zz Haziran Türk ve ecnebi profesörler İbni Sinayı yeryüzünün yetiştirdiği büyük âlim olarak saygı ' en 900 sene... Öldükten sonra. 900 se-l ne yaşıyan, ve bir kaç 900 sene daha yaşayacak olan bir adam: İbni Sin Dün, Türk Tarih Kurumu, onun na- mına hazırladığı ihtifali, üniversitenin, gittikçe tarihileşen meşhur konferans salonunda yaptı. Sade hâfızalar, muhayyileler değil, salonun bütün odaları, koca İbni Sinâ- nn hatıralarile doluydu... Onun yazdığı eserlerden yapılmış 0- lan sergi, her gözü ve her — başı uzun &ı olarak Türk Tarih Kurumu tarafın- dan hazırlanmış rozetler göze çarpıyor- du. Konferans salonunun hitabet kür - süsünün arka tarafında İbni Sinânın muazzam bir portresi, ve kürsünün ü- zerinde de muvaffakiyetle yapılmış bir büstü vardı. Merasim başlıyor Merasime, ilân olunduğu gibi, saat| © tam on dörtte, Türk Tarih Kurumu Başkanı ve Bolu Saylavı Bay Hasan Cemilin açış söylevile başlanıldı. Merasimde, bir çok saylavlarımız bilbassa bu ihtifalde hazır bulunmak zere şehrimize gelmiş bir çok bilgin - ler, bu meyanda meşhur profesör dok- tor Trikot Royer, ve beynelmilel tıb tarih kurumu reisi profesör Gomen ha- zaır bulunuyorlardı. Bay Hasan Cemil, sözlerine başlar - ken dedi ki: Şarkta ve garpta «— Büyük Türk âlimi İbni Sinânın 900 üncü yıldönümü törenini Türk Ta- rTih Kurumu adına açıyorum. İbni Sinâ bütün cihan ilim âlemine şeref vermiş bir Türk dâhisidir. Şarkta, nası) asırlarca Şeyhürreis o- larak tanınmışsa, garpta da pek haklı Dün büyük Türk âlimi İbni Sina günü unu POSTA ile selâmladılar lderken, onlara hiç uymayan noktai na- zarlarını daima ilâve ederek, onları y kıcı bir tenkide maruz bıraktı. Şüphe yok ki, İbni Sinâ, Aristodan, Calinc tan bir şeyler almıştır. Fakat on eserlerini tam ilmi bir görüşle tasnif etmesi onun yüksek kuüdretini — isbata küfidir. Biz, onun Türklüğile ne kadar ö - vünsek azdır'» Profesör Royer'in sözleri Âkıl Muhtar, alkışlarla terketti - İği kürsüye, beynelmilel tıb âlimi pro- fesör Royer'i çıkardı. Profesör Royer, «İbni Sinâ'nın, Av- rupa tıb tedrisine tesirlerir mevzulu bir konferans verdi. Royer, İbni Sin; nin tib-tarihi tedrisatına yaptığı yük hizmetleri anlattı, ve İbni Sinâ - nin âlemşümul bir dimağa malik bu - lunduğunu mütecaddit misallerle izah e derek, tıb âleminin, ilminin onun getir- diği yeniliklerle bugünkü yüksek ma- kamına yükseldiğini söyledi. Profesörün, Fransızca verdiği bu konferans, bir saat kadar devam etti, ve uzün bir alkışa mazhar oldu. Profesörün konferansını bitirmesini müteakıp, toplantıya, yarım saat fasıla verildi. Bu esnada, davetliler, İbni Sinâ'nın eserlerile dolu olan sergiyi hayret, tak- dir, ve iftihar duyarak gezdiler, Profesör Gömen'in konferansı Toplantı, bu istirahat devresinden sonra, ÂAvrupadan sırf bu de bu- lunmak maksadile gelmiş n maruf Yukarıda büyük hekimin yüksek eserle rinden bir kaç kitap, ortada İbni Sinanın |tıb âlimi, ve beynelmilel tıb tarihi ce- büstü, solda yukarıdan aşağıya: Dün söz alan hatipler, Dr. Akil Muhtar, " İ|miyeti başkanı profesör Gömen'in kon Neşet Ömer, Prof. İsmail Hakkı. Sağda yukarıdan aşağıya: Hasan Cemil Çambel |feransile başladı. din Günaltay'a verildi. Profesör Şem- seddin, İbni Sinâdan bahsederken: Türklüğünden şüphe edilemez — O, dedi, eserlerini Arapça yazdığı olarak Prens dö Madsen, yani etaba -|için, onun bir Arap feylezofu, ve bazı bet prensi» Ünvanını kazandı. risale ü de Farsça yazdığı için A - Atatürk devrinin yetiştirdiği Türklcem âlimi olduğu iddia ediliyor. Hal- « Ecnebi projesör konferans veriyor gençleri İbni Sinâ gibi yükselmeğe ça- lışmakla Türk inkılâbmın fedakâr birer unsuru olduklarını isbat etmiş bulu - nacaklardır. Muhterem dinleyiciler.. Muhterem âlimler... Bu toplantıya iştirak ettiği - niz için Türk Tarih Kurumu adına en samimi teşekkürlerimi arzetmeyi borç bilirim.» Rektör kürsüde Bay Hasan Cemili müteakıp kürsü- ye gelen Üniversite Rektörü Bay Ce- mil Bilsel, Atatürk'e, Büyük Millet Meclisi Reisine, Başvekile, Mareşala ve Kültür Bakanına tazim telgrafları çekilmesini teklif etti. Rektörün bu tekli larla kabul olundu. Gelen telgraflar , sürekli alkış - buki, bir çok garp âlimleri eserlerini lâtince yazdıkları balde, bunların Lâ- tin ırkına mensup olduklarını iddiaya mak kil lmez! man âleminin, müşterek kültür dili e- lan Arapça ile yazmış olması, onun 'Türklüğünden şüphe için bir sebep sa- yılamaz, Bay Şemseddin, bu sözlerden son - ra, İbni Sinâ'nın Türk — illerinde doğ- duğunu, Türk kültürile yetiştiğini ve kanına el kanının zeTresi katılmamış bir Türk olduğunu ilmi ve itiraz ka - bul etmez delâille isbat etti. Profesör Neş'et Ömerin sözleri Bay Şemseddinin, uzun uzun alkış- lanan söylevini sona erdirişini mütea- kıp söz alan Profesör Neş'et Ömer, dü- hi İbni Sinâyı, dâhi bir hekim, ve dâhi bir hakim olarak selâmladı. Konferansında, İbni Sinânın dok - trinlerini tahlil etti ve onun mistisizm- den başlıyarak natüralizm'e varıncaya kadar yaşamış olan bütün n rini anlattı. Ve hastalıkların davisinin de ancak İbni Sinâ ile baş - lamış olduğunu söyliyerek, alkışlar &- rasında kürsüden indi. Profesör Âkil Muhtarın nutku Ve kürsüye, değerli profesörümüz Bay Âkıl Muhtar çıktı. " Bay Âkıl Muhtar: «— Bence, dedi, tabiat, İbni Sinâyı yetiştirmekle, en büyük hârikasını Bgüstermiştir. O, daha çocukken, çocuk denilecek bir çağdayken, ilmin cazibesine varlı- ğaını kaptırmış, ve istidadının geniş hiz- meti sayesinde yaman bir hızla inkişa- fa kavuşmuş bir hekim, bir hakim, bir âlimdir ki, astronomi, mantık, riyazi - ye ve tıb ilimlerinde en yüksek merte- Cemil Bilselin bu teklifinin kabu -|belere erişmek bahtiyarlığını kazan - Tünden sonra, ihtifal münasebetile bü - tün dünya üniversitelerinden, bütün dünya âlimlerinden gelen bir çok tel- graflar okundu. Bunlara — mukabele olmak üzere, teşekkür telgrafları çe - kilmesi teklifi, alkışlarla kabul olun - mıştır. «Bir hazines İbni Sinâ, Aristo, ve Calinos gibi â - limlerin eserlerini yeniden tedvin e - derek kendi buluşlarile zenginleştirdi. Son günlerde elime geçen bir eser- dü.. ve söz sırası, Ördinaryüs profesör- de: «İbni Sinâ, bir hazinedir, Fakat bir lerden Sivas Saylavı Bay Şem.sed -İmemba değildir.» deniliyordu. Haki - Proj. Fatin, Dr. Perihan Çambel O, İbni Sinâ'nın garp tıbbına hiz - katte İbni Sinâ, arziyatta, fizikte, kim- metlerinden, ve tercüme olunan eser - Sinâ, arziy , b yada, ve bir çok tabiat vükıaları hak - kında tamamen orijinal fikirlere sa - || hiptir. O, An_sfoyu ve Calinos'u tetkik e - lerinden bahsetti Diğer hatiplerin sözleri Gene Frans: -| topluluğu ve yazış tarzındaki sadelik, gı« a verilen ve alkışla - biyat âlemir. yaşatıldı .. nan bu kanferansı, İsmail Hakkı İzmiye — ylevi takip elti. İsmail Haklâ — da, İbni Sinâyı, felsefi cepheden tahlil — ve tebcil etti. Ve İsmail Hakkıdan sonra, doktor Perihanın «İbni Sinâda kadın ve ço « cuk hastalıkları», Rasathane müdürü — y Fatinin «İbni Sinâ'nın riyaziye ve —| hey'et cephesi» mevzulu konferansları dın l O sırada, saat 19 u geçmekte idi, — 'Türk Tarih Kurumu Başkanı Bay Ha- san Cemil, tekrar kür ferans salonunun bugi olmaktan çıktığını, bir mabed halini dığını söyledi. Ve onun çok alkışlanan bu cümlesile, orada bulunanlara teşekem kürlerile toplantıya nihayet verildi. Gece de Eminönü Halkevinde geç vakte kadar süren bir toplantı yapıl « mış, söylenen nutuklarda İbni Sinânıı — ilminden, büyüklüklerinden, beşeriye « te yaptığı hizmetlerden bahsedilmiş « tir. EDEBİYAT İngiliz romancısı James Barrie (Baştarafı 7 inci sayfada) | En son yazdığı piyes te bir perdelili — Shall we join he ladies (Kadınlara ka « tılacak mıyız?) isimli muamma piyesi « — dir. (1922) * 1913 de baronluk ünvanile taltif edilen Sir James Barrie ön dokuzuncu asrı yir « minci asra bağlıyan devir ile, bu çağın en kuvvetli, en zeki, o nisbette en insanf yazıcılarından biriydi. Lisanınm güzel e Hği, sadeliği kadar fikirlerinin de derif caklık ve inanış, hakiki dehasını göste e recek motifler bütün Anglo-Sakson edee üyülemişti.