verdiği cevabı yarım yamalak işittim: — Doğru yol mu dediniz? Fa! fendim siz en eğri yola sapmışsınız! e x BasaRAAAAMA SalğMAA. * (Arkanı var) . | âr ğ F hd kama tık fenerin ziyası gözlerimi gi a Sak; Zü; di di yar bir adam. a, cildinin î':nin zayıflığı ve yü- R'ı inzimam ediyor- Parema Taber gayet sağlam ve $i Yukamız Yardı. Endamı dimdik, ba- î“'lku Uzhdıısekleri ve diz kapakları T ilmıuıı“ boylu, uzun bacaklı ve mee'"î"dq U bir adamdı, Heyeti umu- bir haf küvvet ve kudret ifade eden (ç yerine dayandığı sopa, pîıslî—": kiymeti alıyordu. Sm_dı ir gnış-.ı. olan bu da, otuz iki yaşında bir 2 bir mahlük ödimi, dermansız, ci- ki tabij g enzelesinde gördüm. İ0 iyeni il ile elimi cebimdeki rovel- îı:;e Uzun kabzasına götür- Biüsisek'u fişekten yedisi du- » Diraz evvel atım Sieg- b l üCenliği, elle ün b'”"îukîu Ununla be; Ci Phi i ni u, © seksi ösker nhntâ: Grip BAşveDiş ağrıLaRı NEVRALJi-ARTRiTiZM-ROMATiİZMA KAŞE “İstanbul Sıhhi Müesseseler Arttır- ma ve eksiltme Komisyonundan: Bakırköy Emrazı Akliye ve Asabiye Hastahanesine lâzım olan 2500 çift Mest Yazan: Whip Miam, kısa boylu, tıknaz ve güleç bir adamdı. Beninev'ine karşı hudutsüz bir sevgi taşırdı. Yeryüzünü bir Arkadia veya Aden cenneti yapmak isterdi. Çiçek tarhla gölgeli koruların ve kuşların cıvıltı ve şarkıları arasında beyazlar giymiş erkek ve kadınlar kuzularını otlatsın- lar.. ve mirvyer ağacından yapılmış flüt- lerile temiz, ferahlatıcı havalar çalsın- lar.. ilh.. Miam'ın yegâne meşgalesi posta pu- lu kolleksiyonu yapmak.. o bu masum işle kimseye zarar vermediğine k: dir. Meyva, süt, peynir ve buna benzer şeyler yerdi .Sigara içmez ve politika dan korkardı. zetede yalmız zabıta vak'alarını okurdu Bir koca karısını âşıkile yakalamı: ve parça parça doğramış.. yahud da t bancayla vüducünü delik deşik etmiş.. Miarn, sabahleyin gazetede kazalara ald vak'aları her okudukca içini çeker- di: Bir otomobil devrilmi bir ihtiyar bir otobüsün altında kalmış.. bir taksi, genç bir kıza Satırlara göz gezdiri: — Müthiş! Korkunç! d dı. Bu arabalar ve önlerine geleni masum kazazedeler. çiğniyorlar. Zavallı Suçsuz bir halde sokakta yürürler-|mavi, uğrıyor- |1 ken birdenbire bir sade lar.. ve gözlerini açtıkları astanede, sargılar içi ı da art) YAYALAR | | miş canay |bine yerl m: Faik Beremen 4 Meselâ, şu uzun boylu kadın, ötede gi den şu ihtiyar.. ve tramvaylar durma« dan karşıya geçmek isteyen delikanlı., Bütün bunlara bakar, içini çeker ve iyle mırıldanır: — Paris hep böyle.. zincirden rlar, yayalara şehri ceh nem ediyorlar, Zavallı yayalar.. bü! kalbimle onlara acıyorum.. Miam bu teessür içinde bile, menelkçe şe renkli bir şilinlik 1903 Hind pulu a« ramaktan kendini alıkomaz.. Bir gün eline 1856 tarihli Maurice dasına ald yirmi santimlik pulu ge- çirdi.. Pulu çok ucuza, bin franga aldı. Bü- yük bir itinayla onu yeleğinin gizli ce- tirdi. Şimdi eve.. fakat na: sıl gidecel Yay Hayır.. başına bir kaza gelebilir ve bu güzel gününü zehir ederdi. Miam bir taksiye atladı; ve eve bir yaya çiğnemeden varabildiğine çok se- vindi. Ondan sonra, bu işi bir kaç defa tekrar etti ve memnun kaldı.. Gene iyi ve güzel bir gü matör bir pul meraklısı ile karşılaştı ve Mau- rice adası pulunu ona yirmi bin franga sattı.. Bu mükemmel bir vurgundu. On do- âf;|kuz bin frank kâr etmişti.. âlâ bir işi, Şimdi bu on dokuz bin frankla ne alsın? Ne almalı., Guatmala'nın sar:, kırmızı, ah pullarını mı yoksa Hono- lu'nun bir serisini mi? Hayır.. hayır.. Miam bir otomobil almağa karar ver- Otomobili kendi sürüyordu. Artık pul bu zincirden boşanmış |aramak için şehrin yollarını kendi oto- e 'mobilile dolaşıyor.. cirlerinden boşanmış birer canavar.. bu böyledir.. Miam, 1882 Madagaskar 25 santim, veya 1926 üstü yeniden dam, |50 santim Fransız pulu aramağa çıktı- ih vakit bir kaldırımdan öbürüne geç” mek için dakik: ca beklerdi. Yol iyi- ttc tenhalaşınca ve otomobiller gör: mez olunca, acele acele karsıya tehlike- sizce geçerdi. Kaldırımda, beklediği yürüyenleri endişeyle takib ediyordu: bu sıralarda Şimdi her akşam, kendi otomobiliyle eve sağ salim döndükçe onun şöyle ba- rdıiği duyulur: - Parisi bir otomobille dolaşmak ne hoş şey.. fakat şu domuz yayalar olma- b | Yarınki nushamızda : Beyaz güller.. Yazan: Peride Celâl eee ren eee eAA AAA aBa AAA AAA BAA AA AAA Hariciye Vekâletinden : 1— Çarkaya'da Bariciye köşkünde yapılacak 10778 lira 99 kuruş bedel keşifli, Havuz, Kalörifer tesisi ve saire ile Hariciye Köşkü Müdür evi, Garaj ve serlerin kalörifer tesisatı kapalı zarf usulile eksilt meye konulmuştur. 2 — Muvakkat teminat 908 lira 45 kuruştur, 3 Bu işe aid şartname ve projeler Hariciye Ve'.âleti Levazım Müdürlüğün- 4 — Eksiltme Ankarada Hariciye Vekâleti Levazım Müdürlüğü odasında 26 Temmuz 1837 tarihine müsadif Pazartesi günü sam! 16 da yapılacaktır. İnhisarlar U. Müdürlüğünden: I — Şartname, keşifname ve plânları mucibince Erz Jira muhammen bedelli Başmüdürlük binası inşaatı muştur. «1979> «4085> rumda yapılacak 59914.74 ikla eksiltmeye konul- Fotin açık eksiltmeye konulmuştur. N — Pazarlık, 14/VTI/937 tarihine rastlıyan çarşamba günü saat 14 de İstan- -Armüşlü Bir sa la *r saniye sonra, e- t uîkaeden budalaca ve ma- Gan kendi kendime utan- M aşladın Gt Nezaketli bir li- bulda Kabataşta İnhisarlar Levazım ve Mübayaat Şubesi Müdürlüğü binasında müteşekkil alım komisyonunda yapılacaktır. II — Şartname ve sair evrak 300 kuruş rmukabilinde İstanbulda İnhisarlar İnşaat Şubesinden alınabilir. IV — Muvakka! teminat mikdarı 4246 liradır. V — Tal'plerin Nafıa Vekâletinden verilmiş m lunmaları ve mimar ve mühendis değillerse bu sını"tan bir meslek adamının işti- rakini tem'n etmiş olmaları lâzımdır., — «3960> 1 — Eksiltme Cağaloğlunda Sıhhat ve İçtimai Muavenet Müdürlüğü binasın- da kurulu komısyonda 14/7/937 günü sast 15.30 da yapılacaktır. 2 — Muhammen Fiat: Bir çift mest için 160 kuruştur. Muvakkat garanti 300 li- radır. 3 — İstekliler şartname ve nümuneyi her gün Komisyondan görebilirler. 4 — İstekliler cari seneye aid Ticaret Odası vesikasile 2490 sayılı kanunda ya- z'lı belgğlelar ve bu işe yeter muvakkat garanti makbuz veya banka mektubu ile birlikte belli gün ve saatte Komisyona gelmeleri. «37187> Sekkür etmediğim i- M efendim. Bida- leki, civanmerdane im. Bana muavenet ahhitlik vesikasını haiz bu-