Vilam” Foks adını taşk G diatü —ayll yaka Nİ tamam 48 yü « S ktadır. SON POSTA 1000 Buda mabedi Cava şehrindedir. Prens Deva Cassum tarafından on gün- de yaptırılmıştır. Mabedin Cava hâlkı yardım etmiştir. '€n derin petrol kuyusu Ventu- ,_;::hwımmlıuyuou. delinmiştir. kâ tepesi ile dibl - İnhiraf bir dereceden de azdır. Florida'da oturan Gib- ton ailesi bu usturayı 160 senedenberi kullanmak « L ÖEATRENETTR YELN Y YALAKLIALIN. HiT varae Bu TTTT YFAT TERRE TEYERTRTAR. VU a şekil ue nam ae Pipley Kelimesi Lam 1036 delfa geçer. Bu zat, bir spor ek- #ersizi metre murabbar Anşasına bütün içinde 100 bah- çesi içinde attığı yumurta cesametinde hir bilyeyi 10 senedenberi aramaktadır. Elan bulamamıştır. yaparken Havacılık bahisleri : (Hindenburg) faciasının sebebi Balon, bizce, bir suikasta kurban olmamıştır, havadan afif her tayeran vasıtası ergeç parçalanmıya mahkümdur buî'"roıktın gelen bir telgraf, (Hinden- " ) namındaki en son zeplin balonunun ı:;'"“'kll yere inip palamar direğine bır_'fnuken meçhul bir sebepten dolayı ilâk ettiğini ve balanun derhal yandı- İ H, Yolcularile tayfasının mühim bir kıs Mnin da yanarak kömür olduklarını bil tektedir. -. Bu hâbere pek şaşmamak lâzımdır. Çün tİmdiye kadar gerek (Zeplin) mües- tarafından yapılmış olan kabili A balonların, gerek Zeplini takliden Merika ve İngilterede yapılmış olan ba tın hemen ekserisi bir fırtına veya Thangi bir sebepten dolayı parçalan- $ içindekiler de ölmüşlerdir. Meselâ 1930 senesinde İngilizlerin R 34 Tetli askeri balonu, hem ae içinde İn- Harbiye Nazırı olduğu halde Fran- €rinde uçmakta iken fırtına yüzün- Üa Yere düşüp parçalanmış ve içindeki- Tİn hepsi de ölmüşlerdi. K';)IBRB senesinde Amerikalıların İ isminde ve lin) siste- Ttindeki askeri balonları ı'iîepwü)u dü- #erek bütün mürettebatile beraber batıp Eitmişti. Her memlekette mütemadiyen tekerrür mkl= r!ş:r_an bu kazalar, bu çok havaleli, d_h:uyuk ve havadan hafif balonların voy e herhangi bir sebepten dolayı mah ;d"îanı mahküm olduklarını göstermek n Ba üz ğ ı:u defa yanan (Hindenburg) Zeplini- Numarası 129 idi. Fakat hakikat halde Hindenburg bundan evvelki seferlerin- den birinde Lakehürst hava meydanına inerken bu balon (Zeplin) müessesesinin şimdi- ye kadar yaptığı balonların 118 incisidir. J17 incisi 1928 de inşa edilmiş olan 127 numaralı (Graf Zeplin) idi. Graf Zeplin 236 metre tulünde, 35 metre enindo, 105,000 metre mikâbı cesametinde olup motörünün kuvveti 2650 beygir idi, Bu de fa yanan (Hindenburg) ise 248 metre tu- lünde, 40 metre arzında ve 190,000 metre Mmikâbı cesametinde olup motörleri 4200 beygir kuvvetinde idi. Balonun infilâkine, içine (Helium) ga- zı yerine daha ucuz olduğu için (hydro- göne) yani müvellidülma konmuş olma- tının sebebiyet verdiği söyleniyor. Vâkıa müvellidülma çabuk ateş alan bir gazdır. (helyum) da müvellidülma - dan daha ağır olmakla beraber kabili iş- tlal değildir. Maamafih ne de olsa, yuka rıda da dediğimiz gibi havadan hafif o- lan ve daima rüzgürlar fırtınalar karşı- sında oyuncak haline Zelen bu havaleli ve cesim tayeran vasıla.arı hiç bir vakit kazadan masun kalamaz'ar, Almanlar 1- nat edip bundan sonra daZeplin inşasında devam ederlerse bu gibi kazaların önüne geçilemez. İngilizler bu balonların uğra- dıkları kazalardan dolayı uşağı yukarı ordularında Zeplin usulü balon istimali bhevesinden vazgeçmiş gibidirler — eee Sogolev isimli bir , karikatürist — vardır. İsminden Rus olduğu anlaşılan bu san'at- | kâr — karikatürlerini ( Amerikada yapar ve hemen bütün dünya. da meşhurdur. So - golovun — hususiyeti Tesimlerinin — altına yazı yazmamaktadır. Onun yaptığı bir ka> rikatürü gören, der - hal ne demek istedi« ni anlar; ayrıca, a« lelümum karikatür- ler altına konulan ya zıların izahatına ihti- yaç hissetmez. Sogolov, seri halinde ka- rikatürler yapar, bir tek şahsiyeti var - dıir. Bir Padişah! Meselâ, birinci resimde Padişah oto- obiline binmiştir, bir yere gidiyor - ci resimde, karşısına bir itfai- ye arabası çıka! bu padişahın ho - şuna gider. Üçüncü resimde, Padişahın arabasını durduğunu kendi ©- rden indiğini görürsünüz. Dör- de, Padişah itfalye araba- ştir ve çan çalarak ilerler. buna benzer karikatürlerle hayalinde yaşattığı ta çocukça görünen, fakat de- tetkik eden olursa, muhak kak ki Soğgolovun karikatürleri birer zamanımı vesika hükmünü alacaktır. Şarlonun filmleri gibi. * Tramvayla Taksime gidiyordum. Par makkapıyı biraz geçince durduk. Sebe- bini sordum. İleride, sağ toraftaki s0- kakta bulunan kilisede cenaze varmış. Büşyük bir cenaze, Kalabelik. İnip yürümeği tercih ettim: Köşeye gelince gene durmak “cap etti. Önüm- den mükeljlef, yaldızlı bir cenaze ara- bası geçti. O kadar süslü idi ki garip bir tedai ile Sogolovun padişahı aklı- ma geldi ve içimden, bu kadar süslü bir arabanın niçin ölülere tahsis edil- diğine hayret ettim. Yanı basımda, sır- tında bir küfe, yalın ayak, sakalına vak tinden evve)| kır dü ruyordu. Gözgöze geldik. Sanki içim- den geçenleri anlamış gihi bir aşnalık- la: — Beğim, dedi, herifin ölüsünü bile bu kadar süslü ârabaylı taşıyorlar. A- deta insanın ölümün böylesine imrene ceği geliyor. — Yok canım, dedim. Ne kadar süslü olürea olsun, ölüm pahasmna insan böy- le otomobile binmek ister mi? — Vallahi ben kendi hesabıma iste- rim doğrusu, baksana adam Sadaret ae rabasında imiş gibi saltnatla gidiyor. Öldükten sonra da olsa, bir defacık ol- sun... müş bir hamal du- Artık adamcağızı — dinlemiyordum. Bir başka tedai ile muharrir arkadaş- lardan, dostum Gayyurun söylediği bir Bizizm bir Matbuat Cemiyetin ölen söz aklıma geldi Cemiyetimiz gazeteci arkadı padişaha, | © Sayfa 9 İSTANBULDA ÖLÜM ENDÜSTRİSİ Küfeci göğüs geçirerek “Herifin ölüsünü bile bu kada, süslü arabayla taşıyorlar. Adeta insanın böyle ölüme imreneceği geliyor! ,, dedi Yazan ı Fikret ÂAdil gelenk göndermek âdetidir. Bir gün Gayyur Cemiyete müracaat ederek : — Ben öldükten sonra göndereceği- niz çelengin parasını bana şimdiden veriniz, çelenk hakkımdan vazgeçtim. Demişti. Şimdi yanımdaki adamın ni düşünüyordunı. Böyle bir lüks otomobile binmek için ölmeğe da- hi razı idi. Halbuki cemiyet - Matbuat değil - ne sağlığında, ne de vakit onun bu masum arzusuü- in etmiyecekti. İçimden bu hak ödemeğe karar verdim, O gün, cebimde, adamcağızın arzusunu yerine getirecek kadar param vardı. Ona: — Yükünü, dedim, uzağa mı götüre- ceksin? — Hayır, şuracığa ! — Birak ta gel, Gitti. Üç dakika sonra geldi. Dedi ki : — Buradan, Bebeğe kadar en lüks otomobille gidip gelme bir seyahat is- ter misin? Şaşırdı. Yüzüme baktı. Kısaca, dü- şündüklerimi ona anlattım. Gözlerini yere indirdi. Bir hayli durdu. Sonra: — Allah ömürler versin Beyim, de - di, yalnız, bu ikram edeceğiniz otomobil seyahatinin parasını bana verseniz, da- ha çak işime yarar. Kızmıştım. Parayı vermiyecektim. Fakat o, bu sözleri söylerken hemen bir alacaklı edası ve tavrı takınmıştı. Ben de bir borçlu vaziyetine düştüm. Nâçar, parayi eline verdim. İnsanların tahakkuk etmek üzere olan ideallerine karşı takındıkları vtaziyete bundan gü zel bir misal olabilir di? Milli Kümeye girmemiş olanların turnuvası Sekiz' Klüp turnuyası tertip heyetin- den: Turnuvamızın dördüncü haftasına 9/5/ 937 Pazar günü Şeref stadında devam & dilecektir. Alan gözcüsü Ahmet Ademdir. Birinci maç: İstanbulspor - Eyüp saat: 12. Hakem Ahmet Adem. İkinci maç: Beykoz - Anadolu. Saat : 13,40. Hakem: İzzet Muhittin Apak. Üçüncü maç: Hilâl - Vefa, Saat : 15,20 Hakem: Burhan Atak. Dördüncü maç: Süleymaniye - Topkapı Saat: 17 Hakem: Feridun Kılıç. Umumi duhüliye 15 kuraştur.