11 Haziran 1937 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 2

Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.

Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

2 Sayfa - . UK— SON POSTA Hergür Vataniler, ayni yolda Devam ediyorlar! Yazan: Muhittin Birgen S uriyenin Zaimi Abdurrahman Şehbender bir nutkunda diyor ki: «Evet, Sancak nüfusu içinde Araplar ekalliyettedirler. Ancak, bütün Sancak nüfusu Arapları severler, Arap dostu- durlar!» Bu sözleri de, Zaim İskenderunun, şimdiye kadar olduğu gibi, bundan sonra da üzerinde Suriyenin tamamen hâkim bulunduğu bir toprak olması lüzumunun isbatı için söylüyor! Hattâ, Şamdaki bü- yük nümayişler gününde irat ettiği o ateşli nutkun içinde, İskenderunun Su- riyeye aidiyetini isbat için irat edilmiş başlıca ve hattâ yegâne delil bundan iba- rettir. Kendisine bütün Türkiye çok te- şekkür etmelidir. Çünkü,bu ateşli müca- hit, aynı mantık ile bütün Türkiyenin Suriyeye ilhakını istiyebilirdi. Çünkü bütün Türklerin, Araplara ve Araplığa karşı halis dost oldukları muhakkaktır; o kadar ki, ne doktor Şehbenderin, ne de şu dakikada Şamın sıcak meydanında, kan ter içinde, etrafa belâgat incileri saç- tığı muhakkak olan Emir ul Kelâm As- lan'ın Türkler aleyhinde söyledikleri ve söyliyebilecekleri nutuklar, Türklerin bu dostluk hislerine en küçük nakise vere- mez! Şu halde, bütün Türkler Arapların dostudurlar, diyerek Zaim Türkiyenin de Suriyeye ilhakını istiyebilirdi. Çok şükür ki bu dereceye gitmemiştir! * Biz Arapların da Türklere karşı ayni hislerle dolu bir kalp taşıdıklarına mu- hakkak sürette inananlardanız. Bütün Su- riye Araplığı, bütün Araplar ve Araplık Türkiyenin ve Türklerin dostudurlar. Eğer Zaim'in delili doğru olsaydı bugün bizim de kalkıp Süriyeyi Türkiyeye ilhak etmeği istemememiz mantıki olurdu! Hayır, doktor Şehbender, o kadar ateş- li olmıya lüzum yoktur: Türk Arabı se- vecek, Arap Türkü sevecek ve bunlar daima birbirlerine yardım edecekler ve yanyana yaşıyarak kardeşçe geçinen iki komşu millet olacaklar, Allah kardeşleri kardeş, fakat, keselerini ve evlerini de ayrı yaratmıştır. Arap kendi evinde, Türk te kendi evinde yaşıyacaktır. Eğer, Hatayda bir avuç Arap bulunması ve bunların da c memlekete daha dün gel- miş bir avuç Ermeni ile yoktan bir kar- deşlik tesis etmiş olması Hatayın Suriye toprağı kalmasını temine kifayet edecek bir sebep teşkil eyleseydi, bugünkü mil- Jiyet dünyasının bütün prensipleri bozu- lur, neticede, Suriye de bu işten çok mu- tazarrır olarak çıkardı! Bunun için Su- riyelinin Suriyeli, Türkün de Türk kal- ması elbet müreccahtır. Suriyenin hudu- du, Süriyelinin ekalliyete düştüğü Tür- kiyenin hududu da Türkün ekalliyette olduğu yerde çizilirse, elbet, komşuluk ve kardeşlik daha feyizli ve faydalı olur! Bu, Zaim'in kulağında küpe olması lâ- zım gelen bir hakikattir! Diğer tarsftan, Süriye gazetelerinden. öğreniyoruz ki Vataniler «Hataydaki A- raplığın himayesi için» bir komite tesis etmişler ve bunun reisliğini de doktor Şehbendere vermişlerdir. Suriye ihtilâl- cilerinin şefi olan ve son günlerde Arap- lığı Türkiye aleyhine tahrik için sarfet- tiği gayretleri bizim gözümüzden kaç- mıyan doktor Şehbender bu komitenin başında bulundukça bundan Hatay işleri ve belki de dolayısile Türkiye ve Suriye münasebetleri, elbet çok müteessir ola- caktır. Hatayda Araplık, bizzat Hatayın ana yasası, Türkiye ile Fransanın müş- miş. terek teminatları ve nihayet Milletler Cemiyetinin mürakabesi altında mükem- melen himaye edilmiş bulunurken bu hi-f mayeyi kâfi görmiyerek müfrit nasyo- | nalizmi ve müfrit komiteciliği ile şöhret bulan bu zatın reisliği altında böyle bir| komite teşkilime elbet lüzum yoktu. Fa- kat, nasyonalizmi bir ticaret mataı ha- linde kullanan Vataniler, böyle tehlikeli işlerle de meşgul olmaktan geri durmu- yorlar. Şimdiki halde Türkiye bu hare-. ketlere huysuz çocukların yaptıkları ya- ramazlıkları seyreder gibi bakmakla ik- tifa ediyor. Çok kuvvetle temenni ederiz!| ki bu yaramazlık devri uzun sürmesin ve Suriye nasyonalistleri, Suriyelilerin ha- Resimli Makale: Hayat çakılsız bir yatakta ahp giden Riyazi kat'iyetle hesap edilerek yapılmış bir makineye de b_enzemez, yaptığınız programı harfiyyen tatbik edemezsi- niz, beklemediğiniz dakikada karşınıza aşılması güç görünen bir mânia çıkabilir. bir aere değildir. Hiç bir zaman telâş etmeyiniz, ve soğukkanlılığı hiç bir zaman elden bırakmayınız. Telâş eden şaşırır, tehlikeyi bir- se bin görür, mutlaka düşer. Soğukkanlı adam ise şaşır - maz, mâniayı düşünerek ölçer ve hesaplı bir sıçrayışla ken- disini karşı kıyıda bulur. SUU Z Hayvanlar içinde Musikiye en çok Meraklı fare imiş -. Resmini gördüğünüz adam Nevyork fa bir fen müessesesinin büyüklerin - dendir. İşi gücü de hayvanlara musiki zevki aşılamaktır. Şimdiyve kadar, kö - peğe, kediye, ata, islık çalmayı öğret - Şimdi de hususi bir surette yetiştir- diği bir ev faresine ayni dersi vermek- tedir, İddiasına göre fare diğer hay - vanlardan ziyade musikiye meraklı i - miş. Islık sesi duyar duymaz — gözleri parlıyor, ayakları tempo tutâr gibi ha- reket ediyormuş... ş Milyoner Vander Bilt aleyhine açılan dava Meşhur milyonerlerden Vander Bilt bir gün bir celp alarak mahkemeye yol- lanmıştır. Mahkemede yaşlı bir kadın 1925 senesinde Nevyorkta bir plâjda Vander Biltle tanıştığını ve onunla ev -| lendiğini, sonra milyonerin kendisini ter- kedip gittiğini iddia ederek, ondan olan, çocuğu için nafaka 'istemiştir. " * i Vander Bilt buna karşı (bir şey diye- mem, belki doğrudur) diye cevap ver - miştir. : Şimdi iş mahkemededir. Ve kadının iddiasını isbat etmesi beklenmektedir. kiki hislerine daha sadık bir surette ter- cüman olma yoluna girmekte gecikme- sinler! Muhittin Birgen Bir düzeltme Evvelki günkü (Türk.İran Dostluğu) baş- lklı yazımda ufak bir kelime yanlışlığı ol - muştur. Osmanlı ile İran mücadeleleri zikre- dilirken (Tahtlar) kelimesi (Tacikler) olarak çıkmıştır. Özür diler, düzeltirim. M B. AR TEMH Bitirmediler ki Muharrir arkadaşlardan biri, balık beslemek meraklısidır. Evinde bir kaç tane akuvaryum'u vardır. Muharrir arkadaş geçende yeni bir hizmetçi tutmuştu. Hizmetçiye ilk tenbih ettiği şey balıkların her gün sularını yeni - lemesi lâzım geldiği idi. Hizmetçi eve geldiğinin ertesi gü - nü,muharrir arkadaş sordu: — — Balıkların suyunu buğün yenile-) din mi? — Yenilemedim bay. — Niye? , ! — Daha dünkünü bitirmediler ki. * - sem—— * Köpeklerde Hem cinslerine Muavenet hissi Köpek meraklısı olan Amerikalı milyarder Merse Teriye, Foks ve Da - nimarka cinsinden olan üç köpeğine bir kasap dükkânında hesabı cari aç- tırmış ve köpeklerin her müracaatın « da et ve av hayvanatı verilmesini ten- bih etmiştir. İlk ay kasabın hesabı yirmi dolar iken ikinci ay 80 ve daha sonraları da ayni yeküna baliğ olduğu- nu gören milyarder, adamlarından bi - risine köpekleri takip etmesini emret- miştir. Bu adam köpeklerin kasap dük- kânından aldıkları et vesaire ile ka - rınlarını doyurduktan — sonra tekrar dükkâna baş vurup aldıkları etleri o mahallede aç kalmış diğer köpeklere dağıttıklarını hayretle görmüştür. - Hayvanların birbirlerine — yardım hisleri için en iyi bir misal 'olan bu hat "|bilhassa köpeklerde "görülmekte 'imiş, - Paris postacılarının şikâyetleri Bundan bir hafta evvel Paristeki posta müvezzileri bir toplantı yaparak belediyeyi protesto etmişlerdir. Bu pro testonun sebebi de on bir sene zarfın- da şehirde 600 tane sokağın müteaddit isimler almış olması imiş. Postacılar şaşkına döndük sağımızı solumuzu şaşırdık diyorlarmış. ASINİI ——— A Herkesi hayrette Bırakan Bir bisiklet Meraklısı kız * Resimde gördüğünüz genç kız bir siklet meraklısıdır. Kimsenin düşün - mediği, hatırına getiremediği şekil ve biçimde bisikletler yaparak biner ve öyle sür'atle gider ki görenlerin par - makları ağzında kalır. Son günlerde Pariste yapılan bir bisiklet turnuvasın- da gene kendisinin yaptığı küçücük bir bisikletle görünmüş ve ziyadesile al - kışlanmıştır. Resmi bitirir, bitirmez ölen adam Profesör Edonda Giya meşhur bir| İtalyan ressamıdır. 70 yaşındadır. Res sam, Suudi Arabistanın Londra Sefiri olan Şeyh Vehbinin bir portresini yap- mış, bazı teferrüatı eksik kalmış, bir gün kızını çağırarak, yavrum demiş, «bana model öl şu kemeri, hangeti ta- kın, resimde bazı yerler nâkis. Onları tamamlayayım.» BKT DIDAŞLIEA Genç ve güzel kız, kemer ve han - çeri takarak, bir iskemlenin — üzerine çıkmış. Profesör 4 saat mütemadiyen çalıştıktan sonra resmi bitirmiş. Fakat tam bu sırada bir çatırdı olmuş. ve ba- şını kaldıran kız, babasını elinde fır - çası olduğu halde yere yığıldığını gör- müş, Ressam, son dakikalarının geldi |ğini evvelden hissetmiş gibi, sefirin res mini tamamlar, tamamlamaz gözleri- ni hayata kapamıştır. bent gözümüze çarptı: Gazete oyunu surette yalanlanmaktadır.» da tevkif mi edildi?> , Biliyorsunuz ki Sövyet Rusya ile dostuz. Gene biliyorsu- nuz ki Sovyet Rusvanın bin türlü düşmanı var. Ajanstan şöyle bir telgraf geliyor: «Moskova, 6 (A.A.) — Ordu, parti ve idarede yeni tevkifat yapıldığı hakkındaki şayialar kat'i Bu telgrâfa ne serlevha koyarsınız? «Haber» gazetesinin | büyük harflerle koyduğu başlık şudur: «Karahan Moskova- İSTER İNAN İSTER İNANMA! Ulus gazetesinde (Garabetlerimiz) başlığı altında şu kısa dırlar? Daha ufak, fakat gene iri harflerle konan ikinci başlık ta şu: «Mareşal Tohaçevski de mevkufmuş!» Altında Pöti Parizyen gazetesinder alınma bir kaç satır! Ondan sonra da Moskovadan gelen telgraf! Pöti Parizyenin, ve sola mensup olmıyan Paris gazetele - rinin Sovyet Rusya hakkındaki hissi, fikri ve mesleği ma - lüm! Fakat Ankara caddesinde gazete idare eden tahrir he- yetleri kendi kendilerini bu kadar salıvermekte haklı mı - İsmi geçen Karahan da daha pek yakına kadar memleke- timizin o kadar sevilen misafiri idi. - İSTER İNAN İSTER İNANMA! Sözün Kısası Yazı Çok Olduğu için | Bugün Konamadı » '—j, , ııııııııı ııll-'lıllll.'—"#ğ Altatürk Tra bzonda b Büyük tezahüratla — N Karşılandı i (Baş tarafı 1 inci sayfada) ğ a ” İzmir vapuru süzüle süzüle limana g;_ rerken istikbal heyetleri vapura çlhu:if lar, Büyük Öndere tazimlerini arz€ lerdir. ! | İzmir vapuru demirini atarken denî ve karada binlerce halkın: «Yaşa Ya |'türk, yaşa Büyük Kurtarıcı» sesleri 'î:; ka çıkmıştır. Koca bir şehir halkı s0R”” bir heyecan içinde Büyük Şefi emsalsif tezahürat içinde karşılamışlardır. y Atatürkü hâmil olan motör tanl__şâ | on dörtte iskeleye yanaşmıştır. BÜ / Şef karaya ayaklarını basarken 40 P'; , topla selâmlanmış, limandaki — vapu” rın, nakil vasıtaların düdükleri alkış S” lerine karışmıştır. e - Cumhurreis iskelede kendilerini k”:: 4 lıyanların ayrı ayrı ellerini sıktıktan " —— iltifatlarda bulunduktan sonra selâm 167 — | mini ifa eden askeri teftiş buyurmuş” | lardır. P| Atatürk baştanbaşa halılarla bezenn_’ı! Tzi ve taklar kurulmuş olan iskele caddesi” —— den geçernlerken halkın tezahüratı tanf:; | /(dilmez bir dereceyi bulmuş, her taraft yaşa ve alkış sesleri yükselmiştir. Er Çiçekler ve serpantinlerle süslenen câ /|(deden geçerken Büyük Önder halkın cî (kun tezahüratına mukabele etmişler Soğuksudaki köşklerini teşrif etmişl dir. Halk büyük bayram yapmaktadır. G ce fener alayları tertip edilmiştir. Hale Bakın! |— (Baştarafı 1 inci sayfada) e Onun. bü hallerini hünkâra duw_îî.-'-"“' İar. Tebdilini emreder diye umuyor Bilâkis, beşinci Mehmet: — Aman, çocuğun bu marifetle mış ta, bunca zamandir neye söyleme diniz? dedi. : ö Artık; o günden sonra, kâtip beY vazifesini bıraktı; Osmanlı padlşah"“n soytarısı, meşhur Tıflı'nın halefi oldu. ; İkide birde huzura çağırılır, kendi bt? bası da dahil olduğu halde ©o ileri gelenlerinin taklidlerini yapar: * disini eğlendirirdi. * .| Saray hademesinin bile nazarında İ ' re kadar ehemmiyeti kalmamıştı. Arkt” sından bakıp: y) — Soytarı gidiyor.. derlerdi. Cdyı. ! Cemal Paşa Suriyeye giderken, p inde o da bulundu ve elini öperek muvaffakiyetler diledi. ge l Şefikülmüeyyetle arkadaşlarının iradelerini ihtimalki o tebyiz etmiştir- R ş Ve gene muhtemeldir ki, önların d;;' ğacında nasıl can verdiklerinin de * . — dini yaparak arkadaşlarını güldürr yeltenmiştir.. i a , İşte bu adam, Osmanlı padişahi b::;r ! Mehmedin bu dalkavuğu bugün © gel de mücahid kesilmiş, Hatay muah' arl nin tasdik edilmemesi için gayret na koyulmuştur. ' — Onun ateşin nutuklarına kulak kesil? i te, demagojisine kapılmak tehli ma" maruz bulunanlar, kendisinin “bıî;,nâ * beyin kâtibi Cabirizade İhsan beY olduğunu acaba bilirler mi? B R : e '.f çi VA — | Biliyor musunuz P vi 3 1 — Dış İşleri Bakanımız Tevfik b ğ Aras nerede, hangi yılda dOğm“!'e renif silini nerelerde yapmış, ilk defa ? ç meb'usu olmuştur? iştir? li 2 — Vapüur hangi yılda icat Ha a * 3 — İstanbulda büyük rihinde olmuştur? ) " (Cevapları yarıtı . * x Dünkü Suallerin Cevapları: i edil * 1 — Dürbün 1639 yılında İCâ miştir. — * Siyi 24 2 — İstanbulda elektrik tram yıl evvel işlemeğe başıamxşüîü ı;ıldıvr 3 — «Namus ve haysiyet * | karada» sözü Ziya Paşanındır.

Bu sayıdan diğer sayfalar: