M Temmuaz —— — LAT AA — Çanakkalede 5 yıl önce kaybolan İstanbullu zengin kadın Hüni (Baştorafı 1ânci sayfada) İzah ise hakkında kısaca verdiğimiz bu ahattan sonra asıl vak'aya geçelim! . mekli albay operatör Abdürrahim, Es- n l"';' tayyare mektebi müdürü ve filo- Te ü "Wşndını albay Zeki Doğan ve ge- &n k'_'j'i'ı jandarma albaylarından Eşre- “Dünvalidesi ve esbak Çanakkale fir- llunıa'mdam Yusuf Ziya Paşanın eşi arı SSadet, Çanakkaledeki emlâk ve an y gölirlerini almak, bunlardan 10a3 Çüenleri tamir ettirmek maksadile '”Mî"h eyiülünün on üçüncü günü İs din Çanakkaleye hareket etmişti. Yan tin Çanakkaledeki - İkameti 'am etmişti. Çünkü örâda pek ». “e akarı vardı ve kendisi zer- “le Maruf bir kadındı. kayavali Un sekiz senedenberi valide ve Orada S#U" Çanakkaleyi ziyaretine _.—:'l“il ve akar işlerile meşgul ol- Cuklürr, Alışkın bulunan damatları ve ço- ' Bayan Saadetin uzayan bu son seğ “ülden hiç bir şüpheye düşmemiş - m:'k“ aradan iki buçuk ay gibi &- Yan ge N bir zaman geçtiklen sonra Ba- Bir tej, istin kâhyası Mehmet çavuştan kizı çç İ aldılar, Bu telgraf, bayanın u__;.:v'bây Abdürrahimin eşi Bayan Bünday ç Yazılmıştı. Mühteviyatı kısaca : ibüretti; N :denııa dört gündenberi kayıptır. n B__m"'_'ı alır almaz şaşkıma dönen kı- Yüttem d:“-lhe ve diğer evlâtları vazi- ©T ettil 'kal İstanbul zabıtasımı haber- €. İstanbul zabılası Çanakkale Tildi, nlu"'“ geldi, gayretler birleşti- hya Mehmet çavuşla Bayan Saa- tüni Kkaledeki hizmetçisi Zehra - ren gaa Ğİi Fakat bir hayli uzun M'"i_ıl ve tetkikattan sonra bun- Üh İhh': Birinin bu işle afâkaları olma- ibrak terbest bırakıldılar. v € İpuçlarının büradü “Köpüp trk zabıtasını hâreketsiz bırak- İdi. Bavan Saadetin esrarlı gay- y Teydana çık k için her ça- F 3a iş Trulayordu —e ldan Gört bacaa e yi Tükkale h | Püçuk ay kadar evvel Ça- hin hhkjıhyı Bayan Saadet meselesi- Brmemiz, © takibini müstakillen yeni ’loını:.,,u" verdi. Bu, Ezine sivil ikinci * Şlini bden Bay Rıza idi. Çanakkale Büny a Süretle harekete sevkeden, Bay B Svaflakiyetli bir memur oldu- Tiyordu 0» &nlamış olmaşından ileri ge- Müvakkeayı, ÖöYlece, Ezineden alındı ve Büğüü l:_n Çanakkaleye nakledildi. Ya- TTümen * hikat ve tetkikatında da ta- ü mm*'hçı birakıldı. liş nın.:"."”' Rızanın Çanakkaleye ge- Oldu, p Ülk isi kıyafetini değiştirmek a Pejmürde bir dilenci halile & ç, Yünlıyor, bazan işsiz bir çift Slesi' halile kapı kapı dolaşıyor ve iş bu suretle hareket et - Sadı, sokaktan gelen geçenle- Tahâtça dinliyebilmek oldu- 'mll_ı olan kapılara dahi kulak Ve içeride söylenenleri işit - Tek, T sörlerini Ö kadar ka Mekti, R*_“nm Çanakkaleye ge- * 1 iği, Bir akşam gece ya- Çönakkaer değiştirilmiş bir kıya- &u, M 'enin sokaklarını dolaşıyor- Bthallesine şöilen semtte, Camilkebir yelmişti. Ortalık tenha, hiç Sit işitilmiyordu. Yalnız n sesleri geliyordu. m"* Misafirler vardı ve a- ':erlırdı. Komiser Rıza ça €vin kapısına yaklaştı. :'h'" deliğine liştirdi. vaşında toplanmış bir ka- Bördü. Bu arada #ünları söyle j İT x Tfi FF H İi komiser Rızaı 3 'nan kulaj ka- Küti geldi, Merak ve ıli':aun bir dirlemiye koyuldu. Ka- TATMıştı. Herkes, o Tak o eve sokuldu- bu evde ağır bir koku olmasından, kuyu- sımdan da kurtlar çıkmasından ötürü çıktı. Fakat ev tekin değilmiş Kim girerse duramıyormuş. Kırk yıllık evin sahibi bile kiraya çıktı. Komiser Rıza faaliyette Bu sözler komiser Rıza için mühim bi- rer ipucu idi, Evvelâ, kendisinden bahso- hunan Saimeyi tahkik etmekten işe baş- ladı've anlıdı ki bu kadın, alelâde bir ki- racıdır. Sonra, evde oturamıyarak çıktığı şöylenen ekırk yillık ev sahibini» ele al- d». Bü süretle öğrfemdi ki bu ev, ayni ma- hâllenin öon dokuz numaralı evinde otu- ran Müberrâ adlı bir kadına aittir. Bu kadın ikinci bir defa daha evlenmiş- tir. Kocasının adı Mehmettir. Emin ve Niyazi adında ıki oğlu vardır. Niyazinin de bir ara Cemile adli bir metresi mevcut bulunuyordu. Yusaf Ziya Paşağın ei Bayan Saadetin esrarengiz bir surett ortadan kaybolduğu günlerde Niyazi ile metresi Cemile de| : Çanakkalecen ayrılmışlardı. Komiser Rı- za tahkik etti. Bunların İzmire naklettik- lerini öğrendi. Komiser Rıza derhal İzmirin yolunu tuttu. Niyaziyi orada buldu. Fakat mel-[ resi Camile hapishanede idi. Bir hırsızlık suçundan ötürü mahkümiyet müddetini doldurmakta bulunuyordu. Niyazi ile te- masa geçmek istedi. Fazla bir şey elde &- demedi. Tekrar Çanakkaleye döndü ve işe, Müberranın kocası Mehmetle ahbap olmaktan başladı. İlk deliller Mehmet, Niyazi ve Eminin üvey baba- larr idi ve bön bir adamdı. Komiser Ri- 22, bu adamla bir hayli düşüp kalktı, ah- baplığını hayli ilerletti. Bu arada da şüp- helerini kuvvetlendirecek bazı şeyler öğ- tendi. Müherra 'ile Mehmet eski evlerin- de ötürdintyorlardı. Bir' başka &ve taşın- mişlardı. ü Yusuf Paşanin karıst Bayan Saadetin rtadân yok olmasile bu Müberra kadın bulduktan sonra, Çanakkâle zabıtasının da yardımı ile bunların evinde bir araş- tırma yaptı. Bu araştırma neticesinde bir altın bilezik, bir hnn_pımhnnuş eski bir manto, yeşil yündön örülmüş bir el- bise ve daha otuz altı parça kadar şüphe- 1i eşya ele geçti. Şüpheli ve yalan sözler Müberra kadın, bu elbiselerin ve eşya- nn kısmen kendisine ve kısmen de İz - mirde bulunan gelini Cemileye ait ol - duklarını iddia ediyordu. Fakat yalan söylediği derhal anlaşılmıştı. Çünkü, bu Gibiseler, orta boylu ve narin yapılı bir kadına ait olmak lâzım gelen şeylerdi. Halbuki gerek Müberra ve gerek İzmir- den eşkâli tesbit ettirilerek getirilen Ce- mile iri, yarı kadınlardı. Bu yalancılık ta komiser Rızanın şüphelerine kuvvet ver- mişti. Müborranın evinde bulunan eşya- yı Bayan Saadetin kâhyası Mehmet ça- vuşa, bizmetçisi Zebraya ve bazı kiracı- Jarına da gösterdi. Onlar da — tanıdılar. Maamafih bu Gikkatli Ve maharetli ko- miser bununla da kanaat etmedi. Bunla- rı aldı, evvelâ Eskişehirdeki akrabaları- na. bu arada albay Zeki Doğanın ailesine gösterdi. Yaşlı gözlerle bu aile kendi an- nelerine ait bulunan eşyayı derhal tanı- mışlardı. Hattâ Eskişehirde bulunan kı- za Bayan Meliha, bunlarım arasında bulu- non kahye renginde yün bir kazak parça- sını kendi el işi olarak derhal farketmiş- Müberra ila kocası Mehmet, oğlu Emin, diğer oğlu Niyazi tevkif olundular, Ni- yazinin metresi Cemile İzmirde mevkuf bulunduğu için şimdilik bir tedbir alın- mamıştır. Mehmedin feci itirafı Bu alle tevkif olunur olunmaz facia- nun iç yüzü şu şekilde ve Müberranın ko- cası Mehmedin ağzından şu şekilde mey- deana çıkmıştır: Yemin ederim ki benim kabahatim yok- tur. Ben bir gece kahveye gitmiştim. Yat- si vakli eve döndüm. Yatak odama çıkar- ken oğlum Niyazi odasında oturuyor, kar- MtmAski mlardan Ha hazı konusmalar isi- SON FPOSTA tiliyordu. Böyle, geceleyin kahveden döndüğüm zaman oğlumun ve gelinim Cemilenin odasına uğramak âdetimdir. Bu defa gene öyle yapmak istedim. Oğ- lum Niyazi ile Cemile mâni oldular. Mi- safir var, dediler. Yusuf Ziya Paşanın karısı Saadet Hanım gelmiş, oğlumun ki- râalamak istediği bir dükkân meselesini konuşuyorlarmış. Ben de odama çıktım ve yattım; gece yarısı uyandığım zaman alt katta bazı gezintiler oluyor, gürültü- ler geliyordu. Karımı uyandırdım. Aşa- ği yolladım. Ön dakika sonra geldi: — Eyvah! Başımıza gelenlere, dedi. Ni- yazi ile Cemile Hanımefendiyi öldürmüş- jler, Cesedi gömmek için çukuk kazıyor - lar. Mehmedin şu ifadesi gösteriyor ki 1932 |senesinde, yani bundan tam beş yıl evvel Çanakkalede bir gün esrarengiz bir su- rette kaylolan Çanakkale fırka kuman- danlarından Yusuf Ziya Paşanın karısı Bayan Saadet parasına tamaan bu aile afından öldürülmüştür. Bedbaht ka- dının kemikleri Müberranım evinde, ku- yu başında yapılan hafriyat neticesinde Taeydana çıkmıştır. Bunların içinde bazı hayvan kemikleri de bülunmuştur. Ayni zamanda kemiklerin arasından Niyaziye ait bir de ayakkabı çekceği çıkmıştır. ' Sayısı (160) kadar tutan bu kemikle- rTin arasında Bayan Saadetin kafatasına rastlamnamıştır. Onun da bugün yarın gömülmüş olduğu muhtemel bulunan yer den çıkarı!acağı muhakkaktır. Maktulenin kızıyla görüşlük. Dün bir arkadaşımız, parasına tama e- Gilerek bu şerirler larafından öldürülen Bayan Saadetin kızı ve albay ve opera- tör Abdüzrahimin relikası Bayan Nesi- me ile görüşmüştür. Annesinin bu şekil- de vefatından son derece müteessir bu- Tunan, fakat katillerinin meydana çÇık - masile teessürü kısmen zail olan Bayan Nesime demiştir ki: «— Muhtelif muhabirlerinizden ve kay- naklardan alıp bana naklettiğiniz vak'a tafsilâtı kümilen doğrudur. Annemizin Xemikleri eğer henüz gelmemişse bugün yarın İstanbul mörg müessesesine nakle- dilerek muayene olunacaktır. Vak'adan mütevellit teessürlerimiz ne derece azim ise inanılmıyacak bir maharetle katilleri Tneydana çıkarmıya muvaffak olan komi- ser Rızanır. gösterdiği liyakatten de, Türk rzabıtası nem ve hesabma o derece ifti. har duymaktayız. Not: Vaktile gazetemizin üzezinde 18- rarla durduğu bu hâdisenin biraz geç te olsa, zabıtamızım parlak bir muvaffaki - yetle avdınlatmış olmasından büyük se- vinç duyrmakta olduğumuzu ilâveye lü- zum yoktur. Çiçeklerin mer- kezinden gelen yeni Sehhar güzellik Erimemiş bir çiçek balmumunun cazip bir tarihçesi 106 muhtelif çiçek ve mebat üze - rinde yapılan fenni tetkikat neticesin- de, pek ender bulunan bir çiçek mer- şukluklarını ve siyah noktalarını gi - derir ve yeni beyaz taze cildinizi pek Anadolu kuyumcularına müjde Hernevi siparişler hayret verecek derecede ycur Hlatla ve tediyoli siparişler kabul olunur. Büyük çarşı Arabacı oğlu sokak No, 20-31 “ Haen Artinyan b “Sayfa İl Son Posta'nın Doğu Röportajları hakkında malümat alıyor, ve onlara te- ker teker yol gösteriyor. Geçen hafta Aşkale kazasında bir meki- tep ve bir hükümet konağı, Cinis nahiye- sinde bir mektep, Ilıcada bir mektop ve 'bir hükürtet konağının temeli ayni güne de atıldı. Dün Hasankalede bükümet koanağının inşasına başlandı. Halk artık mektep istiyor, kerpiç dus varların arasında daha uzaktan gözünü- ze çarpan temiz yüzlü beyaz duvarlı mek- tep binasını bizzat kendisi yapıyor. Ar- tık kadın olsun, erkek olsun, «okumaktan ne çıkar?> diyen bir zihniyet taşımıyor. Erzurumda modern bir lise binası ya» pıldı, Sivas - Erzurum arasındaki şimen- difer inşaatı ehemmiyetle ilerliyor. Bu sene zarfırda tayyarc. postaları başlıya- cak, Ve gene önümüzdeki sene Erzurum, İstanbul ile telefonla konuşacak, yalnız EBrzurumu mu, hayır, Trabzon tüccarı da fındık piyasasını Hâmburgda, Marsilya. da gene telefon ile takip edebilecek. Ankara hükümeti şarkı Tahsın Uzerin elile, batıya yaklaştırıyor. İlk şimendi- fer düdüğü ayni zamanda şunları da ilân edecek: «Artık vatanın her yeri birdir. Türk genci, Türk memuru, Erzurumda da, Er- zincanda da, Karakösede de tıpkı İzmir- de, Bursada oturur gibi oturacak. Şark hizmeti maddi düşünenler için bile feda. kârlık sayılmıyacak. Çünkü doğu batıya yaklaştı. Aradaki asırlık mesafeleri taye yareler, trenler kaldırdı, fabrika bacala- yından hayat ve faaliyet fışkırıyor. Ars fik burada oturanlar için düşünülecek bir şey kalmamıştır, çünkü tren, doktoru ve sağlığı da ayağınıza getiriyor, tren e- şinizi dostunuzu size yaklaştırıyor. Çün- kü tren valanın bü cennet yerlerine haki- ki hüviyetini kazandırıyor.. Fuad Dünyanın en güzel kadınlarını “kucağında tı_ıp[ıyın şehir (Baştarafı 1inci sayfada) mile konuşuyordum. — Burada dedi, eğer her mühim vak'a- ya sahne olan yere, meydana, binaya en aşağı hirer pirinç levha asacak olsaydık, buraya gelen seyyahlar kafalarını lev- halardan yere eğemezlerdi. «Atatürk memleketin istiklâlini kur- mağa karar verdiği zaman işte Erzuruma 8 temmuzda bu kapıdan girdi, Erzurum kongresi bu yerde taplandı, bina maale- pef yıkılımış ve yerine bir mektep yapıl- mıştır. . Şurada 1000 kişi camie doldurularak Ermeniler tarafından yakıldı Çarlık or- duları Aziziye tabyasında İstanbulda u- mumi harr müstevlilerinin 16 mart şe - hitlerine yaptıklarını 1877 de Erzurum- daki askerlerimize yaptılar. Bunu haber alan halk oraya hücum etti. Bu hücum e- gdenler kafilesi arasında kadınlar, çocuk- lar da vardı. Ellerine, odun, bıçak, balta, sopa ne buldularsa geçirmişlerdi. Oraya aslanca gittiler ve Çarlık “askerlerini püskürttüler.. Bu kahramanlardan üç beş kişi hâlâ sağ... Bak arkadaş!.. Yeni bir bi- nanın temeli atılıyor, amele kazmayı vür- duğu zaman ancak bir ölünün yatabile- ceği çukurdan belki (20) kişiye ait kemik çıkıyor. Zavallı Erzurum o kadar ihmal edilmiş ki şehir mütemadiyen küçülmüş, nüfus her sene biraz daha eksilmiş, bu- na müukabil şehrin etrafını bir halka gi- bi saran mezarlık büyümüş, büyümüş, ve asırlardanheri bunun çaresine kimse bak- mamış, bakamamış. Haydi harbi umumiyi işin içine katmı- yalım, öyle buhranlı ve felâketli devirleri Allah hiç bir öiyara nasip etmesin. Fakat Ondan evvel?.. Ondan evvel, ondan çok daoha evvel, her gelen idare a- damı bir an evvel buradan kaçıp gitmeği tasarlamış, taş üstüne taş koy- mamış ve yalnız eyyam geçirmiş. O za- manlar nazırlar, vezirler teftişe çıkmaz- Tarmaş-ki memleketin bu uzak tarafları- nn hallerin aniasınlar! Yolculuk — kül- fetine katlanmak - işlerine gelmezmiş. Cumhuriyet hükümeti şimdi, vatandaştan buraların temiz, fakat mühmel halkın - dan eski idaçeler namına da özür dilemek şerefini üzerine almış bulunuyor. - hul yıldızlarla doludur. Onlar oraya bol bol para harcamıya gelen hakiki büyük yıldızlara satıcılık etmekten zevk alır- ler! Bazan da oniarla dost olurlar. Güzellik, Halivud'da yaşamak için â- deta bir ihtiyaç, bir zarurettir. Zaten-yıldız da olsalar bir gün moda- Jar geçecel: değil mi ki. Onlarır bütün ömrü bu büyük rakam-” larla sinemaya esir edilmiştir.. Bunun ssadet neresinde? Yıldız. olmayıp bir kenarda kalan genç bir kız geçenlerde sevdiği bir genç- ” le evlenirken bana: Holivud denilen cenneti yakındah lâ- nidiktea sonra kendi kendime: <İyiki yıl. dız olamamışım diye sükrettim!'» diyordu. Kırklareli İskân Direktörlüğünden: Kırklareli İskân Direktörlüğünün Merkez ve Mül- hakatında yaptıracağı evlerin ihalesi açık pazarlıkla - olmayup kapalı zarfla olduğu tashihen ilân olunur. | * 3995,, e a .. .. .. .. Kırklareli İskân Müdürlüğündn: 1. — Demirköy kazasında on adet şehir tipi kârgir göçmen evi (3285) lira (70) kuruş ve (95) ade' köy tipi kârgir ev (3020) lira ki ceman yekân (105) adet evin muhammen bedeli (33817) lira (70) kuruştur. 2. — Kerestesiyle beraber bilâmum maizemei inşaiyesiyle veyahut yalnız iş- çıliği oa beş gün müddetle kapalı zarfla eksiltmeye çıkarılmıştır. 3. — 16 Temmuz 1987 günü saat 14 de !halei evveliyeleri yaprlacaktır. Taliple- rin plân ve pmımıldıhıı&nhııtmhdk:mlölımnekidnl&h Mü- dürlüğüne hergün ve kaza iskân memurluklarına müracaatları. 4. — İhale günü taliplerin ehliyet vesikalarının yanlarında bulundurulması. 5. — 2490 sayılı kanun hükümlerine göre eksiltmeye iştirak edecuk taliplerin < 7,5 muvakkat teminatlarını havi kapalı zarflarını belli - saatten lâakal üç saat evvel İskân Dairesinde müteşekkil komisyonıa teslim etmeleri. — (3751) Kırklareli İskân Müdürlüğünden: 1. — Babaeski kazasında 80 adet şehir tipi kerpiç göçmen evi (16805) tira (60) kuruş ve 108 adet köy tipi kerpiç (19411) lira (92) kuruş ki ceman yekün 188 evin muhammen bedeli (36217) lira (52) kuruştur. 2. — Keresteden masda bilümum malzemej inşaiyesiyle beraber yelnız işçiliği 15 gün müddetle kapalı zarfla eksilimeye çıkarılmıştır. $. — 13 Temmuz 937 salı günü saat 14 de ihalel evveliyeleri yapılacaktır. Ta- Hiplerin plân ve şartnameleri görmek ve inşaat mahallerini öğrenmek için here gün İskân Müdürlüğüne ve kazalarda iskân memurluklarına müracaatları. 4 — İhale günü taliplerin ehliyet vesikalarının yanlarında bulundurulması. 6. — 2400 sayılı kanunun hükümlerine göre eksiltmeye İştirak edı taliple- rif 96 7.5 muvakkat teminatlarını havi kapalı zarflarını belli saatten ve Jâakal üç süat övvel İskân dairesinde müteşekkil komisyona teslim etmeleri. — (8748)- * Doğu illerinde dolaşırken, bir hastanın nekahat devrini, görüyorsunuz. Geçiri- len asırlara yetişmek için otomabil hı- zile koşmak lâzım. Bu işi de Tahsin Uzer yapıyor, rahatsızlığına aldırmadan cefa- keş otomobilile, her gün bir kazaya, her gün bir nahiyeye gidiyor. Her gün yeni bir temel atılıyor; yeni bir mektep kuru- lüyor, yen? bir yol teftiş ediliyor. Tahsin Uzer köylüyü şahsan da tanıyor, bura - larda uzun müddet bulunmuş — olmanın verdiği selâhiyelle ohların işleri güçleri veyahut