Kadını genç g bir saç tuvaleti T Cî,”ocak bqkımîî' Süt hulâsasile beslenen çocuk Annesinin sütü olmadığı için bazi ço- tukları süt hülâsasile beslemek icap e - der. O zaman şu noktalara çok dikkat et- Mek lâzımdır. Süt hülâsasının kutusunu açtıktan son- Ta en fazla «24> saat içinde muhakkak kullanmalıdır. Daha fazla zaman açık ka- lan kutulardaki hülâsalar çocuk için za- Tarlı bir hal alır. Süt hülâsası kaynamış su içinde ezile- Tek süt haline getirilir. Bir kaşık hülâ - Saya mukabil <14» kaşık su koymak lâ - :rmdu Çocuk büyüdükçe süt nisbeti art- ilır, Bazı çocuklar süt içer içmez kusatlar.| — Bu kuvafür çok genç gösterir. Alnin ve kulakların üstünde kısa bukleler. Arka Bunun önünü almak için süte karıştırı -| bemen düz denecek kadar az dalgalı. Bu, ancak enseye kadar inebilen kısa n şekerin miktarını arttırmalı, icap e- | kesilmiş saçlara uzun hissini vermekte, ayni zamanda boynu açık bırakıp uzun derse iki misline kadar çıkarmalıdır. — | göstermektedir. Nasıl şık olabilirsiniz? Parisin en meşhur terzilerinden «Lus- | elbise hoş bir şeydir. Fakat göze batma -| 4 — Meselâ: Bu yıl «brode» çok moda. Yen Lelong» un bu hususta yazdıklarını | mak, pek <orijinal» olmamak gartile.| Yakada, ceplerde, eteklerde bir parça Skuyucularımıza çok centeresan» bul -| Fazla orijinal şeyler her gün bir elbise | «brode» hoşa gidebilir. Fakat fazla «bro- Aynen alıyoruz. değiştiren ve lüks bir ömür süren bayan- | de» li bir elbise bir mevsim içinde ancak Hakiki şıklık bir para meselesi değil -| lara uyar. Ayni elbiseyi sık sık ve uzun | bir kere giyilmelidir. Bunun için sahi - dir. Lüks içinde yaşıyan bir çok kadın - zaman giyecek bayanlar fozla süs ve| binin o roptan başka on robu daha ol - lar vardır ki giydikleri şeylerin kıymeti- | yazla sorijinalite» den kaçmalıdırlar. Ça- | malıdır. Yoksa «brode> yi güze batmıya - Bi bir türlü gösteremezler. Çirkin olduk- buk göze batıp, bıktırırlar. cak kadar az yapmalıdır. ları için değil, fakat şıklığın ne olduğunu | < v ça san nn aa Şık ve ucuz bluzlar Bilâkis meselâ: Bir terzi yanında ça- öyle genç kızlara rastlarım ki pek Az para sarfedip pek şık görünürler. Çün- onlar meslekleri icabı şıklığın esasını Bellemişlerdir. Çünkü şıklık paradan Z- Yade zevk, alışıklık ve öğrenme moselesi- dir, Zevke ait kısımları insanın daha zi - Yade doğuşunda bulunur. Fakat alışıklık Ve öğrenme ile elde edilen kısımları in- fana sonradan gelir. Bunun için şık ol - Mayı istiyen bayanlar her şeyden önce *dasıl şık olunacağını» öğrenmeli ve öğ- :'dlklcnnı kendilerini alıştırmalıdır. - Şıiklığın en mühim esaslarından biri ve Belki birincisi modanın yalnız kendi ti - Pine uyan kısmını almaktır. Meselâ bu yaz modasını ele alalırı. 1— Bu sene <emprime» çok moda, Fa- Kat acaba her kadın her hangi bir <em- Brime» yi giymelimidir. Hayır. Büyük desenli veya büyük çi - li emprime iri kadınlar içindir. Ufak İefek bâyanlara gitmez. Onlar böyle bir imaş içinde büsbütün ufacık görünür- - «Minyon» bayanlara ancak ufak çi - li emprimcler gider. Bu şene beller, geçen yıllara nazaran 'az daha yukarıda. Fakat bü moda en- tak .büst> lerile bacaklarının uzunluğu birine çok uygun olan bayanlar için- Ür. .Büst> leri kısa, bacakları uzun olan- bilâkiş bellerini modanın zıddına ©- '&k biraz Aaşağıdan bağlamalıdırlar. ları fazla kısa «büst> leri uzun ©- larsa bellerini herkesten daha yuka - Tadan bağlıyabilirler. Umumiyetle tabil Yeri en güzelidir. «Sentür» Üün ar - biraz dsha inik, önde bir parçacık tıda olması istisnasız her vücuda gi- * Ve çok boş görünür. 'yİ bürçesine uydurmak ta şık ol- n mühim bir sırrıdır. 3 — Meselâ: Yeni ve görülmemiş bir Yukarıda (solda) (paken) in güzel bir) Aşağıda (solda) keten bluz. Vücuda © bluzu. Bu sene çok moda olan «Broderi| kadar yapışıktır ki «sutien görj» yerini anglez. kumaştan yapılmış, önüne düz tutabilir. kumaştan bir jile konulmuştur. A 'i ux'ukîndı (s:ğdn) a Fatvo' büsi a: |. — ARRDZ (sağda) «Lelong> un güzel bir dellerinden. Önünde büzgülü bir eja -| modeli. «Organdi» bluz. Yakası düz <or- bö» su olan organdi bluz. gandi» dendir. österen acanaan n Tarihten sayfalar: Zayfa 9 —— Bir softa ihtilâli Yazan: 1876 senesiydi. Binlerce kara cübbeli beyaz sarık ve her yaştan soita Fatih ve Beyazıt meydanlarile Babıâğli civarını doldurmuştu. Fatih ve Beyazıt ve Sü - leymaniye medreselerinden dışarıya fır- hyan softalar derse girmiyorlardı. Bir ta- kım hafif sesler ve telkinler günlerden - beri onlara şöyle demişti: «Devlet ve milletin hukuk ve istiklâli şunun bünün ayağı altında kalmıştır. Böyle bir zamanda ders ile iştigal edile- mez. Sebep olanları ortadan kaldırmak cümlemize farzolmuştur.» Asırlarca vakit vakit ihtilâ. kopararak devletin bünyesini sarsan Yeniçeriler ar- ftık yoktu. Onların yerini softalar almış - tı. Fakat bu sefer solltaların hareketleri gerçekten meinleketin lehine idi. Çünkü sadrazam Mahmut Nedim Paşa ile şey- hislâm Hasan Fehmi Efendiyi atmak is - tiyorlardı. * isterük!.. istemezük!.. Diye haykırmalar sokakları dolduru - yor; bunların ardından hormurtular, ©- ğultular sürüp gidiyordu. Merdiven ba - samağında, bir kahve iskemlesinde, bir demir masanın üstünde yükselen ihti - lâlci softalar ateşin nutuklar söylüyor - lar; halkı da kendi arkalarından silâh - ya teşvik ediyorlardı. Softaların Babıâli ve Şeyhislâm kapısı tarafında birikenleri âaha kâlabalıktı ve ellerinde silâhlar, hattâ sopalar — vardı. Bazı serseriler ve elifi mertek sanan ca- hiller de başlarına bir iki arşın beyaz bez dolıyarak softaların aralarına katılmış - lardı. Sultan Abdülâziz bundan telâşa düş - müş, maamafih emsalinde olduğu gibi nasihat vermeyi ihmal etmemişti. Fakat bu maksatla gönderdiği sorvaver Halil Paşa ile mabeyinci Hafız Mehmet Bey . W r ) da diğer devletlerle başlı başına mukavele ve istikraz yapabilmek hakkını ” verdirebilmek için padişahla yakınlarına beş yüz bin altın rüşvet yedirmişti Turan Can Mahmut Nedim Paşa lir? Bu devlet ve millet ve memieket hep sizindir. Âli Paşa ölünce Mahmut Nedim P: sadrâzam olmuştu. Para bulunmay Galata sarraflarından yüz binlerce borç alıy ra saraya veriyordu. Hattâ © zaman Türkiye idaresinde olan (Mı « sır) m başlı başına diğer devletlerle mu- kaveleler yapmasına ve azlar ak » dine mezun olması iç rman ko - padişaha, nazırlara ve pa- an yakınlarına tamam beş yüz bin rüşvet verdirmişti. Böylelikle vaks tile Âli Paşanın bu gibi salâhiyetle verilemiyeceğine dair olan kararını tptal ettirmiş, Mısırın filen kaybolmasına se- bep olmuştu. Padişahın yakınlarından ci- Beri beş para etmiyen adamlar bu âalış ve- rişte ellişer, yüzer bin altın kazanmışlar: dı. Bu irtikâp ve rüşvetler Avrupada bile dillere destan olmuştu. Hattâ 0 sırada Berline yaptığı seyahatten dönerek İs « tanbula gelmekte olan İran Şahı Nası - reddin Şaha Alman imparatoru şöyle de- hiç bir söz dinletememişlerdi. İhtilâli ya- panların hiddetleri yatışmıyordu: — Mahmut Nedim Paşayı, şeybislâm Hasan Efendiyi istemezük! Diye haykırmakta devam ediyorlardı. Hattâ sadrâzam Mahmut Nedim Ba - biâliye gelirken önüne çıkmışlar: — Devlet ve millet haini! Diye yüzüne karşı bağırmışlardı. Nihayet 1876 senesi mayısın onuncu günü üç dört bin sofla birden Beyazıt - taki Harbiye Nezaretine araba ile gel - mekte olan şehzade Yusuf İzzeddin E - fendiyi çevirdiler: — Hemen saraya dönünüz' Babanız Sultan Abdülâziz hazretlerine sadrâzam Mahmut Nedim Paşa ile şeyhislâm Ha - san Efendiyi azletmesini söyleyin. Yok- sa şuradan şuraya kımıldamayız. Dediler, Dediklerini de yaptırdılar ve Yusuf İz- zeddin Efendi geriye dönerek saraya git- ti. * Bu softaların birinci ihtilâli değildi. Şahsi menfaatlerini ve bir takını hasis| düşünceleri kılavuz eden bu yığın he - men hemen her zaman haksızdı. Yenilıgo' karşı ayaklanmıştı; memlekete hizmet etmek için uğraşanları devirmek istemiş- lerdi. Fakat bu sefer gerçekten bir mil- Jet hainini yıkmek için kalkmışlardı. Çünkü Mahmut Nedim Paşa Osmanlı im- paratorluğunun yılılması için en kor - kunç düşmanlarından daha müthiş deha eserleri gösteriyordu. Tanzimattan sonra padişahların istib- dadı derece derece azaltılmıştı ve Sultan Abdülöziz artık istediğini asıp kesen, di- lediğini sürgüne gönderen bir padişah o- larak tahta çıkmamıştı. Mahmut Nedim Paşa sadrâzamlığı elde etmek için pa - dişahın keyfine hizmet etmek yolunu tmuştu. Her halde istediği gibi hare- ket etmek istiyen, fakat bunu yapamı - yan padişaha telkinlerde bulunuyor; ye- nilik taraftarı olanları yıktırmak için her şeyi yapıyordu. Mahmut Nedim Paşa bahriye nezare- tinde bulunduğu sırada sadrâzam Âli Pa- şayı atlatarak onun yerine geçmek için her türlü dalavereyi çeviriyordu. Padi - şahın yüzüne karşı şöyle demişti: Efendimiz, siz bir padişahı müste - mişti: — Sen bir padişahın misafirliğine gidi- yorsun ki kendi elile kendi kolunu kes - miştir. Mahmut Nedim Paşa, Mithat Paşa ve Hüseyin Avni Paşa gibi hamiyetli vezir- leri sürdürüyor: Yahut uydurma irtikâp Jar isnat ederek mahkemeye veriyordu. Rusya sefiri General İgnatiyefle pek dosttu ve sanki imparatorluğu yıkmak için bu adamla elele vermişti, o kadar ki İgnatiyef padişaha da hülül etmişti. Hat tâ bir gün Sultan Azizin: — Rus sefirinden başka hakiki dos tum yokmuş! Dediği söyleniyordu. Mahmut Nedim Paşa Bulgaristan için bir ıslahat lâyihası yaptırmıştı. Buna gö re her iki yüz haneli mıntaka bir nshiye olacak ve bu nahiyenin müdürü oranın halkı tarafından seçilecekti. Bir çok yer lerde ekseriyet Bulgar olduğu için bit « tabi müdürler de Bulgar olacak ve böy: lelikle Bulgaristan daha o zaman istik - lâlini kazanmış bulunacaktı. Bu lâyiha - da Rus sefiri General İgnatiyefin ilham eseriydi. Bunlardan başka Sultan Azizin huzu - runa çıktıkça Üç defa seode ederek aya « ğının baş parmağına bakardı. Valileri da- ma taşı gibi kaldırırdı v Bağdada tayin edilen bir Musula vardığı sırada Bosnaya tayin etmiş, Bosna valisini de Basraya âatmıştı. Bütçe müvazenesini bulayım diye Os- manlı borçlarını tevhide kalkmiş, hesa- bin içine beş ön milyon daha sokarak Avrupa bankerlerinin — vek'llerile gizli müzakereye girişmişti. Bu aralık istikraa neticelenirse Sultan Azize ödenmek ü - zere banker (Zarifi) imzasile padişaha bir milyonluk bir rüşvet senedi takdim etmişti. Bu aralık gazetelere sansör koymağa kalkışınca (Basiret) gazetesi ilk sahife - ginin başına «Bugün makinemiz kırılmış olduğundan gazetemiz bu suretle intişar etmiştir» diyerek üç sahifesi beyaz ve yalnız dördüncü sahifesinde ilânlar oldu- ğu halde çıkmış; Mahmut Nedim Paşa fena halde kızmıştı. Ertesi gün sansörü kaldırmışsa da kendisi de mevkiinden düşmüştür. Fakat softaları kızdıran sebepler bun- lar değildi. Onları müderrisler kışkırt - iz. Her emrü fermanınızı icraya üktedirsiniz. Niçin Âli Paşanın sözle - rini dinlersiniz? Size kim karşı köyabi- | mışlardı. Çünkü Mahmut Nedim Paşa - (Devamı 12 inci sayfjada)