Afişaj davası bitiyor Müddetumumi Cumhuriyet neşriyıt—müdürü için ceza, Abidin Daverle Yusuf Ziya için de beraet kararı istedi Afişaj meselesi etrafındaki bazı neş- | bile, bü hakareti ihtiva eden gazete riyattan çıkan bir dava, birinci ceza - nüshalarında neşriyat müdürü olarak da, dün son safhasına yaklaştı. Hikmet M in gösterilmesine bina - «Vakit» matbaası sahibleri Çotruh | en bera: e bir güna efiili cürmiste saylavı Asım Usla Giresun saylavı | tesbit olunaı iyan gazetenin belediye Hakkı Tarık Us taraflarnmdan «Cum - İmnhnhîri Yusuf Ziyanım da kezalik huriyet» gazetesindeki bazı yazıların, | beraatini İsterim! yakışık almaz neşriyat olduğu kaydile| — Davacıların vekili eski adliye müs - açılan bu davanın dünkü duruşma cel- | teşarla: lan Kenan Ömer, «maznun- sesinde, müddelumumiliğin esas hak - | ların mü ası yapıldıktan sonra, ge- kındaki mütaletisi alihd rek Mmüde mütaleası ve Müddeiumum! Mmua Ferhad Dö- | gerek maznunların müdafaası hakkın- meke, şu mütaleayı ileri sürdü; |daki nöoktainazarını bildireceğiz!» de - — «Cumhuriyet» gazetesinin neşri - | di. yatında mevcud ve sabit olan hakaret «Cumhuriyet» in vekili Semih Sab- dolayısile, neşriyat müdürü Hikmet | ri, müdafaaya hazırtlanmak üzere müh- Münifin, ceza kanununun 480 inci |let isteğinde bulundu. Reis Saadettin, maddesi mucibince tecziyesini; dava #duruşmayı, müdafaa yapılmak üzere edilenlerden Abidin Daverin, gazete |27 nisan salı saat 14 de birakıyoruz!» hin neşriyatını -idaresi tahakkuk etse İdedi, İmza taklit eden | Kartal tahsildarı polis beraet etti | mahküm oldu Polislikten ayrılan dördüncü şube| — Bir müddettenberi ağır cezada ihti- memurlarından Mehmet Alinin, polis İlâf ve zimmetten duruşması yapılan şube müdürlerinden Necatinin imza - | Kartal malmüdürlüğü tahsildarı Veysi sını taklid ederek kendisini iadeten bir | ile vazifede ihmal göstermekten duruş vazifeye tayin ettirmeğe teşebbüsten | maya dahil bulunan malmüdürü Şev - duruşması, son safhasına geldiğini, da- | ket, muhasebe kâtibi Ulvı, tahsil mü- vanın karara kaldığını dün tafsilen | fettişi Ulvi haklarındaki karar, dün yazmıştık. akşam geç vakit bildirildi. Bu suretle sahtekârlıktan mevkufen| Karara göre, ":;?5 Vşogom"k*ş! “IĞ" ası yapılan Mehmet Ali hak -|/7iyan paranın mikdarı, 6, sür li- dk;î“mîdğeîmumı muvlnîhSaî:m, radır. Bu mikdar para çifte makbuz beraat kararı istemişti. Dün akşam üs- | KUllanılmak ve dip koçanlarında tah- tü reis Refik, âza Ahmet Muhlis 'Tü -| *ifat yapıkna'k_ ıuretı!AE. muhtelif za - may ve Abdürrahman Şeref Uzal ta - :ıanhırdı ihtilâs ve zimmete uğramış- raflarından verilip bildirilen karar da, rfws Refik, âza Cihad ve Abdürrah- bu isteğe uygun çıkmıştır. Heyet, Bey- man Şeref, sabit gördükleri bu suçtan koz kaymakamlığına sahte tezkere gö- | dolayı tahsildar Veysiyi 5 sene, 10 ay türüldüğünü sabit görmekle beraber, ağır hapse, ihtilâs ve zimmete uğrıyan tayin işi için başka bir takım muame- parayı cezasile beraber 7,322 lira ola- lelerin de lâzım gelmesi icab ettiği, ta-İ|rak ödemeğe, âmme hizmetlerinden yinin imkân sahasına girmediği, sahte | müebbeden, memuriyetten de üç sene tezkereden bir güna kâr ve zarar hasıl müddetle mahrum kalmağa mahküm olmadığı kaydile, Mehmet Alinin be - etmişlerdir. raatine karar vermiştir. Kendisi, biraz | Tahsil müfettişi Ulvinin de, müraka- sonra salıverilmiştir. Bir kumaş hırsızı tevkif edildi Moris isminde bir komizyoncu, Mah- mutpaşada — Topbaşzade Nurinin ve Serkisin dükkânlarından muhtelif ta- rihlerde 112 lira değerinde kumaş a - şırdığı iddiasile yakalanmıştır. Bu ku- maşları Vahram isminde birisine sat - tığı da iddia cümlesindendir. Sultanahmet ikinci sulh ceza hâki - mi Salâhaddin Demirelli, dün akşam üstü getirilen Morisi sorguya çekerek, tevkif etmiştir. Vahrama, davacılara ve şahidlere tebligat yapılmak üzere duruşma başka güne bırakılmıştır. —— — ll lira ağır para cezası ödemesini ve mü- rakabede ihmalden husule gelen mad- di zarardan hissesine düşen 1250 |; - radan mes'ul tutulmasını, karar altına almışlardır. Malmüdürü Şevketle mukasebe kâ- tibi Ulvinin beraatleri kararlaştırı! - mıştır. Büyükadalı hırsız mahküm oldu Büyükadada Mehmedin evinden eş- şya çaldığı iddiasile yakalanan ve İs - tanbula getirilen Harun isminde biri, Hördüncü cezada dört aydan indiri! - mek suretile bir ay hapse mahküm ol- müş ve tevkif edilmiştir. ——— —.—_. & GÖNÜL İŞLERİ Erkek üzerinde Elbisenin tesiri «Elbisenin erkek üzerinde tesiri « ne inanır mısınız Teyzeciğim? Be - nim bir nişanlım var. Kendisini sa - Mimiyetle severim. Onun da bana candan bağlı olduğunu bilirim. Pek yakında evleneceğiz. Ümit ederim ki Mes'ut ta olacağız. Zengin olmayı - Şımıza rağmen.. Yalnız bir nokta var ki beni düşündürüyor. Bu nokta.. Nasıl anlatayım bilmem ki, nişanlı- mm çok güzel, çok şık Bgiyinmiş kız- lara karşı... zaafıdır, Meselâ geçen- de kalabalık bir Mmuhite Bitmiştik. Gözlerini bu şekilde giyinmiş bir kaç kızdan ayıramadı. Güze! de değiller- di. Fakat o elbiselerin tltında pek cazip görünüyorlardı.. O zaman ben hiç bir zaman bu şekilde giyinemiye- ceğimi düşündüm, şimdi nişanlım, sonra kocam, ne zaman böyle Biyin- miş bir kız görse dönüp bakacak., Ben de hep müteessir olacağım.. Teyzeciğim, sizden' bir 'nasihat is- tiyor değilim, aklıma geldi, derdimi döktüm. İşte o kadar!» * Yukarıda okuduğunuz — satırları yazan genç kıza, istemeyişine rağ - men nasihatımı gene vereceğim: Evet, elbisenin erkek üzerinde bü- Yük tesir yaptığına inanırım, çirkin bir kadın yakışan bir elbise altında güzelleşmese bile sempatileşir, güzel bir kadın ise melekleşir.. Muhak - kak, yalnız güzel, şık giyinmek için fazla zengin olmıya ihtiyaç yoklur. Derin görüşe malik, zevki selim sa- hibi bir genç kız metresi 2 liralık bir kumaştan, nihayet on liraya öyle bir kostüm çıkarabilir ki arkasında büyük bir terzinin atelyesinde ya - pılmişa benzer, Bu her şeyden evvel dbğr istidat, bir görgü, bir bilgi işi - lir, Bir genç kız gözü cezbedecek de- Tecede güzel giyinemiyorsa kabahati Parasızlığından 2iyade bllgisizliğine atfetmelidir. TEYZE Fün be vazifesinde ihmal göstermekten 100 | ler hem bilgisizmiş- hem de kurnaz değillermiş. Papaz bir gün kilisede kürsüye çıkmış.. şu va. âzı verm — Ey ümmeti İsa, bilmiş olun ki bir dağdan bir taş yuvarlanırsa ya Bu- ya düşer, ya toprağa! iylüler şaşırmışlar: — Nasıl da bildi?.. Dem ** Papaz devam etmiş: ümmeti İsa, gene bilmiş olun kadın bir çocuk doğurursa; bu çocuk ya erkektir, ya da kız. Köylüler gene şaşırmışlar: — Nası!l da bildi?., Demişler, papas gene devam et « miş: — Ey ümmeli İsa, bilmiş alun ki gece olmadığı zaman gündüz, gündüz olmadığı zaman gecedir. Köylüler gene Şaşırmışları — Nasıl da bildi?.. ( Papazın keramet sahıbi olduğuna inmanmışlar; — Biz, bunları olduktan sonra görür * Öğrenitiz, demişler, o olmadan görü » yör ve biliyor. * Verilen her Müsamereden, tertib e- dilen her merasimden sonra aynı şikâ- yeti duyarız: — Büyük bir intizamsızlık göze çar- pıyondu. Hikâye bir hakikat olsaydı, ve bu Papaz elân yaşasaydı, bu basit hakika- ti de bir keramet gibi savururdu: — Her hangi bir müsamere, her han- gi bir merasim için bir program ya « Pılmaz, ve bu program tatbik edilmez- se müsamerede ve merasimde büyük bir intizamsızlık göze çarpar, Balıkesirde Maçlar Balikesir, 20 (Hususi) — Son kupa maçında Yurd üçe karşı sıfırla Birliği yenmiştir, Halkevi tarafından basketbol, hendbol ve v: bakalatı tertib edilmiştir. Eskişehirde Demirspor - İdmanyurdu maçı Eskişehir (Hususi) — Demirspor ve İdmanyurdu A, B. takımlarının revanş maçları spor sahasında yapılmıştır. İlk önce B takımları karşılaşmıştır. Yağmur altında yapılan bu maç çok samimi geçmiş ve neticede 2-| gibi bir farkla İdmanyurdu B takımı kazan - muştır. okullarda leybol müsa- Bilâhara birinci takımlar sihaya çıktı. Demirsporlular kırmızı, mavi ve İdmanyurdlular da beyaz, mavi forma giymişlerdi. Maç başlayınca Demirspo- run daha ağır bastığı d Maç Demirsporluların 3-1 kazanması ile bitmiştir. İdmanyurdu tek golünü penaltıdan atmıştır. Demirspor takımı Eskişehir- de hiç yenilmemektedir. Ilava müsaid olursa 23 nisanda atletizm müsabaka- ları yapılacaktır. Nakzedilen kaza davasına başlandı Geçenlerde Harbiye önünde topçu emirberi Hüseyinin, tramvay altında kalarak 40 metre sürüklenmek sureti- le ölmesile neticelenen - feci tramvay kazasının duruşmasına, dördüncü ce - zada dün akşam üstü bak:imıştır. Vat- Hüseyinin, bir sene hapse mahküm ol- duğu, bu meşhud suç davasının tem - yizce bozulması üzerine, yeniden açır lan duruşmada, yeni keşif raporu o - kunmuş, Şişli nahiye müdürü Hulüsi, yedek sübay Zeki, biletci Rüştü, An - tero, yedek sübay Nedim şahid olarak dinlenilmişler, ü başka şahidler de dinlenmek üzere, 24 nisan cumartesi sabahına kalmıştır, ,evab lütfeden komutanı soruyorum: İrenin derslerine Yedek sübay okulunda bir saat 23Nisanda ordu 1700 genç zabit daha kazanıyor —— Değerli Komutan Behzat anlatıyor: “ 23 Nisanda ihtiyat sübay okulunun dokuzuncu devresi mezunları diplomalarını alacaklar, muvaffak olamayıp ta alaya çıkanlar yüzde yarım bile değil. , Yazan ! Naci Sadullah GSN Yeni zabitlerimizden bir kısmı muallimlerile bir arada Yedek subay okulu komutanmı; des-| Ben, bütün bu sözlere, komuta tesinin kalınlığı bir karışı bulan mat -| başından aşkın işleri arasında bir bu davetiyeleri birer birer imzalamak- | evvel rahat bırakmaktan daha müna la mesgul bulduk. sip bir cevap düşünemiyorum. A Bizi - yani Son Posta muhabirini,| Fakat tam o sırada odaya giren eli fotoğrafçısını ve beni - görünce, meş -| kânıharplerle komulan Behzat arasıll | galesini yarıda bırakacak kadar nazik , da başlıyan bir konuşma, benim te: | davrandı. kür ve veda fırsatı bulabilmekliğimni «Son Postar muhabiri, hazırladığı | geciktiriyor. Evyelâ gönderilecek da * Suallerin cevaplarını, ve Son Posta | vetiyelerden bahsediyorlar, fotoğrafçısı, mektepte çekmek istediği| — İsmet İnönü o güne kadar buradâ resimlerin müsaadesini alırlarken, ben| bulunabilir mi acaba? komutanlık — odasının — duvarlarında, —G_gneml Fahreddinin davetiyesini w gözlerimi oyalıyabilecek bir çok şey -| ben mtüre-*fmâ | ler buluyorum: — Mareşal için ha[.ğçe rahatsız de * Meselâ, duvara çakılı bir seccade ü- nîl.yîrdu. Teşrif edebilecekler mi-der * zerindeki Türkiye harilası, ustaca iş-| Yniz? — Bd e h ! lenmiş renkleri, isixmeri' ve en ince v:;::?îîîî:yîg"ye BB eai el f:dî'ğî;;îrdmkmm] GeKikülAraN zap « Sonra mevzu, üç mühim ınerısimil_ Knhvelex-—'ımîzi bir arada yapılacağı büyük güne, Atar türkün heykeline, ve onun, mektep ta* lebeleri arasında bulunan heykeltraşı” na intikal ediyor. Komutan Behzat soruyor; — Ne oldu onun rahatsızlığı? — Şu anda gayet iyi. Fakat bir müdğ det istirahate ihtiyacı var, — Ona on, on beş gün izin vermeli. — Buna mutlak ihtiyacı var!. Bu son cümleyi başile tasdik oederi komutan bana dönüyor: — Burası sade bir asker ocağı değik bir san'atkârlar mecmaıdır. Türkiyenin en meşhur Tessamlar'iş en maruf heykeltraşları, en kıymetli — zirsatçileri, en değerli avukatları, mür — hendisleri, mimarları talebelerimiz arade — sındadırlar. Şu karşıda gördüğünüz — yağlıboya tablo, geçen seneki talebe * lerimizden Kema| Sezenin eseridir. 23 nisanda küşat merasimi yapaca * gimız âbideyi hazırlıyan da talebeleri « i miz arasında bulunan heykeltraş Ha * ) didir, Şimdi ondan bahsediyorduk. Ben ©* nun kadar çalışkan san'atkâr görme * j dim diyebilirim:. Bize hiç bir. maddi —| menfaat böklemeden hediye ettiği âbi” deyi, ücret mukabilinde yapsaydı, olf bin liraya yakın para kazanabilirdi. ğ Hafbuki, o eseri bize kazandırmali için, bizden para değil, izin bile iste * medi, Mi Gündüz askerliğini, gece heykeltraş* lğinı yaptı. Ve böylece, yani geceli gündüzlü tam dört beş ay çalıştı... A” 4 tatürkün yalnız gözleri üzerinde 4445 gün çalıştı. Yapiyor, karşısına geçip Ü” zun uzun bakıyor, gene bozuyor, ye * niden yapıyor, tekrar benzetebi!diğini — kani olamadıkça, oturup çocuk gibi lıyordu. J Fakat bü göz yaşlârı onün nessrell"l;.' enerjisini kırmıyor, bilâkis âdeta so * — luyordu. Bunu işine daha hızla sarılı * şından anlıyordum. Eserini hazırladı. — fakat kendisi rahatsızlardı. Onun ra * — içerken, suallerime — Bu sene, alaya çıkarılanların mikta- rı, umumi talebe yekünuna nisbeten yüzde yarımı bile bulmaz!.. Talebele - rimizin miktarı geçen seneden - fazla. Geçen sene 1500 talebemiz vardı. Dar görülen kadro 1500 den iki bine çıka- rıldığı için, talebe yekünu 1702 yi bul- du. Geçen yıllarda görülmüş talebe mik- tarlarından yüksek olan bu yekünun gelecek sene 2 bini bulacağı da mu - bakkak, Fakat talebeler çoğaldığı halde, ala- ya çıkarılanlar azaldı!. — İhtiyat zabitlerinden muvazzafa geçmek istiyenler çok mu? — Pek çok! Fakat, ordu kadrosu şimdilik bu arzuların is'afına imkân bırakmıyor! Değerli komutan Behzat, soruşum üzerine, nazarı dikkatim! celbeden faa- liyetin sebeplerini anlatıyor. — 23 nisanda, ihtiyat suhay mekte- binin dokuzuncu devresi mezunları diplomalarını alacaklar!.. O Bün, Üç bü- yük merasimi bir arada yapacağız. Saat dokuzda mektepten hareket edi - lecek. Mızıka çalınarak Taksirn âbide - sine gidilip çelenk konulacak.. İstiklâl caddesinde Galatasaraya kadar bir yü- Tüyüş yapılacak ve Gülatasaraydan Tarlabaşına sapılıp, arka caddelerden mektebe dönülecek, O zamana kadar saatin on biri bulacağını tahmin edi - yoruz. Saat on birde, burada, kapının önüne hazırlattığımız kaide üzerine, yaptırdığımız Atatürk heykeli konu - lacak, ondan sonra, davetlilerimizle ta- lebelerimiz, bir arada yemeklerini yi - yecekler. Yemeği müteakip, mezunlara diplomalar: Gağıtılacak. Talebeler ye- Mmin edecekler.. Yani Taksim âbidesine çelenk koy- ma, mektep âbidesini açma, diploma ve yemin merasimleri hep bir günde olacak!. Bütün bunlardan sonra da, |hatsızlığı hepimizi düşündürü mezunlar, tayin etmiş bulunan kıt'a - Büyü%eü:dmnb:ı;ğdî:;:âorıir larına sevkolunacakları için, su içmiye İnönünün, Mareşalın, Generai Fah * bile vakit ayırmadan çalışıyoruz. 1702 | reddinin isimlerizi aparker âdeta hu * mezun bu!. Her birinin sevk vesikaları zurlarına girmiş gibi «hazırol» vazi * hazırlanacak, paraları, komanyaları yeti alan değerli komutanların, tale * karıaecelk vapurlarda, trenlerde yer - belerini'anarken he kadat müştik bİF k?! gu’fmm“ ;M Üa ı;ıı:ı kesildiklerini görünce, lh(:yaâ;; Ka itlerinin ordu; T :çin ğ teftiş edileceğiz! orduya yerleşmek -çi eti B dukları kuvvetli arzunun — hikmetifi Düşünün ki, on mayısta onuncu dev- | kavramakta casilemedim! başlanacak!., b LA a