10 Temmuz 1937 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 2

10 Temmuz 1937 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Hergün Şarkın büyük bir Hâdisesi: Dörtler misakı Yazan: Muhittin Birgen T ahrandan gelen haberler, gdört şark memleketi arasında akdi u- zun zamandanberi mutasavver olan dost. yak ve ademi tecavüz paktının büyük me- raslınle ve sevinçij tezahürler arasında nihayet irazalanmış bulunduğunu bildir- mektedir. Türkiye, İran, Irak ve Efgan hariciye nazırlarını bir araya toplamış olan 'Tah- ran, eski bir medeniyetin yeniden canla: nan güzel şehri, şark milletleri tarihinin bu büyük hâditesini, bu kadar tantanah merasim ve sevinç tezahürleri arasında tes'it etmekte haksız değildir. Çünkü ay- ni medeniyete mensup, ayni tarih içinde teşekkül etmiş bu dört memleket, yakın zımana kadar, ya birbirlerile ihtilâf ha- linde idiler, yahut yabancı devletlerin, Rarp r yetini temsil eden — istilâcı kuvvetlerin daim! tehditleri altında yaşı- Yorlardı. Bugün, bu devletler, tam bir istiklâ! sab'bi olazak ve kendi hayat ve menfaatlerini kendi arzu ve iradelerine göre tanzim etmek hususunda tam bir salâhiyet ve kucretle, aralarında böyle bir pakt imza ediyorlar. Bu, dört devletin müşterek bir kurtuluş devrinin resmi surette ifadesi dernektir. * Bu - paktın akdedilişinde Türkiyenin oynamış olduğu rol, mühim ve bizim için Wtiharlarla dolu olan bir takım hâdise. ler silsilerinin neticesidir. Eğer bugün 'Türkiye, İran, Irak ve Efgan m! i arasında böyle, tam bir istiklâl iç bir dostluk ve ademi tecavüz paktı akte- dilebilmişse - bunu hiç bir zaman unut- mamak lâzımdır - bu, sıTf, Türkiyenin ev. velâ, Çanakkale boğazını müdafaa için, sonra da İstiklâl mücadelesinde hesapsız kurbanlar vermiş bulunmasının eseridir. 'Türkiye Çenakkaleyi müdafaa etmemiş olsaydı emperyalist Çarlık, Panslavizm ayakta bulunacak ve 914 ten evvelki si- yaset devam edecekti. Bunün gibi, İstik- | 141 mücadelesinde Türkiye mağlüp olsay- dı, Osman'ı devleti tarafından imzalan - maş olan Sevres muahedesi bugün mer'i bulunsaydı, ne Irak müstakil olur, ne de İran bugünkü kuvvet ve satvetini kolay- hıkla elde edebilirdi. Şarkın evvelâ uyarışı — ve kurtuluşu, sonra da kuvvetlenip her manasile müs- takil bir siyaset takip edebilir bir hale gelişi her şeyden evvel Türkiyenin iki “arp safhısında göstermiş olduğu kah- ramanlığın ve fedakârlığın neticesidir. Bunun icind'r ki bu hakikati çok iyi bilen Irak, İran ve Ffganistan, Türkiyeyi candan severler ve onu kendilerinin de istiklâ! ve hayatlarını müdafaa etmiş ©- Jan bir kahraman gibi görürler. Türkiye de onların arasındaki bu vaziyeti ile müf- tehirdir. Pi İmzalanan pakt, resmi bir vesikadır; fakat böyl> vesikaya Jüzum bile olmak- szn bu pakt çoktapberi bu dört mille- tin kalblerinde en kuvvetli bir ahd ha- Dinde imzalanmış bulunuyordu. Uzun za- yan emperyalist medeniyetinin tazyiki | altında yaşamış olmaktan mütevellit bir | myanıklıkla bu dört millet, menfaatleri- nin birbirlerini tutmakta ve bülün kuv- vetlerile birbirlerine sarılmakta olduğu- nu anlamış bulanuyorlardı. Bu kadar de- rin bir kanaatin mahsulü olan bir pakt, yazılı bir vesika halinde imzalanmış ol- sa da, olmasa da gene en kuvvetli bir mü- tekabi! taahhüt, bir vicdan ve şuur taah- hüdü olarak kendiliğinden yaşıyacaktı Fakat, bir taraftan Türkiye Cumhurrei- sinin idaresi altında inkişaf eden münev- ver ve guurlu siyaset, diğer taraftan İra- nın büyük Şehinşahı tarafından — temsil edilen şarblı kiyaseti ve nihayet İrak ve Etgan mil'etlerinin büyük hükümdarları milletler arasında kalben içilmiş dostluk andını devlet mümessillerinin imzaları ile de teyit etmek istemişlerdir. Yapılan şey yeni bir iştir; fakat, yalnız şeklen! İşin esası kendiliğinden zaten olmuş bit- raiş buluruyordu. İran ile Irak ve Efga- nistan arasındaki son küçük ihtilâflar da halledilip bittikten sonra, artık, ebedi dastluk misakı meselesi tahakkuk etmiş demekti Bu defa Tahranda yapılan şey sncak şarbın tesanüdünü, yakın Asya | memleketlerinin destluk- ve kardeşlik duygularır: resmen teyit eden bir nü - SON POSTA Resimli Makale: 3 Servet ve muvaffakiyet bir içkiye benzer.. 3E Servet ve muvaffakiyet kuvvetli bir şaraba benzer, içeni mutlaka sarhoş eder, gurur, ölçüsüz hareket, muhiti istihfaf bu sarhoşluğun alâmeti kazanılanın kaybedilmesi de bir neticesidir. ve muvaffakiyet k zımdır. Içip sarhoş olmayan insan yoktur. Fakat bazıları içkiyi zamanında keserler, sarhoşluğu saklamayı bilirler, Servet azananın da yapacağı gey bu olmak lâ- SOZ Karısını 1000 Kuruna satan Danimarkalı tüccar Afrika ve Asyada kadın ticaretjile mücadele eden Avrupalıların kulakları çınlasm! Kopenhagda — geçenlerde bir kadın uzun bir pazarlıktan sonra 1000 kuruna satıldı. Hâdiseyi mevzuu bahşeden Dani - marka gazeteleri hayretten ağı açan halkla beraber avaz avaz bağırıp karısını satan adamın linç edilmesini istiyorlar. Satıcı iyi bir aileye mensup bir tüc- cardır. Tüccar evlendikten bir kaç se- ne sonra sefahate dalmış ve bütün ser- vetini batırmıştır. Karısı da kendisin- den kaçıp bir şoförün metresi olmuş - tur, Eski tüccar o zamandanberi, na - musunu korumak esbab. mucibesile değil, bir kaç para koparmak gayes'le ikide birde şoförle dalaşıyor ve beş on kuruş aldıktan sonra çekilip gidiyor - muş, Aldığını içkiye veren adam, nihayet bir gün şoföre karısını satın almasını teklif etmiş, şoför de artık bık:p usan- dığı için bu teklifi kabul — eylemiştir. Uzun boylu bir pazarlıktan sonra tüc - car karısını 700 ü peşin, 300ü de bilâ- hare verilmek üzere 1000 kuruna sat- Daştır. Hâdise duyulunca herif yakalanmış ve Kopenhag mahkemesi — tarafından B ay hapse, iki sene müddetle ağzına içki koymamağa mahküm edilmiştir. rinin başladığını gösteren bu nümayişe, bu sevinç tezahürlerine Türk milleti de Lütün kalbile iştırak eder ve bu netice- ve varmış elan dört millet büyüklerini bütün samimiyeli ile takdis eyler. Muhittin Birgen labileceğini düşündü. Bu gayeye nasıl latmak üzere belediyelerle tie yolladı. bu tamimde de mahı İSTER —e İSTER İNAN İktisat Vekâleti müstahsil :le müstehliki doğrudan doğ- ruya temasa getirmek suretile kavitın biraz daha ucuzlatı- et odalarına özetelerde «Doğrudan doğ- ruya sipariş> serlevhası altında yapılacak ilânların vereceği fayda üzezinde ehernzaiyetle durdu. Bu teşebbüsü takdir et- memek ve muvaffaki vet vermesini temenni etmemek müm- kün olamaz. Fuhakika ticaret ve sanayide muvaffak olmak armR ARASINDA | HERGÜN BİR FIKRA İradel seniye Abdülhamit devrinde, bir komisyon toplanmış, memlekette ziraat duru- munu incelemek üzere vilâyata birer tezkere gönderip bir sene evvele na- zaran mahsulün mikdarımı sormuşlar. Konya vilâyetinden şu cevap — gel- miş: «Bu sene şiddeti şitanın tesiri ile mahsul geçen senekine mazaran yüz- de otuz noksandır .: Bu cevzap zatı şahaneye arzolunmuş, Abdülhamit fena kalde hiddetlenmiş ve komisyuna emirler vermiş. Padi- şahır emrini Konya vilâyetine tebliğ etmişler ve İemişler ki: «Şiddeti şıtanın tesirinin izalesile, mahsulün heli tabüisine ircar ba ira- det sen'ie arznlunur.» DA Londranın En güzel 4 v Eşeği Londrada, şehrin en güzel eşeğini seçmek üzere bir müsabaka yapılmış, ve buna iştirak eden GÜ eşek arasında fakir bir ailenin Mike isimli eşeği bi - rinciliği kazanmıştır. Mükâfat olarak eşeğin boynuna gayet süslü bir torba, bir yular, sırtına da kadiıfeden, altın işlemeli bir semer takılmıştır. Mike'in efendisi de garip bir adam- dır. Düğme meraklısıdır. ve elbisesin- de tam 1500 tane düğme vardır. Karı - sı, bunların kopanlarını dikmeğe yeti- şememektedir. Seyyar kalp Irlandalı doktorlar yeni bir Wwesele karşısındadırlar: Kendilerine gelen ve kalbinden şikâ- yet eden bir hastayı muayene ettikten sonra, bu hastanın kalbinin seyyar ol- duğunu hayretle görmüşlerdir. Yanlış okumuyorsunuz, James Hynd adlı has- tanın Kalbi, tabil vaziyetten tamam 6 pus inhiraf etmiş bulunmaktadır. Doktorlar ameliyat ve tedavi ile, bu kalbi üç pus geri almıya muvaffak ol- 'muşlardır. için ilk şart iyi mül Azlka tanıtmak için maldan ziyade, ucu talık haline gelmiş varılabileceğini an- birer tamim mahdet bir kaç dü hakikati anlatmanı kat ey okuyucu sen İNAN İSTER İSTER İNANMA! lâm silâhının mem'eketimizde olduğunu düşünerek İktisat' Vekâletinin artaya İNANMA! Aslan besliyen Meraklı Şu gördüğünüz mektepli genç kız aslan yavrusu beslemeğe — meraklıdır. hergün, hayvanat bahçesine gider ve aslanları seyreder. Evinde de hususi bir kafeste aslan besleyen — genç kız, san günlerde Şişmanlamaya başlıyan aslan yavrularını sıkı bir perhize tabi tutmuştur. dolaşabilen böcek! Amerikada mütehassıs tayyare mü- hendislerinin ortaya attıkları yeni bir mesele Sam Amca'nın memleketinde bir hayli münakaşalara, bir yığın alay- Mühendislerin ortaya âttıkları şey Kifomya isimli bir böcek ve bu böce- ğin muhayyirülukul sür'atidir. Bu bö- cek dajma zikzaklı bir şekilde uçmak- ta ve saatte 1500 kilametre gitmekte imiş. Mühendislerin iddiasına göre, hayvan hattı müstakim üzerinde uç - tuğu takdirde dünyayı bir saatte dola- şabilecektir! Ne dersiniz? Dünyayı bir saatte lara vesile oldu. l çıkarmak ise, ikinci şart ta bu iyi malı fazla reklâm yapmaktatır, fakat biz iyi uz mal çıkarmak kaidesinin sari bir has- olmasına bakarak, di ğer taraftan da rek- yıllardanberi ancak adedi 'ne ticarethane tarafından kullanılı koyduğu m kolay olabileceğine inanmıyoruz, fa- a: | Sözün Kısası Hokkabaza — Nişan E. Talt azeteler yazmış.. ben görme * açır” Ğ mıyari müdekkik bir dostum haber ver” dim; fakat böyle şeyleri di: Avrupa hükümetlerinden biri, kelit di müstemleke politikasının muvafla * kiyetini teminde büyük yardımları dü* kundu diye iki hokk () ni $ şan vermiş. | —Hokkabazlık da bir san'at, hem d€ 'güç bir san'at olduğu — cihetle bunulk müntesipleri elbette saygı değer l lardır. Ve bu saygı deger başka milletdaşları gibi takdir ve taltif edilme (âlâ olabilir. baza iyakatleri pelt Ancak bu takdir ve tallif anların ken | di meslek ve san'atlarındaki meharet” lerini mükâfatlandırmalıdır. O zamalk aykırı görünmez ve kimsenin de bir di* yeceği olmaz. Gelgelelim, bu seler kaziye bu de * gildir. Mevzuu bahis hükümet, bu hok* kabazları idari (!) ve siyasi (!) müvaf * fakiyetlerinden ötürü mükâfatlandır “ mıştır. Bu hâdise karşısında, Avrupai dev- letlerin müstemleke siyasetleri aklı se“ Hm eshabını bir hayli düşündürse ge“ rektir. Vâkıa en geniş ve şâmil mânasile hokkabazlık ve hokkabazlar, her za * man ve her yerde politikaya karışmı$ ve ön safta - maalesef - yer tutmuş tur. Hemen hemen ümümileşmiş o! kaideden bu hükümetin müstesna k masına da sebep yoklur. Yoktur amma.. ben şimdi, müstem- lekelerdeki biçare hemcinsleri: medeniyet namına «hokkanın & gitmiş olan zavallı istiklâllerin hüvie yetlerini acı acı gözönüne getirerek, bir insan sıfatile müteellim olu, ç Yirminci asırda, Çiçekçi oğlu şakirt- lerini, milletlerin mukadderatına hâ * kim kılan zihniyeti nası! takdir ede * yim? Güneş çarpmasına karşı yegâne çare : Islanmak Biz İstanbulda gölgede 33 ü geç * meyen sıcaklardan şikâyet edip duru” yoruz amma, Cenubi Amerika eyalet * leri halkı gölgede 41 dereceyi bulan hâ raret altında nefes bile alamıyorlar. Bu eyaletlerden biri olan Teksas'dâ sıcak dalgası toprağı — cehennemi bir şiddetle yalıyor ve halk ne sokaklarl çıkabiliyor, ne evlerinde oturabiliyofe İşlerin durması, halkın âtıl kalma * sı ve bilhassa güneş çarpması vak'alâr rının ziyadeleşmesi tehlikesi karşısın” da kalan Teksas belediyesi derhal hal” ka sokağa çıkmaları emrini veriyor, v" hayretle, şaşkınlıkla, merakla evlerin den ayrılan insanlar karşılarında şeh * rin bütün itfaiye gruplarım buluyor ” lar, İt£faiye efradı su hortumlarını habe ka çeviriyor ve berkesi baştan — af _ulıtıyor. ö Biliyor musunuz ? 1— Figaro gazetesi dünyanın hangi ye rinde çıkar ve kaç senelik gazetedir? * 2 — Meşhur Yunaz filozofu Epicwft kaç yaşında ülmüştür? 3 — Fonograf ne zaman ve kimin in t" fından l'ı—şk-dilmişül? (Cevapları * Dünkü Svallerin Cevapları: Yarın) 1 — Norveçte toprak kilömnetre başıft — 7 kişiye düşer. 2 — Marthov Ismi ilâttani evvel #? yılında Yunarilerle İrantler arasındA Marathan mevkinde vukua — gelen muharebeden kalmadır. Bu müuharc! Yunaniler galip gelince bir Atinalı Marathondan koşarak Atinaya bir M dana gelmiş: «Sevininiz, cengi kazan! diye bağırmış ve düşüp ölmüştür. O #7 mandan bugüne kadar bu isim büyük koşuya verilen bir isim olarak kalı 3 — Almanyanm meşhur Rayştag iisi 1806 da kurulmuştur. ,,..4!

Bu sayıdan diğer sayfalar: