vf TA [,'ncuklardaıı ürekkep yedi kişilik bir hırsız çetesi yakalandı Muhtelif semtlerde hırsızlı k yapan bu çete efradının hepsi de adliyece tevkif edildi Müddelumumiliğe dün sabah grup ha- Hinde hırsızlık şebekesi suçluları getiril- miştir. Nüfus kâğıdına göre 19 yaşında, fakat iri yarı bir adam olan Lâmbo, bu çeteyi sevk ve idare etmekten suçludur. Diğer suçlular da şunlardır: Karnik, Yeremiya, Hamayak, Leon, Simon, Karanfil, Ef- timoğlu. Bunlardan son üçü, 16 yaşların- dadir. Diğer taraftan, Kiragos adlı biri çalın- mış mallara yataklık etmekten, Aram da çalınmış malları satın almaktan suçlu görülüyorlar. Lâmbonun sevk ve idaresi altında, şeh- rin muhtelif semtlerinde geceleri merdi- ven kurmak, duvardan atlamak, pencere ve kapı kırmak v. s. suretlerle cami kur- | g ganları ile ev eşyası aşırıldığı, polis tah- kikatı cümlesindendir. Çete mensupla- rından gençlerin, şüphe uyandırmadan | hırsızlık yapabileceklerini düşünen Lâm- bonun, kendisi gölgede kalarak, bunları Şuraya, buraya saldırdığı ve bu suretle verdiği talimatın yerine getirilmesini to- min ederek, faydalandığı anlaşılmıştır. Müddeiumumilik, hepsini de T inci sorgu hâkimliğine yollamıştır. Aramdan maadası haklarında tevkif müzekkereleri kesilmiştir. Tahkikata ehemmiyetle de- vam olunmaktadır. Tayyar vapuru kaptanı beraet etti «Tayyar» vapuru kaptanı Zekinin, dün sabah İstanbul asliye 4 üncü ceza hak ye- Tinde, duruşması yapılmış ve dava neti- celendirilmiştir. Kendisinin süvarisi bulunduğu gemi- nin istiap haddi 183 yolcu olduğu halde, Hmanda yapılan kontrolda içeride 204 yolcu bulunduğuna dair tutulan zapta is- tinat olunarak, gemiye istiap haddinden fazla yolcu aldığı iddia olunuyordu. Kaptan Zeki, bunun aslı - olmadığını, kontrolun kendisine haber verilip sayım- da huzuru temin edilmeden usulsüz ola- rak yapıldığını ve esasen gemi rıhtıma yanaştıktan sonra sayim yapılmasının da başkaca esaslı bir usulsuzluk olduğunu ileri sürerek: — Yoleular; diyordu; gemi yanaşma- dan yapılan bir sayımda bile, hep ayni yerde durmadıklarından, biribirine ka- rışır ve tekrar tekrar, yani bir kişinin iki defa sayıldığı vaki olur; gemi rıhtıma yas naştıktan sonra ise, rıhtımdan içeriye gi- renlerin de yolcular arasına karışmasını, bir tasavvur ediniz! Kohntrolu yapan ve zabıt tutan liman memurları Hulki Erdem ve İbrahim Er- doğan, ayrı ayrı dinlenildiler ve yüzleş- tirildiler. Bunlar, biribirinden farklı şa- | hitlik etmekle beraber, yüzleştirmede şu heticede birleştiler: «Sayımın, kendi sa- yışlarına uygunluğu, yüzde yüz bir kat3- yetle iddia edilemez; yolcular, biribirle- rine karışmış ve mükerrer sayım yapıl- miş olması, ihtimal haricinde değildir!» Bunun üzerine, müddeijumumi muavini Kemal, beraet istedi. Reis Fadıl, aza Suud “Londranın en kibar bir kadını - 3 kaçakçı çıktı | Güneş, Doğ Tayyare ile uzun müddet iş gördükten sonra yakalandı Leydi Prescott, Londra sosyetesinin tanınmış simalarındandır. Şıklığı, zara- feti ile bütün İngiliz bayanlarının —kıs- kançlığını tahrik eden, hasetlerini üze- rinde toplıyan Leydi Prescott'un en gö- rülmemiş tuvaletler giymesi, kimsede bulunmıyan şapkalar icat etmesi, hele her suvarede, her toplantıda, biçim biçim mücevherler takınması, muhitinde yenil- mesi güç bir merak uyandırmaktadır. İzmirliler isteksiz ve Atıf ta, berast kararlaştırdılar. İstanbul barosunda kadın avukatlar Ufak bir hâdise, birçok kimseleri dü- çOğaııyor | şündüren bu muammanın içyüzünü mey- B ' dana çıkarmış, bu tanınmış simanın ale- ,k"a:â:;::î;::d:;ğilx&;y ıg: lâde bir kaçakçı olduğu — anlaşılmıştır. ro inzibat meclisine yeniden genç bir Mahkemeye verilen kadın 9 bin lira ce- kadın hukuk mezünu, avukatlığa nam- 78Yü garpılmıştır. zet olarak takdim edilmiştir. | Namzet, Cağaloğlunda Çatalçeşme sokağında 9 nümaralı â&partımanın 3 üncü katında oturan Huceste Arcan- dır. Avukat Güzide Alpar ve Burha - nettin Tahsin taraflarından imzalanan takdimnamesinin, üşpglen askıda kalış kmillenince, namzedin kay ktır. Ve kendisine — meclis toplantısında yemin ettirilecektir. Leydi vakıda fakir bir kadın değildir. Fakat şahsi serveti bu kadar lükse mü- sajt bulunmamaktadır. Peki, Leydi Pres- cott bütün bu efsanelik süsü, bu şıklığı nereden ve ne gibi vasıtalarla temin et- mektedir. Cim Londos Mısırdı_n Atinaya döndü | Atina, 12 (Hususi) — Cim Londos dün Mısırdan buraya dönmüştür. Lon- | dos İskenderiye, ve Kıbriste iki mühim güreş kazanmıştır. Londos yaz: burada | geçirecek ve bu müddet aradında kim- €© ile güreşmiyecektir. N Yeni bir spor gazetesi Evvelce (Türkspor) ve (Top) gibi spor mocmuları çıkaran kıymetli spor muhar- rirlerimizden Talât Mithat, yakında (Kırmızı - Beyaz) isimli yeni bir spor gazetesi çıkaracaktır. Şimdiden muvaft- fakiyet temenni ederiz. İlkmektep mezuniyet imtihanları bitti İlk mekteplerin mezuniyet imtihan- ları dün sona ermiştir. Bu münasebet- le mektep baş muallimleri mektepleri- ni bitirmiş olan çocukları toplıyarak üzün uzun lerde bulunmuşlardır. Maarif Vekâletinin son göndermiş ol » duğu tamime nmazaran — da çocuklara bundan sonra hangi mekteplere gide - bilecekleri — anlatılmış, o mekteplerin Leydi Prescott Leydi Prescott seyahate de meraklı bir kadındır. Harcıyacak bol parası da var- dır, Vapurla gide gele bıkmış, şimendi- fer yolculuğuna kanıksamış, - otomobil seferlerine de artık gına getirmiş bulun- maktadır. Zaten her halile, her şeyde ve her vesile ile heyecan arıyan ve bunun peşinde koşan Leydi, kendisine yeni bir heyecan kaynağı bulmuştur: Bütün se- yahatlerini tayyare ile yapmak, karada, denizde bulamadığı ve yahut bula bula körleşen zevkini havada tatmin etmek. Londra tayyare meydanı Leydi Pres- cott'un ikide birde uğradığı bir yer ol- muş, ve pilotlar da bu yeni müşterileri- nin cana yakınlığına, kibatlığına, hole bayılmışlardır ki, tayyarelerinde onu ta- gımıya can atmışlardır. Halbuki işin için- irme şeraiti küçüklerin defterlerine | de iş vardır. Leydi Prescot, gümrük me- kaydettirilmiştir. murlarının bu hava mıntakasında o ka- —— —a | ŞLERİ! CGÖNÜL | Okuyucularıma Cevaplarım Pendik'de Bayan «E. C.» ye: Eski terbiye, yeni terbiye diyorsu « huz. Güzel, fakat her ikisinden kasdet. tiğiniz manalar üzerinde acaba muta- bik miyız? Şüpheliyim. Babasının ya- nında diz üstü oturan çocuk, sofrada Aağız açmıyan çocuk, ve entari ile do- laşan çocuk sizin gözlerinizde eski terbiyeyi temsil ediyorsa, hayır sizin- le aramda fikir birliği yoktur. Taas - sub kelimesinde kasdettiğiniz mana da şüpheli: Eğer İngiliz burjuvasının kadın ve çocuk terbiyesi size bir ah - lâk taassubu şeklinde göriümüyorsa $i- zinle hiç anlaşamayız. Buna mukabil Fransanın hele yüksek sınıfının kadın ve çocuk terbiyesi nazariyelerinder — dar ince eleyip, sık dokumadıklarını sa- yısız toerübelerile anlamıştır. Onun için de Londra sosyotesinin kıskandığı o0 eş- yaları, mücevherleri istediği pibi kaçıra- bileceğini aklı kesmiştir. Lâkin her za- man papaz pilâv yemez. Geçenlerde bir gün gene Greydon ftayyare meydanına inen Leydi Prescott'un eşyasına biraz dikkatlice bakan muayene memuru, ka« dıinin şapka kutusunun içinde boş bir mücevher mahfazası bulmuş. Her neden- $e şüphelenmiş ve <şapka kutusu içinde bu, mahfazanın işi ne?..» Demiş. Valizleri biraz daha etraflıca araştırmış. Bu sefer üzeri pırlantalı fir- ketcler çıkarmış. Derken birinin içinde Barip bir şişkinlik görmüş. Orayı yarmış. Valiz cidarlar: arasında üç kat ipekli tu- valet bulmuş. Mühim bir kaçakçılık kar- şısında kaldığını anlıyan memur, netice- de iki pırlanta yüzük, plâtin iğneler, iki şapka, Üç astragan şapka, bir pırlanta taş, altın ve plâtin bruşlar; ipek iç çama- şırları, ayakkablarının ponçelerine dikil- Miş inciler bulmuştur. Bütün sorgulara rağmen, bütün bu eç- yayı kimlere aldığını söylemiyen, ve ne- ticede ipliği pazara çıkan Leydi Pros- cotf'un yüzünden şimdi gümrük memur- ları, en ufak el çantalarına varıncıya ka- dar arâmakta, yolcuları saatlarca bek- Tetmektedirler, ben mümkün olduğu kadar uzakta - yım., * Ihlamurda Bayan Küriye'ye: Kadını kıskandırmak, kıskandırarak aşkını körüklemek isteyen erkek ben- ©e çocuk ruhludur. Ve hatalı bir yola düşmüştür; Aşkın körüklenmesi ile sönmesi arasında saat ibresi çok ça- buk hareket eder. Bunu anlatabilirse- niz ortada mtsele kalmaz, sanırım. * İzmirde «Albayrak» dan mektub ya Zzan kadın okuyucuma: Bahsettiğiniz alleyi ben gayet ya « kından tanırım. Bilmediğim sırları yok tur. Bu itibarla söylüyorum: Yanılı « yorsunuz. Bilâkis kendilerile sıhriyet peyda etmeyi şeref saymak lâzım. Fa- kat bu umurmat bir hükümdür, kızla er- keğin karakter bakımından anlaşıp an- Taşamıyacaklarını bilemem, Siz işi da- ha ziyade bu noktadan tetkik ediniz. 1 TEYZE şekliği ile kaynaşan tevazuuna o kadar | olma ansporu düf - 1 mağlüp etti oynadılar, birbiri Dünkü maçta neşe karşı yaptı. Birinci devreyi fena bir oyunla 1-0 mağlüp bitirdi. İkinci devre de pek güzel oynamadı. Cihad berbad bir hareketle takımını mağlüp vaziyete düşürdü. Farukla Re- gat bir varlık gösteremediler, ve bazı da lüzumsuz hareketler yaptılar, Birçok ta falso caba., Muavinlerden yalnız İsmall biraz iyice idi. Muhacimler - Necdetin şütleri ha- riç * bozuktular. Rebil ikinci devrede İb- rahimin yerine geçtikten sonra güzel oy- nadı. İzmirliler çok şanssızdılar. Daha doğ- gusu kendilerini öyle zannettikleri hal- de talihin kendilerine yâr olduğunu gö- li bozmuştu. İlk devrede kale önünde ya- ratılan fırsatlardan hiç kimse istifade e- demedi. Muavinlerin yokluğunu da kay- detmek lâzım. Yalnız sağ muavin en teh- likeli oyuncu Rebiiyi güzelce tuttu. Fa- kat muhacimlerini besliyemedi. Fener- bahçeye ve Beşiklaşa güzel oyunlar çıka- ran Nurullah bozuktu. Müdafaada Ad- nan çok güzeldi. Kaleci İbrahimle bera- ber sahanın en akillı ve düzgün oyniyan Oyuncusu idi, Hakem Kemal Halim maçı istendiği gibi idare edemedi. Her iki tarafa da lü- Zumsuz ofsaytlar çaldı veya çalmadı. He- Je bunlardan iki tanesi Doğanspora golle neticelendi. Oyuna Doğansporlular başladı. Güneş- Mler hâkimiyeti elde eder gibi oldular. Her iki taraf ta isteksiz. Melih topu Re- fiiye geçirdi. Kaleci çıktı. Boş kaleye gol d, 11 inci dakikada Cihad havadan gelen topa çıktı. Merkez muhacim kaptı. Ya- vaşça vurdu. Gol Oyun Güneş sahasında cereyan ediyor. Güneş müdafuası bocalıyor. Doğanspor kalecisi Necdetin iki metre- den çektiği bir şütü bloke etti. Selimle Refij yer değiştirdiler. İzmir- Eler birbiri arkasına gol fırsatları kaçı- rıyorlar. Güneş açılır gibi.. Fakat muha- cimler boş kaleyo topu atamıyorlar, Doğanspor kalecisi İbrahim güzel oy- nuyor. Top Doğanspor kalesi önünde iken devre bitti. İkinci devrede Rebli ile İbrahim yer değiştirdiler, Doğanspordan da Mahmut sağ açık yerinde oynuyor. Devre başladı. Hep Güneşin akınları ve gol kaçırmala- rile, İzmir müdafaasının canlı oyunlarile Bgeçiyor. Beşinci dakikada Melih ofsayttan kap- tığı topu Doğanspor kalesine soktu. Dokuzuncu dakikada Melih gene of sayttan topu kaptı. Kendi atamadı. Refii serbestçe ikinci golü attı. İzmirliler adım atmak istemiyorlar, Gayet ağır hareket ediyorlar. Lüzumsuz yerde topu ayakla- rında tutuyorlar. Buna rağmen hâkim oynadıkları da oluyor. On beşinci dakikada İbrahim ğene şüp- heli şekilde topu aldı. Güneşin üçüncü golünü rahatça attı. İzmirliler canlandı- lar. Ne yazık ki şansları bozuk. 383 üncü dakikada Güneşe bir penaltı oldu. Adnan gayet yavaş bir vuruşla topu Cihadın eline attı. Böylece yüzde yüz gol Doğanspor takımı dün ilk maçını Gılg.,..u da Doğansporun - elinden r. Muhacim Hakkı ve Fuat vi ünün yokluğu takımı bir lerbirliği ile Viyananın Rapit taki 4 n bir intiba ü kaçlı Oyun bir müddet karşılıklı akınlarla 6” ti ve Güneşin 3-1 galibiyetile bitti. ae Doğanspor takımı: İbrahim - Kll)'".m nan - Reşat, Nurullah, İsmail - Mehmet, Mahmut, Etem, Sabri. çe Güneş takımı: Cihat, Faruk, WB' İsmail, Rıza, Yusuf . Melih, Necdet, fü, Torahim, Rebil şeklinde idi. C. Şahingirt Ankarağaki maç Rapit Gençlerbirliğini 8 -3 mağlüp etti Ankara 12 (Telefonla) — Bugün Ça şılaşmışlardır. Oyunun başlanı Viyanlılar ilk göllerini atmışlardır. B na Gençlerbirliği çok enerjik bir OX) 4 Mukabele etmiştir. Bundan sonra 4, palılar biri penaltıdan iki gol dahâ mışlar, Gençler de buna iki gölle ıuf*“ pele etmişler ve birinci devre bu 2-2 Viyanalıların lchine bitmiştir. yef İkinci devre başlar başlamaz ad kaarruza geçmişler ve üçüncü gol v atmışlardır. Bu surotle berabere Dl:;-’. ziyet Gençleri daha iyi çalışmaya SF ,, miştir. Fakat Viyanalılar Gençlef '4 cisinin hatalarından istifade ederek 5 ? daha atmışlardır. Gençlerbirliği çok güzel oyn””# Oyun bütün gayretlere rağmen nalıların galibiyetile neticeli -i Bugün Fenerbahçe - Ankar: karşılaşıyor — l Milit küme maçları dolayıst€ Üa çen halta karşılaşması lüzım U"“;,g nerbahçe - Ankaragücü maçı 'Taksim sladında yapılacaktır. — Capla Milli küme maçlarında ! m“îı ye yeti ve bir kaç beraberesi hlfm“' ihninl nerbahçe henüz bu sahadaki # kaybetmiş olmadığı için buıgı'ıııl::ac bu* hususi bir ehemmiyet vermek a riyetindedir. v Bir hafta içinde üstüste üç MAf kar * mak suretile hayli yorulmuş “m“k“ - zım olan Ankaragücü'nün bllfü“. yunda ümit edilmez bir neti! :I:Ğ’ı . ihtimalinden bahsetmek doğru dir. Oyun müsavi şartlar iı;ind'“b“ p hiç bir şekil arzetmediğinden ticelere intizar etmek lâzımdir. Güreş müsabakaları , di Şeref stadı tarafından — OrSANULA » dilen alaturka yağlı güreş MÜRL gç € larının dördüncüsü bugün acak * dında saat 15 den itibaren )'ll’-'l tır. Te nı:ü-*“» Müsabakalara Türkiye uçgençl"dî rif pehlivanla yeni yetişet Kesili Koç Ahmet, Şileli Rahmi, Bıalw İbrahim, Yıldırım Bckir,k Ali w: gibi pehlivanlar da iştira! el dir. Bu müsabakalara Sofyadan Byge için Bulgar pehlivanların iştirakleri içi şebbüsat yapılmıştır. İîv Müsabakalar son — haftalar ciddi bir şekil almıştır.